Abaküs Yazılım
6. Daire
Esas No: 2020/9117
Karar No: 2022/6180
Karar Tarihi: 25.05.2022

Danıştay 6. Daire 2020/9117 Esas 2022/6180 Karar Sayılı İlamı

Danıştay 6. Daire Başkanlığı         2020/9117 E.  ,  2022/6180 K.

    "İçtihat Metni"

    T.C.
    D A N I Ş T A Y
    ALTINCI DAİRE
    Esas No : 2020/9117
    Karar No : 2022/6180

    DAVACILAR : 1- ... 2- ...
    VEKİLİ : Av. ...

    DAVALI : ...Bakanlığı ...
    VEKİLİ : Hukuk Müşaviri ...

    DAVANIN KONUSU :Muğla ili, Bodrum ilçesi, ...köyü, ...ada, ...parsel sayılı taşınmazın bulunduğu alana ilişkin 09/03/2011 tarihinde onaylanan 1/100.000 ölçekli Aydın-Muğla-Denizli Planlama Bölgesi Çevre Düzeni Planı ile bu planda değişiklik yapan 05/07/2011 ve 26/12/2012 tarihli Çevre Düzeni Planlarının iptali istenilmektedir.

    DAVACININ İDDİALARI : Dava konusu taşınmazların 1991 tarihli 1/25.000 ölçekli planda makilik ve fundalık alanda kaldığı, 2008 yılında Çevre ve Orman Bakanlığı tarafından alanın konut kullanımına ayrılmamasında sakınca bulunmadığı yönünde görüş verildiği, Muğla İl Tarım Müdürlüğü'nün konut amaçlı imar planı yaparak tarım dışı amaçla kullanımı uygun bulduğu ve taşınmazlar üzerine yapı yasağı getiren plan kararının kaldırılması gerektiği iddia edilmiştir.

    DAVALININ SAVUNMASI : Davalı idare, Danıştay Altıncı Dairesinin E:2007/548 sayılı dosyasında Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından hazırlanan Muğla Bodrum Yarımadası Kültür ve Turizm koruma ve Gelişim Bölgesi” belirlenmesine ilişkin Bakanlar kuruluna karşı açılan davada, alanın “doğal ve ekolojik alan” plan kararına yönelik bilirkişi incelemesi yapıldığı, bilirkişi tarafından Bodrum yarımadası için Turizm Bakanlığı tarafından Geçiş ve Gelişme bölgelerinin tespit edilmediği alanın önemli doğa alanı olduğunun tespit edildiğini ve bu alanların uluslararası protoller gereği yapılaşmaya açılması halinde ekosistemdeki doğal dengenin bozulacağı ve kendi kendini yenişleme yeteneği ve gücünün bozulacağının tespit edilmesi üzerine iptal kararı verildiği, Çevre bakanlığı tarafından yeniden "Doğal ve Ekolojik Yapısı Korunacak Alan" plan kararının üretildiği, alanın 2009 yılından bu yana aynı fonksiyonda bulunduğu, yine Danıştay Altıncı Dairesi'nin E:2011/6065 sayılı dava dosyasında, doğal ve ekolojik yapısı korunacak alanın yapılaşmaya kapatılmasına ilişkin ifadenin iptali için açılan davanın da reddine karar verildiği bu nedenle alanın yapılaşmaya açılamayacağı savunulmuştur. .

    DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ ...DÜŞÜNCESİ : Dava, Muğla ili, Bodrum ilçesi, ...köyü, ...ada, ...parsel sayılı taşınmazın bulunduğu alana ilişkin 09/03/2011 onay tarihli 1/100.000 ölçekli Aydın-Muğla-Denizli Planlama Bölgesi Çevre Düzeni Planının ve bu planda değişiklik yapan 05/07/2011 ve 26/12/2012 tarihli Çevre Düzeni Planlarının iptali istemiyle açılmıştır.
    Davacılar tarafından, taşınmazlarının daha önce konut amaçlı kullanıma açık iken doğal ve ekolojik yapısı korunacak alan olarak belirlendiği ve hiç bir şekilde yapılaşmaya açılamaz duruma getirildiği ancak taşınmazın makilik ve fundalık alan olup tarıma elverişsiz olduğu, bina yapımı dışında hiç bir şekilde kullanılacak durumda olmadığı, mülkiyet haklarının kısıtlandığı ve kazanılmış haklarının ortadan kaldırıldığı iddiaları iptal nedeni olarak öne sürülmekte;
    Davalı idarece ise, Çevre Düzeni Planı ile parsel bazında düzenleme yapılmadığı, ilgili kamu kurum ve kuruluşlarınca iletilen bilgi, belge ve görüşlerin değerlendirilmesi sonucu Bodrum Yarımadası özelinde planlama kararı alındığı, hızlı ve kontrolsüz kentleşmenin, parçacıl ve sektörel planlamanın yarattığı sorunların ortadan kaldırılması, kentleşme ve sanayileşmenin kontrollü gelişiminin sağlanması ve gelişmelerin sürdürülebilir kılınması, ekolojik dengeyi bozacak müdahalelerin engellenmesi, 2025 yılı hedef alınarak kültürel ve doğal değerlerin korunması amaçlarının esas alındığı, ayrıca Danıştay Altıncı Dairesi'nin E:2007/548 sayılı dosyasında açılan davadaki bilirkişi raporunda yer alan belirlemelerin gözönünde bulundurulduğu savunulmaktadır.
    09.03.2011 onanlı Aydın-Muğla-Denizli Planlama Bölgesi 1/100.000 ölçekli Çevre Düzeni Planı plan açıklama raporunun 3.3.2.2. sayılı başlıklı maddesinde Bodrum ile ilgili düzenlemeler yapılmış, bu maddede; "Bodrum Yarımadası’nda sürdürülebilir kalkınmayı destekleyecek kararların alınması acil önem taşımaktadır. Bu nedenle, başta, Akdeniz’de Özel Biyolojik Çeşitliliğe İlişkin Protokol gereği, uluslararası öneme sahip popülasyonları barındıran önemli doğa alanlarının korunması olmak üzere; doğal, kültürel ve turistik değerler ve yapılaşma özellikleri göz önüne alınarak, Yarımada’da koruma-kullanma dengesinin sağlanabilmesi ve planlama bütünlüğünün korunması amacına yönelik olarak bu planla Bodrum için özel planlama hükümleri getirilmiştir. Bu doğrultuda, plan döneminde, Bodrum İlçesi’nin bugünkü karakteri ve doğal kaynakları ile bir uluslararası kültür, sanat ve deniz turizmi merkezi olarak gelişmeye devam edeceği ön görülmektedir. Ancak, bu gelişmenin, doğayı tahrip eden mekansal büyümeden çok mevcut mekansal kalitenin ve hizmet kalitesinin artırılması yönünde olması desteklenmiştir. Planlamada günümüzde çeşitli yapı yoğunlukları ile Yarımada’nın her noktasında hızla yaygınlaşan ve doğayı tahrip eden yapılaşmanın belli bölgelerde tutulması ilkesi benimsenmiştir. Bu kapsamda, mevcut imar planları korunmuş; ancak kent makroformunu tamamlayacak ve kentsel bütünlüğü sağlayacak şekilde kısıtlı alanlarda gerekli kentsel kullanımlar ilave edilmiştir. Kentsel kullanım kararlarını içeren alanlar dışında ise mutlak koruma ilkesi esas alınmış ve bu doğrultuda, kentsel alanların yakın çevresindeki makilik-fundalık alanlar ile tarım arazileri ve ormanlar dışında kalan alanlar planda “doğal ve ekolojik yapısı korunacak alanlar” olarak tanımlanmış ve bugünkü arazi kullanımı devam ettirilerek korunmasına yönelik olarak yeni yapılaşma yapılamayacağı plan hükmüne bağlanmıştır. Bu şekilde Yarımada’da mekansal gelişme kontrol altına alınmış ve “sıfır yok oluş alanları” olarak da bilinen önemli doğa alanlarının korunması yönünde önemli bir karar üretilmiştir." açıklaması yapılmıştır.
    Yine 4.2.3. sayılı Doğal ve Ekoljik Yapısı Korunacak Alanlar başlıklı maddesinde; " Planlama Alanı kapsamındaki Bodrum Yarımadası’nın sınırları içerisinde kaldığı Bodrum Yarımadası Kültür ve Turizm Koruma ve Gelişim Bölgesi 1/25.000 Ölçekli Çevre Düzeni Planı, dayanağı olan Bodrum Yarımadası Kültür ve Turizm Koruma ve Gelişim Bölgesi'nin ilanına ilişkin Bakanlar Kurulu kararı için açılan davada Akdeniz’de Özel Koruma Alanları ve Biyolojik Çeşitliliğe İlişkin Protokol gereğince “Önemli Doğa Alanları”nın ekolojik dengeyi koruyucu bir duyarlılıkla ele alınması gerektiği, Dilek Yarımadası ve Büyük Menderes Deltası’ndan başlayarak Bodrum Yarımadası’na kadar uzanan bölgenin “Önemli Doğa Alanı” olduğu, Önemli Doğa Alanı EGE 020 Bodrum Yarımadası’nın bu kapsam içinde yer aldığı, Kültür ve Turizm Koruma ve Gelişim Bölge Sınırının, uluslararası protokol gereği önemli doğa alanı bütünlüğü içinde ele alınmadığı, oluşabilecek nüfus ve yapı yoğunluğunun aşırı ısınmaya sebep olacağı, ekolojik aşırılığa kaçılması nedeni ile ekosistemin doğal dengesini kendi kendine yenileme yeteneğinin ve gücünün bozulacağı, yarımadada korunmuş yerler tanımlamasının yetersiz kaldığı gerekçeleri ve yetersiz koruma anlayışı ile büyük bir coğrafi alanı kapsayan bölgenin Kültür ve Turizm koruma ve Gelişim Bölgesi ilanının yürütmesinin durdurulması ve sonrasında iptal edilmesine ilişkin Danıştay 6. Dairesi'nce verilen karar dikkate alınarak yine aynı Daire tarafından dayanaktan yoksun olması nedeni ile iptal edilmiştir. Bu çerçevede 6. Dairesi tarafından verilen kararlar dikkate alınarak Çevre Düzeni Planı ile "Doğal ve Ekolojik Yapısı Koruncak Alan" plan kararı üretilmiştir. Bu alanlar, kayalık-taşlık, makilik-fundalık-çalılık, plaj-kumsal, sazlık-bataklık, kanyon ve benzeri doğal, ekolojik, topografik, jeolojik, yerel bitki örtüsü ve silüet gibi özelliklere ya da tarımsal değerlere sahip alanlardır. Doğal ve ekolojik yapısı korunacak alanlar olarak belirlenen alanların bir kısmı sit statüsü taşımaktadır. Bu kapsamdaki sit alanlarının, bu planda günübirlik kullanım izni verilenler hariç, yapılaşmaya açılamayacağı; ancak, bu alanlarda ...tarih, ...numaralı ilke kararlarında belirtilen yapılaşmaya yönelik hükümler dışındaki teknik altyapı hizmetlerine ilişkin diğer hükümleri uygulanabilecektir. Doğal ve ekolojik yapısı korunacak alan olarak belirlenen diğer alanların bugünkü arazi kullanımının devam ettirileceği ve bu alanlarda zorunlu olan teknik altyapı hizmetleri uygulamaları dışında, doğal bitki örtüsü, topografya ve silüet etkisini bozacak ya da çevre tahribatına sebep olacak hiçbir uygulama yapılamayacağı plan hükmüne bağlanmıştır." düzenlemesi getirilmiştir.
    4.48. sayılı maddesinde; "Doğal ve ekolojik yapısı korunacak alanlar: kayalık-taşlık, makilik-fundalık, çalılık, plaj-kumsal, sazlık-bataklık, kanyon ve benzeri doğal, ekolojik, topografik, jeolojik, yerel bitki örtüsü ve silüet gibi özelliklere tarımsal değerlere sahip olan ve bu planın ilke ve stratejileri ile nüfus kabulleri doğrultusunda bu planla yapılaşmaya kapatılması öngörülen alanlardır." 8.15. sayılı Doğal ve ekolojik yapısı korunacak alanlar başlıklı plan hükmünün 8.15.1. sayılı maddesinde, "Bu planda, doğal ve ekolojik yapısı korunacak alanlar olarak gösterilen sit alanları, günübirlik kullanım izni verilenler hariç, yapılaşmaya açılamaz; ancak, bu alanlarda ...tarih, ...numaralı ilke kararlarında belirtilen yapılaşmaya yönelik hükümler dışındaki teknik alt yapı hizmetleri ile ilgili diğer hükümler geçerlidir." 8.15.2. sayılı maddesinde "Bu planda, doğal ve ekolojik yapısı korunacak alanlar olarak gösterilen sit alanları dışında kalan alanlarda, bugünkü arazi kullanımı devam ettirilecektir. Zorunlu olan teknik altyapı hizmetleri uygulamaları dışında, doğal bitki örtüsü, topografya ve silüet etkisini bozacak ya da çevre tahribatına sebep olacak hiçbir uygulama yapılamaz. Bu alanlar yapılaşmaya açılamaz." hükümleri yer almıştır.
    Diğer taraftan plan notlarının 7.1 sayılı maddesinde, bu çevre düzeni planının, plan hükümleri ve plan açıklama raporuyla bir bütün olduğu, alt ölçekli planlar yapılırken bu belgelerin bütününün gözönünde bulundurulacağı, 7.2 sayılı maddesinde, bu plandan ölçü alınarak uygulama yapılmayacağı belirtilmiş; kazanılmış hakların düzenlendiği 7.7 maddesinde ise bu planın onama tarihinden önce mevzuata uygun olarak onaylanmış mevzi imar planlarının geçerli olduğu hükme bağlanmıştır.
    Genel ilke olarak, plan kararları ile fiziksel çevreyi sağlıklı bir yapıya kavuşturmak, yatırımların yer seçimlerini ve gelişme eğilimlerini yönlendirmek ve toprağın korunma, kullanma dengesini en rasyonel biçimde belirlemek amaçlanır.
    Bu amaç çerçevesinde, Çevre Düzeni Planı ölçeğinde hangi usül ve esaslara göre planlama yapılacağı ayrıntıları ile ilgili Kanun ve Yönetmeliklerde düzenlenmiştir.
    24.11.2006 günlü, 16356 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan, ...günlü, ...sayılı, ekli krokide sınırları belirlenen alanın " Muğla-Bodrum Yarımadası kültür ve Turizm Koruma ve Gelişim Bölgesi" olarak belirlenmesine ilişkin Bakanlar Kurulu kararı ile bu kararın bildirilmesine dair olan 2.10.2006 günlü, 160156 sayılı Kültür ve Turizm Bakanlığı işleminin iptali istemiyle Danıştay Altıncı Dairesinin E:2007/548 sayılı dosyasında açılan davada, yerinde yapılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucunda düzenlenen bilirkişi raporunda, Akdeniz de Özel Koruma Alanları ve Biyolojk Çeşitliliğe İlişkin Protokol gereğince, Önemli Doğa Alanları" nın doğal ekolojik dengeyi koruyucu bi duyarlılıkta ele alınması gerektiği, Dilek Yarımadası ve Büyük Menderes Deltası'ndan başlayan, Bodrum Yarımadasına kadar uzanan bir bölgenin; "Önemli Doğa Alanı Bölgesi" olduğu, Önemli Doğa Alanları'nın tümünün uluslararası öneme sahip olduğu, koruma kapsamı içinde acil önlem alınması gereken, "Sıfır Yok Oluş" alanlarının tanımlandığı, bu alanların, yeryüzünde başka hiçbir noktada yaşamayan ve bu alan içinde de nesli tehlike altında olan bir ya da daha çok canlı türünün bulunduğu alanlar olduğu, EGE 020 Bodrum Yarımadasının bu kapsam içinde yer aldığı, "Sıfır Yok Oluş" alanlarının korunması için "Çekirdek Bölge", "Tampon Bölge" ve "Geçiş ve Gelişme Bölgeleri'nin" belirlendiği, Bodrum Yarımadası'nda Kültür ve Turizm Bakanlığınca böyle bir çalışma yapılmadığından, turizm koruma ve Gelişme Bölge kararı sınırlarının, Uluslararası Protokole göre, Önemli Doğa Alanları" bütünlüğü içinde ele alınmadığının anlaşıldığı, "Geçiş ve Gelişme Bölgeleri" belirlenmediği, çevrenin korunarak geliştirilmesi ve tahribatının önlenmesinin Çevre Yönetiminde "Kamu Yararı" ilkesinin benimsenmesini gerektirdiği, Uluslararası bir protokol ile de bağlı olunan "Önemli Doğa Alanları Bölgeleri'nin korunmasına ilişkin temel bir sınırlama yapılması nedeniyle "Kamu Yararı"nın ihlal edildiği görüşlerine yer verilmiş ve anılan uyuşmazlıkta, 20.8.2008 tarihinde yürütmenin durdurulması isteminin kabulüne, ...tarihli, K:...sayılı kararla da anılan işlemin iptaline karar verilmiştir.
    Leke plan niteliğinde bulunan dava konusu planın ölçeği (1/100.000) gözönünde bulundurulduğunda, parsel bazında kararların üretilmesi mümkün olamayacağı gibi genel arazi kullanım kararlarının değerlendirildiği, planın bölge ve havza bazında ve mevzuata uygun olarak tesis edildiği, kentleşmenin sürdürülebilir kılınması, ekolojik dengeyi bozacak müdahalenin önlenmesi ve ekolojik dengenin korunması amacıyla yukarıda sözü edilen sözleşme ve yargı kararı gözönünde bulundurularak plan kararlarının getirildiği görülmektedir.
    Dava konusu Çevre Düzeni Planı'nda, Danıştay Altıncı Dairesinin E:2007/548 sayılı dosyasında verilen karar ile ülkemizin de taraf olduğu Akdeniz’de Özel Koruma Alanları ve Biyolojik Çeşitliliğe İlişkin Protokol hükümleri gözetilerek, planlama bölgesi bütününde koruma-kullanma dengesinin oluşturulması gereken alanlardaki yapılaşmalarda keyfiliklerin önlenmesi ve azami ölçüde korumanın sağlanması için alt ölçekli plan kararlarına esas olacak yapılaşma şartlarını ortaya koyan genel arazi kullanım kararlarının öngörülmesi karşısında; doğal ve ekolojik dengesinin korunması gerektiği açık olan Bodrum Yarımadası bütününün bir parçası olan uyuşmazlık konusu parselin "Doğal ve Ekolojik Yapısı Korunacak Alan" olarak planlanmasında şehircilik ilkelerine, planlama esaslarına ve kamu yararına aykırılık görülmemiştir.
    Kaldı ki, plan notlarında belirtildiği üzere bu planın onayından önce mevzuata uygun olarak onaylanmış mevzi imar panları geçerli olduğu gibi, Bodrum Yarımadası yoğun yapılaşmanın neden olduğu doğa tahribatı ve su arzı yetersizliği gibi sorunlarla karşı karşıya kalmış iken doğal ve ekolojik alan bütünlüğünün bozulması suretiyle yapılaşmaya açılmasının uygun olmayacağı da açıktır.
    Diğer taraftan, Aydın-Muğla-Denizli Planlama Bölgesi 1/100.000 ölçekli Çevre Düzeni Planı Revizyonu'na Aydın-Muğla-Denizli Planlama Bölgesi 1/100.000 ölçekli Çevre Düzeni Planı Revizyon Plan Hükümlerinin 1. maddesinde öngörülen ve 2025 yılını hedef aldığı belirtilen planın Aydın-Muğla-Denizli il sınırları içinde sürdürülebilir ve yaşanabilir bir çevre yaratılması; tarımsal, tarihsel ve turistik değerlerin korunması ve Türkiye'nin kalkınma politikaları kapsamında, sektörel gelişme hedeflerine uygun olarak belirlenen planlama ilkeleri çerçevesinde; sosyal, ekonomik, kültürel ve mekansal açıdan sağlıklı gelişme ve büyüme olarak belirlenen amaçlarının gerçekleştirilebilmesi ayrıca Plan Hükümlerinin 3. maddesinde; bu plan kapsamında kalan alanlarda , arazi kullanımı ve yapılaşmanın plan, fen, sağlık ve çevre şartlarına uygun olarak oluşmasının sağlanması, afet etkilerinin azaltılması; doğal, tarihi, kültürel çevrenin ve ekosistemlerin korunması, yaşatılması ve geliştirilmesi olarak sayılan planlama hedeflerine ulaşılabilmesi için yeniden düzenlendiği anlaşılan "Doğal ve Ekolojik Yapısı Korunacak Alanlar" tanımının Makilik-Fundalık-Çalılık Alanlar ile Doğal ve Ekolojik Yapısı Korunacak Alanları düzenleyen maddelerde öngörülen usül ve esaslarla da uyumlu olması karşısında, ilave yapılmak suretiyle yeniden düzenlenen dava konusu anılan tanımlamada kamu yararına ve hukuka aykırılık bulunmamaktadır.
    Açıklanan nedenlerle, davanın reddine karar verilmesi gerektiği düşünülmektedir.


    DANIŞTAY SAVCISI DANIŞTAY SAVCISI ...DÜŞÜNCESİ: Dava, Muğla ili, Bodrum ilçesi, ...köyü, ...ada, ...parsel sayılı taşınmazın bulunduğu alana ilişkin 09/03/2011 onay tarihli 1/100.000 ölçekli Aydın-Muğla-Denizli Planlama Bölgesi Çevre Düzeni Planının ve bu planda değişiklik yapan 05/07/2011 ve 26/12/2012 tarihli Çevre Düzeni Planlarının iptali istemiyle açılmıştır.
    Davacılar tarafından, taşınmazlarının daha önce konut amaçlı kullanıma açık iken doğal ve ekolojik yapısı korunacak alan olarak belirlendiği ve hiç bir şekilde yapılaşmaya açılamaz duruma getirildiği ancak taşınmazın makilik ve fundalık alan olup tarıma elverişsiz olduğu, bina yapımı dışında hiç bir şekilde kullanılacak durumda olmadığı, mülkiyet haklarının kısıtlandığı ve kazanılmış haklarının ortadan kaldırıldığı iddiaları iptal nedeni olarak öne sürülmekte;
    Davalı idarece ise, Çevre Düzeni Planı ile parsel bazında düzenleme yapılmadığı, ilgili kamu kurum ve kuruluşlarınca iletilen bilgi, belge ve görüşlerin değerlendirilmesi sonucu Bodrum Yarımadası özelinde planlama kararı alındığı, hızlı ve kontrolsüz kentleşmenin, parçacıl ve sektörel planlamanın yarattığı sorunların ortadan kaldırılması, kentleşme ve sanayileşmenin kontrollü gelişiminin sağlanması ve gelişmelerin sürdürülebilir kılınması, ekolojik dengeyi bozacak müdahalelerin engellenmesi, 2025 yılı hedef alınarak kültürel ve doğal değerlerin korunması amaçlarının esas alındığı, ayrıca Danıştay Altıncı Dairesi'nin E:2007/548 sayılı dosyasında açılan davadaki bilirkişi raporunda yer alan belirlemelerin gözönünde bulundurulduğu savunulmaktadır.
    09.03.2011 onanlı Aydın-Muğla-Denizli Planlama Bölgesi 1/100.000 ölçekli Çevre Düzeni Planı plan açıklama raporunun 3.3.2.2. sayılı başlıklı maddesinde Bodrum ile ilgili düzenlemeler yapılmış, bu maddede; "Bodrum Yarımadası’nda sürdürülebilir kalkınmayı destekleyecek kararların alınması acil önem taşımaktadır. Bu nedenle, başta, Akdeniz’de Özel Biyolojik Çeşitliliğe İlişkin Protokol gereği, uluslararası öneme sahip popülasyonları barındıran önemli doğa alanlarının korunması olmak üzere; doğal, kültürel ve turistik değerler ve yapılaşma özellikleri göz önüne alınarak, Yarımada’da koruma-kullanma dengesinin sağlanabilmesi ve planlama bütünlüğünün korunması amacına yönelik olarak bu planla Bodrum için özel planlama hükümleri getirilmiştir. Bu doğrultuda, plan döneminde, Bodrum İlçesi’nin bugünkü karakteri ve doğal kaynakları ile bir uluslararası kültür, sanat ve deniz turizmi merkezi olarak gelişmeye devam edeceği ön görülmektedir. Ancak, bu gelişmenin, doğayı tahrip eden mekansal büyümeden çok mevcut mekansal kalitenin ve hizmet kalitesinin artırılması yönünde olması desteklenmiştir. Planlamada günümüzde çeşitli yapı yoğunlukları ile Yarımada’nın her noktasında hızla yaygınlaşan ve doğayı tahrip eden yapılaşmanın belli bölgelerde tutulması ilkesi benimsenmiştir. Bu kapsamda, mevcut imar planları korunmuş; ancak kent makroformunu tamamlayacak ve kentsel bütünlüğü sağlayacak şekilde kısıtlı alanlarda gerekli kentsel kullanımlar ilave edilmiştir. Kentsel kullanım kararlarını içeren alanlar dışında ise mutlak koruma ilkesi esas alınmış ve bu doğrultuda, kentsel alanların yakın çevresindeki makilik-fundalık alanlar ile tarım arazileri ve ormanlar dışında kalan alanlar planda “doğal ve ekolojik yapısı korunacak alanlar” olarak tanımlanmış ve bugünkü arazi kullanımı devam ettirilerek korunmasına yönelik olarak yeni yapılaşma yapılamayacağı plan hükmüne bağlanmıştır. Bu şekilde Yarımada’da mekansal gelişme kontrol altına alınmış ve “sıfır yok oluş alanları” olarak da bilinen önemli doğa alanlarının korunması yönünde önemli bir karar üretilmiştir." açıklaması yapılmıştır.
    Yine 4.2.3. sayılı Doğal ve Ekoljik Yapısı Korunacak Alanlar başlıklı maddesinde; " Planlama Alanı kapsamındaki Bodrum Yarımadası’nın sınırları içerisinde kaldığı Bodrum Yarımadası Kültür ve Turizm Koruma ve Gelişim Bölgesi 1/25.000 Ölçekli Çevre Düzeni Planı, dayanağı olan Bodrum Yarımadası Kültür ve Turizm Koruma ve Gelişim Bölgesi'nin ilanına ilişkin Bakanlar Kurulu kararı için açılan davada Akdeniz’de Özel Koruma Alanları ve Biyolojik Çeşitliliğe İlişkin Protokol gereğince “Önemli Doğa Alanları”nın ekolojik dengeyi koruyucu bir duyarlılıkla ele alınması gerektiği, Dilek Yarımadası ve Büyük Menderes Deltası’ndan başlayarak Bodrum Yarımadası’na kadar uzanan bölgenin “Önemli Doğa Alanı” olduğu, Önemli Doğa Alanı EGE 020 Bodrum Yarımadası’nın bu kapsam içinde yer aldığı, Kültür ve Turizm Koruma ve Gelişim Bölge Sınırının, uluslararası protokol gereği önemli doğa alanı bütünlüğü içinde ele alınmadığı, oluşabilecek nüfus ve yapı yoğunluğunun aşırı ısınmaya sebep olacağı, ekolojik aşırılığa kaçılması nedeni ile ekosistemin doğal dengesini kendi kendine yenileme yeteneğinin ve gücünün bozulacağı, yarımadada korunmuş yerler tanımlamasının yetersiz kaldığı gerekçeleri ve yetersiz koruma anlayışı ile büyük bir coğrafi alanı kapsayan bölgenin Kültür ve Turizm koruma ve Gelişim Bölgesi ilanının yürütmesinin durdurulması ve sonrasında iptal edilmesine ilişkin Danıştay 6. Dairesi'nce verilen karar dikkate alınarak yine aynı Daire tarafından dayanaktan yoksun olması nedeni ile iptal edilmiştir. Bu çerçevede 6. Dairesi tarafından verilen kararlar dikkate alınarak Çevre Düzeni Planı ile "Doğal ve Ekolojik Yapısı Koruncak Alan" plan kararı üretilmiştir. Bu alanlar, kayalık-taşlık, makilik-fundalık-çalılık, plaj-kumsal, sazlık-bataklık, kanyon ve benzeri doğal, ekolojik, topografik, jeolojik, yerel bitki örtüsü ve silüet gibi özelliklere ya da tarımsal değerlere sahip alanlardır. Doğal ve ekolojik yapısı korunacak alanlar olarak belirlenen alanların bir kısmı sit statüsü taşımaktadır. Bu kapsamdaki sit alanlarının, bu planda günübirlik kullanım izni verilenler hariç, yapılaşmaya açılamayacağı; ancak, bu alanlarda ...tarih, ...numaralı ilke kararlarında belirtilen yapılaşmaya yönelik hükümler dışındaki teknik altyapı hizmetlerine ilişkin diğer hükümleri uygulanabilecektir. Doğal ve ekolojik yapısı korunacak alan olarak belirlenen diğer alanların bugünkü arazi kullanımının devam ettirileceği ve bu alanlarda zorunlu olan teknik altyapı hizmetleri uygulamaları dışında, doğal bitki örtüsü, topografya ve silüet etkisini bozacak ya da çevre tahribatına sebep olacak hiçbir uygulama yapılamayacağı plan hükmüne bağlanmıştır." düzenlemesi getirilmiştir.
    4.48. sayılı maddesinde; "Doğal ve ekolojik yapısı korunacak alanlar: kayalık-taşlık, makilik-fundalık, çalılık, plaj-kumsal, sazlık-bataklık, kanyon ve benzeri doğal, ekolojik, topografik, jeolojik, yerel bitki örtüsü ve silüet gibi özelliklere tarımsal değerlere sahip olan ve bu planın ilke ve stratejileri ile nüfus kabulleri doğrultusunda bu planla yapılaşmaya kapatılması öngörülen alanlardır." 8.15. sayılı Doğal ve ekolojik yapısı korunacak alanlar başlıklı plan hükmünün 8.15.1. sayılı maddesinde, "Bu planda, doğal ve ekolojik yapısı korunacak alanlar olarak gösterilen sit alanları, günübirlik kullanım izni verilenler hariç, yapılaşmaya açılamaz; ancak, bu alanlarda ...tarih, ...numaralı ilke kararlarında belirtilen yapılaşmaya yönelik hükümler dışındaki teknik alt yapı hizmetleri ile ilgili diğer hükümler geçerlidir." 8.15.2. sayılı maddesinde "Bu planda, doğal ve ekolojik yapısı korunacak alanlar olarak gösterilen sit alanları dışında kalan alanlarda, bugünkü arazi kullanımı devam ettirilecektir. Zorunlu olan teknik altyapı hizmetleri uygulamaları dışında, doğal bitki örtüsü, topografya ve silüet etkisini bozacak ya da çevre tahribatına sebep olacak hiçbir uygulama yapılamaz. Bu alanlar yapılaşmaya açılamaz." hükümleri yer almıştır.
    Diğer taraftan plan notlarının 7.1 sayılı maddesinde, bu çevre düzeni planının, plan hükümleri ve plan açıklama raporuyla bir bütün olduğu, alt ölçekli planlar yapılırken bu belgelerin bütününün gözönünde bulundurulacağı, 7.2 sayılı maddesinde, bu plandan ölçü alınarak uygulama yapılmayacağı belirtilmiş; kazanılmış hakların düzenlendiği 7.7 maddesinde ise bu planın onama tarihinden önce mevzuata uygun olarak onaylanmış mevzi imar planlarının geçerli olduğu hükme bağlanmıştır.
    Genel ilke olarak, plan kararları ile fiziksel çevreyi sağlıklı bir yapıya kavuşturmak, yatırımların yer seçimlerini ve gelişme eğilimlerini yönlendirmek ve toprağın korunma, kullanma dengesini en rasyonel biçimde belirlemek amaçlanır.
    Bu amaç çerçevesinde, Çevre Düzeni Planı ölçeğinde hangi usül ve esaslara göre planlama yapılacağı ayrıntıları ile ilgili Kanun ve Yönetmeliklerde düzenlenmiştir.
    24.11.2006 günlü, 16356 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan, 20.10.2006 günlü, 2006/11189 sayılı, ekli krokide sınırları belirlenen alanın " Muğla-Bodrum Yarımadası kültür ve Turizm Koruma ve Gelişim Bölgesi" olarak belirlenmesine ilişkin Bakanlar Kurulu kararı ile bu kararın bildirilmesine dair olan 2.10.2006 günlü, 160156 sayılı Kültür ve Turizm Bakanlığı işleminin iptali istemiyle Danıştay Altıncı Dairesinin E:2007/548 sayılı dosyasında açılan davada, yerinde yapılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucunda düzenlenen bilirkişi raporunda, Akdeniz de Özel Koruma Alanları ve Biyolojk Çeşitliliğe İlişkin Protokol gereğince, Önemli Doğa Alanları" nın doğal ekolojik dengeyi koruyucu bi duyarlılıkta ele alınması gerektiği, Dilek Yarımadası ve Büyük Menderes Deltası'ndan başlayan, Bodrum Yarımadasına kadar uzanan bir bölgenin; "Önemli Doğa Alanı Bölgesi" olduğu, Önemli Doğa Alanları'nın tümünün uluslararası öneme sahip olduğu, koruma kapsamı içinde acil önlem alınması gereken, "Sıfır Yok Oluş" alanlarının tanımlandığı, bu alanların, yeryüzünde başka hiçbir noktada yaşamayan ve bu alan içinde de nesli tehlike altında olan bir ya da daha çok canlı türünün bulunduğu alanlar olduğu, EGE 020 Bodrum Yarımadasının bu kapsam içinde yer aldığı, "Sıfır Yok Oluş" alanlarının korunması için "Çekirdek Bölge", "Tampon Bölge" ve "Geçiş ve Gelişme Bölgeleri'nin" belirlendiği, Bodrum Yarımadası'nda Kültür ve Turizm Bakanlığınca böyle bir çalışma yapılmadığından, turizm koruma ve Gelişme Bölge kararı sınırlarının, Uluslararası Protokole göre, Önemli Doğa Alanları" bütünlüğü içinde ele alınmadığının anlaşıldığı, "Geçiş ve Gelişme Bölgeleri" belirlenmediği, çevrenin korunarak geliştirilmesi ve tahribatının önlenmesinin Çevre Yönetiminde "Kamu Yararı" ilkesinin benimsenmesini gerektirdiği, Uluslararası bir protokol ile de bağlı olunan "Önemli Doğa Alanları Bölgeleri'nin korunmasına ilişkin temel bir sınırlama yapılması nedeniyle "Kamu Yararı"nın ihlal edildiği görüşlerine yer verilmiş ve anılan uyuşmazlıkta, 20.8.2008 tarihinde yürütmenin durdurulması isteminin kabulüne, 25.2.2009 tarihli, K:2009/1806 sayılı kararla da anılan işlemin iptaline karar verilmiştir.
    Leke plan niteliğinde bulunan dava konusu planın ölçeği (1/100.000) gözönünde bulundurulduğunda, parsel bazında kararların üretilmesi mümkün olamayacağı gibi genel arazi kullanım kararlarının değerlendirildiği, planın bölge ve havza bazında ve mevzuata uygun olarak tesis edildiği, kentleşmenin sürdürülebilir kılınması, ekolojik dengeyi bozacak müdahalenin önlenmesi ve ekolojik dengenin korunması amacıyla yukarıda sözü edilen sözleşme ve yargı kararı gözönünde bulundurularak plan kararlarının getirildiği görülmektedir.
    Dava konusu Çevre Düzeni Planı'nda, Danıştay Altıncı Dairesinin E:2007/548 sayılı dosyasında verilen karar ile ülkemizin de taraf olduğu Akdeniz’de Özel Koruma Alanları ve Biyolojik Çeşitliliğe İlişkin Protokol hükümleri gözetilerek, planlama bölgesi bütününde koruma-kullanma dengesinin oluşturulması gereken alanlardaki yapılaşmalarda keyfiliklerin önlenmesi ve azami ölçüde korumanın sağlanması için alt ölçekli plan kararlarına esas olacak yapılaşma şartlarını ortaya koyan genel arazi kullanım kararlarının öngörülmesi karşısında; doğal ve ekolojik dengesinin korunması gerektiği açık olan Bodrum Yarımadası bütününün bir parçası olan uyuşmazlık konusu parselin "Doğal ve Ekolojik Yapısı Korunacak Alan" olarak planlanmasında şehircilik ilkelerine, planlama esaslarına ve kamu yararına aykırılık görülmemiştir.
    Kaldı ki, plan notlarında belirtildiği üzere bu planın onayından önce mevzuata uygun olarak onaylanmış mevzi imar panları geçerli olduğu gibi, Bodrum Yarımadası yoğun yapılaşmanın neden olduğu doğa tahribatı ve su arzı yetersizliği gibi sorunlarla karşı karşıya kalmış iken doğal ve ekolojik alan bütünlüğünün bozulması suretiyle yapılaşmaya açılmasının uygun olmayacağı da açıktır.
    Diğer taraftan, Aydın-Muğla-Denizli Planlama Bölgesi 1/100.000 ölçekli Çevre Düzeni Planı Revizyonu'na Aydın-Muğla-Denizli Planlama Bölgesi 1/100.000 ölçekli Çevre Düzeni Planı Revizyon Plan Hükümlerinin 1. maddesinde öngörülen ve 2025 yılını hedef aldığı belirtilen planın Aydın-Muğla-Denizli il sınırları içinde sürdürülebilir ve yaşanabilir bir çevre yaratılması; tarımsal, tarihsel ve turistik değerlerin korunması ve Türkiye'nin kalkınma politikaları kapsamında, sektörel gelişme hedeflerine uygun olarak belirlenen planlama ilkeleri çerçevesinde; sosyal, ekonomik, kültürel ve mekansal açıdan sağlıklı gelişme ve büyüme olarak belirlenen amaçlarının gerçekleştirilebilmesi ayrıca Plan Hükümlerinin 3. maddesinde; bu plan kapsamında kalan alanlarda , arazi kullanımı ve yapılaşmanın plan, fen, sağlık ve çevre şartlarına uygun olarak oluşmasının sağlanması, afet etkilerinin azaltılması; doğal, tarihi, kültürel çevrenin ve ekosistemlerin korunması, yaşatılması ve geliştirilmesi olarak sayılan planlama hedeflerine ulaşılabilmesi için yeniden düzenlendiği anlaşılan "Doğal ve Ekolojik Yapısı Korunacak Alanlar" tanımının Makilik-Fundalık-Çalılık Alanlar ile Doğal ve Ekolojik Yapısı Korunacak Alanları düzenleyen maddelerde öngörülen usül ve esaslarla da uyumlu olması karşısında, ilave yapılmak suretiyle yeniden düzenlenen dava konusu anılan tanımlamada kamu yararına ve hukuka aykırılık bulunmamaktadır.
    Açıklanan nedenlerle, davanın reddine karar verilmesi gerektiği, düşünülmektedir.

    TÜRK MİLLETİ ADINA

    Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince duruşma için taraflara önceden bildirilen 25/05/2022 tarihinde, davacı vekili Av. ...'un ve davalı idare vekili Av. ...'ın geldiği, Danıştay Savcısının hazır olduğu görülmekle, açık duruşmaya başlandı. Taraflara usulüne uygun olarak söz verilerek dinlendikten ve Danıştay Savcısının düşüncesi alındıktan sonra taraflara son kez söz verilip, duruşma tamamlandı. 29/10/2021 tarih ve 31643 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 85 sayılı Bazı Cumhurbaşkanlığı Kararnamelerinde Değişiklik Yapılması Hakkında Cumhurbaşkanlığı Kararnamesinin 1. maddesi ile 1 sayılı Cumhurbaşkanlığı Teşkilatı Hakkında Cumhurbaşkanlığı Kararnamesinin Altıncı Kısmının Dördüncü Bölümünün başlığının Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, 2. maddesi ile de aynı Kararnamenin 97. maddesinin birinci fıkrasının birinci cümlesinde yer alan "Çevre ve Şehircilik" ibaresinin "Çevre, Şehircilik ve İklim değişikliği" şeklinde değiştirildiği görüldüğünden, davalı idarenin isminin, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı olarak değiştirilmesi suretiyle Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

    İNCELEME VE GEREKÇE :

    MADDİ OLAY :
    Dava, Muğla ili, Bodrum ilçesi, ...köyü, ...ada, ...parsel sayılı taşınmazın bulunduğu alana ilişkin 09/03/2011 onay tarihli 1/100.000 ölçekli Aydın-Muğla-Denizli Planlama Bölgesi Çevre Düzeni Planının ve bu planda değişiklik yapan 05/07/2011 ve 26/12/2012 tarihli Çevre Düzeni Planlarının iptali istemiyle açılmıştır.

