
Esas No: 2017/861
Karar No: 2019/9701
Karar Tarihi: 21.10.2019
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2017/861 Esas 2019/9701 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili; davalı ... şirketi nezdinde ZMMS poliçesi ile sigortalı bulunan, müvekkilinin desteği ve murisi olan eşi ... ’nin yolcu olarak bulunduğu, dava dışı ... ’in sevk ve idaresindeki motosikletin 16/08/2014 tarihinde karıştığı tek taraflı trafik kazasında ... ’nin vefat ettiğini,müvekkilinin ölen eşinin desteğinden yoksun kaldığını beyanla, fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak müvekkili için hesaplanacak destekten yoksun kalma tazminatının ve cenaze ve defin gideri olarak yapılan masrafların davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, kararda yazılı gerekçelerle ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davanın kısmen kabulü ile 91.600,79 TL nin dava tarihinden itibaren geçerli olacak yasal faizi ile birlikte ve poliçe limiti ile sınırlı olmak üzere davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya dair talebin reddine, dair verilen karar davacı vekili tarafından süresi içerisinde temyiz edilmiştir.
Dava, trafik kazası nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatı ile cenaze ve defin giderlerinin tazmini istemine ilişkindir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, İskenderun 1. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2014/781E., 2014/679 K. Sayılı veraset ilamında desteğin anne ve babası mirasçı olarak görünmesine, hükme esas alınan
aktüer raporda, Dairemizin yerleşmiş içtihatlarına aykırı olarak dava dışı anne ve babaya pay ayrılmadığına,eşe %40 pay verilerek yapılan hesaplamanın davacı lehine olmasına göre, davacı vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Maddi tazminatın (zararın) hesaplanmasında gelirin doğru olarak belirlenmesi önemli bir yer tutmaktadır.
Kaza tarihi itibariyle 41 yaşında ve uzman çavuş olarak görev yapan desteğin,3269 Sayılı Yasa ve 19 Nisan 2011 tarih ve 27910 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren “Yaş Sınırı Nedeniyle Türk Silahlı Kuvvetlerinden Ayrılan Veya. Ayrılacak Olan Uzman Erbaşların Millî Savunma Bakanlığı, MSB ANT Başkanlığı Ve Türk Silahlı Kuvvetleri Kadrolarında Devlet Memuru Olarak İstihdamına Dair Yönetmelik” gereği görev süresi bittikten sonra sivil memur olarak devlet kurumlarında çalışma hakkı bulunduğu bu itibarla da,gelirinin asgari ücretin üzerinde olacağı açık olup,desteğin uzman çavuş olarak görev süresi bittikten sonraki aktif dönemde asgari ücretten hesap yapan rapora göre karar verilmesi doğru olmamıştır.
Bu durumda mahkemece;desteğin gelirinin saptanması için yukarıda açıklanan maddi ve hukuksal olgular ve uzman çavuş olarak görev yapan birinin görev süresi bittikten sonra sivil memur olarak çalışabileceği gözetilerek,son çalıştığı Kurum’dan veya ilgili merciilerden,uzman çavuş olarak çalışan birinin sivil memur olarak atanması halinde ne kadar ücret alacağı sorularak,desteğin gerçek gelirin net biçimde saptanmasından sonra 45-60 yaş arası pasif dönem için yapılan tazminat hesabı konusunda rapor alınarak (usuli kazanılmış haklar da dikkate alınarak) sonucuna göre karar verilmesi gerekirken,yanılgılı değerlendirmeyle yazılı biçimde hüküm tesisi bozmayı gerektirmiştir.
3-Davacı tarafın maddi tazminat talebinin içinde cenaze ve defin giderinin de bulunduğu, mahkemenin bu taleple ilgili herhangi bir hüküm tesis etmediği görülmektedir. 6100 sayılı HMK"nun 297/2. maddesi gereğince, hakimin her bir talep yönünden olumlu ya da olumsuz karar vermesi zorunluluğu gözetildiğinde, anılan yasa hükmüne aykırı biçimde, davacı tarafın cenaze ve defin gideri talebi hakkında olumlu ya da olumsuz hüküm tesis edilmeyişi de doğru değildir.
4-Hatır taşımaları bir menfaat karşılığı olmadığı cihetle, bu gibi taşımalarda 6098 sayılı TBK"nin 51. maddesi (818 sayılı BK"nin 43.) uyarınca tazminattan uygun bir
indirim yapılması, gerek öğretide gerekse Yargıtay İçtihatlarında benimsenmiş ve yerleşmiş bulunmaktadır. Hatır taşımasından ya da kullanmadan söz edebilmek için yaralanan ya da ölen karşılıksız taşınmış olmalıdır. Taşınan veya kullananın yararının söz konusu olduğu durumda hatır taşıması ilişkisi gündeme geleceğinden işletenin sorumluluğu genel hükümlere göre değerlendirilecek ve tazminattan indirim yapılacaktır. Bu bakımdan hatır taşıma ilişkisinin değerlendirilmesinde taşıma ya da kullanmanın kimin çıkar ve yararına olduğunun saptanması önemlidir. Yarar ekonomik olabileceği gibi, ortak toplumsal değerleri de ilgilendirebilir. Ancak taşıma ve kullanmada işletenin veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin bir çıkarı veya yararının bulunması halinde hatır taşımasından söz edilemeyecektir. Ayrıca hakim tazminattan mutlaka indirim yapmak zorunda değilse de, bunun dahi gerekçesini kararında tartışması ve nedenlerini göstermesi, indirim yapacak ise de Dairemizin uygulamalarına göre %20 oranında hatır taşıması indirimi yapması gerekmektedir.
Somut olayda, davaya konu soruşturma dosyasındaki beyanlardan destek ... ’nin, yolcusu olduğu araç sürücüsü ... ’in, halasının damadı oğlu olduğu ve olay günü gittikleri bir düğünden dönüş için yola çıktıkları anlaşılmaktadır.
Bu hususlar göz önüne alındığında,mahkemece,soruşturma aşamasındaki ve ceza dosyasındaki ifadeler dikkate alınarak ve nüfus kayıtları getirtilerek sürücü ile destek arasındaki akrabalık ilişkisi açıklığa kavuşturularak söz konusu taşımanın hatır taşıması olarak değerlendirilip değerlendirilmeyeceği hususu tartışıldıktan sonra, hatır taşıması olduğu kanaatine varılırsa Dairemizin yerleşmiş içtihatları doğrultusunda %20 oranında hatır taşıması indirimi yapılarak karar verilmesi gerekirken hatır taşıması olduğu kabul edilerek %40 oranında tazminattan indirim yapılarak yazılı şekilde karar verilmesi isabetli görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) no’lu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2), (3) ve (4) no’lu bentlerde açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 21.10.2019 tarihinde oybirliği ile karar verildi.