Abaküs Yazılım
4. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/2945
Karar No: 2021/3134

Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2021/2945 Esas 2021/3134 Karar Sayılı İlamı

4. Hukuk Dairesi         2021/2945 E.  ,  2021/3134 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

    Taraflar arasındaki sigorta tahkim davası hakkında Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyeti tarafından verilen davanın usulden reddine dair kararın süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    -K A R A R-

    Başvuran vekili; davalı ... şirketine sigortalı aracın karıştığı kazada sigortalı araçta yolcu olarak bulunan davacının yaralandığını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 5000 TL tazminatın davalıdan tahsilini talep etmiştir. Yargılama sırasında istemini 22.08.2019 tarihli dilekçe ile 60.010.69 TL"ye yükseltmiştir.
    Davalı vekili, davanın reddini talep etmiştir.
    Sigorta Tahkim Komisyonu Uyuşmazlık Hakem Heyetince; başvuru sahibinin talebinin kabulüne 60.010.59 TL tazminatın 13.03.2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş davalı vekilinin Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyetine itirazı üzerine; İtiraz Hakem Heyetince, davalının itirazının kabulüne davanın usulden reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekilince temyiz edilmiştir.
    Dava, trafik kazasından kaynaklı cismani zarar nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir. Haksız fiil sonucu çalışma gücü kaybının olduğu iddiası ve buna yönelik bir talebin bulunması halinde, zararın kapsamının tespiti açısından maluliyetin varlığı ve oranının belirlenmesi gerekmektedir. Söz konusu belirlemenin ise Adli Tıp Kurumu İhtisas Dairesi veya Üniversite Hastanelerinin Adli Tıp Anabilim Dalı bölümleri gibi kuruluşlarının çalışma gücü kaybı olduğu iddia edilen kişide bulunan şikâyetler dikkate alınarak oluşturulacak uzman doktor heyetinden, haksız fiilin gerçekleştiği tarihte yürürlükte olan yönetmelik hükümlerine göre düzenlenmesi gerekmektedir.
    Somut uyuşmazlıkta kaza tarihinin 25.01.2017 tarihi olmasına göre düzenlenecek raporun Özürlülük Ölçütü Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkındaki yönetmeliğe uygun olması gerekir.Bu durumda davacı vekili tarafından tahkim yoluna başvuru dilekçesi ekinde sunulan İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Adli Tıp Ana Bilim Dalı tarafından düzenlenen rapor, kaza tarihinde yürürlükte olan Özürlülük Ölçütü Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkındaki yönetmelik hükümlerine göre adli tıp uzmanları tarafından düzenlenmiş olup hüküm kurmaya elverişlidir. İtiraz Hakem Heyetince yanılgılı değerlendirme ile HMK"nın 30.madde hükmü gözetilmeden ve hak arama özgürlüğü, temel hak ve özgürlüklerden gereken şekilde yararlanılmasını ve bunların korunmasını sağlayan en etkili güvencelerden birisi olup yine bunlardan birisi olan mahkemeye erişim haklarını engeller biçimde düzenlendiği anlaşılan KTK 97. madde değişikliğindeki madde gerekçesinde gösterilen "yargının yükünün hafifletilmesi" gibi kamu yararı barındırmayan Yasa değişikliği gerekçe gösterilerek ve de eksik yorumlanarak yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 16.06.2021 tarihinde Üye ..."ın karşı oyu ve oyçokluğuyla karar verildi.

    GEREKÇEYE İLİŞKİN KISMİ MUHALEFET ŞERHİ

    1-Hak arama hürriyetinin temel unsurlarından biri mahkemeye erişim hakkıdır. Mahkemeye erişim hakkı, hukuki bir uyuşmazlığın bu konuda karar verme yetkisine sahip bir mahkeme önüne götürülmesi hakkını da kapsar(Anayasa m. 36). 6704 sayılı Kanunun 5. maddesi ile değişik 2918 sayılı KTK’nun 97. maddesindeki “Zarar görenin, zorunlu mali sorumluluk sigortasında öngörülen sınırlar içinde dava yoluna gitmeden önce ilgili sigorta kuruluşuna yazılı başvuruda bulunması gerekir. Sigorta kuruluşunun başvuru tarihinden itibaren en geç 15 gün içinde başvuruyu yazılı olarak cevaplamaması veya verilen cevabın talebi karşılamadığına ilişkin uyuşmazlık olması halinde, zarar gören dava açabilir veya 5684 sayılı Kanun çerçevesinde tahkime başvurabilir.” şeklindeki düzenleme  hak arama hürriyetine ve bu kapsamda mahkemeye erişim hakkına getirilen bir sınırlama niteliğindedir.
    2-Anayasa’nın 36. maddesinde, hak arama hürriyeti için herhangi bir sınırlama nedeni öngörülmemiş olmakla birlikte bunun hiçbir şekilde sınırlandırılması mümkün olmayan mutlak bir hak olduğu düşünülemez. Öte yandan Anayasa maddeleri arasında bir üstünlük sıralaması olmadığına göre tüm maddelerinin birlikte değerlendirilmesi ve buna göre hakların ve ödevlerin sınırlarının belirlenmesi gerekmektedir.
    3-Anayasa’nın 141. maddesinin dördüncü fıkrasında “Davaların en az giderle ve mümkün olan süratle sonuçlandırılması, yargının görevidir.” denilmek suretiyle davaların makul süre içinde bitirilmesi gerekliliği ifade edilmiştir. Bu ilke gereğince devlet, yargılamaların gereksiz yere uzamasını engelleyecek etkin önlemleri almalıdır. Diğer taraftan, Anayasa’nın 142. maddesinde  ise “Mahkemelerin kuruluşu, görev ve yetkileri, işleyişi ve yargılama usulleri kanunla düzenlenir.” hükmüne yer verilmiştir. Buna göre kanun koyucu Anayasa’ya aykırı olmamak kaydıyla yargılama usulüne ilişkin kuralları belirleme ve bu konuda ihtiyaç duyduğu düzenlemeleri yapma konusunda takdir yetkisine sahiptir.
    4-Uyuşmazlıkların yargı yetkisi kullanan mahkemeler aracılığıyla çözülmesi esas olmakla birlikte her uyuşmazlığın çözümünün mahkemelerden beklenmesi mahkemelerin iş yükünün artmasına ve davaların makul sürelerde bitirilememesine yol açabildiği gibi bu durum tarafların menfaatlerine de aykırı olabilmektedir. Bu itibarla, kanun koyucunun, Anayasa’nın 141 ve 142. maddelerinde düzenlenen yetki ve sorumlulukları kapsamında yargının iş yükünün azaltılması, adalete erişimin kolaylaştırılması ve usul ekonomisinin gerçekleştirilmesi için dava şartları öngörmesi ve alternatif uyuşmazlık yöntemleri benimsemesi anayasal takdir yetkisi dahilinde kabul edilmelidir.
    5-Bu ilke ve kurallar birlikte değerlendirildiğinde, KTK 97. madde değişikliği ile zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamında dava yoluna gitmeden önce rizikonun gerçekleştiği konusunda bilgisi olmayan ilgili sigorta kuruluşuna yazılı başvuruda bulunulması koşulunun öngörülmesiyle taraflar arasındaki uyuşmazlığın yargıya taşınmadan çözülmesini sağlamak suretiyle hem talepte bulunanın tazminat alacağına bir an önce kavuşmasının hem de yargının iş yükünün azaltılmasının amaçlandığı anlaşılmaktadır. Bu yönüyle sınırlamanın kamu yararı barındırdığı açık olup aksini söyleme imkanı bulunmamaktadır.
    6-Yine maddenin değişik ikinci cümlesinde sigorta kuruluşunun başvuru tarihinden itibaren en geç 15 gün içinde başvuruyu yazılı olarak cevaplamaması veya verilen cevabın talebi karşılamadığına ilişkin uyuşmazlık olması hâlinde zarar görenin dava açabileceğinin veya tahkime başvurabileceğinin açıkça düzenlenmiş olması karşısında düzenlemenin kişilerin mahkemeye erişim hakkını ölçüsüz şekilde sınırlandırdığından da söz edilemez.
    7-Açıklanan tüm bu sebeplerle 6704 sayılı Kanunun 5.maddesi ile değişik 2918 sayılı KTK’nun 97. maddesindeki özel dava şartının mahkemeye erişim hakkını engellemediğini, bilakis bir düzene soktuğunu ve kamu yararı amacını gerçekleştirmek için vazedildiğini düşündüğümden sayın çoğunluğun adli tıp raporunun hüküm kurmaya elverişli olduğu ve işin esasının incelenmesi gerektiği yönündeki görüşlerine katılmakla birlikte gerekçede yer verdikleri “mahkemeye erişim haklarını engeller biçimde düzenlendiği anlaşılan” ve “kamu yararı barındırmayan” ifadelerine iştirak etmiyorum.


    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi