Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :
Dayanak ilamda mahkemece kurulan hükümde faizin başlangıcı gösterilmemiştir. Bu durumda, karar tarihinden itibaren faiz işletilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Ancak, alacaklı vekili ilgili mahkemedeki dava dilekçesinde fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak 20.000.000.000 TL"nin dava tarihinden itibaren hesaplanacak yasal faizi ile birlikte borçlulardan tahsilini talep ettiğine göre, bu durumda, faiz hesaplamasının yasal faiz oranları üzerinden yapılması yerine avans (ticari) faiz oranlarını esas alarak hesaplama yapan bilirkişinin raporuna itibar edilerek yazılı şekilde sonuca gidilmesi isabetsizdir.
SONUÇ  : Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 15.01.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi.