Esas No: 2019/19334
Karar No: 2022/6188
Karar Tarihi: 25.05.2022
Danıştay 6. Daire 2019/19334 Esas 2022/6188 Karar Sayılı İlamı
Danıştay 6. Daire Başkanlığı 2019/19334 E. , 2022/6188 K."İçtihat Metni"
T.C.
D A N I Ş T A Y
ALTINCI DAİRE
Esas No : 2019/19334
Karar No : 2022/6188
DAVACILAR : 1- ... 17- ...
VEKİLİ : Av. ...
DAVALI : ... Bakanlığı - ANKARA
VEKİLİ : Av. ...
DAVANIN KONUSU :Çevre ve Şehircilik Bakanlığının 10/10/2018 tarihli oluru ile onaylanan 1/100.000 ölçekli İzmir-Manisa Planlama Bölgesi Çevre Düzeni Planının İzmir İli, Narlıdere İlçesi, ... Mahallesi, ... ada, ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ... parsel sayılı taşınmazlar yönünden iptali istenilmektedir.
DAVACININ İDDİALARI : 10.10.2018 tarihinde yapılan çevre düzeni planı değişikliği ile dava konusu taşınmazların yeşil alan olarak belirlendiği, arazinin bulunduğu bölgede herhangi bir doğal ve ağaçlık alan bulunmadığı, alanın yerleşime açık olduğu ve termal turizm yapıldığı, taşınmazın atıl bırakılmasının şehircilik ilkelerine, planlama esaslarına ve kamu yararına aykırı olduğu ileri sürülmektedir.
DAVALININ SAVUNMASI :Dava konusu alanın 16.11.2015 tarihli 1/100.000 ölçekli planda "kentsel yerleşik alan ve turizm tesis alanı" olarak belirlendiği, Danıştay Altıncı Dairesi'nin E:2016/1577 sayılı dosyasında açılan davanın 67 sayılı itirazında bilirkişilerce alanın kentsel alan ile orman alanı arasında yeşil kuşak olarak belirlenmesinin şehircilik ilkelerine daha uygun olacağını tespit edilmesi nedeniyle dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı savunulmaktadır.
DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ ... 'ÜN DÜŞÜNCESİ :
Dava, Çevre ve Şehircilik Bakanlığının 10/10/2018 tarihli oluru ile onaylanan 1/100.000 ölçekli İzmir-Manisa Planlama Bölgesi Çevre Düzeni Planının İzmir İli, Narlıdere İlçesi, ... Mahallesi, ... ada, ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ... parsel sayılı taşınmazlar yönünden iptali istemiyle açılmıştır.
... İdare Mahkemesinin ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararında; dava dosyasının ve mahallinde yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucu düzenlenen raporun birlikte değerlendirilmesinden, dava konusu plan değişikliği kararları ile getirilen günübirlik tesis alanları kararının üst ölçekli plan hükümlerine uygun olduğu ve üst ölçekli planın öngördüğü nüfus kabullerinin bozulmasına sebep olacak herhangi bir yoğunluk artışı getirilmediği, bu kapsamda dava konusu işlemin dayanağı plan kararlarının, İzmir-Manisa Planlama Bölgesi 1/100.000 Ölçekli Çevre Düzeni Planı plan kararları ve plan hükümleri ile çelişmediği ve planların kademeli birlikteliği ilkesine uygun olduğu, alandaki planlama kararlarının geçmiş sürecine bakıldığında üst ölçekli planlama yaklaşımı çerçevesinde belirlenen Yeşil Kuşak Program Alanı’nı desteklemek amacıyla alanın tüm plan kararlarında kentsel yoğunluğu artırmayacak fonksiyonlara tahsis edildiği, dava konusu parsellerin bulunduğu alan gibi yeşil kuşağın sınırını oluşturan alanlarda kontrollü gelişim kararları getirilmesinin yeşil kuşak yaklaşımını destekleyici bir planlama kararı olarak benimsendiği, dava konusu parsellerin bulunduğu alanın Yeşil Kuşak Program Alanı’nı desteklemek amacıyla kentsel yoğunluğu artırmayacak fonksiyonlara ayrılmasının planlama esasları ve şehircilik ilkelerine uygun olduğu, günübirlik tesis alanları konaklama harici kullanımlara olanak tanırken, mevcut turistik tesis alanları ve turizm merkezindeki gelişim alanlarında gerçekleşmesi planlanan diğer kullanım alanlarını destekleyici ve tamamlayıcı çeşitli fonksiyonlara uygun alanlar olarak işlev gördüğü, ilgili mevzuat tanım ve hükümleri ile plan hükümleri birlikte değerlendirildiğinde günübirlik tesis alanlarının kıyı alanlarında konumlanma zorunluluğunun bulunmadığı, kıyı niteliği taşımayan alanların da (örneğin seyir potansiyeline sahip yüksek tepe noktalarda konumlanan alanlar) günübirlik tesis alanı kullanımına ayrılabilmesinin mümkün olduğu sonucuna varılarak davanın reddine karar verilmiş, ret kararı Dairemizin 25.05.2022 tarihli E:2020/3491, K:2022/66191 sayılı kararı ile onanmıştır.
Öte yandan İzmir Büyükşehir Belediye Başkanlığı tarafından Danıştay Altıncı Dairesinin E:2016/1577 sayılı dosyasında açılan davanın, ... sayılı itiraz konusunda davacının mülkiyetinde bulunan taşınmazların bulunduğu alanla ilgili olarak "İzmir-Manisa Planlama Bölgesi 1/100.000 ölçekli Çevre Düzeni Planında, Narlıdere ilçesi, ... Mahallesi, Yeniköy mevkii, ... Kaplıca Tesislerinin batısında kalan alanda "kentsel yerleşik alan" lekesinde büyüme yapıldığı, söz konusu alanın, 1/25.000 ölçekli İzmir Büyükşehir Bütünü Çevre Düzeni Planında "doğal ve ağaçlık karakteri korunacak alanlar" olarak belirlendiği, ancak 1/25.000 ölçekli İzmir Büyükşehir Bütünü Çevre Düzeni Planının Narlıdere ilçesi, ... ada, ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ... sayılı parsellerin "doğal ve ağaçlık karakteri korunacak alanlar" olarak belirlenmesine ilişkin kısmının iptali istemiyle ile açılan davada ... İdare Mahkemesinin ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararda, dava konusu parsellerin kentsel yerleşim lekesinin sınırlandırılması amacı ile yeşil kuşağın bir parçası olarak belirlenmiş olmasının ve kentsel kullanım kararı öngörülmemiş olmasının uygun bulunduğu, ancak dava konusu parsellerin bulunduğu alanın "doğal ve ağaçlık karakteri korunacak alanlar" tanımına uymadığı" gerekçesi işlemin iptaline karar verildiği, bahsi geçen mahkeme kararı doğrultusunda, söz konusu alanın, yer altı sıcak su kaynağı koruma alanı (I. derece) içerisinde kalması ve İnciraltı Turizm Merkezi Balçova Kaplıcaları Kesiminin batısında kalan bölgenin çevresiyle birlikte değerlendirildiğinde turizm potansiyelinin bulunması dikkate alınarak, çevresinde oluşacak turizm kullanımlarını destekleyici nitelikte ve 1/25.000 ölçekli İzmir Büyükşehir Bütünü Çevre Düzeni Planı Uygulama Hükümleri çerçevesinde bölgedeki yoğunluğu arttırmayacak şekilde, İzmir Büyükşehir Belediye Meclisinin ... tarihli, ... sayılı kararı ile onanan 1/25.000 ölçekli İzmir Büyükşehir Bütünü Çevre Düzeni Planında "günübirlik turizm tesis alanları" kullanımına ayrıldığı, bu kapsamda söz konusu alanda kentsel leke ile orman alanı arasında, yerleşimi sınırlayıcı nitelikte bir yeşil kuşak kullanım kararının getirilmesi gerektiği, söz konusu bölgede 1/100.000 ölçekli Çevre Düzeni Planı ile getirilen kentsel yerleşik alan kullanımının şehircilik ilkelerine uygun olmadığı" ileri sürülerek iptali isteminde bulunulması üzerine dosyada yerinde keşif ve bilirkişi incelemesi yaptırılmış ve ... tarihli E:... sayılı kararla; "Dava konusu alanın bulunduğu bölgede 1/25.000 ölçekli çevre düzeni planında da kentsel yerleşik alan gösterilmiştir. Söz konusu alanın, konumu ve büyüklüğü, iki çevre düzeni planı arasındaki ölçek farkı dikkate alındığında dava konusu planı kusurlandırabilecek nitelikte bir farklılık olmadığı gibi yukarıda ifade edildiği üzere dava konusu planla gösterilen kentsel yerleşik alanların tamamının yerleşime açılması gerekmediği gibi bu alanların sınırlarının alt ölçekli planlama çalışmalarında ilgili kurum ve kuruluşların görüşleri ile doğal, yapay ve yasal eşikler doğrultusunda kesinleştirileceği, öte yandan, yukarıda aktarıldığı üzere dava konusu planın plan notlarının 8.1.1.1. sayılı maddesinde, kentsel yerleşme alanlarının, kentsel yerleşik alanlar ve kentsel gelişme alanları olarak gösterilmiş alanların bütünü olduğu belirtilmiş; 8.1.1.3. sayılı maddesinde, kentsel yerleşme alanlarında, konut alanları ile eğitim tesisleri, sağlık tesisleri, açık ve kapalı spor alanları, yeşil alanlar, kamu kurum alanları, trafo vb. gibi sosyal ve teknik alt yapı alanları ile ticaret alanları, küçük sanayi sitesi alanları, turistik tesis alanları, konut dışı kentsel çalışma alanları v.b. alanların yer alabileceği düzenlenmiş olup davacının iddia ettiği kullanımların alt ölçekli planlarda getirilebileceği açıktır. Bununla birlikte uyuşmazlığa konu 10.10.2018 tarihli plan değişikliğinde ise buradaki kentsel yerleşik alan daraltılmış ve günübirlik alan notasyonu getirilmiştir. " gerekçesiyle dava konusu işlem hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Dolayısıyla dava konusu parsellere getirilen günübirlik tesis alanı kullanım kararında hukuka aykırılık bulunmadığından davanın reddi gerektiği düşünülmektedir.
DANIŞTAY SAVCISI DANIŞTAY SAVCISI ... 'IN DÜŞÜNCESİ :
Dava: Çevre ve Şehircilik Bakanlığının 10/10/2018 tarihli oluru ile onaylanan 1/100.000 ölçekli İzmir-Manisa Planlama Bölgesi Çevre Düzeni Planının İzmir İli, Narlıdere İlçesi, ... Mahallesi, ... ada, ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ... parsel sayılı taşınmazlar yönünden iptali istemiyle açılmıştır.
Davalı idarenin usule ilişkin itirazları yerinde görülmemiştir.
Dosyanın incelenmesinden; 14.08.2009 tarihinde onaylanan Manisa-Kütahya-İzmir Planlama Bölgesi 1/100.000 ölçekli Çevre Düzeni Planının iptali istemiyle açılan davada Danıştay Altıncı Dairesinin 26.12.2012 tarihli, E:2010/786, K:2012/8225 sayılı kararıyla planın tümünün iptaline karar verildiği,söz konusu karar üzerine İzmir-Manisa Planlama Bölgesi 1/100.000 ölçekli Çevre Düzeni Planının 23/06/2014 tarihli, 9948 sayılı Çevre ve Şehircilik Bakanlığı oluru ile onaylandığı, anılan plana yönelik, askı sürecindeki itirazların değerlendirilmesi sonrasında 30.12.2014 tarihli, 21137 sayılı Bakanlık oluru ile İzmir-Manisa Planlama Bölgesi 1/100.000 ölçekli Çevre Düzeni Planının yeniden onaylandığı bu plana yönelik askı süreci içerisindeki itirazların değerlendirilmesi sonrasında da İzmir-Manisa Planlama Bölgesi 1/100.000 ölçekli Çevre Düzeni Planının (J-..., J-..., K-..., K-..., K-..., L- ..., L-..., L-..., L-..., L-... sayılı paftaları ve plan hükümleri) 16.11.2015 tarihinde onaylandığı, söz konusu planın ... tarihinde ... sayılı plan paftasında, ... tarihinde ... sayılı plan paftası, ... sayılı plan paftası ve bazı plan hükümlerinde değişiklik yapıldığı, ... plan paftasına ilişkin yapılan bir diğer değişikliğin 25.07.2018 tarihinde onaylandığı ve son olarak İzmir-Manisa Planlama Bölgesi 1/100.000 ölçekli Çevre Düzeni Planı Değişikliğinin (..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... sayılı plan paftaları) 1. No’lu Cumhurbaşkanlığı Kararnamesinin 102. maddesi uyarınca 10.10.2018 tarihinde onaylanarak 23.10.2018-21.11.2018 tarihleri arasında askıya çıkarılması üzerine davacılar tarafından anılan plan değişikliğinin İzmir İli, Narlıdere İlçesi, ... Mahallesi, ... ada, ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ... parsel sayılı taşınmazlar yönünden iptali istemiyle bakılan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
Dava konusu planın plan notlarının 7.1. sayılı maddesinde, bu çevre düzeni planının, plan hükümleri ve plan açıklama raporuyla bir bütün olduğu, 7.2. sayılı maddesinde, bu plandan ölçü alınarak uygulamaya geçilemeyeceği, 7.13 sayılı maddesinde bu planın onama tarihinden önce mevzuata uygun olarak onaylanmış imar planlarının, 7.14 sayılı maddesinde de bu planın onama tarihinden önce mevzuata uygun olarak onaylanmış mevzi imar planlarının geçerli olduğu, mevzi imar planlarında değişiklik yapılması durumunda bu planın arazi kullanım kararları ve plan hükümlerine uyulacağı, bu planın onay tarihinden önce mevzii imar planları onaylanmış, ilgili idaresine başvurarak yapı ruhsatı, yapı kullanma izni ve işyeri açma ve çalışma ruhsatı almış ve bu ruhsatlara uygun olarak faaliyetin sürdürüldüğü yapıların bulunduğu alanlarda faaliyetlere devam edileceği, ancak bu alanlarda bu plan kararlarına aykırı olarak yoğunluk artışı ve arazi kullanım türü değişikliği getirecek plan değişikliği/revizyonu ve tevsi yapılamayacağı belirtilmiş, 4.49 sayılı maddesinde, orman alanları 6831 sayılı Orman Kanunu uyarınca saptanan ve saptanacak olan alanlar olarak tanımlanmış, 