Abaküs Yazılım
6. Daire
Esas No: 2022/1226
Karar No: 2022/6115
Karar Tarihi: 25.05.2022

Danıştay 6. Daire 2022/1226 Esas 2022/6115 Karar Sayılı İlamı

Danıştay 6. Daire Başkanlığı         2022/1226 E.  ,  2022/6115 K.

    "İçtihat Metni"

    T.C.
    D A N I Ş T A Y
    ALTINCI DAİRE
    Esas No : 2022/1226
    Karar No : 2022/6115

    TEMYİZ EDEN (DAVACI) : ...
    VEKİLİ : Av. ...

    KARŞI TARAF (DAVALILAR) : 1- ... Bakanlığı-ANKARA
    VEKİLİ : Av. ...
    2- ... Valiliği
    VEKİLİ : Av. ...

    MÜDAHİL (DAVALI YANINDA) : ... Belediye Başkanlığı / ...
    VEKİLİ : Av. ...

    İSTEMİN KONUSU : ... İdare Mahkemesinin ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

    YARGILAMA SÜRECİ:
    Dava konusu istem: Malatya İli, Yeşilyurt İlçesi, ... Mahallesi mevkiinde gerçekleştirilmesi planlanan "Kalker Ocağı,Kırma-Eleme-Yıkama ve Plentmiks Tesisi" projesine ilişkin olarak Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından verilen 29/01/2021 tarih ve 6168 sayılı "Çevresel Etkisi Değerlendirmesi Olumlu" kararının iptali istenilmiştir.

    İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Temyize konu kararda; Mahkemece yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi neticesinde düzenlenen bilirkişi raporunun çelişkili olduğu gerekçesiyle ek bilirkişi raporu istenildiği, ek bilirkişi raporu ile dosyada yer alan bilgi ve belgelerin değerlendirilmesinden; uyuşmazlığa konu "Kalker Ocağı, Kırma-Eleme-Yıkama ve Plentmiks Tesisi Projesi" ile ilgili olarak yapılan incelemelerin, hesaplamaların ve değerlendirmelerin, yeterli düzeyde veri, bilgi ve belgeye dayandırıldığı, çevresel etkilerinin kabul edilebilir sınırlar içerisinde kalacağı, yapılacak patlatmaların tehlike arz etmeyeceği, Campanula peshmenii (Beyçıngırağı) bitkisinin varlığına tehdit oluşturan bir durumun olmadığı sonucuna varılmıştır.
    Belirtilen gerekçelerle dava konusu işlem hukuka uygun bulunarak davanın reddine karar verilmiştir.

    TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Faaliyet alanının emisyonların dağılması için uygun bir alan olmadığı, faaliyetin hava kalitesine dolayısıyla insan, hayvan ve bitki yaşamına olumsuz etkisinin olduğu, partikül maddeler, çöken toz bulutları ve gaz emisyonları sebebiyle ürün kalitesinin düştüğü, bölgede yetişen meyveli/meyvesiz ağaçların gelişiminin zarar gördüğü, su kaynaklarının kuruduğu, faaliyet alanının yerleşim yerlerine çok yakın olduğu, kümülatif etki araştırmasının yapılmamış olduğu, ... isimli endemik bitkinin faaliyet nedeniyle yok olma tehlikesi altında olduğu, ... Sulh Hukuk Mahkemesinin ... D.İş dosyasındaki rapor, Yeşilyurt Kaymakamlığınca hazırlanan rapor, İl Tarım Müdürlüğünce Ziraat Mühendisine hazırlatılan rapor ve dosyaya sunulan bilimsel makale ile faaliyetin yer altı sularına, bitki örtüsüne, tarımsal faaliyetlere ve tüm canlılara zarar verdiğinin belirtilmiş olduğu, Mahkemece yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi neticesinde hazırlanan kök raporda da yukarıda belirtilen raporlarla aynı doğrultuda tespitlere yer verildiği, Mahkemece aynı bilirkişi heyetinden alınan ek raporun, ek rapor niteliğinde olmadığı, kök raporla çelişen yeni bir rapor niteliğinde olduğu, ek raporda, kök raporda yer verilen tespitlerin tamamen tersi tespitlere yer verildiği, bu raporlar arasındaki çelişkinin giderilmesi gerektiği, raporlar arasındaki çelişki giderilmeden davanın reddine karar verilmesinin hukuka uygun olmadığı ileri sürülmektedir.

    KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idareler tarafından, temyiz edilen kararda bozma nedenlerinden hiçbirisi bulunmadığından, usul ve kanuna uygun olan kararın onanması gerektiği savunulmaktadır.
    Müdahil (davalı yanında) tarafından; savunma verilmemiştir.
    DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ ...'IN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü ile mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

    TÜRK MİLLETİ ADINA
    Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince, Üye ...'in 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun "İvedi yargılama usulü" başlıklı 20/A maddesinin (i) bendi uyarınca Dairemizce keşif ve bilirkişi incelemesinin yapılması ve sonucuna göre karar verilmesi gerektiği yolundaki usule ilişkin azlık oyuna karşın, Mahkemece yaptırılan bilirkişi incelemesinin yeterli olmaması nedeniyle maddi olayın yeterince açıklığa kavuşturulmadığı kanaatine varıldığından, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

    İNCELEME VE GEREKÇE:
    MADDİ OLAY :
    Malatya İli, Yeşilyurt İlçesi, ... Mahallesi mevkiinde gerçekleştirilmesi planlanan "Kalker Ocağı,Kırma-Eleme-Yıkama ve Plentmiks Tesisi" projesine ilişkin olarak Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından verilen 29/01/2021 tarih ve 6168 sayılı "Çevresel Etkisi Değerlendirmesi Olumlu" kararının iptali istemiyle bakılan dava açılmıştır.
    İLGİLİ MEVZUAT:
    2872 sayılı Çevre Kanununun 2. maddesinde; "Çevresel Etki Değerlendirmesi: Gerçekleştirilmesi plânlanan projelerin çevreye olabilecek olumlu ve olumsuz etkilerinin belirlenmesinde, olumsuz yöndeki etkilerin önlenmesi ya da çevreye zarar vermeyecek ölçüde en aza indirilmesi için alınacak önlemlerin, seçilen yer ile teknoloji alternatiflerinin belirlenerek değerlendirilmesinde ve projelerin uygulanmasının izlenmesi ve kontrolünde sürdürülecek çalışmaları... ifade eder.'' hükmüne; 10. maddesinde, "Gerçekleştirmeyi plânladıkları faaliyetleri sonucu çevre sorunlarına yol açabilecek kurum, kuruluş ve işletmeler, Çevresel Etki Değerlendirmesi Raporu veya proje tanıtım dosyası hazırlamakla yükümlüdürler. Çevresel Etki Değerlendirmesi Olumlu Kararı veya Çevresel Etki Değerlendirmesi Gerekli Değildir Kararı alınmadıkça bu projelerle ilgili onay, izin, teşvik, yapı ve kullanım ruhsatı verilemez; proje için yatırıma başlanamaz ve ihale edilemez. Çevresel Etki Değerlendirmesine tâbi projeler ve Stratejik Çevresel Değerlendirmeye tâbi plân ve programlar ve konuya ilişkin usûl ve esaslar Bakanlıkça çıkarılacak yönetmeliklerle belirlenir." hükmüne yer verilmiştir.
    25/11/2014 tarihli, 29186 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren ve dava konusu işlemin tesis edildiği tarihte yürürlükte bulunan Çevresel Etki Değerlendirmesi Yönetmeliğinin 6. maddesinde, "(1) Bu Yönetmelik kapsamındaki bir projeyi gerçekleştirmeyi planlayan gerçek veya tüzel kişiler; Çevresel Etki Değerlendirmesine tabi projeleri için; ÇED Başvuru Dosyasını, ÇED Raporunu, Seçme Eleme Kriterleri uygulanacak projeler için ise Proje Tanıtım Dosyasını, Bakanlıkça yeterlik verilmiş kurum/kuruluşlara hazırlatmak, ilgili makama sunulmasını sağlamak ve proje kapsamında verdikleri taahhütlere uymakla yükümlüdürler. (2) Kamu kurum/kuruluşları, bu Yönetmelik hükümlerinin yerine getirilmesi sürecinde proje sahiplerinin veya Bakanlıkça yeterlik verilmiş kurum/kuruluşların isteyeceği konuya ilişkin her türlü bilgi, doküman ve görüşü vermekle yükümlüdürler. (3) Bu Yönetmeliğe tabi projeler için "Çevresel Etki Değerlendirmesi Olumlu" kararı veya "Çevresel Etki Değerlendirmesi Gerekli Değildir" kararı alınmadıkça bu projelerle ilgili teşvik, onay, izin, yapı ve kullanım ruhsatı verilemez, proje için yatırıma başlanamaz ve ihale edilemez. Ancak bu durum söz konusu teşvik, onay, izin ve ruhsat süreçlerine başvurulmasına engel teşkil etmez. (4) Bu Yönetmelik hükümlerine göre karar tesis edilmeden önce, projenin gerçekleştirilmesinin mevzuat bakımından uygun olmadığının tespiti halinde, aşamasına bakılmaksızın süreç sonlandırılır." kuralı yer almaktadır.
    HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
    Dosyanın incelenmesinden; Malatya İli, Yeşilyurt İlçesi, ... Mahallesi mevkiinde gerçekleştirilmesi planlanan "Kalker Ocağı,Kırma-Eleme-Yıkama ve Plentmiks Tesisi" projesine ilişkin olarak Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından verilen 29/01/2021 tarih ve 6168 sayılı "Çevresel Etkisi Değerlendirmesi Olumlu" kararının iptali istemiyle bakılmakta olan davanın açıldığı, harita mühendisi, biyolog, jeoloji mühendisi, maden mühendisi ve çevre mühendisinden oluşan bilirkişi heyetiyle mahallinde yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucunda düzenlenen 07/09/2021 havale tarihli bilirkişi raporunda; dava konusu "Çevresel Etkisi Değerlendirmesi Olumlu" kararının mevzuata uygun olmadığı ve planlanan projenin çevre üzerindeki olası olumsuz etkilerinin alınacak önlemler ve verilen taahhütler sonucunda ilgili mevzuat ve bilimsel esaslara göre kabul edilebilir düzeylerde olmayacağı yolunda görüş bildirildiği, Mahkemece 29/09/2021 tarihli ara kararla; bu raporda işin esasına ilişkin olup anlaşılamayan bazı bilirkişi tespitlerinin bilimsel verilere dayalı olarak açıkça ortaya konulması amacıyla ek bilirkişi raporu alınmasına karar verildiği, bu ara kararı üzerine hazırlanan 01/11/2021 havale tarihli ek bilirkişi raporunda, bu defa dosyaya sunulan ek belgeler, mevzuat hükümleri ve taahhütlere uyulması durumunda "Çevresel Etkisi Değerlendirmesi Olumlu" kararının dayanağı ÇED Raporunda mevzuat ve çevre açısından bir sakınca bulunmadığı yolunda kanaat bildirildiği ve Mahkemece ek bilirkişi raporu esas alınarak davanın reddine karar verildiği anlaşılmaktadır.
    07/09/2021 havale tarihli kök bilirkişi raporu ile 01/11/2021 havale tarihli ek bilirkişi raporu birlikte değerlendirildiğinde; maden mühendisi tarafından; kök raporda; yapılacak patlatmaların hesaplamalarına yeteri kadar dikkat edilmeyerek kullanılacak patlatma miktarlarının bölgenin en yakın arazilerine, su kaynaklarına, havaya, yerleşim yerlerine, bitki ve toprak örtüsüne vereceği zararlar ve alınacak önlemlere ilişkin değerlendirme ve hesap yapılmadığı, yapılacak patlatmaların bölgenin etki alanı içerisindeki duraysız zeminlerde kaya düşmelerine sebebiyet verip vermeyeceği ile ruhsat sahası içindeki kaymaya müsait alanların bu sarsıntılardan etkilenerek göçmelere yol açıp açmayacağının incelenmemiş olduğu, yapılacak patlatma sonrası gerek oluşacak taş savrulmalarının azami mesafesinin ve partiküllerin havada gidebileceği mesafenin "Patlatma Tasarımları ve Patlatma Kaynaklı Etkiler Klavuzu" na göre hesaplanarak çevresel etkilerinin belirlenmesi gerektiği tespitlerine yer verildiği, ek raporda ise; projeye ilişkin hazırlanan "Nihai ÇED Raporu"nun bilirkişi heyeti tarafından hazırlanan 05/09/2021 tarihli bilirkişi raporunun dosyaya sunulmasından sonra 20/09/2021 tarihinde dosyaya eklendiği, bu nedenle, dosyadaki mevcut bilgi ve belgeler, keşif ve incelemelerle değerlendirme yapılmış olduğu belirtilerek, 20/09/2021 tarihinde dosyaya eklendiği belirtilen ÇED Raporunda yer alan taahhütlere ilişkin tespitlere yer verildiği, bu kapsamda, kullanılacak patlayıcı miktarı, patlatma dizaynı, aylık patlatma miktarı ve patlatma şeklinin "Patlatma Tasarımları ve Patlatma Kaynaklı Etkiler Klavuzu"na uygun olarak tasarlandığının görüldüğü, çöken toz ve partikül madde senaryoları ile tesisteki faaliyetlerin kontrollü şartlarda yürütülmesi durumunda Sanayi Kaynaklı Hava Kirliliğinin Kontrolü Hakkında Yönetmelikte yer alan sınır değerleri aşmadığına ilişkin taahhütte bulunulduğunun belirtildiği, belirtilen mevzuat hükümleri ve taahhütlere uyulması durumunda "Çevresel Etkisi Değerlendirmesi Olumlu" kararının dayanağı olan ÇED Raporunda bir sakınca bulunmadığı yolunda kanaat bildirildiği, ancak kök raporda incelenmesi gerektiği belirtilen "patlatma miktarlarının bölgenin en yakın arazilerine, su kaynaklarına, havaya, yerleşim yerlerine, bitki ve toprak örtüsüne vereceği zararlar ve alınacak önlemlere ilişkin değerlendirme ve hesap yapılmadığı, yapılacak patlatmaların bölgenin etki alanı içerisindeki duraysız zeminlerde kaya düşmelerine sebebiyet verip vermeyeceği ile ruhsat sahası içindeki kaymaya müsait alanların bu sarsıntılardan etkilenerek göçmelere yol açıp açmayacağının incelenmemiş olduğu" tespitlerine ilişkin denetime elverişli yeni bir değerlendirme yapılmadığı, ÇED Raporundaki taahhütlere yer verilmekle yetinildiği, jeoloji mühendisi tarafından, kök raporda; ruhsat sahası içinde özel veya genel sular niteliğinde içme ve kullanma suyu görülmediği, ancak bol kırık ve çatlak içeren kireçtaşlarının bölgenin yer altı su rezervuarı niteliğinde olduğu, bu tür zeminlerde yapılan kalker işletmeciliğinde standartlara aykırı patlatmaların yer altı suyunun yön değiştirmesine ve kaybolmasına sebep olacağı tespitlerine yer verildiği, ek raporda ise; 20/09/2021 tarihinde dava dosyasına eklendiği belirtilen ÇED Raporunda yer alan tahhütlere ilişkin tespitlere yer verildiği, bu kapsamda, raporda proje sahası içinde açılmış olan 13 adet sondaj kuyusu bulunduğu, bunların su kotlarının 1030 metre ile 1114 metre kotları arasında olduğu ve çalışma alanının ise en fazla 1280 metre kotuna ineceği hesaba katıldığında, çalışma alanına en yakın yer altı su seviyesinin 166 metre mesafede olacağının hesaplandığı, ancak bu mesafede yer alan yeraltı su tablasına yapılacak patlatmaların olası etkilerinin hesaplanmamış olduğu, zira Amerikan Maden Dairesinin patlatmaların etki alanlarına ilişkin geliştirmiş olduğu formüle göre güvenli mesafe sınırının 167,35 metre olduğu tespitlerine yer verildiği, biyolog tarafından, her iki raporda da aynı tespitlere yer verildiği; ruhsat alanına 1.621 metre mesafede dik bir kaya yüzeyi üzerinde Campanula peshmenii (Beyçıngırağı) türünün mevcut olduğunun tespit edildiği, bu türün sadece Malatya İli içinde yayılışa sahip olduğu, IUCN (2016)'ya göre [EN B2ab (v); C2a (ii) tehlike kategorisinde yer alan bir bitki türü olduğu, Valilikçe oluşturulan denetim komisyonunca 2019 yılında yapılan incelemede aynı yerdeki kaya üzerinde 5 farklı bireyin olduğunun rapor edildiği, keşif tarihinde yapılan incelemede ise 10 bireyin mevcut olduğunun tespit edildiği, geçen 2 yıl içinde türün birey sayısının artış gösterdiği, faaliyetin türün gelişimi üzerinde etkisinin gözlenmediği, tesis alanına yakın çevrede bulunan diğer bir tür olan Ornithogalum malatyanum (Yarsasalı) türüne tesis faaliyetlerinin etkisinin olacağının düşünülmediği tespitlerine yer verildiği, çevre mühendisi tarafından, kök raporda; davaya konu ÇED Raporunda; tozlaşmadan kaynaklanan kümülatif etkinin tam bilimsel modelleme çalışmaları ile tam olarak değerlendirilmemiş olduğu, bu durumun etkinin tam olarak değerlendirilememesine yol açtığı tespitlerine yer verildiği, ek raporda ise; kendisine ulaştırılan dava dosyasında ilgili belgeler bulunmadığından daha önce yapılan değerlendirmenin güncel bilirkişi ek raporunda revize edildiği, ÇED Raporu ve diğer ek belgelerin incelenmesi sonucunda, planlanan projenin yapacağı olumsuz çevresel faktörlerden en önemlisi olan tozlaşma ile ilgili ortaya konulan çalışmaların uluslararası kabul gören bir model çalışması (AERMOD) ile yapıldığı ve yapılan bu çalışma sonucunda projenin toz ile ilgili etkilerinin 3 farklı senaryo başlığında incelenip değerlendirildiği, kümülatif emisyon dağılımının incelendiği tespitlerine yer verildiği görülmektedir.
    Uyuşmazlıkta; Mahkemece yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi neticesinde düzenlenen kök bilirkişi raporunun, projeye ilişkin Nihai Çed Raporu incelenmeden hazırlanmış olduğu, diğer taraftan kök ve ek bilirkişi raporlarında, arazi ve su kullanımı, faaliyetten kaynaklanacak atık (katı-sıvı, gaz, dip çamuru vb.) ve toz miktarı, gürültü kirliliği, patlatmaların çevreye ve yerleşim yerlerine etkileri vb. hususlarda ÇED Raporunda yer alan taahhüt ve bilgilere yer verilmekle yetinildiği, ÇED Raporunda verilmiş taahhütlerin yeterli ve gerçekçi olup olmadığı hususunda kanaat oluşturacak proje alanında yapılmış gözlem ve incelemelere dayalı somut ve teknik tespitlere yer verilmediği, bol kırık ve çatlak içeren yapıdaki zeminde yer alan faaliyet alanında yapılacak patlatmaların gerek hidrolojik gerekse hidrojeolojik yapı üzerindeki etkilerinin, yeraltı suyu akışı akım yönlerinde değişime neden olmasının beklenip beklenmediğinin, bu durumun faaliyet alanına en yakın yerleşim yerlerinde ve bu yerleşim yerlerine ait tarım alanlarında mevcut su kaynaklarına zamanla olumsuz etkisinin olup olmayacağı hususunun değerlendirilmediği, maden mühendisi tarafından kök raporda incelenmesi gerektiği belirtilen "patlatma miktarlarının bölgenin en yakın arazilerine, su kaynaklarına, havaya, yerleşim yerlerine, bitki ve toprak örtüsüne vereceği zararlar ve alınacak önlemlere ilişkin değerlendirme ve hesap yapılmadığı, yapılacak patlatmaların bölgenin etki alanı içerisindeki duraysız zeminlerde kaya düşmelerine sebebiyet verip vermeyeceği ile ruhsat sahası içindeki kaymaya müsait alanların bu sarsıntılardan etkilenerek göçmelere yol açıp açmayacağının incelenmemiş olduğu" tespitlerine ilişkinden denetime elverişli yeni bir değerlendirme yapılmadığı, gerek kök raporda sehven yapıldığı belirtilen maddi hataların, gerek raporların kendi içindeki çelişkilerin, gerekse kök rapor ile ek rapor arasındaki görüş farklılığının gerekçesinin açık ve anlaşılabilir şekilde ortaya konulmamış olması nedeniyle bilirkişi raporunun denetime elverişli olmadığı anlaşılmaktadır.
    Dava konusu "Çevresel Etkisi Değerlendirmesi Olumlu" kararının yargısal denetiminde, dayanağı ÇED raporunun değerlendirilerek projenin çevre üzerindeki olumsuz etkilerinin, alınacak önlemler sonucu ilgili mevzuat ve bilimsel esaslara göre kabul edilebilir düzeylerde olup olmadığının araştırılması ve bu suretle "Çevresel Etkisi Değerlendirmesi Olumlu" kararının hukuka uygun olup olmadığının açıklığa kavuşturulması gerekmektedir. Dolayısıyla, "Çevresel Etkisi Değerlendirmesi Olumlu" kararının iptali istemiyle açılan davada bilirkişi seçiminin de bu çerçevede değerlendirilmesi gerekmektedir.
    Bu açıklamalar ışığında, "Çevresel Etkisi Değerlendirmesi Olumlu" kararının yargısal denetimi yapılırken, seçilecek bilirkişiler arasında bir çevre mühendisinin bulunması, diğer bilirkişilerin ise projenin bulunduğu çevrenin özelliklerine göre ve ÇED raporunu hazırlayan kişilerin uzmanlık alanları da dikkate alınmak suretiyle belirlenmesi gerekmektedir. ÇED raporunu hazırlayan uzmanlar ile birebir aynı sayıda ve aynı uzmanlık alanında olmasa dahi, yargılama usulü kurallarının elverdiği ölçüde, usul ekonomisi de gözetilerek bir denge kurulması, seçilecek bilirkişilerin projenin bulunduğu alana ve projeye yapılan itirazlara göre değerlendirilmesi, bilirkişilerin zorunlu olan ana konu başlıkları bakımından yeterli uzmanlığa sahip olması, bilirkişi raporunun tarafları tatmin edici olması gerekmektedir. Belirtilen hususlar adil bir yargılama yapılması açısından da önem arz etmektedir.
    Bu durumda, İdare Mahkemesince; yukarıda belirtilen hususlar ile tarafların iddiaları, projenin yeri, nitelikleri ve proje tanıtım dosyasını hazırlayanların uzmanlık alanları da dikkate alınarak, dava konusu "Çevresel Etkisi Değerlendirmesi Olumlu" kararına konu faaliyetin çevre üzerindeki olumsuz etkilerinin, alınacak önlemler sonucu ilgili mevzuat ve bilimsel esaslara göre kabul edilebilir düzeylerde olup olmadığının araştırılması amacıyla, aralarında çevre mühendisi, biyolog, hidrojeoloji mühendisi, ziraat mühendisi gibi uzmanlar da bulunmak ve gerekirse başka dallardan öğretim görevlilerine de yer verilmek suretiyle, projenin bulunduğu çevrenin özelliğine göre konusunda uzman bilirkişilerden oluşturulacak yeni bilirkişi heyetiyle proje alanında keşif ve bilirkişi incelemesi yaptırılması ve bunun sonucunda düzenlenecek raporun incelenmesi suretiyle uyuşmazlığın esası hakkında yeniden karar verilmesi gerekmektedir.
    Bu itibarla, davanın reddine ilişkin temyize konu İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet bulunmamaktadır.

    KARAR SONUCU :
    Açıklanan nedenlerle;
    1.2577 sayılı Kanunun 49. maddesine uygun bulunan davacının temyiz isteminin kabulüne,
    2.Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddine temyize konu ... İdare Mahkemesinin ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararının BOZULMASINA,
    3. Dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine,
    4. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 20/A-2-(i) maddesi uyarınca, karar düzeltme yolunun kapalı olduğunun duyurulmasına, 25/05/2022 tarihinde usulde oyçokluğu, esasta oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi