Abaküs Yazılım
6. Daire
Esas No: 2019/17986
Karar No: 2022/6187
Karar Tarihi: 25.05.2022

Danıştay 6. Daire 2019/17986 Esas 2022/6187 Karar Sayılı İlamı

Danıştay 6. Daire Başkanlığı         2019/17986 E.  ,  2022/6187 K.

    "İçtihat Metni"

    T.C.
    D A N I Ş T A Y
    ALTINCI DAİRE
    Esas No : 2019/17986
    Karar No : 2022/6187

    DAVACILAR : 1- ...

    63- ...
    VEKİLİ : Av. ...

    DAVALI : ...Bakanlığı - ...
    VEKİLİ : Av. ...

    DAVANIN KONUSU :Çevre ve Şehircilik Bakanlığının 10/10/2018 tarihli oluru ile onaylanan İzmir-Manisa Planlama Bölgesi 1/100.000 ölçekli Çevre Düzeni Planı Değişikliğinin İzmir-Gebze-Orhangazi Otoyolunun İzmir kesimi ile ilgili kısmının iptali istenilmektedir.

    DAVACININ İDDİALARI :Davacılar, taşınmaz sahibi ve hemşehri sıfatıyla dava açtıkları, kamu - özel sektör ortaklığının yasal alt yapısı bulunmadığı, özel firmanın karı garanti edilerek risklerinin devletçe üstlenildiği, fiziki planların kademeli birlikteliği ilkesine uyulmadığı, istimlak sınırı dışında kalan alanlara yönelik herhangi bir planlamaya ilişkin uygulama girişiminde bulunulmadığı, pasif yeşil alanların akıbetinin net ortaya konulmadığı, hatalı proje ile birçok parselin karşı tarafla ulaşım olanağının yok edildiği, şev dolgunun viyadüklerin sağladığı ulaşım olanağını sağlamadığı, yeterli kavşak projesi bulunmadığı, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından yapılan 1/100.000 ölçekli çevre düzeni planında yapılan revizyon ile Naldöken bölgesinde kavşak eklendiği, bu değişikliğin alt ölçekli planlarda gösterilmediği, otoyolun Hacılarkırı mevkiinde, askeri alandan geçen güzergahının değiştirildiği, askeri alanın TOKİ'ye devredildiği, 143 parsel sayılı taşınmazın bulunduğu alanın 250.000 m2 ye tekabül ettiği, TOKİ'nin bu yeri açık arttırma ile sattığı ve bu alanın askeri alandan çıkarılarak kentsel yerleşim alanına alındığı ileri sürülerek dava konusu işlemin iptali istenilmektedir.

    DAVALININ SAVUNMASI :Davalı tarafından, usul yönünden davanın süresinde açılmadığı, davacıların dava açma ehliyetlerinin olmadığı, esas yönünden Karayolları Genel Müdürlüğü tarafından yürütülen çalışmalar sonucunda yol güzergahının belirlendiği, planın şematik olduğu ve kesin güzergahın alt ölçekli planlar ile belirleneceği, 23.06.2014 tarihinden bu yana planda değişiklik yapılmadığı, 2018 tarihli plan değişikliklerine davacıların itirazlarının olmadığı savunularak davanın reddi gerektiği ileri sürülmüştür.

    DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ ...DÜŞÜNCESİ : Dava Çevre ve Şehircilik Bakanlığının 10/10/2018 tarihli oluru ile onaylanan İzmir-Manisa Planlama Bölgesi 1/100.000 ölçekli Çevre Düzeni Planı Değişikliğinin İzmir-Gebze-Orhangazi Otoyolunun İzmir kesimi ile ilgili kısmının iptali istemiyle açılmıştır.
    Davalı idarenin usule ilişkin itirazları yerinde görülmemiştir.
    Dosyanın incelenmesinden; 14.08.2009 tarihinde onaylanan Manisa-Kütahya-İzmir Planlama Bölgesi 1/100.000 ölçekli Çevre Düzeni Planının iptali istemiyle açılan davada Danıştay Altıncı Dairesinin 26.12.2012 tarihli, E:2010/786, K:2012/8225 sayılı kararıyla planın tümünün iptaline karar verildiği,söz konusu karar üzerine İzmir-Manisa Planlama Bölgesi 1/100.000 ölçekli Çevre Düzeni Planının ...tarihli, ...sayılı Çevre ve Şehircilik Bakanlığı oluru ile onaylandığı, anılan plana yönelik, askı sürecindeki itirazların değerlendirilmesi sonrasında ...tarihli, ...sayılı Bakanlık oluru ile İzmir-Manisa Planlama Bölgesi 1/100.000 ölçekli Çevre Düzeni Planının yeniden onaylandığı bu plana yönelik askı süreci içerisindeki itirazların değerlendirilmesi sonrasında da İzmir-Manisa Planlama Bölgesi 1/100.000 ölçekli Çevre Düzeni Planının (......sayılı paftaları ve plan hükümleri) 16.11.2015 tarihinde onaylandığı, söz konusu planın ...tarihinde ...sayılı plan paftasında, ...tarihinde ...sayılı plan paftası, ...sayılı plan paftası ve bazı plan hükümlerinde değişiklik yapıldığı, ...plan paftasına ilişkin yapılan bir diğer değişikliğin 25.07.2018 tarihinde onaylandığı ve son olarak İzmir-Manisa Planlama Bölgesi 1/100.000 ölçekli Çevre Düzeni Planı Değişikliğinin (..., ...sayılı plan paftaları) 1. No’lu Cumhurbaşkanlığı Kararnamesinin 102. maddesi uyarınca 10.10.2018 tarihinde onaylanarak 23.10.2018-21.11.2018 tarihleri arasında askıya çıkarılması üzerine davacılar tarafından anılan plan değişikliğinin Gebze-Orhangazi-İzmir Otoyolu Bornova (Doğanlar) Geçişi kısmının iptali istemiyle bakılan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
    Davaya konu çevre düzeni planının plan açıklama raporunda "4.5. sayılı Ulaşım" başlıklı maddesinin "4.5.1. sayılı maddesinde Karayolu Ulaşımı; Planlama Bölgesi içindeki alanların tamamında karayolu ile erişim ulaşım açısından ilk seçenek olarak kullanılmaktadır. Ülkemizin üçüncü büyük kenti olan İzmir’den kaynaklanan yoğun karayolu trafiği, zaman içinde bölgede karayolu ağının önemli oranda gelişmesini, yaygınlaşmasını ve çeşitlenmesini sağlamıştır. Bu kapsamda; Planlama Bölgesi içinde artan karayolu trafiğine bağlı olarak farklı standartlarda karayolu düzenlemelerinin yanı sıra otoyol düzenlemeleri ve kent geçişi düzenlemeleri yapılmış durumdadır. Çevre düzeni planı çalışmasında, mevcut karayolu olanaklarının değerlendirilmesinin yanı sıra, Karayolları Genel Müdürlüğü tarafından projelendirilmiş ve henüz gerçekleşmemiş karayolu önerilerine de yer verilmiştir. Karayolları Genel Müdürlüğü tarafından projelendirilmiş olanların yanı sıra, çevre düzeni planı ile getirilen işlevlere, gelişme önerilerine bağlı olarak karayolu önermeleri de geliştirilmiştir. Çevre düzeni planında gösterimi yapılan karayollarının kesin güzergâhlarının ilgili kurumun yatırım programına alınması ve alt ölçekli planlarda belirlenmesine ilişkin plan hükmü düzenlenmiştir." "4.5.1.1. Sayılı maddesinde Erişme Kontrollü Yol/Otoyol; Planlama Bölgesi içinde mevcut otoyol düzenlemeleri iki farklı aksta İzmir il sınırları içinde yer almaktadır. Bunlardan ilki İzmir’i Aydın’a bağlayan İzmir-Aydın Otoyolu, diğeri ise İzmir-Çeşme arasında düzenlenmiş olan otoyoldur. Bu iki otoyol bağlantısı, İzmir kentinin çevre yolu ile birleşerek bağlantı vermektedir. İzmir-İstanbul Otoyolu: İzmir-İstanbul Otoyol Projesi, kurumsal üst veri olarak kabul edilmiş ve planda önerilmiştir. Bornova’dan başlayarak, Kemalpaşa ilçe sınırlarından geçerek İzmir’i doğudan terk eden Otoyol, Kemalpaşa-Turgutlu sınırından kuzeye yönelerek, Saruhanlı ilçe merkezinin doğusuna ulaşmaktadır. ...ile ...mahallesinin arasında İzmir-İstanbul Karayolu ile kesişen Otoyol, Akhisar ilçe merkezinin batısından, kuzeye devam etmekte ve Kırkağaç ve Soma’yı geçerek Manisa il sınırlarından çıkmaktadır. Otoyolun Balıkesir-Bursa-Yalova üzerinden, İzmit Osmangazi Köprüsü ile birlikte İstanbul’a ulaşması planlanmıştır." ifadesine yer verilmiştir.
    Çevre düzeni planının plan hükümlerinde ise, 7.1 sayılı maddesinde, bu çevre düzeni planının, plan hükümleri ve plan açıklama raporuyla bir bütün olduğu, 7.2 sayılı maddesinde, bu plandan ölçü alınarak uygulamaya geçilemeyeceği, bu plan ile belirlenen kentsel yerleşme alanlarının, bu alanların tamamının yerleşime açılacağını göstermeyeceği, bu alanların sınırlarının, alt ölçekli planlama çalışmalarında ilgili kurum ve kuruluşların görüşleri ile doğal, yapay ve yasal eşikler doğrultusunda, bu planda ve plan hükümleri ekinde yer alan tabloda belirlenen hedef nüfus dikkate alınarak kesinleştirileceği belirtilmiş, 7.13 sayılı maddesinde bu planın onama tarihinden önce mevzuata uygun olarak onaylanmış imar planlarının, 7.14 sayılı maddesinde de bu planın onama tarihinden önce mevzuata uygun olarak onaylanmış mevzi imar planlarının geçerli olduğu, 7.45. sayılı maddesinde mevcut ve kurum görüşlerine göre işlenen ulaşım altyapısı dışında, bu planla önerilen havaalanı, demiryolu ve karayolu güzergahları ile iskele ve balıkçı barınakları şematik olduğu, bu kullanım kararlarının işlerlik kazanabilmesi için ilgili kurumlarca yatırım programlarına alınmasının gerektiği, bu planın onayından sonra karara bağlanacak olan yatırımların, bu planın ilkeleri doğrultusunda bu plana işleneceği ifade edilmiştir.
    Çevre düzeni planı kararlarının kurumlardan ve arazi çalışmalarından elde edilen veriler, nüfus projeksiyonları ve yerel idarelerin imar planları, bölgesel yatırım kararları, koruma statülü alanlar ulaşım ağları gibi plana girdi sağlayan verilerin değerlendirilmesi sonucunda oluşturulması gerektiği, dolayısıyla nüfus projeksiyonlarına göre, yerleşim alanlarının belirlenmesi, bu doğrultuda, tarım alanları, orman alanları, meralar, jeolojik açıdan sakıncalı alanlarının korunması gerektiği bu tür alanlarda, münferit kentsel gelişme taleplerinin ise plan bütünlüğü gözönünde bulundurularak değerlendirilmesi gerekmektedir.
    Genel ilke olarak, plan kararları ile fiziksel çevreyi sağlıklı bir yapıya kavuşturmak, yatırımların yer seçimlerini ve gelişme eğilimlerini yönlendirmek ve toprağın korunma, kullanma dengesini en rasyonel biçimde belirlemek amaçlanır.
    Bu amaç çerçevesinde, Çevre Düzeni Planı ölçeğinde hangi usül ve esaslara göre planlama yapılacağı ayrıntılı bir şekilde ilgili Kanun ve Yönetmeliklerde düzenlenmiştir.
    Stratejik mekânsal planlama, kentsel gelişimi yalnızca fiziksel gelişim kapsamında ele alan bir yaklaşım olmayıp fiziksel gelişmenin yanı sıra, kentteki sosyal, kültürel, ekonomik, yerel örgütsel gelişime ilişkin stratejileri de içerir.
    Çevre düzeni planlarının leke plan olmaları nedeniyle uygulama imar planları gibi değerlendirilemeyeceği açıktır. Nitekim 3194 sayılı Yasanın 8. maddesinin (f) bendi uyarınca kentsel asgari standartların, Bakanlıkça belirlenen esaslar doğrultusunda çevre düzeni planı ile belirlenebileceği, uygulamaya ilişkin kararların yörenin koşulları, parselin bulunduğu bölgenin genel özellikleri, yapının niteliği ve ihtiyacı, erişebilirlik, sürdürülebilirlik, çevreye etkisi dikkate alınarak ve ölçüleri verilerek Bakanlıkça belirlenen esaslara göre uygulama imar planında belirleneceği hüküm altına alınmıştır.
    Leke plan niteliğinde bulunan dava konusu planın ölçeği (1/100.000) gözönünde bulundurulduğunda parsel bazında kararların üretilmesinin mümkün olmayacağı gibi genel arazi kullanım kararlarının değerlendirildiği, planın bölge ve havza bazında ve mevzuata uygun olarak tesis edildiği, planlama bölgesinde koruma kullanma dengesinin gözetilmesi gereken alanlardaki yapılaşmalarda keyfiliğin, önlenmesi ve azami ölçüde korumanın sağlanması için alt ölçekli plan kararlarına esas olacak yapılaşma şartlarını ortaya koyan genel arazi kullanım kararları üretildiği görülmektedir.
    Bu durumda, yukarıda ifade edilen hususlar birlikte değerlendirildiğinde; çevre düzeni plan kararlarının şematik olduğu, gerek dava konusu taşınmaz, gerekse çevre yolu kavşak bağlantı noktasının trafik güvenliği bakımından, uygulamaya yönelik kesin kararlar getirmediği, bu alanlardaki uygulamaya yönelik esas kararların ilgili kurum ve kuruluşların uygun görüşüne göre alt ölçekli planlarda belirleneceği güzergah yer seçimi kararının ilgili kurum ve kuruluşların teknik etüt çalışmaları sonucu kesinleşeceği, karayolu projelerinin sorumluluğunun davalı idarede bulunmadığı, davalı idare tarafından sadece yetkili kurum ve kuruluşlarca belirlenen güzergahın imar planlarına işlendiği, davalı idarenin yol projesinin güzergahını belirleme konusunda yetkisinin bağlı yetki niteliğinde olduğu, Karayolları Genel Müdürlüğü tarafından hazırlanan karayolu güzergah projesinin de dava konusu edilmediği anlaşıldığından, davaya konu işlemde şehircilik ilkelerine, planlama esaslarına ve kamu yararına aykırılık görülmemiştir.
    Açıklanan nedenlerle; ...adına düzenlenmiş bir vekaletnamenin sunulmadığı anlaşıldığından bu kısım yönünden davanın açılmamış sayılması, diğer davacılar yönünden ise davanın reddi gerektiği düşünülmektedir.

    DANIŞTAY SAVCISI DANIŞTAY SAVCISI ...DÜŞÜNCESİ: Dava Çevre ve Şehircilik Bakanlığının 10/10/2018 tarihli oluru ile onaylanan İzmir-Manisa Planlama Bölgesi 1/100.000 ölçekli Çevre Düzeni Planı Değişikliğinin İzmir-Gebze-Orhangazi Otoyolunun İzmir kesimi ile ilgili kısmının iptali istemiyle açılmıştır.
    Davalı idarenin usule ilişkin itirazları yerinde görülmemiştir.
    Dosyanın incelenmesinden; 14.08.2009 tarihinde onaylanan Manisa-Kütahya-İzmir Planlama Bölgesi 1/100.000 ölçekli Çevre Düzeni Planının iptali istemiyle açılan davada Danıştay Altıncı Dairesinin 26.12.2012 tarihli, E:2010/786, K:2012/8225 sayılı kararıyla planın tümünün iptaline karar verildiği,söz konusu karar üzerine İzmir-Manisa Planlama Bölgesi 1/100.000 ölçekli Çevre Düzeni Planının ...tarihli, ...sayılı Çevre ve Şehircilik Bakanlığı oluru ile onaylandığı, anılan plana yönelik, askı sürecindeki itirazların değerlendirilmesi sonrasında ...tarihli, ...sayılı Bakanlık oluru ile İzmir-Manisa Planlama Bölgesi 1/100.000 ölçekli Çevre Düzeni Planının yeniden onaylandığı bu plana yönelik askı süreci içerisindeki itirazların değerlendirilmesi sonrasında da İzmir-Manisa Planlama Bölgesi 1/100.000 ölçekli Çevre Düzeni Planının (..., ... sayılı paftaları ve plan hükümleri) 16.11.2015 tarihinde onaylandığı, söz konusu planın ...tarihinde ...sayılı plan paftasında, 10.04.2018 tarihinde ...sayılı plan paftası, ...sayılı plan paftası ve bazı plan hükümlerinde değişiklik yapıldığı, ...plan paftasına ilişkin yapılan bir diğer değişikliğin 25.07.2018 tarihinde onaylandığı ve son olarak İzmir-Manisa Planlama Bölgesi 1/100.000 ölçekli Çevre Düzeni Planı Değişikliğinin (...sayılı plan paftaları) 1. No’lu Cumhurbaşkanlığı Kararnamesinin 102. maddesi uyarınca 10.10.2018 tarihinde onaylanarak 23.10.2018-21.11.2018 tarihleri arasında askıya çıkarılması üzerine davacılar tarafından anılan plan değişikliğinin Gebze-Orhangazi-İzmir Otoyolu Bornova (Doğanlar) Geçişi kısmının iptali istemiyle bakılan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
    Davaya konu çevre düzeni planının plan açıklama raporunda "4.5. sayılı Ulaşım" başlıklı maddesinin "4.5.1. sayılı maddesinde Karayolu Ulaşımı; Planlama Bölgesi içindeki alanların tamamında karayolu ile erişim ulaşım açısından ilk seçenek olarak kullanılmaktadır. Ülkemizin üçüncü büyük kenti olan İzmir’den kaynaklanan yoğun karayolu trafiği, zaman içinde bölgede karayolu ağının önemli oranda gelişmesini, yaygınlaşmasını ve çeşitlenmesini sağlamıştır. Bu kapsamda; Planlama Bölgesi içinde artan karayolu trafiğine bağlı olarak farklı standartlarda karayolu düzenlemelerinin yanı sıra otoyol düzenlemeleri ve kent geçişi düzenlemeleri yapılmış durumdadır. Çevre düzeni planı çalışmasında, mevcut karayolu olanaklarının değerlendirilmesinin yanı sıra, Karayolları Genel Müdürlüğü tarafından projelendirilmiş ve henüz gerçekleşmemiş karayolu önerilerine de yer verilmiştir. Karayolları Genel Müdürlüğü tarafından projelendirilmiş olanların yanı sıra, çevre düzeni planı ile getirilen işlevlere, gelişme önerilerine bağlı olarak karayolu önermeleri de geliştirilmiştir. Çevre düzeni planında gösterimi yapılan karayollarının kesin güzergâhlarının ilgili kurumun yatırım programına alınması ve alt ölçekli planlarda belirlenmesine ilişkin plan hükmü düzenlenmiştir." "4.5.1.1. Sayılı maddesinde Erişme Kontrollü Yol/Otoyol; Planlama Bölgesi içinde mevcut otoyol düzenlemeleri iki farklı aksta İzmir il sınırları içinde yer almaktadır. Bunlardan ilki İzmir’i Aydın’a bağlayan İzmir-Aydın Otoyolu, diğeri ise İzmir-Çeşme arasında düzenlenmiş olan otoyoldur. Bu iki otoyol bağlantısı, İzmir kentinin çevre yolu ile birleşerek bağlantı vermektedir. İzmir-İstanbul Otoyolu: İzmir-İstanbul Otoyol Projesi, kurumsal üst veri olarak kabul edilmiş ve planda önerilmiştir. Bornova’dan başlayarak, Kemalpaşa ilçe sınırlarından geçerek İzmir’i doğudan terk eden Otoyol, Kemalpaşa-Turgutlu sınırından kuzeye yönelerek, Saruhanlı ilçe merkezinin doğusuna ulaşmaktadır. İshakçelebi ile Nuriye mahallesinin arasında İzmir-İstanbul Karayolu ile kesişen Otoyol, Akhisar ilçe merkezinin batısından, kuzeye devam etmekte ve Kırkağaç ve Soma’yı geçerek Manisa il sınırlarından çıkmaktadır. Otoyolun Balıkesir-Bursa-Yalova üzerinden, İzmit Osmangazi Köprüsü ile birlikte İstanbul’a ulaşması planlanmıştır." ifadesine yer verilmiştir.
    Çevre düzeni planının plan hükümlerinde ise, 7.1 sayılı maddesinde, bu çevre düzeni planının, plan hükümleri ve plan açıklama raporuyla bir bütün olduğu, 7.2 sayılı maddesinde, bu plandan ölçü alınarak uygulamaya geçilemeyeceği, bu plan ile belirlenen kentsel yerleşme alanlarının, bu alanların tamamının yerleşime açılacağını göstermeyeceği, bu alanların sınırlarının, alt ölçekli planlama çalışmalarında ilgili kurum ve kuruluşların görüşleri ile doğal, yapay ve yasal eşikler doğrultusunda, bu planda ve plan hükümleri ekinde yer alan tabloda belirlenen hedef nüfus dikkate alınarak kesinleştirileceği belirtilmiş, 7.13 sayılı maddesinde bu planın onama tarihinden önce mevzuata uygun olarak onaylanmış imar planlarının, 7.14 sayılı maddesinde de bu planın onama tarihinden önce mevzuata uygun olarak onaylanmış mevzi imar planlarının geçerli olduğu, 7.45. sayılı maddesinde mevcut ve kurum görüşlerine göre işlenen ulaşım altyapısı dışında, bu planla önerilen havaalanı, demiryolu ve karayolu güzergahları ile iskele ve balıkçı barınakları şematik olduğu, bu kullanım kararlarının işlerlik kazanabilmesi için ilgili kurumlarca yatırım programlarına alınmasının gerektiği, bu planın onayından sonra karara bağlanacak olan yatırımların, bu planın ilkeleri doğrultusunda bu plana işleneceği ifade edilmiştir.
    Çevre düzeni planı kararlarının kurumlardan ve arazi çalışmalarından elde edilen veriler, nüfus projeksiyonları ve yerel idarelerin imar planları, bölgesel yatırım kararları, koruma statülü alanlar ulaşım ağları gibi plana girdi sağlayan verilerin değerlendirilmesi sonucunda oluşturulması gerektiği, dolayısıyla nüfus projeksiyonlarına göre, yerleşim alanlarının belirlenmesi, bu doğrultuda, tarım alanları, orman alanları, meralar, jeolojik açıdan sakıncalı alanlarının korunması gerektiği bu tür alanlarda, münferit kentsel gelişme taleplerinin ise plan bütünlüğü gözönünde bulundurularak değerlendirilmesi gerekmektedir.
    Genel ilke olarak, plan kararları ile fiziksel çevreyi sağlıklı bir yapıya kavuşturmak, yatırımların yer seçimlerini ve gelişme eğilimlerini yönlendirmek ve toprağın korunma, kullanma dengesini en rasyonel biçimde belirlemek amaçlanır.
    Bu amaç çerçevesinde, Çevre Düzeni Planı ölçeğinde hangi usül ve esaslara göre planlama yapılacağı ayrıntılı bir şekilde ilgili Kanun ve Yönetmeliklerde düzenlenmiştir.
    Stratejik mekânsal planlama, kentsel gelişimi yalnızca fiziksel gelişim kapsamında ele alan bir yaklaşım olmayıp fiziksel gelişmenin yanı sıra, kentteki sosyal, kültürel, ekonomik, yerel örgütsel gelişime ilişkin stratejileri de içerir.
    Çevre düzeni planlarının leke plan olmaları nedeniyle uygulama imar planları gibi değerlendirilemeyeceği açıktır. Nitekim 3194 sayılı Yasanın 8. maddesinin (f) bendi uyarınca kentsel asgari standartların, Bakanlıkça belirlenen esaslar doğrultusunda çevre düzeni planı ile belirlenebileceği, uygulamaya ilişkin kararların yörenin koşulları, parselin bulunduğu bölgenin genel özellikleri, yapının niteliği ve ihtiyacı, erişebilirlik, sürdürülebilirlik, çevreye etkisi dikkate alınarak ve ölçüleri verilerek Bakanlıkça belirlenen esaslara göre uygulama imar planında belirleneceği hüküm altına alınmıştır.
    Leke plan niteliğinde bulunan dava konusu planın ölçeği (1/100.000) gözönünde bulundurulduğunda parsel bazında kararların üretilmesinin mümkün olmayacağı gibi genel arazi kullanım kararlarının değerlendirildiği, planın bölge ve havza bazında ve mevzuata uygun olarak tesis edildiği, planlama bölgesinde koruma kullanma dengesinin gözetilmesi gereken alanlardaki yapılaşmalarda keyfiliğin, önlenmesi ve azami ölçüde korumanın sağlanması için alt ölçekli plan kararlarına esas olacak yapılaşma şartlarını ortaya koyan genel arazi kullanım kararları üretildiği görülmektedir.
    Bu durumda, yukarıda ifade edilen hususlar birlikte değerlendirildiğinde; çevre düzeni plan kararlarının şematik olduğu, gerek dava konusu taşınmaz, gerekse çevre yolu kavşak bağlantı noktasının trafik güvenliği bakımından, uygulamaya yönelik kesin kararlar getirmediği, bu alanlardaki uygulamaya yönelik esas kararların ilgili kurum ve kuruluşların uygun görüşüne göre alt ölçekli planlarda belirleneceği güzergah yer seçimi kararının ilgili kurum ve kuruluşların teknik etüt çalışmaları sonucu kesinleşeceği, karayolu projelerinin sorumluluğunun davalı idarede bulunmadığı, davalı idare tarafından sadece yetkili kurum ve kuruluşlarca belirlenen güzergahın imar planlarına işlendiği, davalı idarenin yol projesinin güzergahını belirleme konusunda yetkisinin bağlı yetki niteliğinde olduğu, Karayolları Genel Müdürlüğü tarafından hazırlanan karayolu güzergah projesinin de dava konusu edilmediği anlaşıldığından, davaya konu işlemde şehircilik ilkelerine, planlama esaslarına ve kamu yararına aykırılık görülmemiştir.
    Açıklanan nedenlerle; dosyada vekaleti bulunmayan ...yönünden davanın açılmamış sayılması, diğer davacılar yönünden davanın reddi gerektiği düşünülmektedir.


    TÜRK MİLLETİ ADINA
    Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince duruşma için taraflara önceden bildirilen 25/05/2022 tarihinde, davacı vekili Av. ...'ın ve davalı idare vekili Av. ...'in geldiği, Danıştay Savcısının hazır olduğu görülmekle, açık duruşmaya başlandı. Taraflara usulüne uygun olarak söz verilerek dinlendikten ve Danıştay Savcısının düşüncesi alındıktan sonra taraflara son kez söz verilip, duruşma tamamlandı. 29/10/2021 tarih ve 31643 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 85 sayılı Bazı Cumhurbaşkanlığı Kararnamelerinde Değişiklik Yapılması Hakkında Cumhurbaşkanlığı Kararnamesinin 1. maddesi ile 1 sayılı Cumhurbaşkanlığı Teşkilatı Hakkında Cumhurbaşkanlığı Kararnamesinin Altıncı Kısmının Dördüncü Bölümünün başlığının Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, 2. maddesi ile de aynı Kararnamenin 97. maddesinin birinci fıkrasının birinci cümlesinde yer alan "Çevre ve Şehircilik" ibaresinin "Çevre, Şehircilik ve İklim değişikliği" şeklinde değiştirildiği görüldüğünden, davalı idarenin isminin, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı olarak değiştirilmesi suretiyle Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

    İNCELEME VE GEREKÇE :

    MADDİ OLAY :
    14.08.2009 tarihinde onaylanan Manisa-Kütahya-İzmir Planlama Bölgesi 1/100.000 ölçekli Çevre Düzeni Planının iptali istemiyle açılan davada Danıştay Altıncı Dairesinin 26.12.2012 tarihli, E:2010/786, K:2012/8225 sayılı kararıyla planın tümünün iptaline karar verilmiştir. Söz konusu karar üzerine İzmir-Manisa Planlama Bölgesi 1/100.000 ölçekli Çevre Düzeni Planı ...tarihli, ...sayılı Çevre ve Şehircilik Bakanlığı oluru ile onaylanmıştır. Anılan plana yönelik, askı sürecindeki itirazların değerlendirilmesi sonrasında 30.12.2014 tarihli, 21137 sayılı Bakanlık oluru ile İzmir-Manisa Planlama Bölgesi 1/100.000 ölçekli Çevre Düzeni Planı yeniden onaylanmıştır. Bu plana yönelik askı süreci içerisindeki itirazların değerlendirilmesi sonrasında da İzmir-Manisa Planlama Bölgesi 1/100.000 ölçekli Çevre Düzeni Planı (...sayılı paftaları ve plan hükümleri) 16.11.2015 tarihinde onaylanmış, söz konusu planın 27.01.2017 tarihinde ...sayılı plan paftasında, 10.04.2018 tarihinde ...sayılı plan paftası, ...sayılı plan paftası ve bazı plan hükümlerinde değişiklik yapılmış, ...plan paftasına ilişkin yapılan bir diğer değişiklik 25.07.2018 tarihinde onaylanmış ve son olarak İzmir-Manisa Planlama Bölgesi 1/100.000 ölçekli Çevre Düzeni Planı Değişikliği (...sayılı plan paftaları) 1. No’lu Cumhurbaşkanlığı Kararnamesinin 102. maddesi uyarınca 10.10.2018 tarihinde onaylanmıştır.
    10.10.2018 onay tarihli İzmir-Manisa Planlama Bölgesi 1/100.000 ölçekli Çevre Düzeni Planı Değişikliği 23.10.2018-21.11.2018 tarihleri arasında askıya çıkarılmıştır. Askıya çıkarılan plan değişikliği üzerine davacılar tarafından Gebze-Orhangazi-İzmir Otoyolu Bornova (Doğanlar) Geçişi kısmının iptali için bakılan dava açılmıştır.

    İLGİLİ MEVZUAT:
    2872 sayılı Çevre Kanununun 9. maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinde, "Ülke fizikî mekânında, sürdürülebilir kalkınma ilkesi doğrultusunda, koruma-kullanma dengesi gözetilerek kentsel ve kırsal nüfusun barınma, çalışma, dinlenme, ulaşım gibi ihtiyaçların karşılanması sonucu oluşabilecek çevre kirliliğini önlemek amacıyla nazım ve uygulama imar plânlarına esas teşkil etmek üzere bölge ve havza bazında 1/50.000-1/100.000 ölçekli çevre düzeni plânları Bakanlıkça yapılır, yaptırılır ve onaylanır. Bölge ve havza bazında çevre düzeni plânlarının yapılmasına ilişkin usûl ve esaslar Bakanlıkça çıkarılacak yönetmelikle belirlenir." hükmüne yer verilmiştir.
    10/07/2018 tarihli 30474 sayılı Resmî Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 1 sayılı Cumhurbaşkanlığı Teşkilatı Hakkında Cumhurbaşkanlığı Kararnamesinin 102.maddesinin 1.fıkrasının (a) bendinde, yerleşme, yapılaşma ve arazi kullanımına yön veren, her tür ve ölçekte fiziki planlara ve uygulamalara esas teşkil eden üst ölçekli mekânsal strateji planlarını ve çevre düzeni planlarını ilgili kurum ve kuruluşlarla işbirliği yaparak hazırlamak, hazırlatmak, onaylamak ve uygulamanın bu stratejilere göre yürütülmesini sağlamak, (c) bendinde ise, havza ve bölge bazındaki çevre düzeni planları da dâhil her tür ve ölçekteki çevre düzeni planlarının ve imar planlarının yapılmasına ilişkin usul ve esasları belirlemek, havza veya bölge bazında çevre düzeni planlarını yapmak, yaptırmak, onaylamak ve bu planların uygulanmasını ve denetlenmesini sağlamak Mekânsal Planlama Genel Müdürlüğünün görevleri arasında sayılmıştır.
    Çevre ve Şehircilik Bakanlığınca çıkarılan 14.06.2014 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren Mekansal Planlar Yapım Yönetmeliğinin 4.maddesinin 1.fıkrasının (c) bendinde, "Çevre düzeni planı: Varsa mekânsal strateji planlarının hedef ve strateji kararlarına uygun olarak orman, akarsu, göl ve tarım arazileri gibi temel coğrafi verilerin gösterildiği, kentsel ve kırsal yerleşim, gelişme alanları, sanayi, tarım, turizm, ulaşım, enerji gibi sektörlere ilişkin genel arazi kullanım kararlarını belirleyen, yerleşme ve sektörler arasında ilişkiler ile koruma-kullanma dengesini sağlayan 1/50.000 veya 1/100.000 ölçekteki haritalar üzerinde ölçeğine uygun gösterim kullanılarak bölge, havza veya il düzeyinde hazırlanabilen, plan notları ve raporuyla bir bütün olarak yapılan planı ifade eder." kuralı yer almaktadır.
    Yönetmeliğin "Planlama alanı" başlıklı 18.maddesinde, "Çevre düzeni planı; coğrafi, sosyal, ekonomik, idari, mekânsal ve fonksiyonel nitelikleri açısından benzerlik gösteren bölge, havza veya en az bir il düzeyinde yapılır." kuralına, "Plan ilke ve esasları" başlıklı 19. maddesinin 1.fıkrasında ise, "Çevre düzeni planları hazırlanırken; a) Varsa mekânsal strateji planlarına uygunluğun sağlanması, b) Yeni gelişmeler ve bölgesel dinamiklerin dikkate alınması, c) İlgili kamu kurum ve kuruluşlarının mekânsal kararları etkileyecek nitelikteki bölge planı, strateji planı ve belgesi, sektörel yatırım kararlarının dikkate alınarak değerlendirilmesi, ç) Sürdürülebilir kalkınma amacına uygun olarak ekolojik ve ekonomik kararların bir arada değerlendirilmesi, d) Tarihi, kültürel yapı ile orman alanları, tarım arazileri, su kaynakları ve kıyı gibi doğal yapı ve peyzajın korunması ve geliştirilmesi, e) Doğal yapının, ekolojik dengenin ve ekosistemin sürekliliğinin korunması amacıyla arazi kullanım bütünlüğünün sağlanması, f) Ulaşım ağının arazi kullanım kararlarıyla birlikte ele alınması suretiyle imar planlarında güzergahı netleştirilecek yolların güzergah ve yönünün genel olarak belirlenmesi, g) Çevre sorunlarına neden olan kaynaklara yönelik önleyici strateji ve politikaların belirlenerek arazi kullanım kararlarının oluşturulması, ğ) İmar planlarına esas olacak şematik ve grafik dil kullanılarak arazi kullanım kararları ile koruma ve gelişmenin sağlanması, h) Afet tehlikelerine ilişkin mevcut raporlar ve jeolojik etütler dikkate alınarak afet risklerini azaltıcı önerilerin dikkate alınması esastır." kuralına yer verilmiştir.
    Anılan 19.maddenin 2.fıkrasında, "Çevre düzeni planlarının hazırlanması sürecinde, planlama alanı sınırları kapsamında aşağıda genel başlıklar halinde belirtilen konular ile diğer konularda ilgili kurum ve kuruluşlardan veriler elde edilir; bu veriler kapsamında analiz, etüt ve araştırmalar yapılır: a) Sınırlar. b) İdari ve bölgesel yapı. c) Fiziksel ve doğal yapı. ç) Sit ve diğer koruma alanları, hassas alanlar, doğal karakteri korunacak alanlar. d) Ekonomik yapı. e) Sektörel gelişmeler ve istihdam. f) Demografik ve toplumsal yapı. g) Kentsel ve kırsal yerleşme alanları ve arazi kullanımı. ğ) Altyapı sistemleri. h) Yeşil ve açık alan kullanımları. ı) Ulaşım sistemleri. i) Afete maruz ve riskli alanlar. j) Askeri alanlar, askeri yasak bölgeler ve güvenlik bölgeleri. k) Planlama alanına yönelik bölgesel ölçekli kamu projeleri ve yatırım kararları. l) Her tür ve ölçekteki plan, program ve stratejiler. m) Göller, barajlar, akarsular, taşkın alanları, yeraltı ve yüzeysel su kaynakları ve benzeri hidrolojik, hidrojeolojik alanlar. n) Çevre sorunları ve etkilenen alanlar." düzenlemesine yer verilmiştir.
    Aynı maddenin 3.fıkrasında, " Çevre Düzeni Planlarının hazırlanması sürecinde planlama alanı sınırları kapsamındaki tüm veriler 1/25.000 ölçekli harita hassasiyetinde hazırlanır." kuralı, 4.fıkrasında, "Plan hazırlık sürecinde ihtiyaç duyulan veri, bilgi ve belgeler; ilgili veriyi hazırlamakla sorumlu kurum ve kuruluşlardan, bilimsel çalışmalardan ve uzmanlarca arazide yapılacak çalışmalardan elde edilir." kuralı, 5.fıkrasında, "Planlama sürecinde coğrafi bilgi sistemleri ve uzaktan algılama yöntemleri kullanılarak güncellenebilir ve sorgulanabilir sayısal veri tabanı oluşturulur." kuralı bulunmaktadır.
    Yönetmeliğin "Revizyon ve değişiklikler" başlıklı 20. maddesinin 1.fıkrasında, "Çevre düzeni planının ihtiyaca cevap vermediği hallerde veya planın vizyonu, amacı, hedefleri, stratejileri, ilke ve politikaları açısından plan ana kararlarını, sürekliliğini, bütünlüğünü etkilemesi halinde çevre düzeni planı bütününde revizyon yapılır. Çevre düzeni planı revizyonu; a) Nüfusun yerleşim ihtiyaçlarının karşılanamaması, b) Planın temel strateji ve politikalarını değiştirecek bölgesel ölçekli yatırımların ortaya çıkması, c) Yeni verilere bağlı olarak, sonradan ortaya çıkabilecek ve bölgesel etkiye yol açabilecek arazi kullanım taleplerinin oluşması, ç) Yeni gelişmeler ve bölgesel dinamiklerde değişiklik olması, durumunda yapılır." düzenlemesine, 2.fıkrasında da, "Çevre düzeni planı ana kararlarını, sürekliliğini, bütünlüğü bozmayacak nitelikte, plan değişikliği yapılabilir. Çevre düzeni planı değişikliklerinde; a) Kamu yatırımlarına, b) Çevrenin korunmasına, c) Çevre kirliliğinin önlenmesine, ç) Planın uygulanmasında karşılaşılan güçlükler ve maddi hataların giderilmesine, d) Değişen verilere bağlı olarak planın güncellenmesine, dair yeterli, geçerli ve gerekçeleri açık olan, altyapı etkilerini değerlendiren raporu içeren teklif ve talepler; idarece planın temel hedef, ilke, strateji ve politikaları kapsamında teknik ve yasal çerçevede değerlendirmeye alınarak sonuçlandırılır." düzenlemesine yer verilmiştir.
    6001 sayılı Karayolları Genel Müdürlüğünün Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanunun 19. maddesinde: “- (1) Genel Müdürlük; otoyol, Devlet ve il yolları ağına giren karayolu güzergâhlarına ve bunların değişikliklerine ilişkin planlarını hazırlayarak, belediye ve mücavir alan sınırları içinde kalan yerlerde imar planlarına işlenmesini belediye veya ilgili kurum ve kuruluşlardan talep eder. Belediye veya ilgili kurum ve kuruluşlar, karayolu güzergâhlarına ilişkin söz konusu planlara varsa itirazlarını en geç otuz gün içinde bildirir. Bu süre sonunda itiraz edilmemişse güzergâh planları, ilgili kurum veya kuruluşlar açısından imar planına esas olmak üzere kesinleşir. İlgili kurum ve kuruluşlarca itiraz edilmesi halinde ise karayolu güzergâh planlarına yapılacak itirazlar Genel Müdürlükçe değerlendirilerek, itiraz tarihinden itibaren en geç yirmi gün içinde sonuçlandırılır. Belediye ve mücavir alan sınırları dışında kalan yerlerde ise karayolu güzergâh planları, il özel idareleri veya ilgili kurum ve kuruluşlarla koordine edilmek suretiyle Genel Müdürlükçe doğrudan tayin ve tespit edilir ve uygulaması bu çerçevede yapılır. Bu fıkra hükümlerine göre son halini alan yol güzergâh planları Bakan onayı ile yürürlüğe girer. Bakan bu yetkisini Genel Müdüre devredebilir. (2) İlgili kurum veya kuruluşlar mevcut imar planlarını kesinleşen karayolu güzergâh planlarına uygun olarak en fazla altmış gün içinde revize eder. İmar mevzuatının gerektirdiği diğer işlemler ilgili kurum ve kuruluş tarafından yürütülür. Revize edilen imar planına yapılan ve karayolu güzergâhında değişiklik gerektiren itirazlar Genel Müdürlükçe karara bağlanır. (3) Karayolu güzergâh planlarının belirlenen süre sonunda, ilgili kurum veya kuruluşça imar planlarına işlenmemesi hâlinde, kesinleşen karayolu güzergâh planları Genel Müdürlükçe imar planlarına işlenir. Karayolu güzergâhlarının işlendiği imar planları Bakan tarafından resen onaylanmak suretiyle kesinleşir ve ilgili kurum ve kuruluşa bildirilir. Kesinleşen imar planlarının bir sureti Bayındırlık ve İskân Bakanlığına da gönderilir. Bu şekilde kesinleştirilen imar planları ile ilgili diğer işlemler, ilgili kurum ve kuruluş tarafından imar mevzuatının gerektirdiği şekilde yürütülür. (4) Kesinleşen imar planlarında karayolu ve çevresine ilişkin daha sonra yapılacak her türlü ilave, değişiklik ve diğer çalışmalarda, trafik ve karayolu güvenliği açısından Genel Müdürlüğün görüşü alınır. Bu plana ilişkin değişiklikler hakkında ilgili mevzuatına göre ilan süresinin başladığı tarihte Genel Müdürlüğe bilgi verilir. (5) İlgili kurum veya kuruluşlar, kesinleşen karayolu güzergâh planlarına ilişkin olarak yapacakları imar planı çalışmalarında, Genel Müdürlükçe karayolu güzergâhına ilişkin hazırlanan jeolojik, jeoteknik ve fotogrametrik raporları esas almak zorundadır. (6) Bu madde hükümleri çerçevesinde kesinleşen karayolu güzergâh planları kapsamında karayollarının yer aldığı alanlara ilişkin olarak, belediyeler veya il özel idarelerince, ilk kez yapılan imar planı düzenlemelerinde, otoyollar hariç olmak üzere, kesinleşmiş güzergâh planlarındaki karayolları, 3194 sayılı Kanunun 18 inci maddesi hükümleri dâhilinde oluşturulacak düzenleme ortaklık payları hesabına dâhil edilir. İlgili belediyeler veya il özel idareleri, söz konusu işlemleri Genel Müdürlük ile koordineli olarak ve ivedilikle sonuçlandırır” hükmü yer almıştır.

    HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
    Dava dosyasının, davacı vekilinin duruşma günü dosyaya sunduğu belgelerle birlikte incelenmesinden;

    1- Davacılardan ... yönünden;
    2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 31. maddesiyle, bu kanunda hüküm bulunmayan hallerde uygulanacak usul hükümlerine atıfta bulunulan, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 71. maddesinde, "Dava ehliyeti bulunan herkes, davasını kendisi veya tayin ettiği vekil aracılığıyla açabilir ve takip edebilir." hükmü; 76. maddesinin 1. fıkrasında, "Avukat, açtığı veya takip ettiği dava ve işlerde, noter tarafından onaylanan ya da düzenlenen vekâletname aslını veya avukat tarafından onaylanmış aslına uygun örneğini, dava yahut takip dosyasına konulmak üzere ibraz etmek zorundadır." hükmü; 77. maddesinin 1. fıkrasında, "Vekâletnamesinin aslını veya onaylı örneğini vermeyen avukat, dava açamaz ve yargılamayla ilgili hiçbir işlem yapamaz. Şu kadar ki, gecikmesinde zarar doğabilecek hâllerde mahkeme, vereceği kesin süre içinde vekâletnamesini getirmek koşuluyla avukatın dava açmasına veya usul işlemlerini yapmasına izin verebilir. Bu süre içinde vekâletname verilmez veya asıl taraf yapılan işlemleri kabul ettiğini dilekçeyle mahkemeye bildirmez ise dava açılmamış veya gerçekleştirilen işlemler yapılmamış sayılır." hükmü getirilmiştir.
    Dairemizin 09.10.2019 tarihli E:2019/17986 sayılı ara kararında, dosyada vekaletnamesi bulunmayan davacılara baro pulu ihtiva eden vekaletnamelerin sunulması için 15 günlük kesin süre verilmiştir.
    Davacı dilekçesinde ismi geçen ...'nun yurt dışında olması nedeni ile Dairemizin 03.03.2020 tarihli E:2019/17986 sayılı dosyasında Cenevre Başkonsolosluğu'na müzekkere yazılarak bahsi geçen ara kararının ekli olduğu davetiyenin 7201 sayılı Kanunun 25/a maddesi uyarınca ilgili şahsa tebliğ edilmesi ve tebellüğ belgesinin Dairemize iletilmesi istenilmesi üzerine Cenevre Başkonsolosluğunca 29.06.2020 tarihli cevapta, ...'nun bekleme süresi içerisinde tebligatı teslim almadığı, bildirim zarfının iade edildiği ve tebligat evraklarının 6 ay muhafaza edildikten sonra imha edileceği ifade edilmiştir.
    Bu itibarla, Dairemizin dosyanın esasına ilişkin karar verdiği tarihe kadar dosyaya ... adına düzenlenmiş bir vekaletnamenin sunulmadığı anlaşıldığından belirtilen davacı yönünden davanın açılmamış sayılması karar verilmesi gerekmektedir.

    2. Esas Yönünden
    Davaya konu çevre düzeni planının plan açıklama raporunda "4.5. sayılı Ulaşım" başlıklı maddesinin "4.5.1. sayılı maddesinde Karayolu Ulaşımı; Planlama Bölgesi içindeki alanların tamamında karayolu ile erişim ulaşım açısından ilk seçenek olarak kullanılmaktadır. Ülkemizin üçüncü büyük kenti olan İzmir’den kaynaklanan yoğun karayolu trafiği, zaman içinde bölgede karayolu ağının önemli oranda gelişmesini, yaygınlaşmasını ve çeşitlenmesini sağlamıştır. Bu kapsamda; Planlama Bölgesi içinde artan karayolu trafiğine bağlı olarak farklı standartlarda karayolu düzenlemelerinin yanı sıra otoyol düzenlemeleri ve kent geçişi düzenlemeleri yapılmış durumdadır. Çevre düzeni planı çalışmasında, mevcut karayolu olanaklarının değerlendirilmesinin yanı sıra, Karayolları Genel Müdürlüğü tarafından projelendirilmiş ve henüz gerçekleşmemiş karayolu önerilerine de yer verilmiştir. Karayolları Genel Müdürlüğü tarafından projelendirilmiş olanların yanı sıra, çevre düzeni planı ile getirilen işlevlere, gelişme önerilerine bağlı olarak karayolu önermeleri de geliştirilmiştir. Çevre düzeni planında gösterimi yapılan karayollarının kesin güzergâhlarının ilgili kurumun yatırım programına alınması ve alt ölçekli planlarda belirlenmesine ilişkin plan hükmü düzenlenmiştir." "4.5.1.1. Sayılı maddesinde Erişme Kontrollü Yol/Otoyol; Planlama Bölgesi içinde mevcut otoyol düzenlemeleri iki farklı aksta İzmir il sınırları içinde yer almaktadır. Bunlardan ilki İzmir’i Aydın’a bağlayan İzmir-Aydın Otoyolu, diğeri ise İzmir-Çeşme arasında düzenlenmiş olan otoyoldur. Bu iki otoyol bağlantısı, İzmir kentinin çevre yolu ile birleşerek bağlantı vermektedir. İzmir-İstanbul Otoyolu: İzmir-İstanbul Otoyol Projesi, kurumsal üst veri olarak kabul edilmiş ve planda önerilmiştir. Bornova’dan başlayarak, Kemalpaşa ilçe sınırlarından geçerek İzmir’i doğudan terk eden Otoyol, Kemalpaşa-Turgutlu sınırından kuzeye yönelerek, Saruhanlı ilçe merkezinin doğusuna ulaşmaktadır. İshakçelebi ile Nuriye mahallesinin arasında İzmir-İstanbul Karayolu ile kesişen Otoyol, Akhisar ilçe merkezinin batısından, kuzeye devam etmekte ve Kırkağaç ve Soma’yı geçerek Manisa il sınırlarından çıkmaktadır. Otoyolun Balıkesir-Bursa-Yalova üzerinden, İzmit Osmangazi Köprüsü ile birlikte İstanbul’a ulaşması planlanmıştır." ifadesine yer verilmiştir.
    Çevre düzeni planının plan hükümlerinde ise, 7.1 sayılı maddesinde, bu çevre düzeni planının, plan hükümleri ve plan açıklama raporuyla bir bütün olduğu, 7.2 sayılı maddesinde, bu plandan ölçü alınarak uygulamaya geçilemeyeceği, bu plan ile belirlenen kentsel yerleşme alanlarının, bu alanların tamamının yerleşime açılacağını göstermeyeceği, bu alanların sınırlarının, alt ölçekli planlama çalışmalarında ilgili kurum ve kuruluşların görüşleri ile doğal, yapay ve yasal eşikler doğrultusunda, bu planda ve plan hükümleri ekinde yer alan tabloda belirlenen hedef nüfus dikkate alınarak kesinleştirileceği belirtilmiş, 7.13 sayılı maddesinde bu planın onama tarihinden önce mevzuata uygun olarak onaylanmış imar planlarının, 7.14 sayılı maddesinde de bu planın onama tarihinden önce mevzuata uygun olarak onaylanmış mevzi imar planlarının geçerli olduğu, 7.45. sayılı maddesinde mevcut ve kurum görüşlerine göre işlenen ulaşım altyapısı dışında, bu planla önerilen havaalanı, demiryolu ve karayolu güzergahları ile iskele ve balıkçı barınakları şematik olduğu, bu kullanım kararlarının işlerlik kazanabilmesi için ilgili kurumlarca yatırım programlarına alınmasının gerektiği, bu planın onayından sonra karara bağlanacak olan yatırımların, bu planın ilkeleri doğrultusunda bu plana işleneceği ifade edilmiştir.
    Çevre düzeni planı kararlarının kurumlardan ve arazi çalışmalarından elde edilen veriler, nüfus projeksiyonları ve yerel idarelerin imar planları, bölgesel yatırım kararları, koruma statülü alanlar ulaşım ağları gibi plana girdi sağlayan verilerin değerlendirilmesi sonucunda oluşturulması gerektiği, dolayısıyla nüfus projeksiyonlarına göre, yerleşim alanlarının belirlenmesi, bu doğrultuda, tarım alanları, orman alanları, meralar, jeolojik açıdan sakıncalı alanlarının korunması gerektiği bu tür alanlarda, münferit kentsel gelişme taleplerinin ise plan bütünlüğü gözönünde bulundurularak değerlendirilmesi gerekmektedir.
    Genel ilke olarak, plan kararları ile fiziksel çevreyi sağlıklı bir yapıya kavuşturmak, yatırımların yer seçimlerini ve gelişme eğilimlerini yönlendirmek ve toprağın korunma, kullanma dengesini en rasyonel biçimde belirlemek amaçlanır.
    Bu amaç çerçevesinde, Çevre Düzeni Planı ölçeğinde hangi usül ve esaslara göre planlama yapılacağı ayrıntılı bir şekilde ilgili Kanun ve Yönetmeliklerde düzenlenmiştir.
    Stratejik mekânsal planlama, kentsel gelişimi yalnızca fiziksel gelişim kapsamında ele alan bir yaklaşım değildir. Fiziksel gelişmenin yanı sıra, kentteki sosyal, kültürel, ekonomik, yerel örgütsel gelişime ilişkin stratejileri de içerir. Diğer bir deyişle, kentsel gelişme; hem mekânsal, hem de mekânsal olmayan (mekânda dolaylı olarak etkileri olan sosyal / kültürel / ekonomik / yerel örgütsel) etmenler çerçevesinde ele alınmaktadır. Bu yaklaşımda, çeşitli karar vericilerin birbirleriyle eşgüdümünün sağlanması önemli bir gerekliliktir.
    Çevre düzeni planlarının leke plan olmaları nedeniyle uygulama imar planları gibi değerlendirilmeyeceği gerektiğinde şüphe bulunmamaktadır. Nitekim 3194 sayılı Yasanın 8. maddesinin (f) bendi uyarınca kentsel asgari standartların, Bakanlıkça belirlenen esaslar doğrultusunda çevre düzeni planı ile belirlenebileceği, uygulamaya ilişkin kararların yörenin koşulları, parselin bulunduğu bölgenin genel özellikleri, yapının niteliği ve ihtiyacı, erişebilirlik, sürdürülebilirlik, çevreye etkisi dikkate alınarak ve ölçüleri verilerek Bakanlıkça belirlenen esaslara göre uygulama imar planında belirleneceği hüküm altına alınmıştır.
    Leke plan niteliğinde bulunan dava konusu planın ölçeği (1/100.000) gözönünde bulundurulduğunda parsel bazında kararların üretilmesinin mümkün olmayacağı gibi genel arazi kullanım kararlarının değerlendirildiği, planın bölge ve havza bazında ve mevzuata uygun olarak tesis edildiği, planlama bölgesinde koruma kullanma dengesinin gözetilmesi gereken alanlardaki yapılaşmalarda keyfiliğin, önlenmesi ve azami ölçüde korumanın sağlanması için alt ölçekli plan kararlarına esas olacak yapılaşma şartlarını ortaya koyan genel arazi kullanım kararları üretildiği görülmektedir.
    Bu durumda, yukarıda ifade edilen hususlar birlikte değerlendirildiğinde; çevre düzeni plan kararlarının şematik olduğu, gerek dava konusu taşınmaz, gerekse çevre yolu kavşak bağlantı noktasının trafik güvenliği bakımından, uygulamaya yönelik kesin kararlar getirmediği, bu alanlardaki uygulamaya yönelik esas kararların ilgili kurum ve kuruluşların uygun görüşüne göre alt ölçekli planlarda belirleneceği güzergah yer seçimi kararının ilgili kurum ve kuruluşların teknik etüt çalışmaları sonucu kesinleşeceği, karayolu projelerinin sorumluluğunun davalı idarede bulunmadığı, davalı idare tarafından sadece yetkili kurum ve kuruluşlarca belirlenen güzergahın imar planlarına işlendiği, davalı idarenin yol projesinin güzergahını belirleme konusunda yetkisinin bağlı yetki niteliğinde olduğu, Karayolları Genel Müdürlüğü tarafından hazırlanan karayolu güzergah projesinin de dava konusu edilmediği anlaşıldığından, proje ile belirlenen güzergaha yönelik değerlendirmeler yapılarak projenin uygun olmadığından bahisle davacıların dava konusu işlemin hukuka aykırı olduğu yönündeki iddia ve itirazlarına itibar edilmemiştir.
    Bu itibarla davaya konu işlemde şehircilik ilkelerine, planlama esaslarına ve kamu yararına aykırılık görülmemiştir.

    KARAR SONUCU:
    Açıklanan nedenlerle;
    1. Davacılar ... yönünden DAVANIN AÇILMAMIŞ SAYILMASINA,
    2. Diğer davacılar yönünden DAVANIN REDDİNE,
    3. Ayrıntısı aşağıda gösterilen toplam ...TL yargılama giderinin davacılar üzerinde bırakılmasına,
    4. Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca duruşmalı işler için belirlenen ...-TL vekâlet ücretinin davacılardan alınarak davalı idareye verilmesine,
    5. Posta gideri avansından artan tutarın kararın kesinleşmesinden sonra davacıya iadesine,
    6. Bu kararın tebliğ tarihini izleyen 30 gün içerisinde Danıştay İdari Dava Daireleri Kuruluna temyiz yolu açık olmak üzere, 25/05/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi