11. Hukuk Dairesi 2019/1693 E. , 2019/8012 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada Ankara 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 05/07/2017 tarih ve 2016/262 E- 2017/279 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi"nce verilen 21/12/2018 tarih ve 2018/576 E- 2018/1329 K. sayılı kararın Yargıtay"ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili dava dilekçesi ile; müvekkilinin 2015/3783-2.1 kod numarası verilen, "bisküvi şeklinden oluşan gıda ürünü" tasarım başvurusunda bulunduğunu, davalı şirket tarafından başvuru konusu tasarımın gerek kendi adına tescilli marka ve tasarımlarla gerekse de değişik web sayfalarında bulunan ürün biçimleri ile aynı olduğu gerekçesiyle itirazda bulunulduğunu, davalı Kurumca bu itirazın kabul edilerek tasarım tescil başvurusunun reddedildiğini ve tescilin iptal edildiğini, alınan kararın hukuka aykırı olduğunu, söz konusu benzerliklerin teknik zorunluluklardan kaynaklandığını, bisküvi ürünü üzerinde yer alan çizgilerin ürünü itiraza mesnet ürünlerden farklılaştırdığını, başvuru konusu tasarımın yenilik ve ayırt edicilik vasıflarını taşıdığını ileri sürerek, YİDK"in 2016/T-214 sayılı kararının iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı TPMK vekili cevap dilekçesi ile; YİDK kararında açıklandığı üzere 2015 03783/2 sıra numaralı tasarım ile, 1980 yılına ait olduğu anlaşılan görselde yer alıp itiraza gerekçe gösterilen ve yüz yılı aşkındır piyasada olan, petibör ismiyle tanınan ürünün genel izlenim itibariyle aynı olduğunu, başvuruda yenilik unsurunun sağlanamadığını, bu nedenle YİDK kararının hukuka ve usule uygun olduğunu belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Davalı ...vekili cevap dilekçesi ile; TPMK’nın tasarım başvurularında re’sen araştırma yetkisi bulunmadığından, hiçbir yeniliği ve ayırt edici özelliği bulunmayan davacı tasarım başvurusunun kabul edildiğini, oysa kısa bir internet araştırması ile dahi davacının tescil ettirmek istediği tasarımın eskiden beri varolduğunun tespit edilebileceğini, davacı tasarımındaki köşelerin biraz daha uzun, kenar girintilerinin biraz daha belirgin olması şeklindeki farklılıkların küçük farklılıklar olduğunu belirterek davanın reddini talep etmiştir.
İlk Derece Mahkemesince, davacıya ait 2015/3783-2.1 sayılı sayılı tasarımların ayırt edicilik vasfının bulunmadığı, söz konusu tasarımların davalı şirkete ait 2011/2117 sayılı tasarım tescil belgesi ile davacının marka tescil belgeleri, ayrıca ulker.com.tr, bifa.com.tr alan adını taşıyan internet sitelerindeki görsellerdeki ürün arasında belirgin bir farklılık bulunmadığı, aralarında mevcut olan farklılıkların, ürünlerin genel görünüme olan etki ve katkısı nazara alındığında bilgilenmiş kullanıcı nezdinde belirgin farklılığı doğurmaya yetmediği, kaldı ki anılan ürünlerin tasarlanması için davalının seçenek özgürlüğünün oldukça geniş olduğu gerekçesiyle bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı doğrultusunda davanın reddine karar verilmiştir.
Karara karşı davacı vekili istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesince, dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, dava konusu tasarım başvurusunun yenilik ve ayırt edicilik niteliklerini taşımadığı, karşılaştırmaya esas tasarımlar arasındaki benzerliklerin de teknik zorunluluklardan kaynaklanmadığı gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK"nın 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK"nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK"nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK"nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, temyiz harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına mahal olmadığına, 09/12/2019 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.