MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi(Ticari Mahkemesi Sıfatıyla)
Taraflar arasındaki yönetim kurulu kararının iptali ve kooperatif üyeliğinin tescili davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

- K A R A R -

Davacı vekili, ... davalı... ... .... olan güzergahta iki adet minibüs dolmuş hattına ruhsat vermek sureti ile ihale edilmesine dair karar alarak, 20.12.2012 tarihinde ihale yaptığını, bu ihalede bir adet minibüs dolmuş hattının davadışı ..."e ihale edildiğini, davacının bu hattı ..."den devraldığını, ... ... plakalı araca dolmuş olarak çalışması için 30.01.2013 tarihinde ruhsatname verdiğini, davacının davalı kooperatife üyelik için başvurduğunu, kendisinden talep edilmesi nedeniyle, 01.02.2013 tarihinde kooperatif kayıt ücreti olarak 30.000,00 TL ödeme yaptığını, 30.05.2013 vade tarihli senetten dolayı da 10.000,00 TL daha ödeme yükümü altına girdiğini ve bu miktarı da ödediğini, davacının ödemeleri yaptığı halde kendisinin üyeliği hakkında bir karar verilmemesi üzerine yeniden davalı kooperatife başvuruda bulunduğunu, ancak üyelik talebinin reddine karar verildiğini ileri sürerek, davalı kooperatif yönetim kurulunun 08.07.2013 tarih ve 12 sayılı kararının iptali ile kooperatif üyeliğinin tescilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacının ihale ile aldığı hatta üye olmadan da yolcu taşıdığını ve taşıyabileceğini, amacının kooperatif bünyesinde çalışmak olduğunu, ortaklık dilekçesinin 08.07.2013 tarihinde görüşülüp yükümlülükler yerine getirmediğinden reddedildiğini, müvekkili kooperatifin davacıyı bu hali ile ortaklığa kabul etmesinin yasa, anasözleşmeye, genel kurul ve yönetim kurulu kararlarına aykırı davranması anlamına geldiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; davacının kooperatife üye olma talebini 01.02.2013 tarihinde 30.000,00 TL ödedikten ve senet verdikten sonra 01.02.2013 tarihinde yaptığı, bu nedenle bu tarih itibari ile ortak olma şartlarının incelenmesi gerektiği, yani 2012 olağan genel kurulunun yapıldığı 18.05.2013 tarihli toplantının 6. maddesinde alınan yeni ortak olmak isteyenlerden 70.000,00 TL alınması düzenlemesinin davacıyı bağlamadığı, bu tarihten önce anasözleşmenin 11. madde 1. fıkrasına uygun kooperatife başvuruda bulunduğu, davacının başvuru tarihi olan 01.02.2013 tarihi itibari ile anasözleşmedeki şartları taşıması nedeni ile ortak olma şartlarına sahip olduğu, anasözleşmenin 11. madde 4. fıkrasında açıkça, " Daha sonra ortaklığa kabul edileceklerden yukarıdaki fıkrada belirtilen meblağın üzerinde para talep edilmesi, genel kurulun bu hususta karar alması halinde mümkündür ." denildiğinden, alınacak meblağın artırılabileceği, ancak bunun sadece genel kurul tarafından yapılabileceği,
yönetim kurulunun tek başına daha sonra ortaklığa kabul edileceklerden eski üyelerden alınan bedelden daha yüksek bir bedel talebi yönünde karar almasının bağlayıcı olmayacağı gerekçesiyle, davanın kabulü ile davalı kooperatifin 08.07.2013 ve 12 sayılı üyelik talebinin reddine dair kararının iptaline ve davacı ..."in davalı ... ... Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
1-Dava, yönetim kurulu kararının iptali ile üyeliğin tespiti ve tescili istemine ilişkindir.
Davalı kooperatifin 18.12.2012 tarihli yönetim kurulu kararında, “...Alıcılardan kişi başı 70.000,00 TL alınmasına,...” karar verilmiştir. Davalı kooperatifin anasözleşmesinin 11/son maddesi, “17 nci madde uyarınca devir yoluyla ortaklığa alınanlar hariç olmak üzere daha sonra ortaklığa kabul edileceklerden, yukarıdaki fıkrada belirtilen meblağın üzerinde para talep edilmesi, genel kurulun bu hususta karar alması halinde mümkündür.” hükmünü içermektedir. Dosya kapsamından, davalı kooperatifin 18.05.2013 tarihli genel kurulunun 6. gündem maddesinde, “Yeni ortak olmak isteyenlerden kooperatife 70.000,00 TL bağış yapıldıktan sonra ortak alınmasına ve bu işlemlerin yapılabilmesi için yönetim kuruluna yetki verilmesine.” şeklinde oybirliğiyle karar alınmıştır.
18.12.2012 tarihli yönetim kurulu kararı anasözleşmenin 11/son maddesi hükmüne aykırı olmuş ise de, 18.05.2013 tarihli 2012 yılına ait olağan genel kurul kararı yönetim kurulu kararını onaylar niteliktedir.
Bu durumda mahkemece, yönetim kurulu kararının genel kurulca onaylandığı, başvuru tarihi itibariyle genel kurulca benimsenen yönetim kurulu kararları gereği üyelik şartlarının oluşmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde yanılgılı gerekçeye dayalı olarak hüküm kurulması doğru olmamıştır.
2-Bozma nedenine göre, davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir.
3-Kabule göre, mahkemece üyeliğin tespitine karar verilmekle yetinilmesi gerekirken, bu kararın kesinleşmesi halinde kooperatifçe üyeliğin tesciline karar verileceği hususu gözardı edilerek, idari işlem niteliğinde tescile de karar verilmesi doğru olmamıştır.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, davalı yararına BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 22.02.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.