13. Hukuk Dairesi 2016/14850 E. , 2020/223 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, ... barosu"na kayıtlı avukat olduğunu, davalıya ait ... 3. İcra Müdürlüğü"nün 2008/12876 esas sayılı icra dosyasını, ... 1. İcra Müdürlüğü"nün 2008/9867 esas, 2010/1759 esas, 2008/6446 esas, 2008/13025 esas, 2008/9866 esas, 2008/9863 esas, 2008/9860 esas, 2008/9864 esas, 2008/9862 esas sayılı icra dosyalarını takip ettiğini, icra dosyaları için yapılan ve yapılacak olan işlemler ile masraf talebini içeren ihtar mektubunu 19/06/2013 tarihinde davalıya gönderdiğini, bu mektubu davalının 01/07/2013 tarihinde tebliğ aldığını, bu masraf talebine ilişkin davalı tarafça masraf ödemesi yapılmadığı gibi, ihtar mektubuna asılsız iddialar ile cevap verildiğini, bunun üzerine herhangi bir masraf olmadan işlem yapamadığını, yasal haklarını kullanarak söz konusu icra dosyalarından çekilmek zorunda kaldığını, davalıya 24/12/2013 tarihinde tebliğ olunan ihtar mektubu gönderdiğini, davalı tarafın ise ödeme yapmaktan imtina ettiğini, ihtar mektuplarına rağmen ödeme yapmayan davalı hakkında masraf ve vekalet ücretlerine ilişkin ... 12. İcra Müdürlüğü"nün 2014/5534 esas sayılı dosyası ile icra takibi yaptığını, ödeme emrinin davalıya tebliğ edildiğini, ancak davalı tarafın haksız ve açıkça kötüniyetli olarak icra takibine itiraz ettiğini belirterek; davalının itirazının iptali ile icra takibine devamına, kötüniyetli olarak itiraz eden ve haksız yere durmasına sebebiyet veren davalı aleyhine asıl alacak miktarının %20"sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmolunmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davacının esas ve usul yönünden sübut bulmayan davasının reddi ile, ... 12. İcra Müdürlüğü"nün 2014/5534 esas sayılı dosya üzerinden yapılan takibin iptaline, davacı tarafından yapılan takibin haksız ve kötü niyetli olması nedeniyle 5.541,12-TL kötüniyet tazminatının davacıdan alınarak davalıya verilmesine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Davacı, davalının vekili olarak takip ettiği dosyalara ilişkin vekalet ücretinin, bir kısım masrafların ödenmediği gerekçesiyle vekillik görevinden istifa ettiğini ileri sürerek, vekalet ücreti ve masraflara konu alacağın tahsili için başlatılan icra takibine itirazın iptalini talep etmiştir. Davalı, davacının istifasının haklı sebebe dayanmaması nedeniyle ücret talep edemeyeceğini savunmuştur.
Mahkemece, davacı avukatın harcamaların kendisi tarafından yapıldığına dair ispata dönük herhangi bir belge sunulmadığı, davacı avukatın vekalet ücretinin baştan veya belirli bir tarihte ödeneceği hüküm altına alınmadığı için incelenen dosyalarda vekalet ücretinin henüz muaccel olmadığı, avukatın yeni masraf gerektiren işlemlerin neler olduğunu göstermeden ve istenen masrafın ve vekalet ücretinin verilmemesi sebebine dayanarak dosyalardaki görevinden çekilmesinin haklı nedene dayanmadığı, Avukatlık Kanununun 174/1 maddesindeki hüküm gereğince bu durumda iş sahibinden herhangi bir ücret istenemeyeceği bilirkişi raporuyla da sabit olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Borçlar Kanununun 396/1. maddesine göre, vekillikten istifa her zaman mümkün olup, bu istifa vekalet ilişkisini ileriye doğru sona erdiren bozucu yenilik doğuran bir işlemdir. Ancak, istifa haksız ve müvekkil de bu nedenle zarara uğramışsa, vekil bu zarardan sorumludur. Avukatlık Kanununda ise haksız istifa halinde, vekil yönünden Borçlar Kanunundaki aynı konuya ilişkin düzenlemelere göre daha ağır bir sorumluluk esası getirilmiştir. Gerçekten de, Avukatlık Kanununun 174/1 maddesinde “üzerine aldığı işi haklı bir sebep olmaksızın takipten vazgeçen avukat ücret talebinde bulunamaz.” hükmü mevcut olup, bu hükümle, vekaletten haklı bir neden olmadan istifa eden avukatın, Borçlar Kanunundaki vekalet akdine ilişkin genel düzenlemelerden farklı olarak, herhangi bir zarar şartı olmadan da müvekkile karşı sorumlu tutulduğu görülmektedir. Anılan düzenlemeye göre, haksız olarak işi bırakan, vekaletten istifa eden avukat, ücrete hak kazanamadığı gibi, aksine bir hüküm mevcut değilse aldığı peşin ücretleri, kullanmadığı masraf avanslarını da iş sahibine iade etmek zorundadır. Avukatlık Kanununun 171/1 maddesinde düzenlenen “Avukat üzerine aldığı işi kanun hükümlerine göre ve yazılı sözleşme olmasa bile sonuna kadar takip eder.” ve “Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi”nin 2. maddesinde düzenlenen “...avukatlık ücreti, kesin hüküm elde edilinceye kadar olan dava, iş ve işlemler ücreti karşılığıdır.” hükümleri gereğince de avukat, aksine sözleşme yoksa, işi sonuna kadar takip edip sonuçlandırmadan ücretini talep edemez. (Bkz. Aynı doğrultuda HGK. 23.3.1983 4/562-156; HGK. 3.7.1987 3/92-599; 13. HD. 2005/15433 E. 2008/3694 K.; 13. HD.2008/6280 E. 2008/11580 K.) Ancak, haksız azil halinde olduğu gibi, avukatın haklı olarak vekillikten istifa etmesi halinde de, işe devam etme olanağı mevcut olmadığından, avukat, haklı istifa tarihi itibariyle muaccel olan vekalet ücreti alacağının ödetilmesini talep edebilir. Öte yandan, vekalet ilişkisi bir bütün olup, vekaletten azil gibi, istifa da, taraflar arasındaki tüm dava ve takiplere sirayet eder. Zira, azil ve istifa ile birlikte vekalet akdinin en önemli unsurlarından olan “güven ilişkisi” de sona ermektedir. Bu açıklamalardan sonra dava konusu olaya bakacak olursak; davacı tarafından davalıya gönderilen ihtarnamede istifa sebebi olarak takip ve dava masrafları, icra ceza dosyalarında kesinleşmiş vekalet ücretinin ödenmemesi hususları ileri sürülmüş olup, istifanın haklı olup olmadığının bu kapsamda değerlendirilmesi gerekir. Hükme esas alınan bilirkişi kurulu raporunda davacının istifasının haksız olduğu belirtilmiş olup, mahkemece de, davacı avukatın istifası haksız kabul edilmiştir. Ancak, davacı tarafından ihtarnamede talep edilen ve istifa sebebi olarak gösterilen davacının takip ettiği ... 1. İcra Müdürlüğü’nün 2008/9866 Esas ve 2008/9867 Esas sayılı icra dosyasında alınan icra taahhüdüne aykırılık dolayısıyla açılan icra ceza mahkemesi dosyaları ve ... 1. İcra Müdürlüğü’nün 2010/1759 Esas sayılı icra dosyası getirtilmeden bilirkişi rapor düzenlenmiştir. O halde davacının takip ettiği tüm dosyalar getirtilerek istifanın haklı olup olmadığı gerektiğinde konusunda uzman yeni bilirkişi heyetinden rapor alınarak değerlendirilmesi ve hasıl olacak sonuca uygun bir karar verilmesi gerekirken, değinilen bu yön gözardı edilerek yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
2-Bozma nedenine göre davacının sair temyiz itirazlarının incelenmesine bu aşamada gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle temyiz edilen hükmün davacı yararına BOZULMASINA, 2. bent gereğince davacının sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/I maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 16/01/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.