23. Hukuk Dairesi 2015/6582 E. , 2016/959 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
ŞİKAYETÇİ : ... Vek. Av. ...
ŞİKAYET OLUNAN : ... Vek. Av. ...
Taraflar arasındaki sıra cetveline şikayetin yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı şikayetin reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde şikayetçi vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Şikayetçi vekili, müvekkili kurum tarafından 6183 sayılı Yasa çerçevesinde takip yapılarak borçlu adına kayıtlı taşınmaz üzerine haciz konulduğunu, hacizli taşınmazın satışından elde edilen bedelin tüm alacaklıların alacaklarını karşılamaması nedeniyle düzenlenen sıra cetvelinde ipotek alacaklısının alacağı ödendikten sonra bakiye miktar için paylaşım yapıldığını, müvekkili kurumun cetvelde 5 ve 6. sıralarda yer aldığını, kurum alacağının imtiyazlı olması sebebiyle sıra cetvelinde 1. sırada yer alan şikayet olunan alacağı ile garameten paylaşım yapılmasının hatalı olduğunu, müvekkiline ait imtiyazlı alacağın 1. sırada yer alması ve 100. madde bilgileri dikkate alınarak satış bedelinden pay verilmesi gerektiğini ileri sürerek, 19.02.2014 tarihli sıra cetvelinin iptalini talep ve şikayet etmiştir.
Şikayet olunan vekili, şikayetin süresinde olmadığını, sıra cetvelinin usulüne uygun düzenlendiğini, cetvelde şikayetçi kurum payının mevzuata uygun şekilde hesaplandığını savunarak, şikayetin reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma,ve tüm dosya kapsamına göre; İİK"nın 142. maddesi gereğince cetvel suretinin tebliğinden itibaren 7 gün içinde her alacaklının takibin icra edildiği mahal mahkemesinde alakadarlar aleyhine dava etmek suretiyle cetvel münderecatına itiraz edebileceği, icra müdürlüğü tarafından düzenlenen sıra cetvelinin şikayetçi kuruma 21.02.2014 tarihinde tebliğ edildiği, 06.03.2014 tarihli şikayetin yasal sürede olmadığı gerekçesiyle, şikayetin reddine karar verilmiştir.
Kararı, şikayetçi vekili temyiz etmiştir.
Şikayet, sıra cetvelinde sıraya ilişkindir.
7201 sayılı Tebligat Kanunu"nun 12. maddesinde, “Hükmi şahıslara tebliğ, salahiyetli mümessillerine, bunlar birden ziyade ise, yalnız birine yapılır. Bir ticarethanenin muamelelerinden doğan ihtilaflarda, ticari mümessiline yapılan tebliğ muteberdir" hükmüne; Tebligat Kanunu"nun Uygulanmasına Dair Yönetmelik"in 20. maddesinde de, "Tüzel kişilere tebliğ yetkili temsilcilerine, bunlar birden çok ise yalnız birine yapılır. Bakanlıkların ve bunların teşkilatının, Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanununa ekli (I) sayılı cetvelde yer alan genel bütçe kapsamındaki kamu idareleri, (II) sayılı cetvelde yer alan sosyal güvenlik kurumları ile il özel idarelerinin, belediyelerin, köylerin ve özel kanunlarına dayanılarak kurulmuş bulunan teşekküllerle, şirketlerin, derneklerin ve vakıfların yetkili temsilcileri, bağlı bulundukları kanunlara ve statülerine göre tayin edilir. Gerçek ve tüzel kişilere ait ticari işletmelerin işlemlerinden kaynaklanan uyuşmazlıklarda, ticari işletmenin o işlem de yetkili ticari temsilcisine yapılan tebliğ geçerlidir." hükmüne yer verilmiştir.
Aynı Yasa"nın 13.maddesinde ise, “Hükmi şahıslar namına kendilerine tebliğ yapılacak kimseler her hangi bir sebeple mütat iş saatlerinde iş yerinde bulunmadıkları veya o .../...
S.2.
sırada evrakı bizzat alamayacak bir halde oldukları takdirde tebliğ, orada hazır bulunan memur veya müstahdemlerinden birine yapılır.” hükmüne; Tebligat Kanunu"nun Uygulanmasına Dair Yönetmelik"in 21.maddesinde, “Tüzel kişiler adına tebligatı almaya yetkili kişiler, herhangi bir sebeple mutat iş saatlerinde işyerinde bulunmamaları veya o sırada evrakı bizzat alamayacak bir halde olmaları durumunda tebliğ, tüzel kişinin o yerdeki sürekli çalışan memur veya müstahdemlerinden birine yapılır. Ancak, kendisine tebliğ yapılacak memur veya müstahdemin, tüzel kişinin o yerdeki teşkilatı veya personeli içinde görev itibariyle tebligatın muhatabı olan tüzel kişinin temsilcisinden sonra gelen bir kimse veya evrak müdürü gibi esasen bu tür işlerle görevlendirilmiş bir kişi olması gereklidir. Bu kişilerin de bulunmaması halinde, bu husus tebliğ mazbatasında belirtilir ve tebliğ, o yerdeki diğer bir memur veya müstahdeme yapılır.” hükmüne yer verilmiştir.
Somut olayda, sıra cetveli şikayetçi kuruma tebliğe çıkarılmış ve evrak memuru Serap Demirtaş imzasına tebliğ edilmiş ise de, tebliğ belgelerinde yetkili kişinin tevziat saatinde işyerinde bulunmadığına veya o sırada evrakı bizzat alamayacak durumda olduğuna ilişkin tespite yer verilmediği görülmüştür. Bu tebligat, Tebligat Kanunu"nun 12 ve 13; tebliğ tarihinde yürürlükte olan Yönetmeliğin 20 ve 21. madde hükümlerine uygun yapılmış değildir. Şikayetçi vekilince de şikayet dilekçesinde öğrenme tarihinin 27.02.2014 olarak açıklandığı gözetildiğinde, şikayetin İİK"nın 142/1 maddesindeki 7 günlük hak düşürücü süre içinde yapıldığı anlaşıldığından, mahkemenin aksi yöndeki gerekçesinde isabet görülmemiştir.
Somut olayda, borçluya ait 2 nolu bağımsız bölümün satışı nedeniyle düzenlenen 02.01.2013 tarihli sıra cetvelinde 1. sırada İstanbul 29. İcra Müdürlüğü"nün 2007/16416 Esas sayılı icra dosyasının bulunduğu, şikayetçi SGK"nın 6. ve 7. sıradaki alacaklarının 1. sıradaki anılan dosya ile, 1.380,92 ve 69,06 TL isabet etmek üzere, garameten paylaştırma yapılmasına karar verildiği, şikayet olunan ve İstanbul 25. İcra Müdürlüğü"nün 2007/4565 Esas sayılı icra dosyasının alacaklısı ..."ın şikayeti üzerine, 22. İcra Hukuk Mahkemesi"nin / E., K. sayılı ilamı ile 1. sıradaki haczin 2007/4565 Esas sayılı dosya alacaklısına ait bulunduğu gerekçesiyle, sıra cetvelinin iptaline karar verildiği, şikayetçi SGK"nın iptal edilen bu sıra cetveli ile ilgili olarak, 1. sıradaki haciz alacaklısı ile garameten paylaştırma nedeniyle ayrılan paylara herhangi bir şikayetinin bulunmadığı, bu miktarların ve garameten paylaştırmanın şikayetçi yönünden kesinleştiği anlaşılmıştır.
Mahkemece, garameten paylaştırma ve ayrılan miktarların şikayetçi yönünden kesinleştiği, şikayetçinin aynı taşınmazın satış bedeli ile ilgili düzenlenen 19.02.2014 tarihli sıra cetveline itirazda hukuki yararının bulunmadığı gerekçesiyle, şikayetin HMK"nın 114/1-h ve 115/2. maddeleri uyarınca usulden reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamış ise de, sonucu itibariyle doğru olan kararın, HUMK"nın 438/son maddesi gereğince gerekçesi değiştirilerek ve hüküm fıkrasında yapılan yanlışlığın giderilmesi, yeniden yargılamaya gereksinim göstermediğinden, hükmün HUMK"nın 438/7. maddesi uyarınca aşağıda yazılı olduğu şekilde düzeltilerek onanması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklandığı üzere, şikayetçi vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile kararın gerekçesi değiştirilerek ve HÜKÜM bölümünün 1. bendindeki "Davanın süreden" ibaresi çıkarılarak yerine “Şikayetin HMK"nın 114/1-h ve 115/2. maddeleri uyarınca usulden” ibaresi yazılmak suretiyle hükmün, DÜZELTİLEREK ONANMASINA, kararın tebliğinden itibaren 10 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 22.02.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.