    İLGİLİ MEVZUAT:
    2872 sayılı Çevre Kanununun 9. maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinde, "Ülke fizikî mekânında, sürdürülebilir kalkınma ilkesi doğrultusunda, koruma-kullanma dengesi gözetilerek kentsel ve kırsal nüfusun barınma, çalışma, dinlenme, ulaşım gibi ihtiyaçların karşılanması sonucu oluşabilecek çevre kirliliğini önlemek amacıyla nazım ve uygulama imar plânlarına esas teşkil etmek üzere bölge ve havza bazında 1/50.000-1/100.000 ölçekli çevre düzeni plânları Bakanlıkça yapılır, yaptırılır ve onaylanır. Bölge ve havza bazında çevre düzeni plânlarının yapılmasına ilişkin usûl ve esaslar Bakanlıkça çıkarılacak yönetmelikle belirlenir." hükmüne yer verilmiştir.
    644 sayılı Çevre ve Şehircilik Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin 7. maddesinin 1.fıkrasının (a) bendinde, yerleşme, yapılaşma ve arazi kullanımına yön veren, her tür ve ölçekte fiziki planlara ve uygulamalara esas teşkil eden üst ölçekli mekânsal strateji planlarını ve çevre düzeni planlarını ilgili kurum ve kuruluşlarla işbirliği yaparak hazırlamak, hazırlatmak, onaylamak ve uygulamanın bu stratejilere göre yürütülmesini sağlamak, (c) bendinde ise, havza ve bölge bazındaki çevre düzeni planları da dâhil her tür ve ölçekteki çevre düzeni planlarının ve imar planlarının yapılmasına ilişkin usul ve esasları belirlemek, havza veya bölge bazında çevre düzeni planlarını yapmak, yaptırmak, onaylamak ve bu planların uygulanmasını ve denetlenmesini sağlamak, Mekânsal Planlama Genel Müdürlüğünün görevleri arasında sayılmıştır.
    Sözü edilen Çevre Kanunun 9.maddesine dayanılarak çıkarılan ve işlem tarihinde yürürlükte bulunan Çevre Düzeni Planlarına Dair Yönetmelikte "Havza" ; bir akarsu kaynağını besleyen yüzey ve yer altı su kaynaklarının tabii su toplama alanını kapsayacak biçimde, Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğünce belirlenmiş alanlar, "Bölge" coğrafi, sosyal, ekonomik, fiziksel nitelikleri açısından benzerlik gösteren alan ve/veya Devlet Planlama Teşkilatınca belirlenmiş olan istatistiki bölge (düzey 2) birimleri olarak tanımlanmıştır.
    Çevre Düzeni Planlarına Dair Yönetmeliğin 4. maddesinin 1.fıkrasının (ç) bendinde, Çevre düzeni planı açıklama raporu: Çevre düzeni planının vizyonunun, amacının, hedeflerinin, stratejilerinin, ilkelerinin ve politikalarının açıklandığı ve bunlar doğrultusunda belirlenen projeksiyon nüfusuna, sektörel yapıya, alan büyüklüklerine, plan kararlarına, plan uygulama araçlarına, kurumsal yapıya ve denetime ilişkin gerekçeli açıklamaların yapıldığı ve çevre düzeni planı ile bütün olan rapor;
    (d) bendinde; çevre düzeni planı araştırma raporu; Planlama alanına ilişkin geleceğe yönelik projeksiyonların yapılabilmesi, plan kararlarının, koruma ve gelişme politika ve stratejilerinin ve plan hükümlerinin belirlenebilmesi için 7'nci madde kapsamında toplanan verilerin planlama çalışmasında kullanılacak biçimde analiz ve sentezinin yapıldığı, alana yönelik fırsatların, tehditlerin, güçlü yönler ve zayıflıkların belirlenerek ilgilisine göre farklı disiplinlerden uzmanlarca hazırlanan rapor, olarak tanımlanmış; çevre düzeni planının niteliklerinin belirlendiği 5. maddesinin 1.fıkrasının (e) bendinde, "planlamaya temel oluşturan verilerin farklılığından dolayı farklı mesleklerden uzmanların fiili katılımı ile hazırlanan üst ölçekli bir plan olduğu" plan nitelikleri arasında yer almıştır.
    Yönetmeliğin Planlama Alanının tespiti Başlıklı 6. maddesinin 1.fıkrasının a bendinde Planlama alanı; Çevre ve Orman Bakanlığı Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun ve Çevre Kanunu kapsamında; Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü tarafından belirlenen büyük akarsu havzaları veya Devlet Planlama Teşkilatı Müsteşarlığı tarafından belirlenmiş istatistiki bölge birimleri (düzey 2) ile birlikte idari sınırları da dikkate alınarak, en az iki il sınırını içerecek şekilde belirlenir hükmü yer almıştır.
    09.03.2011 onanlı Aydın-Muğla-Denizli Planlama Bölgesi 1/100.000 ölçekli Çevre Düzeni Planı plan açıklama raporunun 3.3.2.2. sayılı başlıklı maddesinde Bodrum ile ilgili düzenlemeler yapılmıştır. Bu maddede; "Bodrum Yarımadası’nda sürdürülebilir kalkınmayı destekleyecek kararların alınması acil önem taşımaktadır. Bu nedenle, başta, Akdeniz’de Özel Biyolojik Çeşitliliğe İlişkin Protokol gereği, uluslararası öneme sahip popülasyonları barındıran önemli doğa alanlarının korunması olmak üzere; doğal, kültürel ve turistik değerler ve yapılaşma özellikleri göz önüne alınarak, Yarımada’da koruma-kullanma dengesinin sağlanabilmesi ve planlama bütünlüğünün korunması amacına yönelik olarak bu planla Bodrum için özel planlama hükümleri getirilmiştir. Bu doğrultuda, plan döneminde, Bodrum İlçesi’nin bugünkü karakteri ve doğal kaynakları ile bir uluslararası kültür, sanat ve deniz turizmi merkezi olarak gelişmeye devam edeceği ön görülmektedir. Ancak, bu gelişmenin, doğayı tahrip eden mekansal büyümeden çok mevcut mekansal kalitenin ve hizmet kalitesinin artırılması yönünde olması desteklenmiştir. Planlamada günümüzde çeşitli yapı yoğunlukları ile Yarımada’nın her noktasında hızla yaygınlaşan ve doğayı tahrip eden yapılaşmanın belli bölgelerde tutulması ilkesi benimsenmiştir. Bu kapsamda, mevcut imar planları korunmuş; ancak kent makroformunu tamamlayacak ve kentsel bütünlüğü sağlayacak şekilde kısıtlı alanlarda gerekli kentsel kullanımlar ilave edilmiştir. Kentsel kullanım kararlarını içeren alanlar dışında ise mutlak koruma ilkesi esas alınmış ve bu doğrultuda, kentsel alanların yakın çevresindeki makilik-fundalık alanlar ile tarım arazileri ve ormanlar dışında kalan alanlar planda “doğal ve ekolojik yapısı korunacak alanlar” olarak tanımlanmış ve bugünkü arazi kullanımı devam ettirilerek korunmasına yönelik olarak yeni yapılaşma yapılamayacağı plan hükmüne bağlanmıştır. Bu şekilde Yarımada’da mekansal gelişme kontrol altına alınmış ve “sıfır yok oluş alanları” olarak da bilinen önemli doğa alanlarının korunması yönünde önemli bir karar üretilmiştir." açıklaması yapılmıştır.
    Yine 4.2.3. sayılı Doğal ve Ekoljik Yapısı Korunacak Alanlar başlıklı maddesinde; " Planlama Alanı kapsamındaki Bodrum Yarımadası’nın sınırları içerisinde kaldığı Bodrum Yarımadası Kültür ve Turizm Koruma ve Gelişim Bölgesi 1/25.000 Ölçekli Çevre Düzeni Planı, dayanağı olan Bodrum Yarımadası Kültür ve Turizm Koruma ve Gelişim Bölgesi'nin ilanına ilişkin Bakanlar Kurulu kararı için açılan davada Akdeniz’de Özel Koruma Alanları ve Biyolojik Çeşitliliğe İlişkin Protokol gereğince “Önemli Doğa Alanları”nın ekolojik dengeyi koruyucu bir duyarlılıkla ele alınması gerektiği, Dilek Yarımadası ve Büyük Menderes Deltası’ndan başlayarak Bodrum Yarımadası’na kadar uzanan bölgenin “Önemli Doğa Alanı” olduğu, Önemli Doğa Alanı EGE 020 Bodrum Yarımadası’nın bu kapsam içinde yer aldığı, Kültür ve Turizm Koruma ve Gelişim Bölge Sınırının, uluslararası protokol gereği önemli doğa alanı bütünlüğü içinde ele alınmadığı, oluşabilecek nüfus ve yapı yoğunluğunun aşırı ısınmaya sebep olacağı, ekolojik aşırılığa kaçılması nedeni ile ekosistemin doğal dengesini kendi kendine yenileme yeteneğinin ve gücünün bozulacağı, yarımadada korunmuş yerler tanımlamasının yetersiz kaldığı gerekçeleri ve yetersiz koruma anlayışı ile büyük bir coğrafi alanı kapsayan bölgenin Kültür ve Turizm koruma ve Gelişim Bölgesi ilanının yürütmesinin durdurulması ve sonrasında iptal edilmesine ilişkin Danıştay 6. Dairesi'nce verilen karar dikkate alınarak yine aynı Daire tarafından dayanaktan yoksun olması nedeni ile iptal edilmiştir. Bu çerçevede 6. Dairesi tarafından verilen kararlar dikkate alınarak Çevre Düzeni Planı ile "Doğal ve Ekolojik Yapısı Koruncak Alan" plan kararı üretilmiştir. Bu alanlar, kayalık-taşlık, makilik-fundalık-çalılık, plaj-kumsal, sazlık-bataklık, kanyon ve benzeri doğal, ekolojik, topografik, jeolojik, yerel bitki örtüsü ve silüet gibi özelliklere ya da tarımsal değerlere sahip alanlardır. Doğal ve ekolojik yapısı korunacak alanlar olarak belirlenen alanların bir kısmı sit statüsü taşımaktadır. Bu kapsamdaki sit alanlarının, bu planda günübirlik kullanım izni verilenler hariç, yapılaşmaya açılamayacağı; ancak, bu alanlarda ...tarih, ...numaralı ilke kararlarında belirtilen yapılaşmaya yönelik hükümler dışındaki teknik altyapı hizmetlerine ilişkin diğer hükümleri uygulanabilecektir. Doğal ve ekolojik yapısı korunacak alan olarak belirlenen diğer alanların bugünkü arazi kullanımının devam ettirileceği ve bu alanlarda zorunlu olan teknik altyapı hizmetleri uygulamaları dışında, doğal bitki örtüsü, topografya ve silüet etkisini bozacak ya da çevre tahribatına sebep olacak hiçbir uygulama yapılamayacağı plan hükmüne bağlanmıştır." düzenlemesi getirilmiştir.
    4.48. sayılı maddesinde; "Doğal ve ekolojik yapısı korunacak alanlar: kayalık-taşlık, makilik-fundalık, çalılık, plaj-kumsal, sazlık-bataklık, kanyon ve benzeri doğal, ekolojik, topografik, jeolojik, yerel bitki örtüsü ve silüet gibi özelliklere tarımsal değerlere sahip olan ve bu planın ilke ve stratejileri ile nüfus kabulleri doğrultusunda bu planla yapılaşmaya kapatılması öngörülen alanlardır." 8.15. sayılı Doğal ve ekolojik yapısı korunacak alanlar başlıklı plan hükmünün 8.15.1. sayılı maddesinde, "Bu planda, doğal ve ekolojik yapısı korunacak alanlar olarak gösterilen sit alanları, günübirlik kullanım izni verilenler hariç, yapılaşmaya açılamaz; ancak, bu alanlarda ...tarih, ...numaralı ilke kararlarında belirtilen yapılaşmaya yönelik hükümler dışındaki teknik alt yapı hizmetleri ile ilgili diğer hükümler geçerlidir." 8.15.2. sayılı maddesinde "Bu planda, doğal ve ekolojik yapısı korunacak alanlar olarak gösterilen sit alanları dışında kalan alanlarda, bugünkü arazi kullanımı devam ettirilecektir. Zorunlu olan teknik altyapı hizmetleri uygulamaları dışında, doğal bitki örtüsü, topografya ve silüet etkisini bozacak ya da çevre tahribatına sebep olacak hiçbir uygulama yapılamaz. Bu alanlar yapılaşmaya açılamaz." hükümleri yer almıştır.
    Diğer taraftan plan notlarının 7.1 sayılı maddesinde, bu çevre düzeni planının, plan hükümleri ve plan açıklama raporuyla bir bütün olduğu, alt ölçekli planlar yapılırken bu belgelerin bütününün gözönünde bulundurulacağı, 7.2 sayılı maddesinde, bu plandan ölçü alınarak uygulama yapılmayacağı, 7.7 maddesinde ise bu planın onama tarihinden önce mevzuata uygun olarak onaylanmış mevzi imar planlarının geçerli olduğu hükme bağlanmıştır.

    HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
    Genel ilke olarak, plan kararları ile fiziksel çevreyi sağlıklı bir yapıya kavuşturmak, yatırımların yer seçimlerini ve gelişme eğilimlerini yönlendirmek ve toprağın korunma, kullanma dengesini en rasyonel biçimde belirlemek amaçlanır.
    24.11.2006 günlü, 16356 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan, 20.10.2006 günlü, 2006/11189 sayılı, ekli krokide sınırları belirlenen alanın " Muğla-Bodrum Yarımadası kültür ve Turizm Koruma ve Gelişim Bölgesi" olarak belirlenmesine ilişkin Bakanlar Kurulu kararı ile bu kararın bildirilmesine dair olan ...günlü, ...sayılı Kültür ve Turizm Bakanlığı işleminin iptali istemiyle Danıştay Altıncı Dairesinin E:2007/548 sayılı dosyasında açılan davada, yerinde yapılan Keşif ve bilirkişi incelemesi sonucunda düzenlenen bilirkişi raporunda, Akdeniz de Özel Koruma Alanları ve Biyolojk Çeşitliliğe İlişkin Protokol gereğince, Önemli Doğa Alanları" nın doğal ekolojik dengeyi koruyucu bi duyarlılıkta ele alınması gerektiği, Dilek Yarımadası ve Büyük Menderes Deltası'ndan başlayan, Bodrum Yarımadasına kadar uzanan bir bölgenin; "Önemli Doğa Alanı Bölgesi" olduğu, Önemli Doğa Alanları'nın tümünün uluslararası öneme sahip olduğu, koruma kapsamı içinde acil önlem alınması gereken, "Sıfır Yok Oluş" alanlarının tanımlandığı, bu alanların, yeryüzünde başka hiçbir noktada yaşamayan ve bu alan içinde de nesli tehlike altında olan bir ya da daha çok canlı türünün bulunduğu alanlar olduğu, EGE 020 Bodrum Yarımadasının bu kapsam içinde yer aldığı, "Sıfır Yok Oluş" alanlarının korunması için "Çekirdek Bölge", "Tampon Bölge" ve "Geçiş ve Gelişme Bölgeleri'nin" belirlendiği, Bodrum Yarımadası'nda Kültür ve Turizm Bakanlığınca böyle bir çalışma yapılmadığından, turizm koruma ve Gelişme Bölge kararı sınırlarının, Uluslararası Protokole göre, Önemli Doğa Alanları" bütünlüğü içinde ele alınmadığının anlaşıldığı, "Geçiş ve Gelişme Bölgeleri" belirlenmediği, çevrenin korunarak geliştirilmesi ve tahribatının önlenmesinin Çevre Yönetiminde "Kamu Yararı" ilkesinin benimsenmesini gerektirdiği, Uluslararası bir protokol ile de bağlı olunan "Önemli Doğa Alanları Bölgeleri'nin korunmasına ilişkin temel bir sınırlama yapılması nedeniyle "Kamu Yararı"nın ihlal edildiği görüşlerine yer verilmiş ve anılan uyuşmazlıkta, 20.8.2008 tarihinde yürütmenin durdurulması isteminin kabulüne, 25.2.2009 tarihli, K:2009/1806 sayılı kararla da anılan işlemin iptaline karar verilmiştir.
    Davalı idarece, Çevre Düzeni Planı ile parsel bazında düzenleme yapılmadığı, ilgili kamu kurum ve kuruluşlarınca iletilen bilgi, belge ve görüşlerin değerlendirilmesi sonucu Bodrum Yarımadası özelinde planlama kararı alındığı, hızlı ve kontrolsüz kentleşmenin, parçacıl ve sektörel planlamanın yarattığı sorunların ortadan kaldırılması, kentleşme ve sanayileşmenin kontrollü gelişiminin sağlanması ve gelişmelerin sürdürülebilir kılınması, ekolojik dengeyi bozacak müdahalelerin engellenmesi, 2025 yılı hedef alınarak kültürel ve doğal değerlerin korunması amaçlarının esas alındığı, ayrıca Danıştay Altıncı Dairesi'nin E:2007/548 sayılı dosyasında açılan davadaki bilirkişi raporunda yer alan belirlemelerin gözönünde bulundurulduğu savunulmuş bulunmaktadır.
    Leke plan niteliğinde bulunan dava konusu planın ölçeği (1/100.000) gözönünde bulundurulduğunda, parsel bazında kararların üretilmesi mümkün olamayacağı gibi genel arazi kullanım kararlarının değerlendirildiği, planın bölge ve havza bazında ve mevzuata uygun olarak tesis edildiği, kentleşmenin sürdürülebilir kılınması, ekolojik dengeyi bozacak müdahalenin önlenmesi ve ekolojik dengenin korunması amacıyla yukarıda sözü edilen sözleşme ve yargı kararı gözönünde bulundurularak plan kararlarının getirildiği görülmektedir.
    Dava konusu Çevre Düzeni Planı'nda, Danıştay Altıncı Dairesinin E:2007/548 sayılı dosyasında verilen karar ile ülkemizin de taraf olduğu Akdeniz’de Özel Koruma Alanları ve Biyolojik Çeşitliliğe İlişkin Protokol hükümleri gözetilerek, planlama bölgesi bütününde koruma-kullanma dengesinin oluşturulması gereken alanlardaki yapılaşmalarda keyfiliklerin önlenmesi ve azami ölçüde korumanın sağlanması için alt ölçekli plan kararlarına esas olacak yapılaşma şartlarını ortaya koyan genel arazi kullanım kararlarının öngörülmesi karşısında; doğal ve ekolojik dengesinin korunması gerektiği açık olan Bodrum Yarımadası bütününün bir parçası olan uyuşmazlık konusu parsellerin "Doğal ve Ekolojik Yapısı korunacak Alan" olarak planlanmasında şehircilik ilkelerine, planlama esaslarına ve kamu yararına aykırılık görülmemiştir.
    Kaldı ki, plan notlarında belirtildiği üzere bu planın onayından önce mevzuata uygun olarak onaylanmış mevzi imar panları geçerli olduğu gibi, Bodrum Yarımadası yoğun yapılaşmanın neden olduğu doğa tahribatı ve su arzı yetersizliği gibi sorunlarla karşı karşıya kalmış iken doğal ve ekolojik alan bütünlüğünün bozulması suretiyle yapılaşmaya açılmasının uygun olmayacağı da açıktır.
    Diğer taraftan, Aydın-Muğla-Denizli Planlama Bölgesi 1/100.000 ölçekli Çevre Düzeni Planı Revizyonu'na Aydın-Muğla-Denizli Planlama Bölgesi 1/100.000 ölçekli Çevre Düzeni Planı Revizyon Plan Hükümlerinin 1. maddesinde öngörülen ve 2025 yılını hedef aldığı belirtilen planın Aydın-Muğla-Denizli il sınırları içinde sürdürülebilir ve yaşanabilir bir çevre yaratılması; tarımsal, tarihsel ve turistik değerlerin korunması ve Türkiye'nin kalkınma politikaları kapsamında, sektörel gelişme hedeflerine uygun olarak belirlenen planlama ilkeleri çerçevesinde; sosyal, ekonomik, kültürel ve mekansal açıdan sağlıklı gelişme ve büyüme olarak belirlenen amaçlarının gerçekleştirilebilmesi ayrıca Plan Hükümlerinin 3. maddesinde; bu plan kapsamında kalan alanlarda , arazi kullanımı ve yapılaşmanın plan, fen, sağlık ve çevre şartlarına uygun olarak oluşmasının sağlanması, afet etkilerinin azaltılması; doğal, tarihi, kültürel çevrenin ve ekosistemlerin korunması, yaşatılması ve geliştirilmesi olarak sayılan planlama hedeflerine ulaşılabilmesi için yeniden düzenlendiği anlaşılan "Doğal ve Ekolojik Yapısı Korunacak Alanlar" tanımının Makilik-Fundalık-Çalılık Alanlar ile Doğal ve Ekolojik Yapısı Korunacak Alanları düzenleyen maddelerde öngörülen usül ve esaslarla da uyumlu olması karşısında, ilave yapılmak suretiyle yeniden düzenlenen dava konusu anılan tanımlamada kamu yararına ve hukuka aykırılık bulunmamaktadır.

    KARAR SONUCU:

    Açıklanan nedenlerle;
    1. DAVANIN REDDİNE,
    2. Ayrıntısı aşağıda gösterilen toplam ...TL yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
    3. Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca duruşmalı işler için belirlenen ...-TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalı idareye verilmesine,
    4. Posta gideri avansından artan tutarın kararın kesinleşmesinden sonra davacıya iadesine,
    5. Bu kararın tebliğ tarihini izleyen 30 gün içerisinde Danıştay İdari Dava Daireleri Kuruluna temyiz yolu açık olmak üzere, 25/05/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi