20. Hukuk Dairesi 2016/7981 E. , 2017/782 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı Hazine vekili ve davalılar ... ve ... vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı ... ve ... vekili ... Merkez ilçe, ... (...) köyünde 12/01/1970 tarihli dilekçelerinde sınırlarını bildirdikleri taşınmazların müvekkilleri ve davalılar adına tapuya verasetteki hisseleri oranında tescili istemiyle dava açmıştır.
Davacı ... ve ... vekili tarafından ... ve ... aleyhine 15/07/1972 tarihli dava dilekçesi ile açılan davada davacılar, dilekçelerinde sınırlarını bildirdikleri taşınmazlara davalı yanca müdahalede bulunulduğunu ileri sürerek müdahalenin men"i ile taşınmazların hisseleri oranında teslimi talebinde bulunmuşlardır.
Dava devam ederken yörede yapılan kadastro çalışmalarında, ...köyü, 24, 1680, 1642, 2459, 3552, 3238, 2056, 2769, 3270, 3967, 3954, 3964, 465, 1640, 3965, 1564, 3966, 3935, 221, 1641, 3303, 1639, 223, 1650 ve 453 parsel sayılı taşınmazlar davalı olduğu belirtilerek tespit edilmiştir. Asliye hukuk mahkemesince görevsizlik kararı verilerek dosya kadastro mahkemesine gönderilmiştir.
Kadastro mahkemesince, 24, 1680, 1642, 2459, 3552, 3238, 2056, 2769, 3270, 3967, 3954, 3964, 465, 1640, 3965, 1564, 3966, 3935, 221, 1641, 3303, 1639, 223, 1650, 453 sayılı parseller hakkında asıl dosyada birleştirme kararı verilmiş, yapılan yargılama sonucunda, davanın kabulüne ... ili, ... ilçesi, ... köyünde bulunan 24, 1680, 1642, 2459, 3552, 3238, 2056, 2769 parsel sayılı taşınmazların malikhanelerinin dosya arasında bulunan 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 26.03.1970 tarih ve 1970/42 E. - 161 K. sayılı kararında isimleri geçen mirascılar adına hisseleri oranında doldurulmasına, 3270, 3967, 3954, 3964, 465,1640, 3965, 1564, 3966, 3935, 221, 1641, 3303, 1639, 223, 1650 ve 453 parsel sayılı taşınmazların malikhanelerinin dosya arasında bulunan 1970/249 E. - 224 K. sayılı kararında isimleri geçen mirascıları adına hisseleri oranında doldurulmasına karar verilmiş, hüküm davalı Hazine vekili ve davalılar ... ve ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kadastro tespitine itiraza ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yerde, 766 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılıp 22/12/1976-21/01/1977 tarihleri arasında ilan edilen arazi kadastrosu vardır. Yörede, dava tarihi itibariyle yapılıp kesinleşen orman kadastrosu bulunmamaktadır.
Mahkemece yapılan araştırma ve inceleme hükme yeterli değildir.
Şöyle ki; eldeki dosya ile birleştirilmesine karar verilen 1990/17-1991/109 E. sayılı dosya tarafları olan davacı ... ve... ile davalılar ... ve ..."ın birleşme sonrasında davaya katılımı sağlanmamış, taraflar hüküm başlığında gösterilmemiş, taraflara gerekçeli karar tebliği yapılmamış, dosya taraflarına gerekçeli karar ve temyiz dilekçelerinin tebliğinin yargıtay 16. Hukuk Dairesinin iadesi sonrasında yapıldığı anlaşılmıştır.
Ayrıca, dava konusu taşınmazların hangileri olduğu tam olarak belirlenmemiş, taksim ve vergi kaydı ve bir kısım satın almalar ile davacıların hakkı bulunup bulunmadığı, davacıların kendilerine miras olarak kalan yerleri taksim edip etmedikleri ile taşınmazların kim tarafından kullanıldığı hususları yeteri kadar araştırılmamış, dava konusu taşınmazlar ile komşuların tespitine dayanak tapu ve vergi kayıtlarının tümü getirilmemiş, taraflarca ibraz edilen satış senetlerinin tümü yapılan keşiflerde uygulanmamış, usule uygun orman ve mera araştırması yapılmamış, davaya konu taşınmazların kadim veya tahsisli mera olup olmadığı üzerinde durulmamış, bu konuda herhangi bir araştırma ve inceleme yapılmamıştır.
O halde; öncelikle, eldeki dosya ile birleştirilmesine karar verilen 1990/17-1991/109 esas sayılı dosya tarafları olan davacı ... ve ... ile davalılar ... ve ..."ın davaya katılımları sağlanmalı, dava dilekçesinde belirtilen sınırlar yerel bilikişiler marifetiyle asliye hukuk mahkemesinde düzenlenen bilirkişi raporları ekindeki krokiler fen bilirkişisi eliyle uygulanmak suretiyle dava konusu taşınmazların neresi olduğu tereddütsüz olarak belirlenmeli, dava konusu taşınmazlar ile komşulara uygulanan vergi kayıtlarının tümü getirilmeli, dava konusu taşınmazlar ve etrafını gösterir ve ilk defa o yerde grafik ya da fotogrametri yöntemiyle düzenlenen 1/5000 ölçekli arazi kadastro paftasının orijinal fotokopi örneği ile en eski tarihli memleket haritası ve hava fotoğrafları ile 1950"li yıllara ait stereoskopik hava fotoğrafları ve bu fotoğraflara dayanılarak üretilmiş orijinal renkli memleket haritaları bulunduğu yerlerden istenerek mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, komşu köylerde ikamet edip davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek üç kişilik yerel bilirkişi kurulu ve aynı yöntemle belirlenecek taraf tanıkları ve önceki keşifte görev almayan üç kişiden oluşacak ziraatçı bilirkişi, bir harita ve bir kadastro (jeodezi ve fotogrametri) mühendisi ile bir orman yüksek mühendisinden oluşturulacak bilirkişi kurulu marifetiyle bu belgelerde dava konusu taşınmazlar ile çevresi gösterilmeli, hava fotoğrafları ve dayanağı haritalar stereoskop aletiyle ve üç boyutlu olarak bilirkişilere incelettirilip taşınmazların niteliğinin bu belgelerde ne şekilde görüldüğü; orman ya da 6831 sayılı Kanunun 17/2. maddesinde orman içi açıklık olup olmadığı belirlenmeli, bu inceleme sonunda taşınmazların orman ya da orman içi açıklık durumunda olduğu belirlenirse bu tür yerlerin zilyetlikle kazanılmasının mümkün olmadığı düşünülmeli, taşınmazların orman ya da orman içi açıklık durumunda olmadığı belirlenirse üç kişiden oluşacak uzman ziraat mühendisi kurulundan arazinin niteliği, öncesinin mera olup olmadığı, toprak yapısı hususlarında ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı, taşınmazların vasfı kesin olarak saptanmalıdır. Taşınmazların başında icra edilecek keşif sırasında dinlenecek yerel bilirkişi kurulu ve taraf tanıklarından taşınmazların öncesinin ne olduğu, geçmişte kime ait bulunduğu, kimden nasıl intikal ettiği, kim tarafından ne zamandan beri ve ne suretle kullanıldığı, bunun ekonomik amacına uygun olup olmadığı, taşınmazların taksim, hibe veya satış yoluyla taraflara ya da bayilerine verilip verilmediği hususu araştırılmalı, imar ve ihya ile zilyetlik olgusunu hangi olaylarla nasıl hatırladıkları belirlenmeli, taraflarca ibraz edilen satış senetlerinin tümü uygulanarak satış senetlerinin ve satışa konu yerlerin kapsamları belirlenmeli, dava konusu taşınmazlar ve komşu parsellerin dayanak tapu ve vergi kayıtları getirtilerek uygulanmalı; bu taşınmazları sınır olarak nasıl nitelendirdikleri araştırılmalı; taşınmazların değişik bölümlerinden zirai bilirkişi heyeti marifetiyle yeterli derinlikten toprak örnekleri alınıp incelenerek, taşınmazların imar ve ihyaya konu edilip edilmediği, edildi ise tarihi ve ne kadar süreyle ne şekilde zilyet edildiği, çekişmeli taşınmazların öncesinin kadim mera olup olmadığı; taşınmazların, kadastro tespit tarihine kadar ve halen mera olarak kullanılıp kullanılmadığı gibi hususlar tek tek ve olaylara dayalı olarak sorulup saptanmalı;yerel bilirkişi ve tanıkların sözleri arasında doğabilecek çelişkiler, gerektiğinde yüzleştirme yapılarak yöntemiyle giderilmeli, keşifte taşınmazların farklı yönlerden
fotoğrafları çektirilmeli, fen bilirkişisinden taşınmazların yan kesit krokisini göstermesi ve keşfi izlemeye olanak sağlar biçimde rapor ve harita düzenlemesi istenmeli, 1950’li yıllara ait hava fotoğrafları ve memleket haritasında taşınmazların o yıllardaki kullanım durumu, yine fotogrametri yöntemiyle düzenlenen 1/5000 ölçekli arazi kadastro paftasında gösterilerek taşınmazların zilyet ve tasarruf edilen yerlerden olup olmadığı, çekişmeli taşınmazların fiilî durumunu da belirtir şekilde rapor alınmalı, yargılama sırasında toplanan delillerin taşınmazların tutanaklarının edinme sebebi sütunundaki beyanlara aykırı düşmesi halinde tesbit bilirkişilerinin tamamı tanık sıfatıyla dinlenilip aykırılığın giderilmesine çalışılmalı ve oluşacak sonuca göre tarafların taleplerini tam olarak karşılar şekilde hüküm kurulmalıdır.
Açıklanan hususlar gözetilmeksizin, eksik inceleme ve yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak yazılı biçimde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı Hazine vekili ve davalılar ... ve ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 06/02/2017 gününde oy birliğiyle karar verildi.