Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2016/8339 Esas 2017/9212 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
13. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/8339
Karar No: 2017/9212
Karar Tarihi: 05.10.2017

Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2016/8339 Esas 2017/9212 Karar Sayılı İlamı

13. Hukuk Dairesi         2016/8339 E.  ,  2017/9212 K.

    "İçtihat Metni"


    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi


    Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün davalı avukatınca duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı Asil ... vekili avukat ... geldi. Karşı taraftan gelen olmadığından onun yokluğunda duruşmaya başlanılmış ve hazır bulunan avukatın sözlü açıklaması dinlenildikten sonra karar için başka güne bırakılmıştı. Bu kez temyiz dilekçesinin süresinde olduğu saptanarak dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
    K A R AR
    Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre yerinde olmayan bütün temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, 1480,00 TL duruşma avukatlık parasının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, aşağıda dökümü yazılan 6.044,58 TL kalan harcın temyiz edenden alınmasına, HUMK’nun 440/1 maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 05/10/2017 gününde oyçokluğuyla karar verildi.
    (Muhalif) (Muhalif)



    MUHALEFET ŞERHİ

    Somut uyuşmazlıkta; davacı, gelini olan davalıya ev alırken borç para verdiğini iddia ederek alacağın tahsilini istemiş, davalı ise borç iddiasını kabul etmemiş, evi birikimlerinin üzerine bankadan kullandığı krediyi ekleyerek kendi imkanları ile aldığını savunmuştur.Davada ispat yükü borç verdiğini iddia eden davacı tarafta olup, Mahkemece, tanık beyanları, davalı adına alınan taşınmazın devir tarihinden 2 gün önce davacının kendine ait taşınmazı satmış olması, davacı tarafından sunulan 23.02.2010 tarihli adi satış sözleşmesi ve satışı gerçekleştiren ..."ün beyanları dikkate alındığında evin satışının 200.000 TL. üzerinden yapıldığı, davalının kullandığı kredi miktarı dışında kalan kısmın davacı tarafça davalıya borç olarak verilmek suretiyle karşılandığı gerekçesiyle davanın kabulüne ve 118.000 TL.nin faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmişse de; hükme esas alınan 25.03.2010 tarihli alıcı (davacı) .... ve satıcı ... arasında düzenlenen adi nitelikteki satış sözleşmesinde davalı taraf olmadığı gibi imzası da bulunmadığından bu belgenin davalıyı bağlamayacağı, kaldı ki belgeyi satıcı sıfatıyla imzalayan ..."ün tanık olarak alınan ifadesinde davacıdan ne miktar para aldığı hususunda kesin bir beyanda da bulunamadığı, davacı tanığı ..."in davacının oğlu, davalının ise eşi, diğer tanık ..."nun da davacının damadı olup, evin satışından kısa bir süre sonra davalı ile tanık .... arasında boşanma davası açılması, sonrasında taraflar arasında gelişen olaylar ve ... şikayeti üzerine ceza mahkemesinde davalı ile babası hakkında dava açılarak mahkumiyetlerine karar verilmiş olmasının hayatın olağan akışı içinde hem taraflar ve hem de aileler arasında husumet yaratacağı, dolayısıyla bu tanıkların beyanlarına da itibar edilemeyeceği, bu nedenlerle davanın kabulüne ilişkin hükmün bozulması gerektiği düşüncesinde olduğumuzdan, sayın çoğunluğun hükmün onanması yolundaki kararına katılamıyoruz.



    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.