Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :
Mahkemece tebligatın usulsüzlüğüne ilişkin şikayetle ilgili olarak İİK. 170/a-6 ve 17/1 maddeleri gerekçe gösterilerek tebligatın iptaline karar verilmişse de tebligatın usulsüzlüğüne ilişkin düzenlemeyi içeren Tebligat Kanunu 32. maddesi dikkate alınarak inceleme yapılıp karar verilmesi gerekir. Söz konusu yasa maddesine göre de tebligatın usulsüzlüğü mahkemece tespit edildiği taktirde tebligatın iptaline karar verilmeyip muhatabın tebliğe muttali olduğu veya muhatabın beyan ettiği tarih dikkate alınarak tebliğ tarihi kabul edilir. Bu sebeple tebligatın iptaline şeklinde karar verilmesi isabetsizdir. Diğer yandan TTK. 690. maddesi göndermesiyle aynı kanunun 661. maddesi uyarınca bonoyu düzenleyen keşideciye karşı başlatılacak takiplerde zamanaşımı süresi vadeden itibaren 3 yıldır. Bu hükmün uygulanması için takip konusu senedin 688. maddesinde belirtilen şekilde bono vasfında olması gerekir. Somut olayda takip konusu senet incelendiğinde bono vasfında olduğu anlaşıldığından bu durumda TTK. 661. maddesi uygulanarak vadeden itibaren 3 yıllık süre geçmediğinden zamanaşımı itirazının reddine karar vermek gerekirken kambiyo senedi niteliğinde bulunmayan veya kambiyo senedi niteliğini kaybetmiş senetlere ilişkin olarak bu zamanaşımı incelemesi hakkında BK. 125. maddesi dikkate alınarak karar verileceğinden somut olaya uygulanması uygun olmayan Borçlu Kanunu hükümleri dikkate alınarak itirazın kabulüne karar verilmesi doğru değildir.
SONUÇ  : Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 26.12.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi.