16. Hukuk Dairesi 2019/2950 E. , 2019/5200 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu,
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sonucu ... İlçesi ... Köyü çalışma alanında bulunan 156 ada 59 parsel sayılı ve 410.002,96 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, mera olarak sınırlandırılarak özel siciline kaydedilmiştir. Davacılar ... ve ..., 156 ada 59 parsel sayılı taşınmazın sınırında bulunan maliki oldukları 156 ada 23 parsel sayılı taşınmazın 26.000 metrekare iken yüzölçümünün eksik olarak 24.123 metrekare tespit edildiğini, eksikliğin komşu 156 ada 59 parsel sayılı taşınmazdan kaynaklandığını ileri sürerek tapu iptali ve tescil davası açmışlardır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne ve fen bilirkişisinin raporuna ekli krokide (A) ve (B) harfi ile gösterilen toplam 2.634,47 metrekarelik kısmının ifrazı ile davalı adına olan tapu kaydının iptaline, iptal edilen bu kısmın davacılar adına tapuda kayıtlı 156 ada 23 parsel sayılı taşınmaza eklenmek suretiyle davacılar adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, davacılar lehine 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14. maddelerine dayalı olarak zilyetlikle iktisap koşullarının oluştuğu gerekçe gösterilmek suretiyle yazılı şekilde karar verilmiş ise de, yapılan araştırma, inceleme ve uygulama hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır. 3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun 20/A maddesi uyarınca tapu kaydının haritasının bulunması halinde kapsamının haritasına göre belirlenmesi gerekir. Somut olayda, davacının dayandığı tapu kaydı 4753 sayılı Yasa uyarınca yapılan toprak tevzii çalışmaları sonucu oluşturulduğuna ve haritası bulunduğuna göre kapsamının öncelikle haritasına göre belirlenmesi zorunludur. Ne var ki, mahkemece davacının dayandığı tapu kaydının kapsamı 3402 sayılı Yasa"nın 20/A maddesi uyarınca tevzi haritasından yararlanılmak suretiyle saptanmamıştır. Bu şekilde eksik araştırma ve incelemeye dayalı olarak karar verilemez.
Hal böyle olunca; doğru sonuca ulaşılabilmesi için mahkemece öncelikle davacının dayandığı tapu kaydına ait toprak tevzi haritası getirtilip dosya ikmal edilmeli, bundan sonra mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek üç kişilik yerel bilirkişi kurulu, taraf tanıkları ve tespit bilirkişileri ile ziraat mühendisi bilirkişi ve uzman fen ya da harita mühendisi bilirkişisinin katılımıyla yeniden keşif yapılmalıdır. Yapılacak keşifte davacının dayandığı tapu kaydı yerel bilirkişi yardımı ve fen bilirkişisi eliyle uygulanmalı, fen bilirkişisinden tapu kaydı haritası ile kadastro paftası haritası ölçeklerini eşitleyerek ve zemine çakıştırılarak uygulama yapması istenilerek buna göre tapu kaydının kapsamını gösterir krokili rapor alınmalı, yerel bilirkişiler, taraf tanıkları ve tespit bilirkişilerinden taşınmazların özellikle ihtilaf konusu bölümlerinin kimden kime kaldığı, kim tarafından, ne zamandan beri kullanıldığı, dava konusu taşınmaz ile komşu taşınmazların ara sınırlarının nereden geçtiği ve ihtilaf konusu bölümlerde kimin ne zamandan beri ne şekilde zilyet olduğu hususlarında maddi olaylara dayalı ayrıntılı bilgi alınmalı, beyanlar arasında çelişki doğduğu takdirde bu çelişkiler gerektiğinde yüzleştirme yapılmak suretiyle giderilmeli, bu yolla davacının dayandığı tapu kaydının kapsamı net olarak belirlenmeli, bundan sonra toplanan ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir. Eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olup, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulü ile hükmün BOZULMASINA, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 16.09.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.