5.1.2. maddesinde orman alanlarının korunması koruma ilkeleri arasında sayılmış, 7.43 sayılı maddesinde, bu plan sınırları içindeki tüm orman sayılan yerlere ve orman alanlarına ilişkin konularda 6831 sayılı orman kanunu uyarınca uygulama yapılacağı belirtilmiş, 8.11.1 sayılı maddesinde, bu planda orman alanı olarak gösterilen alanların, devlet ormanları, hükmi şahsiyeti haiz amme müesseselerine ait ormanlar, özel ormanlar ve muhafaza ormanları olup 6831 sayılı Orman Kanunu hükümlerine tabi alanlar olduğu, 8.11.2 sayılı maddesinde, planlama bölgesi içindeki orman alanlarının, orman amenajman planları esas alınarak bu plana işlendiği, 8.11.3 sayılı maddesinde, orman sınırları konusunda tereddüt oluşması durumunda veya imar planlarının yapımı sırasında orman kadastro sınırları esas alınacak olup ilgili kurum görüşünün alınmasının şart olduğu, 8.11.5 sayılı maddesinde, bu planda orman alanı olarak belirlenmiş ancak özel mülkiyete tabi olup mülkiyeti kesinleşmiş veya tapuya tescil edilmiş parsellerde kadastral bir yola cephesi olmak şartıyla 8.7. tarım arazileri plan hükümlerinin geçerli olduğu, ancak, orman bütünlüğü içerisinde kalan ve etrafı orman dokusu ile çevrili olan özel mülkiyeti kesinleşmiş (tapuya tescil edilmiş) parsellerde kadastral bir yola cephesi olmak şartıyla sadece tarım ve hayvancılıkla ilgili yapılar ile çiftcinin barınması amaçlı yapıların yer alabileceği, müştemilatların emsale dahil olduğu, bu alanlar için yapılaşma koşulunun ise minimum parsel büyüklüğü 5000 m², Emsal 0,05 hmax:2 kat maks inşaat alanının 250 m² olduğu belirtilmiştir. 4.51 sayılı maddesinde, ağaçlandırılacak alanlar: bulundukları yörenin doğal bitki örtüsüne uygun olarak ağaçlandırılması önerilen alanlar ile yerleşmeler ve sanayi tesisleri çevresinde oluşturulan yeşil kuşak alanlar olarak tanımlanmış, 8.12.1 sayılı maddesinde, ağaçlandırılacak alanlarda günübirlik kullanım alanlarının yer alabileceği, bu kullanımlara ilişkin yapılaşma koşullarının alt ölçekli planlarda belirleneceği, 8.12.2 sayılı maddesinde, bu planda, ağaçlandırılacak alan olarak belirlenmiş alanların ilgili idarelerce alt ölçekli planlarda ağaçlandırılacak alan olarak belirlenmemesi durumunda bu alanlar içinde yer alan özel mülkiyete tabi olup mülkiyeti kesinleşmiş ve tapuya tescil edilmiş parsellerde, kadastral bir yola cephesi olmak şartıyla, 8.7.21. dikili tarım arazileri plan hükümlerinin geçerli olduğu, dört tarafı orman alanı ile çevrili olan parsellerde bu planın 8.11.5 hükmünün uygulanacağı kurala bağlanmıştır.
4.7 sayılı maddesinde kentsel yerleşik alanlar: büyükşehir ve/veya ilçe belediye sınırları içinde var olan, içinde boş alanları barındırsa da büyük oranda yapılaşmış olan alanlar şeklinde tanımlanmış; 8.1.1.1 sayılı maddesinde, kentsel yerleşme alanlarının, kentsel yerleşik alanlar ve kentsel gelişme alanları olarak gösterilmiş alanların bütünü olduğu belirtilmiş; 8.1.1.2 sayılı maddesinde, bu planda kentsel yerleşme alanı olarak gösterilmiş olsun ya da olmasın, bağlı bulundukları kentsel yerleşme merkezlerinden kopuk biçimde konumlanan, belediye sınırları içine alınarak mahalleye dönüşmüş/dönüşecek kırsal yerleşme alanlarında yapılacak alt ölçekli planlarda; çevre düzeni planında önerilmiş gelişme alanı varsa bu alan sınırları da dikkate alınarak, gelişme alanı belirlenmemiş yerleşim birimlerinde ise varsa geçmişte belirlenmiş köy yerleşik alanı ve civarına ilişkin sınırlar da dikkate alınarak, yerleşmenin kendi gereksinimi kadar alanın alt ölçekli planlarının hazırlanacağı, alt ölçekli planlarda, yerleşmenin sahip olduğu geleneksel doku ve yapılaşma özellikleri ile çevresindeki alanın doğal özelliklerinin planlama aşamasında dikkate alınması ve koruma kararlarına dönüştürülmesinin zorunlu olduğu, 8.1.1.3 sayılı maddesinde, kentsel yerleşme alanlarında, konut alanları ile eğitim tesisleri, sağlık tesisleri, kamu kurum alanları, trafo vb. gibi sosyal ve teknik alt yapı alanları ile ticaret alanları, küçük sanayi sitesi alanları, turistik tesis alanları, konut dışı kentsel çalışma alanları, açık ve kapalı spor alanları, yeşil alanlar v.b. yer alabileceği belirtilmiştir.
Çevre düzeni planı kararlarının, kurumlardan ve arazi çalışmalarından elde edilen veriler, nüfus projeksiyonları ve yerel idarelerin imar planları, bölgesel yatırım kararları, koruma statülü alanlar, ulaşım ağları gibi plana girdi sağlayan veriler değerlendirilerek oluşturulması gerektiği, dolayısıyla nüfus projeksiyonlarına göre, yerleşim alanlarının belirlenmesi, bu doğrultuda, tarım alanları, orman alanları, meralar, jeolojik açıdan sakıncalı alanların korunması gerektiği; bu tür alanlarda, münferit kentsel gelişme taleplerinin ise plan bütünlüğü göz önünde bulundurularak değerlendirilmesi gerektiği açıktır.
Genel ilke olarak, plan kararları ile fiziksel çevreyi sağlıklı bir yapıya kavuşturmak, yatırımların yer seçimlerini ve gelişme eğilimlerini yönlendirmek ve toprağın korunma, kullanma dengesini en rasyonel biçimde belirlemek amaçlanmaktadır.
Bu amaç çerçevesinde, Çevre Düzeni Planı ölçeğinde hangi usül ve esaslara göre planlama yapılacağı ayrıntıları ile ilgili Kanun ve Yönetmeliklerde düzenlenmiştir.
Ayrıca, bir bölgede önceki plan kararları ile belli bir amaca yönelik tanımlama yapılmış olması o bölgenin tamamının amacı, kapsamı, niteliği ve esasları ilgili mevzuatta belirlenmiş olan çevre düzeni planında aynı amaca tahsis edileceği sonucunu doğurmaz.
Davacılar tarafından uyuşmazlığa konu taşınmazın daha önce kentsel gelişme alanı içerisinde planlanmış iken dava konusu çevre düzeni planı ile kısmen yeşil alana dönüştürülmesinin şehircilik ilkelerine, planlama esaslarına ve kamu yararına aykırı olduğu taşınmazın atıl bırakılmasının mülkiyet hakkına aykırı olduğu iddia edilmiş ise de davalı idarenin savunmasından dava konusu alanın kısmen kentsel yerleşik alan, kısmen orman alanı, kısmen turizm tesis alanı, ve kısmen de günübirlik tesis alanı olarak belirlendiği anlaşılmıştır.
Olayda: İzmir Büyükşehir Belediye Başkanlığı tarafından Danıştay Altıncı Dairesinin E:2016/1577 sayılı dosyasında açılan davanın, 67 sayılı itiraz konusunda davacının mülkiyetinde bulunan taşınmazların bulunduğu alanla ilgili olarak "İzmir-Manisa Planlama Bölgesi 1/100.000 ölçekli Çevre Düzeni Planında, Narlıdere ilçesi, ... Mahallesi, Yeniköy mevkii, Balçova Kaplıca Tesislerinin batısında kalan alanda "kentsel yerleşik alan" lekesinde büyüme yapıldığı, söz konusu alanın, 1/25.000 ölçekli İzmir Büyükşehir Bütünü Çevre Düzeni Planında "doğal ve ağaçlık karakteri korunacak alanlar" olarak belirlendiği, ancak 1/25.000 ölçekli İzmir Büyükşehir Bütünü Çevre Düzeni Planının Narlıdere ilçesi, ... ada, ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ... sayılı parsellerin "doğal ve ağaçlık karakteri korunacak alanlar" olarak belirlenmesine ilişkin kısmının iptali istemiyle ile açılan davada ... İdare Mahkemesinin ... tarih ve E:..., K: ... sayılı kararda, dava konusu parsellerin kentsel yerleşim lekesinin sınırlandırılması amacı ile yeşil kuşağın bir parçası olarak belirlenmiş olmasının ve kentsel kullanım kararı öngörülmemiş olmasının uygun bulunduğu, ancak dava konusu parsellerin bulunduğu alanın "doğal ve ağaçlık karakteri korunacak alanlar" tanımına uymadığı" gerekçesi ile işlemin iptaline karar verildiği, bahsi geçen mahkeme kararı doğrultusunda, söz konusu alanın, yer altı sıcak su kaynağı koruma alanı (I. derece) içerisinde kalması ve İnciraltı Turizm Merkezi Balçova Kaplıcaları Kesiminin batısında kalan bölgenin çevresiyle birlikte değerlendirildiğinde turizm potansiyelinin bulunması dikkate alınarak, çevresinde oluşacak turizm kullanımlarını destekleyici nitelikte ve 1/25.000 ölçekli İzmir Büyükşehir Bütünü Çevre Düzeni Planı Uygulama Hükümleri çerçevesinde bölgedeki yoğunluğu arttırmayacak şekilde, İzmir Büyükşehir Belediye Meclisinin ... tarihli, ... sayılı kararı ile onanan 1/25.000 ölçekli İzmir Büyükşehir Bütünü Çevre Düzeni Planında "günübirlik turizm tesis alanları" kullanımına ayrıldığı, bu kapsamda söz konusu alanda kentsel leke ile orman alanı arasında, yerleşimi sınırlayıcı nitelikte bir yeşil kuşak kullanım kararının getirilmesi gerektiği, söz konusu bölgede 1/100.000 ölçekli Çevre Düzeni Planı ile getirilen kentsel yerleşik alan kullanımının şehircilik ilkelerine uygun olmadığı" ileri sürülerek iptali isteminde bulunulması üzerine dosyada yerinde keşif ve bilirkişi incelemesi yaptırılmış ve ... tarihli E:... sayılı kararla; "Dava konusu alanın bulunduğu bölgede 1/25.000 ölçekli çevre düzeni planında da kentsel yerleşik alan gösterilmiştir. Söz konusu alanın, konumu ve büyüklüğü, iki çevre düzeni planı arasındaki ölçek farkı dikkate alındığında dava konusu planı kusurlandırabilecek nitelikte bir farklılık olmadığı gibi yukarıda ifade edildiği üzere dava konusu planla gösterilen kentsel yerleşik alanların tamamının yerleşime açılması gerekmediği gibi bu alanların sınırlarının alt ölçekli planlama çalışmalarında ilgili kurum ve kuruluşların görüşleri ile doğal, yapay ve yasal eşikler doğrultusunda kesinleştirileceği, öte yandan, yukarıda aktarıldığı üzere dava konusu planın plan notlarının 8.1.1.1. sayılı maddesinde, kentsel yerleşme alanlarının, kentsel yerleşik alanlar ve kentsel gelişme alanları olarak gösterilmiş alanların bütünü olduğu belirtilmiş; 8.1.1.3. sayılı maddesinde, kentsel yerleşme alanlarında, konut alanları ile eğitim tesisleri, sağlık tesisleri, açık ve kapalı spor alanları, yeşil alanlar, kamu kurum alanları, trafo vb. gibi sosyal ve teknik alt yapı alanları ile ticaret alanları, küçük sanayi sitesi alanları, turistik tesis alanları, konut dışı kentsel çalışma alanları v.b. alanların yer alabileceği düzenlenmiş olup davacının iddia ettiği kullanımların alt ölçekli planlarda getirilebileceği açıktır. Bununla birlikte uyuşmazlığa konu 10.10.2018 tarihli plan değişikliğinde ise buradaki kentsel yerleşik alan daraltılmış ve günübirlik alan notasyonu getirilmiştir. Bu durumda itiraz konusu bakımından yürütmenin durdurulmasının koşulları oluşmamıştır." gerekçesiyle yürütmenin durdurulması isteminin reddine karar verildiği görülmüştür.
Bu durumda yukarıda belirtilen çevre düzeni planlarına ilişkin olarak açıklanan hususlar ile değinilen yargı kararlarının değerlendirilmesinden dava konusu çevre düzeni planı değişikliği ile kentsel yerleşik alan lekesinin daraltılmasında ve parsellere getirilen kentsel yerleşik alan, orman alanı, turizm tesis alanı, ve günübirlik tesis alanı belirlemelerinde şehircilik ilkeleri, planlama esasları ve kamu yararına aykırılık bulunmadığı sonucuna ulaşılmıştır.
Açıklanan nedenlerle, davanın reddi gerektiği, düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Altıncı Daire since duruşma için taraflara önceden bildirilen 25/05/2022 tarihinde, davacı vekili Av. ...'ın ve davalı idare vekili Av. ...'in geldiği, Danıştay Savcısının hazır olduğu görülmekle, açık duruşmaya başlandı. Taraflara usulüne uygun olarak söz verilerek dinlendikten ve Danıştay Savcısının düşüncesi alındıktan sonra taraflara son kez söz verilip, duruşma tamamlandı. 29/10/2021 tarih ve 31643 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 85 sayılı Bazı Cumhurbaşkanlığı Kararnamelerinde Değişiklik Yapılması Hakkında Cumhurbaşkanlığı Kararnamesinin 1. maddesi ile 1 sayılı Cumhurbaşkanlığı Teşkilatı Hakkında Cumhurbaşkanlığı Kararnamesinin Altıncı Kısmının Dördüncü Bölümünün başlığının Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, 2. maddesi ile de aynı Kararnamenin 97. maddesinin birinci fıkrasının birinci cümlesinde yer alan "Çevre ve Şehircilik" ibaresinin "Çevre, Şehircilik ve İklim değişikliği" şeklinde değiştirildiği görüldüğünden, davalı idarenin isminin, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı olarak değiştirilmesi suretiyle Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE :
MADDİ OLAY :
14.08.2009 tarihinde onaylanan Manisa-Kütahya-İzmir Planlama Bölgesi 1/100.000 ölçekli Çevre Düzeni Planının iptali istemiyle açılan davada Danıştay Altıncı Dairesinin 26.12.2012 tarihli, E:2010/786, K:2012/8225 sayılı kararıyla planın tümünün iptaline karar verilmiştir. Söz konusu karar üzerine İzmir-Manisa Planlama Bölgesi 1/100.000 ölçekli Çevre Düzeni Planı 23/06/2014 tarihli, 9948 sayılı Çevre ve Şehircilik Bakanlığı oluru ile onaylanmıştır. 23/06/2014 tarihli, 9948 sayılı Bakanlık oluru ile onaylanan İzmir-Manisa Planlama Bölgesi 1/100.000 ölçekli Çevre Düzeni Planı askı sürecindeki itirazların değerlendirilmesi sonrasında 30.12.2014 tarihli, 21137 sayılı Bakanlık oluru ile yeniden onaylanmıştır. Anılan plana yönelik askı süreci içerisindeki itirazların değerlendirilmesi sonrasında da İzmir-Manisa Planlama Bölgesi 1/100.000 ölçekli Çevre Düzeni Planı (..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... sayılı paftaları ve plan hükümleri) 644 sayılı Çevre ve Şehircilik Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin 7. maddesi uyarınca 16.11.2015 tarihinde onaylanmış, bu planda ... tarihinde ... sayılı plan paftasında, 10.04.2018 tarihinde ... sayılı plan paftası, ... sayılı plan paftası ve bazı plan hükümlerinde değişiklik yapılmış, ... plan paftasına ilişkin yapılan değişiklik 25.07.2018 tarihinde onaylanmış ve İzmir-Manisa Planlama Bölgesi 1/100.000 ölçekli Çevre Düzeni Planı Değişikliği (..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... sayılı plan paftaları, lejant paftası, plan hükümleri, plan açıklama raporu, plan değişikliği gerekçe raporu ve eki) 1. No’lu Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi’nin 102. maddesi uyarınca 10.10.2018 tarihinde onaylanmıştır.
Bakılan davada, Çevre ve Şehircilik Bakanlığının 10/10/2018 tarihli oluru ile onaylanan 1/100.000 ölçekli İzmir-Manisa Planlama Bölgesi Çevre Düzeni Planının İzmir İli, Narlıdere İlçesi, ... Mahallesi, ... ada, ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ... parsel sayılı taşınmazlar yönünden iptali istenilmektedir.
İLGİLİ MEVZUAT:
2872 sayılı Çevre Kanununun 9. maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinde, "Ülke fizikî mekânında, sürdürülebilir kalkınma ilkesi doğrultusunda, koruma-kullanma dengesi gözetilerek kentsel ve kırsal nüfusun barınma, çalışma, dinlenme, ulaşım gibi ihtiyaçların karşılanması sonucu oluşabilecek çevre kirliliğini önlemek amacıyla nazım ve uygulama imar plânlarına esas teşkil etmek üzere bölge ve havza bazında 1/50.000-1/100.000 ölçekli çevre düzeni plânları Bakanlıkça yapılır, yaptırılır ve onaylanır. Bölge ve havza bazında çevre düzeni plânlarının yapılmasına ilişkin usûl ve esaslar Bakanlıkça çıkarılacak yönetmelikle belirlenir." hükmüne yer verilmiştir.
10/7/2018 tarihli 30474 sayılı Resmî Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 1 sayılı Cumhurbaşkanlığı Teşkilatı Hakkında Cumhurbaşkanlığı Kararnamesinin 102.maddesinin 1.fıkrasının (a) bendinde, yerleşme, yapılaşma ve arazi kullanımına yön veren, her tür ve ölçekte fiziki planlara ve uygulamalara esas teşkil eden üst ölçekli mekânsal strateji planlarını ve çevre düzeni planlarını ilgili kurum ve kuruluşlarla işbirliği yaparak hazırlamak, hazırlatmak, onaylamak ve uygulamanın bu stratejilere göre yürütülmesini sağlamak, (c) bendinde ise, havza ve bölge bazındaki çevre düzeni planları da dâhil her tür ve ölçekteki çevre düzeni planlarının ve imar planlarının yapılmasına ilişkin usul ve esasları belirlemek, havza veya bölge bazında çevre düzeni planlarını yapmak, yaptırmak, onaylamak ve bu planların uygulanmasını ve denetlenmesini sağlamak Mekânsal Planlama Genel Müdürlüğünün görevleri arasında sayılmıştır.
Çevre ve Şehircilik Bakanlığınca çıkarılan 14.06.2014 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren Mekansal Planlar Yapım Yönetmeliğinin 4.maddesinin 1.fıkrasının (c) bendinde, "Çevre düzeni planı: Varsa mekânsal strateji planlarının hedef ve strateji kararlarına uygun olarak orman, akarsu, göl ve tarım arazileri gibi temel coğrafi verilerin gösterildiği, kentsel ve kırsal yerleşim, gelişme alanları, sanayi, tarım, turizm, ulaşım, enerji gibi sektörlere ilişkin genel arazi kullanım kararlarını belirleyen, yerleşme ve sektörler arasında ilişkiler ile koruma-kullanma dengesini sağlayan 1/50.000 veya 1/100.000 ölçekteki haritalar üzerinde ölçeğine uygun gösterim kullanılarak bölge, havza veya il düzeyinde hazırlanabilen, plan notları ve raporuyla bir bütün olarak yapılan planı ifade eder." kuralı yer almaktadır.
Yönetmeliğin "Planlama alanı" başlıklı 18.maddesinde, "Çevre düzeni planı; coğrafi, sosyal, ekonomik, idari, mekânsal ve fonksiyonel nitelikleri açısından benzerlik gösteren bölge, havza veya en az bir il düzeyinde yapılır." kuralına, "Plan ilke ve esasları" başlıklı 19. maddesinin 1.fıkrasında ise, "Çevre düzeni planları hazırlanırken; a) Varsa mekânsal strateji planlarına uygunluğun sağlanması, b) Yeni gelişmeler ve bölgesel dinamiklerin dikkate alınması, c) İlgili kamu kurum ve kuruluşlarının mekânsal kararları etkileyecek nitelikteki bölge planı, strateji planı ve belgesi, sektörel yatırım kararlarının dikkate alınarak değerlendirilmesi, ç) Sürdürülebilir kalkınma amacına uygun olarak ekolojik ve ekonomik kararların bir arada değerlendirilmesi, d) Tarihi, kültürel yapı ile orman alanları, tarım arazileri, su kaynakları ve kıyı gibi doğal yapı ve peyzajın korunması ve geliştirilmesi, e) Doğal yapının, ekolojik dengenin ve ekosistemin sürekliliğinin korunması amacıyla arazi kullanım bütünlüğünün sağlanması, f) Ulaşım ağının arazi kullanım kararlarıyla birlikte ele alınması suretiyle imar planlarında güzergahı netleştirilecek yolların güzergah ve yönünün genel olarak belirlenmesi, g) Çevre sorunlarına neden olan kaynaklara yönelik önleyici strateji ve politikaların belirlenerek arazi kullanım kararlarının oluşturulması, ğ) İmar planlarına esas olacak şematik ve grafik dil kullanılarak arazi kullanım kararları ile koruma ve gelişmenin sağlanması, h) Afet tehlikelerine ilişkin mevcut raporlar ve jeolojik etütler dikkate alınarak afet risklerini azaltıcı önerilerin dikkate alınması esastır." kuralına yer verilmiştir.
Anılan 19.maddenin 2.fıkrasında, "Çevre düzeni planlarının hazırlanması sürecinde, planlama alanı sınırları kapsamında aşağıda genel başlıklar halinde belirtilen konular ile diğer konularda ilgili kurum ve kuruluşlardan veriler elde edilir; bu veriler kapsamında analiz, etüt ve araştırmalar yapılır: a) Sınırlar. b) İdari ve bölgesel yapı. c) Fiziksel ve doğal yapı. ç) Sit ve diğer koruma alanları, hassas alanlar, doğal karakteri korunacak alanlar. d) Ekonomik yapı. e) Sektörel gelişmeler ve istihdam. f) Demografik ve toplumsal yapı. g) Kentsel ve kırsal yerleşme alanları ve arazi kullanımı. ğ) Altyapı sistemleri. h) Yeşil ve açık alan kullanımları. ı) Ulaşım sistemleri. i) Afete maruz ve riskli alanlar. j) Askeri alanlar, askeri yasak bölgeler ve güvenlik bölgeleri. k) Planlama alanına yönelik bölgesel ölçekli kamu projeleri ve yatırım kararları. l) Her tür ve ölçekteki plan, program ve stratejiler. m) Göller, barajlar, akarsular, taşkın alanları, yeraltı ve yüzeysel su kaynakları ve benzeri hidrolojik, hidrojeolojik alanlar. n) Çevre sorunları ve etkilenen alanlar." düzenlemesine yer verilmiştir.
Aynı maddenin 3.fıkrasında, " Çevre Düzeni Planlarının hazırlanması sürecinde planlama alanı sınırları kapsamındaki tüm veriler 1/25.000 ölçekli harita hassasiyetinde hazırlanır." kuralı, 4.fıkrasında, "Plan hazırlık sürecinde ihtiyaç duyulan veri, bilgi ve belgeler; ilgili veriyi hazırlamakla sorumlu kurum ve kuruluşlardan, bilimsel çalışmalardan ve uzmanlarca arazide yapılacak çalışmalardan elde edilir." kuralı, 5.fıkrasında, "Planlama sürecinde coğrafi bilgi sistemleri ve uzaktan algılama yöntemleri kullanılarak güncellenebilir ve sorgulanabilir sayısal veri tabanı oluşturulur." kuralı bulunmaktadır.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Davacılar vekilinin duruşma günü sunduğu belgelerle birlikte incelenen dosyada, dava konusu taşınmazların Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığınca 10/10/2018 tarihinde onaylanan 1/100.000 ölçekli İzmir-Manisa Planlama Bölgesi Çevre Düzeni Planında kısmen kentsel yerleşik alan, kısmen orman alanı, kısmen turizm tesis alanı, ve kısmen de günübirlik tesis alanı sınırlarında kaldığı anlaşılmıştır.
Dava konusu planın plan notlarının 7.1. sayılı maddesinde, bu çevre düzeni planının, plan hükümleri ve plan açıklama raporuyla bir bütün olduğu, 7.2. sayılı maddesinde, bu plandan ölçü alınarak uygulamaya geçilemeyeceği, 7.13 sayılı maddesinde bu planın onama tarihinden önce mevzuata uygun olarak onaylanmış imar planlarının, 7.14 sayılı maddesinde de bu planın onama tarihinden önce mevzuata uygun olarak onaylanmış mevzi imar planlarının geçerli olduğu, mevzi imar planlarında değişiklik yapılması durumunda bu planın arazi kullanım kararları ve plan hükümlerine uyulacağı, bu planın onay tarihinden önce mevzii imar planları onaylanmış, ilgili idaresine başvurarak yapı ruhsatı, yapı kullanma izni ve işyeri açma ve çalışma ruhsatı almış ve bu ruhsatlara uygun olarak faaliyetin sürdürüldüğü yapıların bulunduğu alanlarda faaliyetlere devam edileceği, ancak bu alanlarda bu plan kararlarına aykırı olarak yoğunluk artışı ve arazi kullanım türü değişikliği getirecek plan değişikliği/revizyonu ve tevsi yapılamayacağı belirtilmiş, 4.49 sayılı maddesinde, orman alanları 6831 sayılı Orman Kanunu uyarınca saptanan ve saptanacak olan alanlar olarak tanımlanmış, 5.1.2. maddesinde orman alanlarının korunması koruma ilkeleri arasında sayılmış, 7.43 sayılı maddesinde, bu plan sınırları içindeki tüm orman sayılan yerlere ve orman alanlarına ilişkin konularda 6831 sayılı orman kanunu uyarınca uygulama yapılacağı belirtilmiş, 8.11.1 sayılı maddesinde, bu planda orman alanı olarak gösterilen alanların, devlet ormanları, hükmi şahsiyeti haiz amme müesseselerine ait ormanlar, özel ormanlar ve muhafaza ormanları olup 6831 sayılı Orman Kanunu hükümlerine tabi alanlar olduğu, 8.11.2 sayılı maddesinde, planlama bölgesi içindeki orman alanlarının, orman amenajman planları esas alınarak bu plana işlendiği, 8.11.3 sayılı maddesinde, orman sınırları konusunda tereddüt oluşması durumunda veya imar planlarının yapımı sırasında orman kadastro sınırları esas alınacak olup ilgili kurum görüşünün alınmasının şart olduğu, 8.11.5 sayılı maddesinde, bu planda orman alanı olarak belirlenmiş ancak özel mülkiyete tabi olup mülkiyeti kesinleşmiş veya tapuya tescil edilmiş parsellerde kadastral bir yola cephesi olmak şartıyla 8.7. tarım arazileri plan hükümlerinin geçerli olduğu, ancak, orman bütünlüğü içerisinde kalan ve etrafı orman dokusu ile çevrili olan özel mülkiyeti kesinleşmiş (tapuya tescil edilmiş) parsellerde kadastral bir yola cephesi olmak şartıyla sadece tarım ve hayvancılıkla ilgili yapılar ile çiftcinin barınması amaçlı yapıların yer alabileceği, müştemilatların emsale dahil olduğu, bu alanlar için yapılaşma koşulunun ise minimum parsel büyüklüğü 5000 m², Emsal 0,05 hmax:2 kat maks inşaat alanının 250 m² olduğu belirtilmiştir. 4.51 sayılı maddesinde, ağaçlandırılacak alanlar: bulundukları yörenin doğal bitki örtüsüne uygun olarak ağaçlandırılması önerilen alanlar ile yerleşmeler ve sanayi tesisleri çevresinde oluşturulan yeşil kuşak alanlar olarak tanımlanmış, 8.12.1 sayılı maddesinde, ağaçlandırılacak alanlarda günübirlik kullanım alanlarının yer alabileceği, bu kullanımlara ilişkin yapılaşma koşullarının alt ölçekli planlarda belirleneceği, 8.12.2 sayılı maddesinde, bu planda, ağaçlandırılacak alan olarak belirlenmiş alanların ilgili idarelerce alt ölçekli planlarda ağaçlandırılacak alan olarak belirlenmemesi durumunda bu alanlar içinde yer alan özel mülkiyete tabi olup mülkiyeti kesinleşmiş ve tapuya tescil edilmiş parsellerde, kadastral bir yola cephesi olmak şartıyla, 8.7.21. dikili tarım arazileri plan hükümlerinin geçerli olduğu, dört tarafı orman alanı ile çevrili olan parsellerde bu planın 8.11.5 hükmünün uygulanacağı kurala bağlanmıştır.
4.7 sayılı maddesinde kentsel yerleşik alanlar: büyükşehir ve/veya ilçe belediye sınırları içinde var olan, içinde boş alanları barındırsa da büyük oranda yapılaşmış olan alanlar şeklinde tanımlanmış; 8.1.1.1 sayılı maddesinde, kentsel yerleşme alanlarının, kentsel yerleşik alanlar ve kentsel gelişme alanları olarak gösterilmiş alanların bütünü olduğu belirtilmiş; 8.1.1.2 sayılı maddesinde, bu planda kentsel yerleşme alanı olarak gösterilmiş olsun ya da olmasın, bağlı bulundukları kentsel yerleşme merkezlerinden kopuk biçimde konumlanan, belediye sınırları içine alınarak mahalleye dönüşmüş/dönüşecek kırsal yerleşme alanlarında yapılacak alt ölçekli planlarda; çevre düzeni planında önerilmiş gelişme alanı varsa bu alan sınırları da dikkate alınarak, gelişme alanı belirlenmemiş yerleşim birimlerinde ise varsa geçmişte belirlenmiş köy yerleşik alanı ve civarına ilişkin sınırlar da dikkate alınarak, yerleşmenin kendi gereksinimi kadar alanın alt ölçekli planlarının hazırlanacağı, alt ölçekli planlarda, yerleşmenin sahip olduğu geleneksel doku ve yapılaşma özellikleri ile çevresindeki alanın doğal özelliklerinin planlama aşamasında dikkate alınması ve koruma kararlarına dönüştürülmesinin zorunlu olduğu, 8.1.1.3 sayılı maddesinde, kentsel yerleşme alanlarında, konut alanları ile eğitim tesisleri, sağlık tesisleri, kamu kurum alanları, trafo vb. gibi sosyal ve teknik alt yapı alanları ile ticaret alanları, küçük sanayi sitesi alanları, turistik tesis alanları, konut dışı kentsel çalışma alanları, açık ve kapalı spor alanları, yeşil alanlar v.b. yer alabileceği belirtilmiştir.
Çevre düzeni planı kararları, kurumlardan ve arazi çalışmalarından elde edilen veriler, nüfus projeksiyonları ve yerel idarelerin imar planları, bölgesel yatırım kararları, koruma statülü alanlar, ulaşım ağları gibi plana girdi sağlayan veriler değerlendirilerek oluşturulması gerekmektedir. Dolayısıyla nüfus projeksiyonlarına göre, yerleşim alanlarının belirlenmesi, bu doğrultuda, tarım alanları, orman alanları, meralar, jeolojik açıdan sakıncalı alanların korunması gerektiğinden bu tür alanlarda, münferit kentsel gelişme taleplerinin plan bütünlüğü göz önünde bulundurularak değerlendirilmesi gerekmektedir.
Stratejik mekânsal planlama, kentsel gelişimi yalnızca fiziksel gelişim kapsamında ele alan bir yaklaşım değildir. Fiziksel gelişmenin yanı sıra, kentteki sosyal, kültürel, ekonomik, yerel örgütsel gelişime ilişkin stratejileri de içerir. Çevre düzeni planları, bölgesel nitelikte genel arazi kullanım kararları getirmekte olup, stratejik bir plan olması sebebiyle sadece fiziki kullanım kararları içermemektedir. Dolayısıyla, dava konusu 1/100.000 ölçekli İzmir-Manisa Çevre Düzeni Planında belirlenen arazi kullanım kararları, niteliği itibariyle çevre kirliliğinin oluşmadan önce önlenebilmesi ve sağlıklı çevrenin oluşturulmasına yönelik hedef, ilke, strateji ve politikaları sağlayacak plan kararları olup, bu yönüyle söz konusu plana dayanılarak yapılacak 1/5000 ve 1/1000 ölçekli planlarda öngörülen ve parsel bazında fiziki kullanım durumunu belirleyen arazi kullanım kararlarından farklılık arz ettiği kuşkusuzdur.
Genel ilke olarak, plan kararları ile fiziksel çevreyi sağlıklı bir yapıya kavuşturmak, yatırımların yer seçimlerini ve gelişme eğilimlerini yönlendirmek ve toprağın korunma, kullanma dengesini en rasyonel biçimde belirlemek amaçlanır.
Bu amaç çerçevesinde, Çevre Düzeni Planı ölçeğinde hangi usül ve esaslara göre planlama yapılacağı ayrıntıları ile ilgili Kanun ve Yönetmeliklerde düzenlenmiştir.
Ayrıca, bir bölgede önceki plan kararları ile belli bir amaca yönelik tanımlama yapılmış olması o bölgenin tamamının amacı, kapsamı, niteliği ve esasları ilgili mevzuatta belirlenmiş olan çevre düzeni planında aynı amaca tahsis edileceği sonucunu doğurmaz.
Davacılar tarafından uyuşmazlığa konu taşınmazın daha önce kentsel gelişme alanı içerisinde planlanmış iken dava konusu çevre düzeni planı ile kısmen yeşil alana dönüştürülmesinin şehircilik ilkelerine, planlama esaslarına ve kamu yararına aykırı olduğu taşınmazın atıl bırakılmasının mülkiyet hakkına aykırı olduğu iddia edilmiş ise de davalı idarenin savunmasından dava konusu alanın kısmen kentsel yerleşik alan, kısmen orman alanı, kısmen turizm tesis alanı, ve kısmen de günübirlik tesis alanı olarak belirlendiği anlaşılmıştır.
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanlığı tarafından Danıştay Altıncı Dairesinin E:2016/1577 sayılı dosyasında açılan davanın, 67 sayılı itiraz konusunda davacının mülkiyetinde bulunan taşınmazların bulunduğu alanla ilgili olarak "İzmir-Manisa Planlama Bölgesi 1/100.000 ölçekli Çevre Düzeni Planında, Narlıdere ilçesi, ... Mahallesi, ... mevkii, ... Kaplıca Tesislerinin batısında kalan alanda "kentsel yerleşik alan" lekesinde büyüme yapıldığı, söz konusu alanın, 1/25.000 ölçekli İzmir Büyükşehir Bütünü Çevre Düzeni Planında "doğal ve ağaçlık karakteri korunacak alanlar" olarak belirlendiği, ancak 1/25.000 ölçekli İzmir Büyükşehir Bütünü Çevre Düzeni Planının Narlıdere ilçesi, ... ada, ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ... sayılı parsellerin "doğal ve ağaçlık karakteri korunacak alanlar" olarak belirlenmesine ilişkin kısmının iptali istemiyle ile açılan davada ... İdare Mahkemesinin ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararda, dava konusu parsellerin kentsel yerleşim lekesinin sınırlandırılması amacı ile yeşil kuşağın bir parçası olarak belirlenmiş olmasının ve kentsel kullanım kararı öngörülmemiş olmasının uygun bulunduğu, ancak dava konusu parsellerin bulunduğu alanın "doğal ve ağaçlık karakteri korunacak alanlar" tanımına uymadığı" gerekçesi işlemin iptaline karar verildiği, bahsi geçen mahkeme kararı doğrultusunda, söz konusu alanın, yer altı sıcak su kaynağı koruma alanı (I. derece) içerisinde kalması ve İnciraltı Turizm Merkezi Balçova Kaplıcaları Kesiminin batısında kalan bölgenin çevresiyle birlikte değerlendirildiğinde turizm potansiyelinin bulunması dikkate alınarak, çevresinde oluşacak turizm kullanımlarını destekleyici nitelikte ve 1/25.000 ölçekli İzmir Büyükşehir Bütünü Çevre Düzeni Planı Uygulama Hükümleri çerçevesinde bölgedeki yoğunluğu arttırmayacak şekilde, İzmir Büyükşehir Belediye Meclisinin ... tarihli, ... sayılı kararı ile onanan 1/25.000 ölçekli İzmir Büyükşehir Bütünü Çevre Düzeni Planında "günübirlik turizm tesis alanları" kullanımına ayrıldığı, bu kapsamda söz konusu alanda kentsel leke ile orman alanı arasında, yerleşimi sınırlayıcı nitelikte bir yeşil kuşak kullanım kararının getirilmesi gerektiği, söz konusu bölgede 1/100.000 ölçekli Çevre Düzeni Planı ile getirilen kentsel yerleşik alan kullanımının şehircilik ilkelerine uygun olmadığı" ileri sürülerek iptali isteminde bulunulması üzerine dosyada yerinde keşif ve bilirkişi incelemesi yaptırılmış ve 11/04/2019 tarihli E:2016/1577 sayılı kararla; "Dava konusu alanın bulunduğu bölgede 1/25.000 ölçekli çevre düzeni planında da kentsel yerleşik alan gösterilmiştir. Söz konusu alanın, konumu ve büyüklüğü, iki çevre düzeni planı arasındaki ölçek farkı dikkate alındığında dava konusu planı kusurlandırabilecek nitelikte bir farklılık olmadığı gibi yukarıda ifade edildiği üzere dava konusu planla gösterilen kentsel yerleşik alanların tamamının yerleşime açılması gerekmediği gibi bu alanların sınırlarının alt ölçekli planlama çalışmalarında ilgili kurum ve kuruluşların görüşleri ile doğal, yapay ve yasal eşikler doğrultusunda kesinleştirileceği, öte yandan, yukarıda aktarıldığı üzere dava konusu planın plan notlarının 8.1.1.1. sayılı maddesinde, kentsel yerleşme alanlarının, kentsel yerleşik alanlar ve kentsel gelişme alanları olarak gösterilmiş alanların bütünü olduğu belirtilmiş; 8.1.1.3. sayılı maddesinde, kentsel yerleşme alanlarında, konut alanları ile eğitim tesisleri, sağlık tesisleri, açık ve kapalı spor alanları, yeşil alanlar, kamu kurum alanları, trafo vb. gibi sosyal ve teknik alt yapı alanları ile ticaret alanları, küçük sanayi sitesi alanları, turistik tesis alanları, konut dışı kentsel çalışma alanları v.b. alanların yer alabileceği düzenlenmiş olup davacının iddia ettiği kullanımların alt ölçekli planlarda getirilebileceği açıktır. Bununla birlikte uyuşmazlığa konu 10.10.2018 tarihli plan değişikliğinde ise buradaki kentsel yerleşik alan daraltılmış ve günübirlik alan notasyonu getirilmiştir. " gerekçesiyle dava konusu işlem hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Diğer yandan, dava konusu taşınmazları günübirlik turizm tesis alanı olarak belirleyen İzmir Büyükşehir Belediye Meclisinin ... tarihli, ... sayılı kararıyla kabul edilerek 09.10.2014 tarihinde onaylanan 1/25.000 ölçekli İzmir Büyükşehir Bütünü Çevre Düzeni Planı değişikliğinin ve bu plana yapılan itirazın reddine ilişkin İzmir Büyükşehir Belediye Meclisinin ... tarihli, ... sayılı kararının iptali istemiyle, ... İdare Mahkemesinin ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararında; dava dosyasının ve mahallinde yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucu düzenlenen raporun birlikte değerlendirilmesinden, dava konusu plan değişikliği kararları ile getirilen günübirlik tesis alanları kararının üst ölçekli plan hükümlerine uygun olduğu ve üst ölçekli planın öngördüğü nüfus kabullerinin bozulmasına sebep olacak herhangi bir yoğunluk artışı getirilmediği, bu kapsamda dava konusu işlemin dayanağı plan kararlarının, İzmir-Manisa Planlama Bölgesi 1/100.000 Ölçekli Çevre Düzeni Planı plan kararları ve plan hükümleri ile çelişmediği ve planların kademeli birlikteliği ilkesine uygun olduğu, alandaki planlama kararlarının geçmiş sürecine bakıldığında üst ölçekli planlama yaklaşımı çerçevesinde belirlenen Yeşil Kuşak Program Alanı’nı desteklemek amacıyla alanın tüm plan kararlarında kentsel yoğunluğu artırmayacak fonksiyonlara tahsis edildiği, dava konusu parsellerin bulunduğu alan gibi yeşil kuşağın sınırını oluşturan alanlarda kontrollü gelişim kararları getirilmesinin yeşil kuşak yaklaşımını destekleyici bir planlama kararı olarak benimsendiği, dava konusu parsellerin bulunduğu alanın Yeşil Kuşak Program Alanı’nı desteklemek amacıyla kentsel yoğunluğu artırmayacak fonksiyonlara ayrılmasının planlama esasları ve şehircilik ilkelerine uygun olduğu, günübirlik tesis alanları konaklama harici kullanımlara olanak tanırken, mevcut turistik tesis alanları ve turizm merkezindeki gelişim alanlarında gerçekleşmesi planlanan diğer kullanım alanlarını destekleyici ve tamamlayıcı çeşitli fonksiyonlara uygun alanlar olarak işlev gördüğü, ilgili mevzuat tanım ve hükümleri ile plan hükümleri birlikte değerlendirildiğinde günübirlik tesis alanlarının kıyı alanlarında konumlanma zorunluluğunun bulunmadığı, kıyı niteliği taşımayan alanların da (örneğin seyir potansiyeline sahip yüksek tepe noktalarda konumlanan alanlar) günübirlik tesis alanı kullanımına ayrılabilmesinin mümkün olduğu sonucuna varılarak davanın reddine karar verilmiş, bu karar Dairemizin 25.05.2022 tarihli E:2020/3491, K:2022/66191 sayılı kararı ile onanmıştır.
Bu durumda yukarıda belirtilen çevre düzeni planlarına ilişkin olarak açıklanan hususlar ile değinilen yargı kararlarının değerlendirilmesinden dava konusu çevre düzeni planı değişikliği ile kentsel yerleşik alan lekesinin daraltılmasında ve parsellere getirilen kentsel yerleşik alan, orman alanı, turizm tesis alanı, ve günübirlik tesis alanı belirlemelerinde şehircilik ilkeleri, planlama esasları ve kamu yararına aykırılık bulunmadığı sonucuna ulaşılmıştır.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. DAVANIN REDDİNE,
2. Ayrıntısı aşağıda gösterilen toplam ... TL yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
3. Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca duruşmalı işler için belirlenen ...-TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalı idareye verilmesine,
4. Posta gideri avansından artan tutarın kararın kesinleşmesinden sonra davacıya iadesine,
5. Bu kararın tebliğ tarihini izleyen 30 gün içerisinde Danıştay İdari Dava Daireleri Kuruluna temyiz yolu açık olmak üzere, 25/05/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.