
Esas No: 2022/6968
Karar No: 2022/10137
Karar Tarihi: 06.06.2022
Yargıtay 5. Hukuk Dairesi 2022/6968 Esas 2022/10137 Karar Sayılı İlamı
5. Hukuk Dairesi 2022/6968 E. , 2022/10137 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki davada Elazığ 1. Asliye Hukuk (Asliye Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla) ile Ankara 8. Asliye Ticaret Mahkemelerince ayrı ayrı yetkisizlik kararı verilmesi nedeni ile dosyada son karar bölge adliye mahkemelerinin faaliyete geçmesinden sonra verilmiş ise de iki farklı bölge adliye mahkemesinin yargı çevresinde kalan mahkemelerce karşılıklı olarak yetkisizlik kararı verilmiş olması ve 5235 sayılı Kanun'un 36/3. maddesi gereğince bölge adliye mahkemeleri hukuk dairelerinin görevinin yargı çevresi içerisinde bulunan adlî yargı ilk derece hukuk mahkemeleri arasındaki yetki ve görev uyuşmazlıklarını çözmek olduğundan yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü:
- K A R A R -
Dava, menfi tespit istemine ilişkindir.
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin 2005 yılından bu yana faaliyetlerinin bulunduğunu, bir çok ihale aldığını, değişik şirketlerin de alt yüklenicisi olarak faaliyet gösterdiğini, müvekkili şirket ile ... İnşaat’ın mekanik işleri ve imalatı için taşeronluk sözleşmesi yaptıklarını, müvekkilinin işe başladığını, işin bitmesine yakın tarafların GES hususunda ayrılığa düştüklerini, buna karşılık bir çok kez ihtarname çekildiğini, neticede sözleşmenin feshedildiğini, müvekkilinin taşeronluk sözleşmesinden doğan alacakların tahsili amacıyla mahkemeye başvurduğunu, mahkemece müvekkili şirketin 482.887,18 TL alacaklı olduğuna hükmedildiğini, mahkeme kararının taraflara tebliğ edilmesinden sonra teminat olarak ... İnşaat’a verilen 400.000,00 TL çekin bankaya ibraz edildiğini, müvekkili tarafından en son 2015 yılında ... Bankası’nın çekinin kullanıldığını, çekin keşide tarihi kısmının farklı el ile atıldığını, çeki bankaya ibraz eden ... ile müvekkilinin hiç bir ticari ilişkisinin
bulunmadığını, açılan davanın haksız olduğunu davalıların teminat fonksiyonunu kaybeden bu çeki iade etmek yerine davalı ...'a vererek bankaya ibraz etmelerinin kötü niyetli haksız ve basiretli tacirlik sıfatından da uzak olduğunu, bu nedenle çekin istirdatını ve müvekkili tarafından verilen çekin bilinmeyen kişi veya kişilerce bankaya ibraz edildiğini, bu çekin takibe konulması tehlikesi ile karşı karşıya olduğunu, bu nedenle ihtiyati tedbir kararı verilmesini ve davanın kabulüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Elazığ 1. Asliye Hukuk Mahkemesi'nce (Asliye Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla), davanın açıldığı tarihte henüz davacı aleyhine başlatılan icra takibinin bulunmadığı, davacı tarafından çekin davalı şirketlere verildiğinin iddia edildiği, davalı şirketlerin yerleşim yerinin Ankara olduğu gerekçesiyle yetkisizlik kararı verilmiştir.
Ankara 8. Asliye Ticaret Mahkemesi'nce ise, İİK'nın 72/son maddesi uyarınca menfi tespit davaları takibi yapan icra dairesinin bulunduğu yer mahkemesinde açılabileceği gibi, davalının yerleşim yeri mahkemesinde de açılabileceği, ancak somut olayda dava icra takibinden önce açılmış olup çekin keşide yeri, muhatap bankanın bulunduğu yer gözetilerek artık genel yetki kuralından bahisle davalının ikametgah mahkemesinin yetkili olduğuna ve mahkemenin yetkisizliğine karar verilemeyeceği, dava konusu çeklerin keşide yerinin ve muhatap bankanın Elazığ olduğu gözetildiğinde, Elazığ Mahkemeleri’nin yetkili bulunduğu gerekçesiyle yetkisizlik kararı verilmiştir.
Menfi tespit ve istirdat davaları, takibi yapan icra dairesinin bulunduğu yer mahkemesinde açılabileceği gibi, davalının ikametgahı mahkemesinde de açılabilir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 6. maddesinde "Genel yetkili mahkeme, davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir." denilerek genel yetkili mahkemelerin yetkisi düzenlen olup menfi tespit davalarında yetki kesin değildir. Kesin yetki halinin kuralının bulunmadığı ve birden fazla yetkili mahkemenin bulunduğu hallerde yetkili mahkemeyi seçme hakkı davacıya aittir. Davacı, kesin yetki kuralının bulunmadığı bir davayı yetkisiz bir mahkemede açmışsa, seçme hakkı itiraz eden davalıya geçer, davalının bildirdiği yetkili mahkemede davanın görülmesi gerekir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun "Yetki itirazının ileri sürülmesi" başlıklı 19/2. maddesinde; "Yetkinin kesin olmadığı davalarda, yetki itirazının, cevap dilekçesinde ileri sürülmesi gerekir. Yetki itirazında bulunan taraf, yetkili mahkemeyi; birden fazla yetkili mahkeme varsa seçtiği mahkemeyi bildirir. Aksi takdirde yetki itirazı dikkate alınmaz." hükmünü içermektedir. Yine, 116/1-a maddesinde kesin yetki kuralının bulunmadığı hâllerde yetki itirazını "ilk itiraz" olarak düzenlemektedir. 117/1. madde ise; "İlk itirazların hepsi cevap dilekçesinde ileri sürülmek zorundadır; aksi hâlde dinlenemez." hükmünü içermektedir.
Somut olayda; davalılar ... İnşaat Beton San.Ve Tic.Ltd.Şti. ve Çekim Çevre İnş.Müh.Müş.Tur.Bet.Sn.Tic.Ltd.Şti’nin adresinin “Çankaya/ANKARA” olduğu ve süresinde yetki itirazında bulunulduğu anlaşılmıştır. Bu durumda, yetki itirazında bulunan
davalı açısından, Ankara Asliye Ticaret Mahkemeleri yetkili olup, uyuşmazlığın, Ankara 8. Asliye Ticaret Mahkemesi'nde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, 6100 sayılı HMK’nın 21 ve 22. maddeleri ile 5235 sayılı Kanun'un 36/3. maddesi gereğince Ankara 8. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 06/06/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.