Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2016/4850 Esas 2017/778 Karar Sayılı İlamı

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi



Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekilleri tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R

... ili, ... ilçesi, ... köyü ... parsel sayılı 3.198.892,00 m2 yüzölçümlü taşınmaz orman vasfıyla hazine adına tapuda kayıtlıdır.
Davacı ... vekilleri, 18/01/2010 havale tarihli dilekçesi ile ... köyünde, müvekkillerine ait olan ... sayılı parselin güneyindeki alanın orman olarak Hazine adına tescil edildiği, taşınmazın müvekkiline ait olduğu iddiasıyla, ... parsel sayılı taşınmazın tapusunun iptali ile müvekkili adına tapuya tescili istemiyle dava açmış, sundukları 04/04/2011 havale tarihli ıslah dilekçeleri ile köy tüzelkişiliğinin davaya dahil edilmesi ve dilekçelerinde sınırlarını bildirdikleri taşınmazın TMK"nın 713/4. maddesi gereğince müvekkilleri adına tapuya tescilini talep etmiş, yargılama aşamasında dava edilen taşınmazın ... köyü ... parsel sayılı taşınmaz içinde kaldığı anlaşılmıştır.
Mahkemece, zilyetlik yolu ile mülk edinme koşullarının oluşmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, tapu iptal ve tescil istemine ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde, 3302 sayılı Kanun ile değişik 6831 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılıp 05/02/1988 tarihinde ilan edilen orman kadastrosu ve 2/B uygulaması ile 1972 yılında yapılmış tapulama çalışmaları vardır.
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, dosya kapsamında yer alan bilirkişi raporlarından çekişmeli taşınmazın 1976 yılında çalılık vasfında iken 1984 yılında zeytinlik haline getirildiği, taşınmazın tapusunun oluştuğu 1995 tarihine kadar 3402 sayılı Kanunun 14. maddesinin kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla taşınmaz edinimi için öngördüğü 20 yıllık sürenin dolmadığı belirlenerek yazılı biçimde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmadığına göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temiyiz edene yükletilmesine 06/02/2017 günü oy birliği ile karar verildi.