11. Hukuk Dairesi 2019/1641 E. , 2019/8015 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesince bozmaya uyularak verilen 09.11.2018 tarih ve 2016/153-2018/1277 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesinin davacı vekili tarafından istenildiği ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili taraflar arasında 15.01.2005 tarihinde taşıma sözleşmesi yapıldığını, 15.07.2005 tarihinde yenilenerek sözleşme süresinin iki yıl olarak belirlendiğini, sözleşmenin üçüncü maddesinde belirtilen ödeme tarihlerine davalının uymadığını ve ödemeleri geciktirdiği için müvekkilinin faiz alacağının doğduğunu, ayrıca cari hesap alacağı ve trafik cezalarından kaynaklanan alacaklarının da bulunduğunu bunların ödenmesi için davalı şirkete ihtarnameler çekilmesine rağmen davalının ödeme yapmadığını ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 50.000.- TL alacağın 15.01.2005 tarihinden işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, 11.11.2010 tarihli ıslah dilekçesiyle talebini 916.597,86 TL"ye yükseltmiştir.
Davalı vekili davacı alacağının 15.01.2005 tarihinde akdedilen nakliye sözleşmesinden kaynaklanmayıp çeşitli zamanlarda kurulan taşıma sözleşmelerinden kaynaklandığını, davacı alacağının açık ve net olmadığını, davacının alacağın asıl kısmına ihtirazi kayıt koymaksızın tahsil etmesi nedeniyle fer"ilerin de sükut ettiğini, sözleşmenin özel şartlar bölümünde trafik cezalarının tamamından davacının sorumlu olacağının kararlaştırıldığını, ayrıca davacıya çekle yapılan ödemelerin ihtirazi kayıt ileri sürülmeden devir alınmasıyla alt ilişkiden doğan borcun vadesinin çeklerin tahsiline kadar uzamış olduğunu, bu sebeple vade farkından doğan veya temerrüt faizine yönelik iddiaların yerinde olmadığını, taleplerin zamanaşımına uğradığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece Dairemiz bozma ilamına uyularak, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davacının 40.900,80 TL alacağı tespit edilmişse de, dava açıldıktan sonra davalının 04/06/2008 tarihinde 57.136,69 TL davacının vergi borcunu ödediğinin anlaşılması nedeniyle, 40.900,80 TL"lik miktar yönünden konusu kalmayan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına, davacının farklı tarihli çek teslim almasının vadeyi ötelemeyi kabul ettiği anlamına geleceği, kaldı ki ne kadar ötelerse ötelesin, çek hamili zaten çeki ödenmek üzere muhataba ibraz edebileceğinden, faiz talep etmesinin mümkün olmayacağı gibi, Yargıtay bozma kararında belirtildiği şekilde 6762 sayılı TTK"nın 767. maddesi uyarınca taşıma sözleşmesinden doğan bütün alacakların bir yılda zamanaşımına uğrayacağı, 15/07/2005 tarihli sözleşmede, sözleşme süresinin 2 yıl olarak kararlaştırıldığı, 15/07/2007 tarihinde sözleşme süresinin sona ereceği, ıslahın ise 11/11/2010 tarihinde yapıldığı, dolayısıyla ıslah tarihi itibariyle diğer alacağın zamanaşımına uğradığı gerekçesiyle, diğer fazlaya ilişkin taleplerin zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir.
Kararı davacı vekili temyiz etmiştir.
Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, temyiz edenin sıfatına ve ileri sürdüğü temyiz sebeplerine göre, davacı vekilinin bütün temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davacı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, temyiz harcı davacıdan peşin alındığından başkaca harç alınmasına mahal olmadığına, 09/12/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.