17. Hukuk Dairesi 2017/867 E. , 2019/9683 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, 16.11.2012 tarihinde, davalıya zorunlu mali mesuliyet sigortalı araçla müvekkilinin sevk ve idaresindeki aracın çarpışması şeklinde gerçekleşen kazada müvekkilinin yaralandığını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 10.000,00 TL maddi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş; müvekkilinin 13.02.2014 tarihinde vefat etmesi üzerine öncelikle davaya iş göremezlik davası olarak mirasçılar adına devam ettiğini, maluliyet oranının tespit edilememesi halinde davaya destekten yoksun kalma tazminat davası olarak devam edeceklerini belirtmiştir.
Davalı, davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve toplanan kanıtlara göre; davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre davacı vekilinin destek tazminatına yönelik sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava, trafik kazasında yaralanma nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu"nun 91/1. maddesinde, "İşletenlerin, bu kanunun 85/1. maddesine göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur."; 85/1 maddesinde, "Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün ünvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar."; 85/son maddesinde ise, "İşleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur." hükümlerine yer verilmiş, Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının A-l. maddesinde de, "Sigortacı bu poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermesinden dolayı 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu"na göre işletene düşen hukuki sorumluluğu, zorunlu sigorta limitlerine kadar temin eder." şeklinde ifade edilmiştir.
Somut olayda, davacı taraf gerçekleşen trafik kazası sonucu yaralanması nedeniyle karşı aracın zorunlu mali mesuliyet sigortacısından maddi tazminat talebinde bulunmuş, mahkemece; Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi"nden alınan 09.05.2015 tarihli raporda, davalının sigortalısı araç sürücüsünün %62,5 oranında kusurlu olduğu belirtilmiş; dosya kapsamında maluliyet raporu alınmadan davacı vefat etmiş, bu nedenle maluliyet raporu alınamamış; davacı vekilinin talebi üzerine kaza ile ölüm arasında illiyet bağı olup olmadığı hususunda Adli Tıp Kurumu 1.İhtisas Kurulundan alınan raporda illiyet bağının bulunmadığı belirtilmiş, mahkemece de bu nedenle red kararı verilmiştir. Ancak dava iş göremezlik nedeniyle açılmış, davacının mirasçıları tarafından da davaya devam edilmiştir. Dosya kapsamından ölen davacının kaza nedeniyle yaralandığı, belli bir tedavi süreci geçirdiği sabittir. Bu durumda mahkemece eksik incelemeyle hüküm tesisi doğru görülmemiştir.
O halde mahkemece, dava dilekçesi içeriğine göre öncelikle davacının maluliyet oranının ve iyileşme süresinin dosya kapsamında bulunan tedavi belgeleri üzerinden tespiti için Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Kurulundan, Adli Tıp Şube Müdürlüklerinden veya üniversitelerin adli tıp kürsülerinden olay tarihinde yürürlükte olan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliğine uygun rapor alınarak sonucu ve ölüm tarihide gözönüne alınarak gerçek zararın tespiti için aktüerya uzmanından rapor alınarak karar verilmesi gerekirken eksik incelemeyle yazılı olduğu biçimde hüküm tesisi doğru olmamıştır.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 21/10/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.