16. Hukuk Dairesi 2016/11261 E. , 2019/5218 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sırasında ... İlçesi ... Köyü çalışma alanında bulunan temyize konu 123 ada 27 parsel, 135 ada 29 ve 30 parsel, 139 ada 7 parsel ve 154 ada 42 parsel sayılı 1.635.30, 3.603.22, 4.269.00, 3.014,74 ve 1.925,31 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlardan, 123 ada 27 parsel sayılı taşınmaz satın alma ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği, 135 ada 30 parsel ve 154 ada 42 parsel sayılı taşınmazlar irsen intikal, hibe ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davalı ... adına, 135 ada 29 parsel ve 139 ada 7 parsel sayılı taşımazlar kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davalı ... adına tespit edilmiştir. Davacı ..., çekişmeli taşınmazların müşterek muristen intikal ettiği ve mirasçılar arasında terekenin taksim edilmediği iddiasına dayanarak dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kabulüne, çekişmeli 123 ada 27 parsel, 135 ada 29 ve 30 parsel, 139 ada 7 parsel ve 154 ada 42 parsel sayılı taşınmazların kadastro tespitlerinin iptali ile 123 ada 27 parsel, 135 ada 30 parsel ve 154 ada 42 parsel sayılı taşınmazların 1/5 payının davacı ..., 4/5 payının davalı ... adına, 135 ada 29 parsel ve 139 ada 7 parsel sayılı taşınmazların 1/5 payının davacı ..., 4/5 payının davalı ... adına tesciline karar verilmiş; hüküm, davalılar ... ve ... tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı, çekişmeli taşınmazların müşterek muris ...’dan intikal ettiğini ve mirasçılar arasında terekenin taksim edilmediğini ileri sürerek, babası ...’in tek mirasçısı olması nedeniyle taşınmazların 1/5 payının adına tescilini talep etmiştir. Davalı taraf ise, dava konusu taşınmazların tamamının kök muristen intikal etmediğini, üçüncü kişilerden satın alma yoluyla edinildiğini savunmuştur. Mahkemece, taşınmazların öncesinin müşterek muris ...’a ait olduğu kabul edilmek suretiyle hüküm kurulmuş ise de, yapılan araştırma, inceleme ve uygulama karar için yeterli bulunmamaktadır. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, çekişmeli taşınmazların hangilerinin müşterek muris Hasan’dan geldiği ve Hasan’dan intikal eden taşınmazların mirasçılar arasında yöntemince paylaşılıp paylaşılmadığı noktasında toplanmaktadır. Ne var ki, mahkemece bu husus yeterince açıklığa kavuşturulmamış, mahallinde yapılan keşifte taşınmazların tek tek başına gidilmeden çekişme konusu taşınmazların ada ve parsel numaraları yazılmak suretiyle yerel bilirkişilerden ortak beyan alınmış, alınan beyanlar ile taşınmazın edinme sebebinde belirtilen beyanlar çelişmesine rağmen bu çelişki giderilmemiş ve beyanlarına başvurulan mahalli bilirkişi ve tanıkların soyut nitelikteki anlatımları ile yetinilerek yazılı şekilde hüküm kurulmuştur. Hal böyle olunca, doğru sonuca varılabilmesi için, mahkemece, mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişiler, taraf tanıkları ve fen bilirkişisinin katılımıyla çekişmeli 123 ada 27 parsel, 135 ada 29 ve 30 parsel, 135 ada 30 parsel, 139 ada 7 parsel ve 154 ada 42 parsel sayılı taşınmazlar başında, taşınmazlar tek tek gezilmek suretiyle yeniden keşif yapılmalı ve yapılacak bu keşifte, yerel bilirkişi ve taraf tanıklarından sorulmak suretiyle taşınmazların kök muris Hasan’dan kalan yerler mi yoksa 3. kişilerden satın alınan yerler mi olduğu belirlenmeli, terekeye dahil taşınmazların tüm mirasçıların katılımı ile paylaşılıp paylaşılmadığı ve paylaşılmış ise paylaşımın ne zaman yapıldığı, çekişmeli taşınmazların paylaşıma konu olup olmadıkları, çekişmeli taşınmazlarda davacı tarafın payının bulunup bulunmadığı, taşınmazların kim tarafından ne zamandan beri ve ne şekilde kullandıkları maddi olaylara dayalı olarak mahalli bilirkişiler ve tanıklara açıklattırılmalı, temyiz dilekçesi ekinde sunulan satış senetleri taşınmazlara tek tek uygulanmalı, tanık beyanları ile yerel bilirkişilerin beyanları çeliştiği takdirde yüzleştirme yapılarak çelişki giderilmeye çalışılmalı ve sonrasında toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilip sonucuna göre bir karar verilmelidir. Mahkemece bu yönler göz ardı edilerek yazılı olduğu şekilde karar verilmesi isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edenlere iadesine, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
16.09.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.