Abaküs Yazılım
6. Daire
Esas No: 2022/3229
Karar No: 2022/6134
Karar Tarihi: 25.05.2022

Danıştay 6. Daire 2022/3229 Esas 2022/6134 Karar Sayılı İlamı

Danıştay 6. Daire Başkanlığı         2022/3229 E.  ,  2022/6134 K.

    "İçtihat Metni"

    T.C.
    D A N I Ş T A Y
    ALTINCI DAİRE
    Esas No : 2022/3229
    Karar No : 2022/6134

    DAVACI : …. A.Ş.
    VEKİLLERİ : Av. …
    DAVALI : …
    VEKİLİ : Av. …
    DAVANIN KONUSU : Davacı ile davalı idare arasında 23/12/2013 tarihinde imzalanan "KÜKAB Katı Atık Toplama, Taşıma ile EKAY Ek Tesisleri Yapımı ve Tesislerin İşletilmesi İmtiyaz Sözleşmesi" uyarınca “Entegre Katı Atık Yönetim (EKAY) Ek Tesislerinin” yapımı ve işletilmesi, atıkların toplanması, taşınması, geçici depolanması, geri dönüşümü ve bertarafına dair iş kapsamında, … tarih ve … nolu … Encümen Kararı doğrultusunda … yıllarında kül ve katı atıkların karışık olarak toplanarak bertaraf edildiğinden bahisle, 2015 yılı Eylül ayı ile 2016 yılı şubat ayı arasındaki hakedişlerinden yapılan toplam 1.036.161,18 TL+KDV tutarındaki kesintinin, kesinti tarihlerinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davacıya ödenmesi talebiyle, davalı idareye yapılan 04/05/2020 tarih ve 589 sayılı başvurunun reddine ilişkin … tarih ve … sayılı Kütahya İli Yerel Yönetimler … Tesisleri Yapma ve İşletme Birliği (…) işleminin iptali istenilmektedir.

    DAVACININ İDDİALARI : 2014 ve 2015 yıllarında usulüne uygun tespit olmamasına rağmen kül ve katı atıkların karışık toplandığından bahisle … tarih ve … sayılı encümen kararı ile hakedişten kesinti kararı alındığı, davacının itirazı üzerine … tarih ve … sayılı encümen kararı ile gerekçesiz olarak % 65 olarak esas alınarak kesinti yapılması kararının alındığı, bilimsel bir tespit bulunmadığı, konteynerlere ne şekilde kül ve cüruf karıştığının ispat edilmediği, katı atıklara kül ve cüruf karışabileceği gözetilmeden haksız kesinti yapıldığı, encümen kararlarındaki farklı karışma oran, yapılan indirim ve kesintilerin bilimsellikten uzak olduğu, hesaplamaya davacının dahli ve mutabakatının bulunmadığı ileri sürülmüştür.

    DAVALININ SAVUNMASI : Davacı tarafından kül ve cürufların katı atıklar ile birlikte toplanarak bertaraf edilmesi sebebiyle kesinti yapılması hususunun 04/11/2014 tarihli birlik encümen toplantısında görüşüldüğü ve 2014/12 sayılı karar uyarınca hakediş düzenlenmediği, 28/11/2014 tarih ve 20 sayılı birlik meclisi kararıyla kül ve cürufların katı atıklar ile birlikte toplanması halinde kesinti yapılması ve davacıdan kabul ettiğine dair taahhüt alınmasına karar verildiği, birlik mühendisleri tarafından hazırlanan çöp kül miktar analizlerine ilişkin teknik çalışmanın değerlendirilerek 11.822 ton üzerinden kesintiye karar verildiği, davacının itirazı üzerine kesinti yapılacak miktarın 7.684,90 ton olarak belirlenmesine ve altı eşit taksitte kesinti yapılmasına karar verildiği, davacı yetkililerinin hakediş ödemesi ekinde yer alan tonaj listesinde imzalarının bulunduğu, davacı şirket yetkililerinin “küllerin ve katı atıkların toplanması ile ilgili olarak imzalanan tüm hakedişlerde KÜKAB tarafından geriye dönük gerekli kesintilerin gecikme faizi ile birlikte yapılmasını kabul etiklerini”ne dair taahhütname imzaladıkları savunulmuştur.

    DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ …'IN DÜŞÜNCESİ : Bozma kararına uyulmak suretiyle davanın süre aşımı nedeniyle reddi gerektiği düşünülmektedir.
    DANIŞTAY SAVCISI ... DÜŞÜNCESİ :
    Dava, … günlü, … sayılı … Katı Atık Bertaraf Tesisleri Yapma ve İşletme Birliği Encümen kararı gereğince davacının hak edişlerinden yapılan 7.684,90 Ton/1.036.161,18 TL+KDV kesintisinin 6183 sayılı Kanuna göre kesinti tarihlerinden itibaren işleyecek faizi ile iade edilmesi istemiyle yapılan 04/05/2020 tarihli başvuru üzerine iade talebinin karşılanamayacağı yolundaki … günlü, … sayılı … Katı Atık Bertaraf Tesisleri Yapma ve İşletme Birliği (KÜKAB) işleminin iptali istemiyle açılmıştır.
    5393 sayılı Belediye Kanununun 15. maddesinin birinci fıkrasının (g) bendinde, katı atıkların toplanması, taşınması, ayrıştırılması, geri kazanımı, ortadan kaldırılması ve depolanması ile ilgili bütün hizmetleri yapmak ve yaptırmak belediyenin yetkileri ve imtiyazları arasında sayılmış, aynı maddenin ikinci fıkrasında, belediyenin (e), (f) ve (g) bentlerinde belirtilen hizmetleri, Danıştay'ın görüşü ve İçişleri Bakanlığının kararıyla süresi kırkdokuz yılı geçmemek üzere imtiyaz yoluyla devredebileceği hükme bağlanmıştır.
    5355 sayılı Mahalli İdareler Birliği Kanununun 6. maddesinde ise; Mahallî idare birliklerinin, tüzükte birliğe devredilmesi öngörülen mahallî müşterek nitelikli hizmetlere ilişkin olarak üye mahallî idarelerin hak ve yetkilerine sahip olduğu hükmüne yer verilmiştir.
    Davalı Kütahya İli Yerel Yönetimler Katı Atık Bertaraf Tesisleri Yapma ve İşletme Birliğince 5355 sayılı Kanunun 6. maddesi, 5393 sayılı Kanunun 15. maddesinin (g) bendi ve 2575 sayılı Danıştay Kanunu'nun 23. maddesi uyarınca "Katı Atık Toplama ile Ekay Ek Tesisleri Yapımı ve Tesislerin İşletilmesi için 29 yıl süreliğine İmtiyaz Hakkı Verilmesi" amacıyla KÜKAB tarafından hazırlanan projeye ait imtiyaz sözleşmesi hakkında Danıştay Birinci Dairesinin görüşü alınmış, anılan sözleşme … Bakanlığı Mahalli İdareler Genel Müdürlüğünün … günlü, … sayılı kararı ile uygun görüldükten sonra … tarihinde davacı ile davalı idare arasında sözleşme imzalanmıştır.
    2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 7. maddesinin 1. fıkrasında, dava açma süresinin, özel kanunlarında ayrı süre gösterilmeyen hallerde Danıştayda ve idare mahkemelerinde altmış ve vergi mahkemelerinde otuz gün olduğu; 10. maddesinde, ilgililerin, haklarında idari davaya konu olabilecek bir işlem veya eylemin yapılması için idari makamlara başvurabilecekleri, altmış gün içinde bir cevap verilmezse isteğin reddedilmiş sayılacağı, ilgililerin altmış günün bittiği tarihten itibaren dava açma süresi içinde, konusuna göre Danıştaya, İdare ve vergi mahkemelerine dava açabilecekleri, altmış günlük süre içinde idarece verilen cevap kesin değilse ilgilinin bu cevabı istemin reddi sayarak dava açabileceği gibi, kesin cevabı da bekleyebileceği, bu takdirde dava açma süresinin işlemeyeceği, ancak, bekleme süresinin başvuru tarihinden itibaren altı ayı geçemeyeceği, dava açılmaması veya davanın süreden reddi halinde, altmış günlük sürenin bitmesinden sonra yetkili idari makamlarca cevap verilirse cevabın tebliğinden itibaren altmış gün içinde dava açabilecekler, 11. maddesinde de, ilgililer tarafından idari dava açılmadan önce, idari işlemin kaldırılması, geri alınması değiştirilmesi veya yeni bir işlem yapılmasının üst makamdan, üst makam yoksa işlemi yapmış olan makamdan, idari dava açma süresi içinde istenebileceği, bu başvurunun, işlemeye başlamış olan idari dava açma süresini durduracağı, altmış gün içinde bir cevap verilmezse isteğin reddedilmiş sayılacağı, isteğin reddedilmesi veya reddedilmiş sayılması halinde dava açma süresinin yeniden işlemeye başlayacağı ve başvurma tarihine kadar geçmiş sürenin de hesaba katılacağı hükümleri yer almaktadır.

    Dosyanın incelenmesinden, davacı tarafından ayrı toplanması gereken kül ve cüruf atıkların evsel atıklarla birlikte toplandığının saptanması üzerine davalı idare teknik elemanlarınca yapılan çalışmalar sonucunda 28/09/2015 günlü, 14 sayılı KÜKAB encümen kararı ile küllerin kaynağında ayrı toplanması işinin kısmen yapıldığı, bu sebepten evsel atığa karışmış olan küllerin evsel atıkmış gibi daha yüksek tarifeden toplandığı anlaşıldığından, 2014-2015 yıllarında atıkla karışık toplanıp bertaraf edilmiş olan küllerle ilgili kararda yer alan takvime göre yüklenicinin istihkaklarından tonaj olarak kesinti yapılmasına karar verildiği, davacı tarafından 09/10/2015 tarihinde bu karara itiraz edilerek, sözleşme kapsamında kaynağında ayrı toplama için gerekli iş ve işlemlerin yapılmış olduğu, ancak gerek yerel alışkanlıklar gerekse katı atık üreticilerine herhangi bir yasal müeyyide uygulanmaması sonucunda durumun ortaya çıktığı, ancak karışmaların ayrı toplama işinin kısmen yapılması düzeyine sirayet etmediği, kül ve cürufun kaynağında ayrı toplandığı, kendilerinin kusurlarının bulunmadığı, kabul anlamına gelmemek kaydıyla çöp/kül öngörüsüne dair hesaplama ve sapmalar sunularak kararın geri alınmasının istenildiği anlaşılmaktadır.
    Anılan itiraz üzerine 13/10/2015 günlü, 18 sayılı birlik encümen kararı ile 28/09/2015 tarihli encümen kararının tekrar gözden geçirilerek kararda belirtilen (2014-2015 yıllarında evsel atıkla birlikte bertaraf edilmiş kül toplamının) 1.036.161,18 TL+KDV olan tutarı karşılığı olan 11.822,93 TL+KDV'nin %65'i olan 7.684,90 ton tutarın birlik üyesi belediyelere belirlenen liste karşılığında 6(altı) eşit taksitte kesinti yapılmasına karar verildiği, bu karara karşı da davacı tarafından yine önceki itirazında yer alan nedenlerle 26/10/2015 tarihinde itiraz edildiği ve itirazın 06/11/2015 günlü, 19 sayılı birlik encümen kararı ile reddedildiği, davacı tarafından bu işlemlerin iptali istemiyle dava açılmadığı, 13/10/2015 tarihli encümen kararına dayanılarak Eylül 2015-Şubat 2016 dönemleri arasındaki hak edişlerden kesintilerin yapıldığı, davacı tarafından bu kesintilere karşı da dava açılmadığı, bu sefer 04/05/2020 tarihli başvuru ile 13/10/2015 tarihli encümen kararı üzerine hak edişlerden yapılan kesintilerin iadesinin istenilmesi üzerine, itiraza konu hesaplamaların, birlik mühendislerince ve davacı tarafından sunulan karakterizasyon raporlarına göre ve aynı zamanda davacı şirket yetkililerinin mutabakatı ile yapılan hesaplamalar olması nedeniyle iade talebinin karşılanamayacağından bahisle istemin dava konusu işlemle reddedilmesinden sonra bakılmakta olan davanın açıldığı anlaşılmıştır.
    Bu durumda, kül ve cürufun evsel atıkla birlikte toplandığının saptanması üzerine davalı idarece tesis edilen 28/09/2015 tarihli işleme yapılan itirazın değerlendirilmesi suretiyle alınan 13/10/2015 tarihli encümen kararına karşı 2577 sayılı Yasanın yukarıda yer verilen 11. maddesi kapsamında davacı tarafından yapılan itirazın 06/11/2015 tarihli encümen kararı ile reddedilmesi üzerine en geç 13/10/2015 tarihli karar uyarınca Eylül 2015-Şubat 2016 dönemleri arasında hak edişlerden yapılan kesintilerden sonra dava açma süresi içerisinde dava açılması gerekirken, bu süreler geçirildikten sonra 02/06/2020 tarihinde açılan dava yasal süresinde bulunmamaktadır.
    Her ne kadar, davacı tarafından 04/05/2020 tarihinde yapılan başvurunun 15/05/2020 tarihli işlemle reddi üzerine bu işlemin iptali istemiyle bakılan dava açılmışsa da, davacının başvurusunun davalı idarece alınan kararlar ve yapılan itirazlardan bahsedilerek, 13/10/2015 tarihli encümen kararı uyarınca yapılmış olan haksız kesintilerin iadesi istemine yönelik olması, önceki itirazlarından farklı bir hususa ilişkin olmaması nedeniyle, anılan başvurunun 2577 sayılı yasanın 10. maddesi kapsamında işlem tesisine yönelik olarak yapılmış bir başvuru şeklinde kabul edilmesine olanak bulunmadığından, bu başvuru üzerine tesis edilen işlemin dava açma süresini ihya etmeyeceği açıktır.
    Açıklanan nedenlerle, davanın süre aşımı nedeniyle reddi gerektiği düşünülmektedir.

    TÜRK MİLLETİ ADINA
    Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince; dava konusu işlemin iptali yolundaki 04/11/2020 tarih ve E:2020/4765, K:2020/10423 sayılı kararın Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun 23/12/2021 tarih ve E:2021/1447, K:2021/3327 sayılı kararı ile bozulması üzerine, bozma kararına uyularak, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

    İNCELEME VE GEREKÇE:
    MADDİ OLAY :
    Kütahya İli Yerel Yönetimler Katı Atık Bertaraf Tesisleri Yapma ve İşletme Birliğince 5355 sayılı Mahalli İdareler Birliği Kanununun 6. maddesi, 5393 sayılı Belediye Kanununun 15. maddesinin 1. fıkrasının (g) bendi ve 2575 sayılı Danıştay Kanununun 23. maddesi uyarınca "Katı Atık Toplama ile EKAY Ek Tesisleri Yapımı ve Tesislerin İşletilmesi için 29 yıl süreliğine İmtiyaz Hakkı Verilmesi" amacıyla 23/12/2013 tarihinde davacı ile davalı idare arasında anılan sözleşme imzalanmıştır.
    Davalı idare tarafından, 01/01/2014 tarihinde davacıya yer teslimi yapılmıştır.
    ... tarih ve ... sayılı KÜKAB Encümen Kararında, yüklenicinin toplama, taşıma ve bertaraf hizmetlerinde sözleşme kapsamındaki iş ve işlemlerde bulunduğu ve yükümlülüklerini yerine getirmediğinden, hakediş düzenlenmediği ve idareye sunulmuş olan hakedişlerin birlik müdürü tarafından imzalanmadığı belirtilerek konunun görüşülmek üzere KÜKAB Meclisine arz edilmesine karar verilmiştir.
    … tarih ve … sayılı … Meclisi Kararında, 2014 yılı Ocak ayından itibaren yapılan ve yapılacak olan hakedişlerden, kül ve katı atıkların mevzuata uygun olarak ayrı toplandığı tarihe kadar, her ay için ayrı ayrı gerçekleşen miktarlar için kesinti yapılmasına ve yükleniciden kesintiyi kabul ettiğine dair taahhüt alınmasına karar verilmiştir.
    … tarih ve … sayılı KÜKAB Encümeni Kararı ile, evsel atığa karışmış olan küllerin evsel atıkmış gibi daha yüksek bedelle toplandığı, birlik mühendisleri tarafından hazırlanan çöp-kül miktar analizinin değerlendirilmesi sonucunda, 2014 ve 2015 yıllarında evsel atıkla karışık toplanıp bertaraf edilmiş 11.822,93 ton kül olduğundan bahisle, 11.822,93 ton üzerinden davacının hakedişinden kesinti yapılmasına karar verilmiştir.
    Davacı tarafından verilen 09/10/2015 tarihli dilekçe ile, sadece külün katı atıklara karışmadığı, aynı zamanda katı atıkların da küle karıştığı, katı atıkların da kül ücreti üzerinden ücretlendirildiği, konunun detaylı bir saha analizini gerektirmekle birlikte, ilgili atık kompozisyonuna göre yapılması gerektiği ve kabul anlamına gelmemekle birlikte öngörülerine dair hesaplamanın sunulduğu belirtilerek hakedişten kesinti kararının geri alınması talep edilmek suretiyle, anılan Encümen kararıyla yapılan kesintiye itiraz edilmiştir.
    Davacının 09/10/2015 tarihli itiraz başvurusu üzerine, 13/10/2015 tarih ve 18 sayılı KÜKAB Encümeni Kararı ile, evsel atıkla birlikte bertaraf edilmiş olan 11.822,93 ton külün % 65’i olan 7.684,90 ton üzerinden 1.036.161,18 TL+KDV tutarında kesinti yapılmasına karar verilmiştir.
    Davacı tarafından verilen 26/10/2015 tarihli dilekçe ile, anılan Encümen kararıyla yapılan kesintiye itiraz edilmiştir.

    … tarih ve … sayılı KÜKAB Encümeni Kararı ile, davacının … tarihli başvurusunun reddine karar verilmiştir.
    … tarih ve …. sayılı … Encümeni Kararına istinaden, davacının 2015 yılı Eylül ayı ile 2016 yılı Şubat ayı arasındaki hakedişlerinden kesinti yapılmıştır.
    Davacı tarafından verilen … tarihli dilekçe ile, …. tarih ve … sayılı Encümen kararında belirtilen toplam … TL+KDV tutarındaki kesintinin, kesinti tarihlerinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte iadesi talep edilmiştir.
    Dava konusu … tarih ve …. sayılı işlem ile, itiraza konu hesaplamaların birlik mühendislerince ve davacı tarafından sunulan karakterizasyon raporlarına göre ve aynı zamanda davacı şirket yetkililerinin mutabakatı ile yapılan hesaplamalar olduğu belirtilerek davacının başvurusu reddedilmiştir.
    Bunun üzerine bakılmakta olan dava açılmıştır.

    İLGİLİ MEVZUAT :
    2577 sayılı İdari Yargılama Usülü Kanunu'nun "Dava açma süresi" başlıklı 7. maddesinde:
    "1. Dava açma süresi, özel kanunlarında ayrı süre gösterilmeyen hallerde Danıştayda ve idare mahkemelerinde altmış ve vergi mahkemelerinde otuz gündür.
    2. Bu süreler;
    a) İdari uyuşmazlıklarda; yazılı bildirimin yapıldığı,
    b) Vergi, resim ve harçlar ile benzeri mali yükümler ve bunların zam ve cezalarından doğan uyuşmazlıklarda: Tahakkuku tahsile bağlı olan vergilerde tahsilatın; tebliğ yapılan hallerde veya tebliğ yerine geçen işlemlerde tebliğin; tevkif yoluyla alınan vergilerde istihkak sahiplerine ödemenin; tescile bağlı vergilerde tescilin yapıldığı ve idarenin dava açması gereken konularda ise ilgili merci veya komisyon kararının idareye geldiği;
    Tarihi izleyen günden başlar.
    3. Adresleri belli olmayanlara özel kanunlarındaki hükümlere göre ilan yoluyla bildirim yapılan hallerde, özel kanununda aksine bir hüküm bulunmadıkça süre, son ilan tarihini izleyen günden itibaren onbeş gün sonra işlemeye başlar.
    4. İlanı gereken düzenleyici işlemlerde dava süresi, ilan tarihini izleyen günden itibaren başlar. Ancak bu işlemlerin uygulanması üzerine ilgililer, düzenleyici işlem veya uygulanan işlem yahut her ikisi aleyhine birden dava açabilirler. Düzenleyici işlemin iptal edilmemiş olması bu düzenlemeye dayalı işlemin iptaline engel olmaz." hükmüne,
    "Üst makamlara başvurma" başlıklı 11. maddesinin işlem tarihindeki halinde:
    " 1. İlgililer tarafından idari dava açılmadan önce, idari işlemin kaldırılması, geri alınması, değiştirilmesi veya yeni bir işlem yapılması üst makamdan, üst makam yoksa işlemi yapmış olan makamdan, idari dava açma süresi içinde istenebilir. Bu başvurma, işlemeye başlamış olan idari dava açma süresini durdurur.
    2. Altmış gün içinde bir cevap verilmezse istek reddedilmiş sayılır.
    3. İsteğin reddedilmesi veya reddedilmiş sayılması halinde dava açma süresi yeniden işlemeye başlar ve başvurma tarihine kadar geçmiş süre de hesaba katılır.
    4. (Mülga : 10/6/1994-4001/6 md.)" hükmüne,
    "İptal ve tam yargı davaları" başlıklı 12. maddesinde:
    "İlgililer haklarını ihlal eden bir idari işlem dolayısıyla Danıştaya ve idare ve vergi mahkemelerine doğrudan doğruya tam yargı davası veya iptal ve tam yargı davalarını birlikte açabilecekleri gibi ilk önce iptal davası açarak bu davanın karara bağlanması üzerine, bu husustaki kararın veya kanun yollarına başvurulması halinde verilecek kararın tebliği veya bir işlemin icrası sebebiyle doğan zararlardan dolayı icra tarihinden itibaren dava süresi içinde tam yargı davası açabilirler. Bu halde de ilgililerin 11 nci madde uyarınca idareye başvurma hakları saklıdır. " hükmüne,
    "Doğrudan doğruya tam yargı davası açılması" başlıklı 13. maddesinin 1. fıkrasının işlem tarihindeki halinde:
    "İdari eylemlerden hakları ihlal edilmiş olanların idari dava açmadan önce, bu eylemleri yazılı bildirim üzerine veya başka süretle öğrendikleri tarihten itibaren bir yıl ve her halde eylem tarihinden itibaren beş yıl içinde ilgili idareye başvurarak haklarının yerine getirilmesini istemeleri gereklidir. Bu isteklerin kısmen veya tamamen reddi halinde, bu konudaki işlemin tebliğini izleyen günden itibaren veya istek hakkında altmış gün içinde cevap verilmediği takdirde bu sürenin bittiği tarihten itibaren, dava süresi içinde dava açılabilir." hükmüne yer verilmiştir.

    HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
    Maddi olay kısmında detaylı olarak aktarılan süreçte, davacı tarafından ayrı toplanması gereken kül ve cüruf atıkların evsel atıklarla birlikte toplandığının saptanması üzerine davalı idare teknik elemanlarınca yapılan çalışmalar sonucunda … tarih ve …. sayılı … encümen kararı ile küllerin kaynağında ayrı toplanması işinin kısmen yapıldığı, bu sebepten evsel atığa karışmış olan küllerin evsel atıkmış gibi daha yüksek tarifeden toplandığı anlaşıldığından, 2014-2015 yıllarında atıkla karışık toplanıp bertaraf edilmiş olan küllerle ilgili kararda yer alan takvime göre yüklenicinin istihkaklarından tonaj olarak kesinti yapılmasına karar verildiği, davacı tarafından 09/10/2015 tarihinde bu karara itiraz edilerek, sözleşme kapsamında kaynağında ayrı toplama için gerekli iş ve işlemlerin yapılmış olduğu, ancak gerek yerel alışkanlıklar gerekse katı atık üreticilerine herhangi bir yasal müeyyide uygulanmaması sonucunda durumun ortaya çıktığı, ancak karışmaların ayrı toplama işinin kısmen yapılması düzeyine sirayet etmediği, kül ve cürufun kaynağında ayrı toplandığı, kendilerinin kusurlarının bulunmadığı, kabul anlamına gelmemek kaydıyla çöp/kül öngörüsüne dair hesaplama ve sapmalar sunularak kararın geri alınmasının istenildiği anlaşılmaktadır.
    Anılan itiraz üzerine ... tarih ve ... sayılı birlik encümen kararı ile 28/09/2015 tarihli encümen kararının tekrar gözden geçirilerek kararda belirtilen (2014-2015 yıllarında evsel atıkla birlikte bertaraf edilmiş kül toplamının) 1.036.161,18 TL+KDV olan tutarı karşılığı olan 11.822,93 TL+KDV'nin %65'i olan 7.684,90 ton tutarın birlik üyesi belediyelere belirlenen liste karşılığında 6(altı) eşit taksitte kesinti yapılmasına karar verildiği, bu karara karşı da davacı tarafından yine önceki itirazında yer alan nedenlerle 26/10/2015 tarihinde itiraz edildiği ve itirazın ... tarih ve ... sayılı birlik encümen kararı ile reddedildiği, davacı tarafından bu işlemlerin iptali istemiyle dava açılmadığı, 13/10/2015 tarihli Encümen kararına dayanılarak Eylül 2015-Şubat 2016 dönemleri arasındaki hak edişlerden kesintilerin yapıldığı, davacı tarafından bu kesintilere karşı da dava açılmadığı, daha sonra 04/05/2020 tarihli başvuru ile 13/10/2015 tarihli encümen kararı üzerine hak edişlerden yapılan kesintilerin iadesinin istenilmesi üzerine, itiraza konu hesaplamaların, birlik mühendislerince ve davacı tarafından sunulan karakterizasyon raporlarına göre ve aynı zamanda davacı şirket yetkililerinin mutabakatı ile yapılan hesaplamalar olması nedeniyle iade talebinin karşılanamayacağından bahisle istemin dava konusu işlemle reddedilmesinden sonra bakılmakta olan davanın açıldığı anlaşılmıştır.
    2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 12. maddesinde idari işlemlerden, 13. maddesinde ise, idari eylemlerden doğan zararların karşılanması amacıyla açılacak tam yargı davalarının açılma yöntem ve süreleri düzenlenmiş; 12. maddenin atıf yaptığı 11. maddede ise "üst makamlara başvuru" düzenlenmiştir.
    Yukarıda aktarılan mevzuat hükümleri doğrultusunda konu ele alındığında; somut olayda olduğu gibi hakedişten kesinti yapılmak suretiyle eksik ödenen miktarın ödenmesi yönünden belli bir uygulama tarihi esas alınarak istekte bulunulan davalarda, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 7. maddesine göre uygulama tarihinden itibaren 60 gün içinde; uygulama üzerine davacı idareye başvurmuş ise, anılan Kanunun 12. maddesinin yollamada bulunduğu 11. maddeye göre idarenin bu başvuruya cevap vermemiş olduğu hallerde uygulama tarihinden itibaren en geç 120 gün, idarenin cevap verdiği durumlarda ise, uygulama tarihine kadar geçen süre de hesaba katılmak koşuluyla cevabın davacıya tebliğ tarihinden itibaren 60 gün içinde idari davanın açılmış olması gerekmektedir.
    Başka bir anlatımla, davacının idareye başvurduğu tarihten itibaren 120 gün içinde açılmış olan davalarda ilgiliye, davanın açıldığı tarihten geriye doğru 120 günü geçmemek üzere, başvuru tarihinden geriye doğru 60 günlük süre içindeki ilk uygulama esas alınarak hakediş farklarının verilmesi gerektiği halde; idareye başvuru tarihinden itibaren 120 günlük ya da idarenin cevabının tebliğ tarihinden itibaren 60 günlük süreler geçtikten sonra açılmış olan davalarda, ancak dava tarihinden geriye doğru 60 günlük süre içinde kalan ilk uygulamadan doğan farkların ilgiliye ödenmesi mümkün bulunmaktadır.
    Bu durumda, yukarıda yer verilen açıklamalar doğrultusunda uyuşmazlık incelendiğinde, davacının, 2015 yılı Eylül ayı ile 2016 yılı Şubat ayı arasındaki hakedişlerinden yapılan kesintiler için yukarıda izah edilen şekilde başvuru yapabileceği dikkate alındığında, bu süreler geçirildikten sonra 04/05/2020 tarihli başvurusunun reddi üzerine 02/06/2020 tarihinde açılan dava yasal süresinde bulunmamaktadır.
    Bu itibarla; davada süre aşımı bulunduğundan, işin esasının incelenmesine olanak bulunmamaktadır.

    KARAR SONUCU:
    Açıklanan nedenlerle;
    1. DAVANIN SÜRE AŞIMI NEDENİYLE REDDİNE,
    2. Aşağıda gösterilen … TL yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına, … TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
    3. Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca ….-TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalı idareye verilmesine,
    4. Varsa posta gideri avansından artan tutarın kararın kesinleşmesinden sonra taraflara iadesine,
    5. Bu kararın tebliğ tarihini izleyen 30 (otuz) gün içerisinde Danıştay İdari Dava Daireleri Kuruluna temyiz yolu açık olmak üzere, 25/05/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi