18. Hukuk Dairesi 2016/8236 E. , 2016/10749 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Dava dilekçesinde, Kamulaştırma Yasasının 4650 Sayılı Yasayla değişik hükümleri uyarınca, .. Köyü 1167 parsel sayılı taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespiti ve idare adına tescili istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bilgi ve belgeler okunup gereği düşünüldü:
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasal gerektirici nedenlere ve özellikle kanıtların takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre sair temyiz itirazları yerinde değildir.
Ancak;
1-Dairemizin geri çevirme kararı üzerine ... Müdürlüğünden gelen veri listesine göre; buğdayın dekar başına ortalama verimi 500 kg/da, kg başına toptan satış fiyatı 0,47 kg/TL, dekar başına üretim gideri 191 TL/da olduğu halde raporda sırasıyla 400 kg/da, 0,49 kg/TL ve 172 TL/da alınarak, yazlık domatesin dekar başına ortalama verimi 6000 kg/da, kg başına toptan satış fiyatı 0,75 TL/da, dekar başına üretim gideri 1.565 TL/da olduğu halde raporda sırasıyla 5000 kg/da, 0.40 kg/TL ve 1.590 TL/da alınarak, mısırın kg başına toptan satış fiyatı 0,40 kg/TL, dekar başına üretim gideri 260 TL/da olması gerekirken raporda sırasıyla 0,49 kg/TL ve 296 TL/da alınarak düşük bedel belirleyen rapor esas alınmak suretiyle hüküm kurulması,
2-Dava konusu taşınmazın yerleşim yerlerine yakın oluşu, yol, çöp, içme suyu, elektrik hizmetlerinden yararlanması gibi hususların tarım arazisi niteliğindeki taşınmazın değerinde %50 objektif artışa neden olabileceği düşünülmeden objektif artış uygulamayan rapora göre karar verilmiş olması,
3-Mahkemece dava konusu taşınmazın tarım arazisi vasfında olduğu belirlendiğine göre, Kamulaştırma Yasasının 15. maddesi uyarınca bilirkişi kurulu oluşturulup alınacak rapora göre hüküm kurulması gerekirken ziraat bilirkişi ile yapılan keşif sonucu düzenlenen tek kişilik rapora itibar edilerek karar verilmiş olması,
4-6100 sayılı HMK.nun “Hükmün Kapsamı” başlıklı 297. maddesinin 1. fıkrasının (ç) bendi gereğince, yargılama giderlerine ilişkin hüküm kurulması gerekirken, mahkemece yargılama giderlerine ilişkin hüküm kurulmaması,
5-Kamulaştırma bedelinin tespiti ve taşınmaz malın idare adına tescili davasının niteliğine göre, davada vekille temsil edilen taraflar yararına maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğinden, temyiz edenin sıfatı dikkate alındığında davalı yararına maktu vekalet ücretine hükmedilmemesi,
Doğru görülmemiştir.
Ayrıca;
6-...Mahkemesi 1. Bölümünün 19.12.2013 tarih ve 2013/817 sayılı kararında, kamulaştırma bedelinin tespiti için açılan davada uzun süren bir yargılama sonunda, dava tarihi itibarıyla belirlenen bedele hükmedilmesinin Anayasanın 35. maddesinde güvence altına alınan mülkiyet hakkının ihlal edildiği kabul edilerek mal sahibine tazminat ödenmesi gerektiği belirtilmiştir.
Yasa koyucu da, bu hak ihlalini dikkate alarak, 6459 sayılı Kanunun 6. maddesiyle 2942 sayılı Kanunun 10. maddesine eklenen fıkrada (yürürlük tarihi 30.04.2013) kamulaştırma bedelinin tesbiti için açılan davanın dört ay içinde sonuçlandırılmaması halinde, tespit edilen bedele bu sürenin bitiminden itibaren faiz uygulanmasına ilişkin düzenleme getirmiştir.
Her ne kadar, getirilen bu faiz hükmü maddi hukuka ilişkin olup, aynı Yasanın 29. maddesi gereğince yayımı tarihinden sonra açılacak davalara uygulanması gerekir ise de; 30.04.2013 tarihinden sonra açılacak davalar için yapılan bu düzenleme ile ...Mahkemesinin makul süreyi aşan yargılamanın hak ihlali oluşturduğuna ilişkin kararı birlikte değerlendirildiğinde, 30.04.2013 tarihinden önce açılmış ve henüz kesinleşmemiş kamulaştırma bedelinin tespiti ve tescili davalarında öngörülen dört aylık yargılama süresinin makul süre kabul edilerek, hakkaniyet gereğince taşınmaz malikinin zararının giderilmesi amacıyla dava tarihinden itibaren dört aylık sürenin bittiği tarihten, karar tarihine kadar tespit edilen kamulaştırma bedeline faiz uygulanması gerektiğinin düşünülmemesi de bozmayı gerektirmiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 27.09.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.