Yargıtay 3. Ceza Dairesi 2019/11067 Esas 2019/18629 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
3. Ceza Dairesi
Esas No: 2019/11067
Karar No: 2019/18629
Karar Tarihi: 15.10.2019

Yargıtay 3. Ceza Dairesi 2019/11067 Esas 2019/18629 Karar Sayılı İlamı

Özet:

2019/11067 E. no'lu ve 2019/18629 K. no'lu kararda Asliye Ceza Mahkemesi tarafından verilen mahkumiyet hükmü temyiz edildi. Adli sicil kaydında tekerrüre esas ilamı bulunan sanık hakkında tekerrür hükümlerinin uygulanmaması aleyhine temyiz yapılmadığından bozma nedeni yapılmamıştır. Ancak, yargılama sürecinde sanığın hazır bulundurulmaması, ek savunma hakkının tanınmaması ve hukuki durumun yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması gibi nedenlerden dolayı karar bozulmuştur. Kararda belirtilen kanun maddeleri ise şu şekildedir:
- 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 58. maddesi (tekerrür hükümleri)
- 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 193. ve 196. maddeleri (sanığın hazır bulunması ve yakalama emri)
- 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 87/1-son maddesi ve 86/1-3-e maddeleri (ceza artırımı ve sabit iz oluşumu)
- 5320 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 8/1. maddesi (kararın bozulması)
- 1412 sayılı Ceza Muhakemesi Usulü Kanunu'nun 321. maddesi (kararın bozulması)
3. Ceza Dairesi         2019/11067 E.  ,  2019/18629 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
    HÜKÜM : Mahkumiyet

    Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunarak;
    Gereği görüşülüp düşünüldü:
    Sanığın adli sicil kaydında tekerrüre esas ilamı bulunduğu halde hakkında 5237 sayılı TCK"nin 58. maddesindeki tekerrür hükümlerinin uygulanmaması aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
    Yerinde görülmeyen diğer temyiz sebeplerinin reddine ancak;
    1) Alt sınırı beş yıldan az olmayan hapis cezasını gerektiren yaralama suçundan yargılanan sanığın duruşmada hazır bulundurulması, bunun mümkün olmaması durumunda ise SEGBİS sistemi aracılığıyla savunmasının alınması gerektiği gözetilmeden; sanığın yakalama ile ifadesi alınarak yokluğunda yargılamaya devam edilerek hüküm kurulması suretiyle 5271 sayılı CMK"nin 193. ve 196. maddelerine aykırı davranılması,
    2) Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 25.04.2017 gün, 2015/1167 Esas - 2017/247 sayılı kararında da belirtildiği üzere, sanığa ek savunma hakkı tanınmadan, iddianamede gösterilmeyen 5237 sayılı TCK"nin 87/1-son maddesinin uygulanması suretiyle 5271 sayılı CMK"nin 226. maddesine aykırı davranılması,
    3) Sanık hakkında kurulan hükümde, 5237 sayılı TCK"nin 86/1 ve 86/3-e maddesi uygulanarak verilen "1 yıl 6 ay" hapis cezasının TCK"nin 87/1-c maddesi gereğince bir kat artırılması ile "2 yıl 12 ay" hapis cezasına çıkartılması ardından TCK"nin 87/1-son maddesi gereğince 5 yıl hapis cezasına hükmedilmesi gerekirken, "bu eylem sonucunda mağdurun çehresinde sabit iz oluştuğundan sanığın sonuç olarak" denilmek suretiyle doğrudan 5 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verilmesi,
    4) Anayasa Mahkemesinin 24/11/2015 tarihli ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 08/10/2015 tarihli ve E.2014/140 - K.2015/85 sayılı kararı ile 5237 sayılı TCK"nin 53. maddesindeki bazı ibarelerin iptal edilmesi nedeniyle hak yoksunlukları yönünden sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
    Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebeplerle 6723 sayılı Kanun"un 33. maddesi ile değişik 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi ile yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince BOZULMASINA, 15.10.2019 gününde oy birliğiyle karar verildi.

    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.