MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Kamu kurum ve kuruluşları zararına dolandırıcılık
HÜKÜM : Eylemin icrai davranışla görevi kötüye kullanma kabulüyle mahkumiyet


Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:
Göl Beldesinde doktor olarak görev yapan ve ecza dolabı bulunan sanığın bütçe uygulama talimatlarına, reçete yazım kurallarına aykırı ilaç yazmak suretiyle görevi kötüye kullanma suçundan cezalandırılmasına karar verilmiş ise de; 16/05/2011 tarihli bilirkişi raporuna göre bütçe uygulama talimatlarına, reçete yazım kurallarına aykırı olarak yazıldığı tespit edilen 35 reçete ile ilgili reçete sahipleri dinlenerek söz konusu ilaçlara ihtiyaçları olup olmadığı, alıp almadıkları keza sonradan ilaç ilaveleri yapılarak 4 kaleme tamamlandığı belirlenen reçetelerde de hastaların söz konusu ilaçları alıp almadıkları hususunda tanık olarak beyanlarına başvurulması, bazı reçetelerde başka eczanelere ait küpürlerin bulunmasına ilişkin olarak eczaneler tarafından ecza deposuna iadesi yapılan ilaçların tekrardan ecza deposu tarafından satışının yapılmasından kaynaklandığı yönündeki sanık savunmasının doğruluğu ile ilgili araştırma yapılması, sonucuna göre sanığın eylemlerinin kamu kurum ve kuruluşlarının zararına dolandırıcılık suçunu oluşturuşup oluşturmayacağı hususu ile sanığın kamu kurum ve kuruluşlarının zararına dolandırıcılık suçundan yargılandığı Vezirköprü Ağır Ceza Mahkemesinin 2013/82 esas sayılı dosyanın akıbetinin de araştırılması suretiyle tüm delilerin birlikte değerlendirilmesi açısından derdest ise birleştirilmesi gerektiği nazara alınmadan eksik inceleme ve yetersiz gerekçelerle yazılı şekilde hüküm kurulması,
Kabule göre de;
Sanığın bütçe uygulama talimatlarına, reçete yazım kurallarına aykırı olarak ilaç yazması eylemi neticesinde objektif cezalandırma şartları olarak ön görülen kişi mağduriyeti, kişilere haksız menfaat sağlama veya kamu zararına neden olma unsurlarının ne şekilde gerçekleştiğinin denetime imkan verecek şekilde karar yerinde açıklanıp tartışılması gerektiğinin gözetilmemesi,
Gerekçeli karar başlığında suç tarihinin 08/11/2005 yerine 01/09/2005 olarak yazılması,
Anayasa Mahkemesinin 08/10/2015 gün ve E. 2014/140; K. 2015/85 sayılı kararının 24/11/2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe girmiş olması nedeniyle TCK"nın 53. maddesiyle ilgili olarak yeniden değerlendirme yapılmasında zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK"nın 321 ve 326/son maddeleri uyarınca BOZULMASINA, 20/11/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.