Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü: Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi. Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede başkaca nedenler yerinde görülmemiştir. Ancak, 1-Sanığın, müştekiye bıçak doğrultarak ""Senin ananı avradını sinkaf edeceğim, denetimini yakacağım, beraat ettin mahkemeden kurtuldun, benden kurtulamayacaksın"" şeklinde sözler söylediğinin iddia ve kabul edilmesi karşısında, sanığın söylediği sözlerin geleceğe yönelik cinsel dokunulmazlığa saldırı niteliğinde tehdit suçunu oluşturduğu ve sanığın bu sözleri elinde bıçak bulunduğu sırada söylemesi nedeniyle sanığın eyleminin TCK"nın 106/2-a maddesi kapsamında kaldığı gözetilmeden, ayrıca hakaret suçundan da hüküm kurulması, 2-Sanığın savunmasında, müştekinin, kendisine hakaret ve tehdit içerikli sözler söylediğini ve daha önceden aralarında adliyeye intikal eden husumetin olduğunu belirtmesi karşısında, olayın çıkış sebebi ve gelişimi üzerinde durularak sonucuna göre sanık hakkında tehdit suçundan TCK"nın 29 ve kabule göre hakaret suçunda 129. maddesinde düzenlenen haksız tahrik hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağının tartışılmaması, 3-Anayasa Mahkemesi"nin 24.11.2015 günü, Resmi Gazete"de yayınlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 gün ve 2014/140 esas, 2015/85 sayılı TCK"nın 53. maddesinin bazı bölümlerinin iptaline ilişkin kararının yeniden değerlendirilmesi zorunluluğu, Bozmayı gerektirmiş, sanık ..."in temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, HÜKÜMLERİN 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 22/01/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.