4. Hukuk Dairesi Esas No: 2015/11067 Karar No: 2017/3538 Karar Tarihi: 31.05.2017
Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2015/11067 Esas 2017/3538 Karar Sayılı İlamı
4. Hukuk Dairesi 2015/11067 E. , 2017/3538 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 02/04/2008 gününde verilen dilekçe ile maddi ve manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 29/04/2015 günlü kararın Yargıtay’ca duruşmalı olarak incelenmesi davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne ve miktar itibariyle duruşma isteminin reddine karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir. 2- Davalının diğer temyiz itirazlarına gelince; Dava, haksız eylemden kaynaklanan manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacı, davalının evlilikleri boyunca fiziksel ve psikolojik şiddet uygulandığını, bu süreçte meydana gelen darp olayı nedeni ile çalışma gücü kaybına uğradığını beyan ederek maddi ve manevi zararlarının tazmini isteminde bulunmuştur. Davalı davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece, davacının maddi tazminat taleplerinin reddine, davalının davacıya karşı gerçekleştirdiği yaralama eyleminin aynı zamanda davacının kişisel değerlerine ve kişilik haklarına saldırı niteliğinde olduğu gerekçesi ile manevi tazminat isteminin kısmen kabulüne karar verilmiştir. Borçlar Kanunu 47. maddesi (TBK md.56) hükmüne göre hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi mal varlığı hukukuna ilişkin bir zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22/06/1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararının gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir. Davaya konu olan olayda; olayın gerçekleşme şekli, tarafların konumu ve olay tarihi de dikkate alındığında, hükmedilen tazminat miktarı fazladır. Davacı yararına daha az miktarda manevi tazminat takdir edilmesi gerekirken yazılı biçimde karar verilmiş olması doğru değildir. Kararın bu nedenle de bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Temyiz edilen kararın yukarıda (2) sayılı bentte açıklanan nedenle BOZULMASINA, diğer temyiz itirazlarının ilk bentte açıklanan nedenlerle reddine ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 31/05/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.