Abaküs Yazılım
13. Daire
Esas No: 2016/284
Karar No: 2022/2277
Karar Tarihi: 25.05.2022

Danıştay 13. Daire 2016/284 Esas 2022/2277 Karar Sayılı İlamı

Danıştay 13. Daire Başkanlığı         2016/284 E.  ,  2022/2277 K.

    "İçtihat Metni"

    T.C.
    D A N I Ş T A Y
    ONÜÇÜNCÜ DAİRE
    Esas No:2016/284
    Karar No:2022/2277

    TEMYİZ EDEN (DAVALI) : ...Vergi Dairesi Müdürlüğü
    VEKİLİ : Av. ...

    KARŞI TARAF (DAVACI) : ...Petrol Tarım Ürünleri Nakliye Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi
    VEKİLİ : Av. ...

    İSTEMİN KONUSU : .... İdare Mahkemesi'nin ...tarih ve E:..., K:...sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

    YARGILAMA SÜRECİ :
    Dava konusu istem: Davacı şirkete Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu'nun (Kurul) ...tarih ve ...sayılı kararı ile verilen idarî para cezasının tahsili amacıyla düzenlenen ...tarih ve ...ana takip dosya numaralı, 57.156,00-TL tutarlı ödeme emrinin iptali istenilmiştir.
    İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: .... İdare Mahkemesi'nce verilen kararda; dava konusu ödeme emrinin konu ettiği idarî para cezasının, davacının 20/03/2005-14/07/2005 döneminde lisans almaksızın faaliyet göstermiş olması nedeniyle 5015 sayılı Kanun'un 19. maddesi uyarınca 12/07/2007 tarihli Kurul kararı ile verildiği, para cezasının da ilgili idarece fiilin işlendiği 2005 yılı için belirlenen tutar üzerinden verildiği de gözönünde bulundurulduğunda, işlemin tesis edildiği tarihte yürürlükte olan Kabahatler Kanunu uyarınca öngörülen 7 yıllık zamanaşımı süresinin, işlemin konusu kabahatin 5326 sayılı Kanun'un 5/2 maddesi uyarınca işlendiği 20/03/2005 tarihinde yürürlükte olmadığı, bu tarihte yürürlükte olan 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun'un öngördüğü beş yıllık zamanaşımı süresinin ise, davacı yönünden "lehe kural" getirdiğinin kabulü gerektiği; bu nedenle zamanaşımı bakımından işlemin konusu para cezasını gerektiren fiilin işlendiği tarihte davacı yönünden lehe sonuçlar doğuran 6183 sayılı Kanun'un beş yıllık zamanaşımı süresinin uygunlanması gerektiği, 5326 sayılı Kanun'un davacının aleyhine daha uzun zamanaşımı süresi öngören kuralının fiilin işlendiği tarihe geri yürütülemeyeceği, uyuşmazlığın hukuksal çerçevesinin de 6183 sayılı Kanun kuralları ile oluşturulduğu;
    Dava konusu ödeme emrinin tebliği için davacı şirketin bilinen adresine gönderilen tebligatların şirketin bu adreste bulunmuyor ve yeni adresi bilinmiyor olması nedeniyle geri döndüğü görülmekte ise de, bunun üzerine 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 94. maddesinde tebliğ yapılacak kimseler arasında sayıldığı görülen yasal temsilcinin adresine tebligat yapılması gerekirken, anılan tebligat yapılmadan ilanen tebliğe çıkarılması nedeniyle, ilanen tebligatta yöntem kurallarına uygunluk bulunmadığından, yöntemine uygun yapılmadığı görülen 22/12/2014 tarihli ödeme emri tebligatının tahsil zamanaşımı süresini kesmeyeceği; bu durumda, 26/12/2009 tarihinde kesinleşen idarî para cezasına ilişkin ödeme emrinin 6183 sayılı Kanun'un 102. maddesi uyarınca “vadesinin rastladığı takvimi yılını takip eden takvim yılı başından itibaren 5 yıl içinde tahsil” edilmesi, başka bir anlatımla tahsile ilişkin ödeme emrinin zamanaşımı süresi içinde en geç 31/12/2014 tarihine kadar tebliğ edilmesi gerekirken, ödeme emrinin bu süre geçtikten sonra, 14/01/2015 tarihinde tebliğ edildiği görüldüğünden, anılan idarî para cezasının tahsil zamanaşımına uğradığı görüldüğünden, dava konusu işlemde tahsil zamanaşımı nedeniyle hukuka uygunluk bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
    Belirtilen gerekçelerle hukuka aykırı bulunan dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.

    TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idare tarafından, vergi dairesince zamanaşımı süresi içerisinde düzenlenen ve davacı şirkete tebliğ edilen ödeme emirleri ile amme alacağının talep edildiği, davada zamanaşımının söz konusu olmadığı, tebligatın usulüne uygun gerçekleştirildiği, idarî para cezası hakkında verilen yargı kararının kesinleştiği, ödeme emrine karşı dava açma nedenlerinin Kanun'da açıkça sayıldığı, dava konusu ödeme emrinin hukuka uygun olduğu ileri sürülmektedir.

    KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davacı tarafından, ödeme emrine konu idarî para cezasının kabahat kapsamında değilken verildiği, zamanaşımı süresinin 5 yıl olduğu belirtilerek istemin reddi gerektiği savunulmuştur.

    DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ ...DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile temyiz istemine konu İdare Mahkemesi kararının Daire kararındaki gerekçe ile onanması gerektiği düşünülmektedir.

    TÜRK MİLLETİ ADINA
    Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesi'nce, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

    İNCELEME VE GEREKÇE:
    MADDİ OLAY :
    Davacı tarafından, lisans alınmaksızın bayilik faaliyeti yürütülmesi nedeniyle 5015 sayılı Petrol Piyasası Kanunu'nun 19. maddesinin ikinci fıkrasının (b) bendinin (1) numaralı alt bendinde belirtilen "Lisans almaksızın hak konusu yapılan tesislerin yapımına ve/veya işletimine başlanması ile bunlar üzerinde tasarruf hakkı doğuracak işlemlerin yapılması" fiilini işlediğinden bahisle ...tarih ve ...sayılı Kurul kararı ile davacıya 57.156,00-TL idarî para cezası verilmiştir.

    Söz konusu Kurul kararının iptali istemiyle açılan davada, Dairemizin 05/12/2008 tarih ve E:2007/13307, K:2008/7676 sayılı kararı ile davanın reddine karar verilmiş, kararın temyiz incelemesinden geçerek kesinleşmesi üzerine, ...tarih ve ...ana takip dosya numaralı, 57.156,00-TL tutarlı ödeme emri düzenlenmiş, ödeme emrinin iptali istemiyle bakılan dava açılmıştır.

    İLGİLİ MEVZUAT VE HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
    Dava konusu işlemin dayanağı olan 5015 sayılı Kanun'un ihlâlinin tespiti tarihinde yürürlükte olan "İdarî para cezaları" başlıklı 19. maddesinde, eylemlere göre idarî para cezası miktarları düzenlenmiş; ikinci fıkrasının (b) bendinin (1) numaralı alt bendinde, lisans almaksızın hak konusu yapılan tesislerin yapımına ve/veya işletimine başlanması ile bunlar üzerinde tasarruf hakkı doğuracak işlemlerin yapılması hâlinde ikiyüzmilyar (ikiyüzbin) Türk Lirası idarî para cezası uygulanacağı; dördüncü fıkrasında ise, bayiler için bu cezanın beşte birinin uygulanacağı belirtilmiştir. Maddede ayrıca, "... Cezalar tahsil edilinceye kadar, mahkeme kararı ile ilgililerin varlıklarına tedbir konulabilir. ...
    Kurulun ceza vermesinde zamanaşımı süresi, ihlâlin ve/veya olayın meydana geliş tarihinden itibaren beş yıldır. ...
    Ay içinde tahsil edilen idarî para cezaları müteakip ayın yirminci iş günü sonuna kadar irat kaydedilmek üzere Hazine'ye devrolunur.
    ...
    İdarî para cezalarının tahakkuk tarihini izleyen otuz gün içerisinde ödenmemesi hâlinde, cezanın ilgili vergi dairesi aracılığı ile tahsili sağlanır. Tahsilatta 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümleri uygulanır.
    İdarî para cezalarının miktarları her yıl bir önceki yıla ilişkin olarak 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun mükerrer 298'inci maddesi uyarınca belirlenen yeniden değerlendirme oranında artırılmak suretiyle uygulanır. ..." kurallarına yer verilmek suretiyle tahsil, zamanaşımı, artırım konularında özel düzenlemeler yapılmıştır. Nitekim maddede yer alan artırım hükmüne dayanılarak, 19. maddenin ikinci fıkrasının (b) bendindeki ceza miktarı 2004 yılında 257.000-TL'ye, 2005 yılında 285.784-TL'ye, 2006 yılında 313.790-TL'ye, 2007 yılında 338.265-TL'ye ve 2008 yılında da 362.620-TL'ye yükseltilmiştir.
    Ancak, 08/02/2008 tarih ve 26781 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 5728 sayılı Kanun'un 522. maddesi ile 5015 sayılı Kanun'un 19. maddesi yeniden düzenlenmiş ve maddenin ikinci fıkrasının (b) bendinin (1) numaralı alt bendindeki ceza miktarı ikiyüzellibin Türk Lirası olarak belirlenmiştir.
    5728 sayılı Kanun'un gerek genel, gerekse madde gerekçelerinde bu değişikliklerin nedeni "İdari yaptırım kararlarının tebliği, kesinleşmesi, takip ve tahsili ile zamanaşımı konuları Kabahatler Kanunu'nun genel hükümler kısmında ayrıntılı olarak düzenlendiğinden, buna ilişkin düzenlemelere madde metninde yer verilmemiştir." şeklinde açıklanmıştır.
    Bu itibarla, 5015 sayılı Kanun'un 19. maddesi uyarınca ilgililere verilen idarî para cezalarının takip ve tahsilinde 5326 sayılı Kabahatler Kanunu hükümlerinin uygulanması gerekmektedir.
    5326 sayılı Kanun'un 2. maddesinde, "Kabahat" deyiminin, kanunun, karşılığında idarî yaptırım uygulanmasını öngördüğü haksızlık anlamına geldiği belirtilmiş; "Genel kanun niteliği" başlıklı 3. maddesinde, bu Kanun'un, idarî yaptırım kararlarına karşı kanun yoluna ilişkin hükümlerinin, diğer kanunlarda aksine hüküm bulunmaması hâlinde, diğer genel hükümlerinin, idarî para cezası veya mülkiyetin kamuya geçirilmesi yaptırımını gerektiren bütün fiiller hakkında uygulanacağı kurala bağlanmıştır. Öte yandan, aynı Kanun'un "Zaman bakımından uygulama" başlıklı 5. maddesinin birinci fıkrasında, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun zaman bakımından uygulamaya ilişkin hükümlerinin kabahatler bakımından da uygulanacağı belirtilmiş, maddeyle atıf yapılan 5237 sayılı Kanun'un "Zaman bakımından uygulama" başlıklı 7. maddesinin ikinci fıkrasında "Suçun işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanun ile sonradan yürürlüğe giren kanunların hükümleri farklı ise, failin lehine olan kanun uygulanır ve infaz olunur." kuralına yer verilmiştir.
    5326 sayılı Kanun'un "Yerine getirme zamanaşımı" başlıklı 21. maddesinde "... Yerine getirme zamanaşımı süresi;
    a) Ellibin Türk Lirası veya daha fazla idarî para cezasına karar verilmesi hâlinde yedi... yıldır." kuralı yer almıştır.
    Bu itibarla 5015 sayılı Kanun'un 19. maddesi uyarınca ilgililere verilen idarî para cezalarının takip ve tahsilinde 5326 sayılı Kabahatler Kanunu hükümlerinin uygulanması gerektiğinden, tahsil zamanaşımı nedeniyle hukuka uygunluk bulunmadığı sonucuna ulaşılan ödeme emrinin iptaline ilişkin temyiz istemine konu Mahkeme kararının gerekçesinde hukukî isabet bulunmamaktadır.
    Öte yandan; belirtilen kanun hükümleri uyarınca ceza verilmesinin dayanağı kuralın yürürlükten kaldırılması veya lehe düzenleme yapılması yoluyla ortaya çıkan yeni hukukî durumun dikkate alınması gerekmektedir.
    5015 sayılı Kanun'un 19. maddesinde, davacının ihlâlinin tespit edildiği tarihteki ceza miktarı 285,784,00-TL olmasına karşın, 08/02/2008 tarihinde yürürlüğe giren 5728 sayılı Kanun'la yeniden yapılan düzenleme sonucu 250.000,00-TL olarak belirlenmiştir.
    İdarî para cezasının hukuki anlamda kesinleşmesinden veya tahsil edilmesinden önce ceza miktarına yönelik mevzuatta bir değişiklik olması durumunda, idarî para cezasının iptali gerekmemekle birlikte tahsil aşamasının lehe düzenlemeye uygun olarak yapılması gerekmektedir.
    Bu durumda, ihlâlin tespit edildiği tarih itibarıyla 285.784,00-TL'nin 1/5'i oranında 57.156,00-TL idarî para cezası verilmesinde hukuka aykırılık bulunmamakla birlikte, idarî para cezasının tahsili aşamasında ceza miktarının 250.000,00-TL olarak belirlendiği ve bu miktarın 1/5'i oranındaki 50.000,00-TL'nin tahsili için ödeme emri düzenlenebileceği anlaşıldığından, bu husus göz önünde bulundurulmaksızın 57.156,00-TL tutarındaki idarî para cezasının tahsili amacıyla düzenlenen dava konusu ödeme emrinde hukuka uygunluk, dava konusu işlemin iptaline ilişkin İdare Mahkemesi kararında ise sonucu itibarıyla hukukî isabetsizlik görülmemiştir.

    KARAR SONUCU :
    Açıklanan nedenlerle;
    1. Davalının temyiz isteminin reddine,
    2. Dava konusu işlemin yukarıda özetlenen gerekçeyle iptali yolundaki ....... İdare Mahkemesi'nin ...tarih ve E:..., K:...sayılı temyize konu kararının yukarıda belirtilen GEREKÇEYLE ONANMASINA,
    3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına,
    4. Dosyanın anılan Mahkeme'ye gönderilmesine,
    5. 2577 sayılı Kanun'un Geçici 8. maddesi uyarınca, bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 (on beş) gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 25/05/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi