Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2018/2137
Karar No: 2019/2397
Karar Tarihi: 03.04.2019

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2018/2137 Esas 2019/2397 Karar Sayılı İlamı

1. Hukuk Dairesi         2018/2137 E.  ,  2019/2397 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : ... BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 1. HUKUK DAİRESİ
    DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL

    Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda İlk Derece Mahkemesince davalı ... yönünden husumet nedeniyle davanın reddine, davalı ... yönünden davanın kabulüne dair verilen karara karşı tarafların istinaf başvurusunun ... Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesince esastan reddine ilişkin olarak verilen karar davalılar vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi,Tetkik Hâkimi ...’un raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü.

    -KARAR-
    Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
    Davacılar, mirasbırakan ...t’in 496 ada 76 parsel sayılı taşınmaz üzerindeki 7 no’lu bağımsız bölümün çıplak mülkiyetini, diğer mirasçılardan mal kaçırma amacıyla ve muvazaalı olarak 12.04.2013 tarihinde davalı ablası ... ...’ya; adı geçenin de muvazaalı olarak 02.06.2016 tarihinde davalı oğlu Ergin’e satış yolu ile temlik ettiğini, mirasbırakanın satışa ihtiyacı olmayıp dava konusu taşınmazdan kira geliri elde ettiğini ileri sürerek dava konusu 496 ada 76 parsel sayılı taşınmaz üzerindeki 7 no’lu bağımsız bölümün davalılara yapılan satış işlemlerinin iptali ile miras payları oranında adlarına tescilini istemişlerdir.
    Davalılar, mirasbırakanın çocuksuz ve yaşlı olup böbrek hastalığı nedeniyle diyalize girdiğini, paraya ve yardıma ihtiyacı olduğunu, mirasbırakanın kendisiyle ilgilenen davalı ablası ... ...’nın yaşadığı yere taşındığını, mirasbırakanın minnet duygusuyla hareket etiğini, temlikin muvazaalı olmadığını belirtip davanın reddini savunmuşlardır.
    İlk Derece Mahkemesince, davalı ... yönünden davanın husumet nedeniyle reddine; temliklerin mirasçıdan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğu, ilk el davalı ...’nın oğlu olan kayıt maliki davalı ...’in ise iyiniyetli olmadığı gerekçesiyle davalı ... yönünden davanın kabulüne karar verilmiş; tarafların istinaf başvurusu ... Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesince esastan reddedilmiştir.
    ./..
    Dosya içeriği ve toplanan delillerden, 1940 doğumlu mirasbırakan ...t’in 31.03.2016 tarihinde ölümü üzerine davacı yeğenleri ile davalı kardeşi ... ...’nın mirasçı olup dava dışı başkaca mirasçıların da bulunduğu, davalı ...’in ise davalı ...’nın oğlu olduğu, mirasbırakanın, dava konusu 496 ada 76 parsel sayılı taşınmaz üzerindeki 7 no’lu bağımsız bölümün intifa hakkını üzerinde bırakarak çıplak mülkiyetini 25.000 TL bedelle 12.04.2013 tarihinde davalı ...’ya; adı geçenin de 02.06.2016 tarihinde davalı oğlu Ergin’e satış yolu ile temlik ettiği anlaşılmaktadır.
    Bilindiği üzere, uygulamada ve öğretide "muris muvazaası" olarak tanımlanan muvazaa, niteliği itibariyle nisbi (mevsuf-vasıflı) muvazaa türüdür. Söz konusu muvazaada mirasbırakan gerçekten sözleşme yapmak ve tapulu taşınmazını devretmek istemektedir. Ancak mirasçısını miras hakkından yoksun bırakmak için esas amacını gizleyerek, gerçekte bağışlamak istediği tapulu taşınmazını, tapuda yaptığı resmi sözleşmede iradesini satış veya ölünceye kadar bakma sözleşmesi doğrultusunda açıklamak suretiyle devretmektedir.
    Bu durumda, yerleşmiş Yargıtay içtihatlarında ve 1.4.1974 tarihli 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Türk Medeni Kanunu"nun (TMK) 706., Türk Borçlar Kanunu"nun (TBK) 237., (Borçlar Kanunu"nun (BK) 213.) ve Tapu Kanunu"nun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler.
    Hemen belirtmek gerekir ki; bu tür uyuşmazlıkların sağlıklı, adil ve doğru bir çözüme ulaştırılabilmesi, davalıya yapılan temlikin gerçek yönünün, diğer bir söyleyişle mirasbırakanın asıl irade ve amacının duraksamaya yer bırakmayacak biçimde ortaya çıkarılmasına bağlıdır. Bir iç sorun olan gizlenen gerçek irade ve amacın tespiti ile durumun aydınlığa kavuşturulması genellikle zor olduğundan bu yöndeki delillerin eksiksiz toplanılması yanında birlikte ve doğru şekilde değerlendirilmesi de büyük önem taşımaktadır. Bunun için de ülke ve yörenin gelenek ve görenekleri, toplumsal eğilimleri, olayların olağan akışı, mirasbırakanın sözleşmeyi yapmakta haklı ve makul bir nedeninin bulunup bulunmadığı, davalı yanın alım gücünün olup olmadığı, satış bedeli ile sözleşme tarihindeki gerçek değer arasındaki fark, taraflar ile mirasbırakan arasındaki beşeri ilişki gibi olgulardan yararlanılmasında zorunluluk vardır.
    Öte yandan, çekişme konusu taşınmazın satış şeklinde davalıya temlik edildiği görülmektedir. Hemen belirtilmelidir ki, satışa konu edilen bir malın devrinin belirli bir semen karşılığında olacağı kuşkusuzdur. Semenin bir başka ifade ile malın bedelinin ise mutlaka para olması şart olmayıp belirli bir hizmet veya bir emek de olabileceği kabul edilmelidir. Esasen yukarıda da değinildiği üzere muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı olarak açılan davaların hukuki dayanağını teşkil eden 01.04.1974 tarih ve 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında miras bırakanın gerçek iradesinin mirasçıdan mal kaçırma olması halinde uygulanabilirliğinin kabulü gerekir. Bir başka ifade ile murisin iradesi önem taşır.
    Somut olaya gelince, mirasbırakanın diyalize bağlı böbrek hastası olup haftada üç gün diyaliz tedavisi gördüğü hastane kayıtlarıyla sabittir. Eşinin 2012 yılında öldüğü ve çocuksuz olduğu, bakım ve ihtiyaçlarıyla davalı kardeşi ... ...’nın ilgilendiği, davacılarla bir problemi olmadığı, bir başka ifadeyle mirasbırakanın diğer mirasçılarından mal kaçırmasını gerektirir somut bir olgunun ortaya konulmadığı açıktır. Bedeller arasındaki fark tek başına muvazaanın kanıtı değildir.
    Hal böyle olunca, davanın reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.
    Davalıların yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 373/1. maddesi uyarınca ... Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA, İlk Derece Mahkemesi kararının yukarıda yazılı nedenlerden dolayı 6100 sayılı HMK’nın 371/1-a maddesi uyarınca BOZULMASINA, dosyanın kararı veren ... Anadolu 4. Asliye Hukuk Mahkemesine, kararın bir örneğinin ... Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesine gönderilmesine, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 03.04.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.




    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi