MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Yağma, tehdit
HÜKÜM : Tüm sanıklar için;
a) Mağdur ..." ya karşı eylemlerinden TCK"nin 106/2-a-c, 62 ve 53. maddeleri uyarınca 1 yıl 8 ay hapis cezası ve hak yoksunluğu
b) Mağdur ..."e karşı eylemlerinden TCK"nin 106/2-a-c, 62 ve 53. maddeleri uyarınca 1 yıl 8 ay hapis cezası ve hak yoksunluğu
c) Mağdur ..."a karşı eylemlerinden TCK"nin 106/2-a-c, 62 ve 53. maddeleri uyarınca 1 yıl 8 ay hapis cezası ve hak yoksunluğu


Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya görüşüldü:
I-Sanıklar ..., ..., ..., ... hakkında, yakınan ...’ya yönelik alacağın tahsili amacıyla tehdit suçundan; sanıklar ... ve ... hakkında, yakınanlar ... ve ...’ya yönelik alacağın tahsili amacıyla tehdit suçundan kurulan mahkumiyet hükümlerinin incelenmesinde;
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan elverişli kanıtlara, gerekçeye ve Hakimler Kurulunun takdirine göre, sanıklar ..., ..., ..., ... ve ... savunmanlarının temyiz itirazları yerinde görülmemiş olduğundan reddiyle, usul ve kanuna uygun bulunan hükmün tebliğnameye uygun olarak ONANMASINA,
II-Sanık ... hakkında, yakınan ...’ya yönelik alacağın tahsili amacıyla tehdit suçundan; sanıklar ..., ..., ... hakkında, yakınanlar ... ve ...’ya yönelik alacağın tahsili amacıyla tehdit suçundan kurulan mahkumiyet hükümlerinin incelemesine gelince;
Diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
Ancak;
Hakim bugünden dünü öğrenir, bunu sağlayan delillerdir, iddia, savunma ve delilleri değerlendiren mahkeme, ulaştığı sonucu gerekçeleri ile açıklar.
Hal böyle olunca;
Gerekçeli karar; sorun, gerekçe ve sonuç bölümlerinden oluşur. Sonuç kısmında, somut olay ile suçun işlenmesindeki özellikler tartışılıp her ne şekilde işlendiğinin belirlenmesi; gerekçe kısmında, ele geçen delillerle neden bu sonuca ulaşıldığı anlatılmak suretiyle hukuki nitelendirme yapılması ve sonuç bölümünün de hüküm fıkrasında yer alması gerekir.
Sanıkların bağlantıları gösterilip, nedenleriyle deliller belirlenip, ulaşılan kanıya göre oluşan hükmün hukuki durumunun takdir ve tayini hususu Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 141/3, 5271 sayılı CMK"nin 34. ve 230. maddelerine düzenlenen amir hükümlerin gereğidir. Bu şekilde olmayan kararlar, hukuka uygun bir gerekçe ihtiva etmediğinden denetime de olanak vermez.
Bu açıklamalar ışığında somut olayımıza gelince;
1-08.11.2008 tarihinde gündüz saat 15:00 sıralarında, Birleşmiş Milletler Toplantısı için...’a gelen ve ... meydanında dolaşan yakınan ...’nun yanına yaklaşan sanık ...’ın ‘Ucuz eğlence olduğunu’ söyleyerek yakınanı ikna edip, sanık ...’ın işlettiği bara götürdüğü, garson olarak çalışan sanık ... tarafından yakınanın oturduğu masaya barmaid olarak çalışan iki bayan gönderilip, içki servisi yapıldığı, yakınanın kalkmak istemesi üzerine 550 TL hesap çıkartılıp, ödeme talep edildiği, yakınanın hesaba itirazı üzerine yakınanın elinde bulunan cüzdanının içerisinden bir miktar döviz ve Türk lirası cinsinden paranın zorla alındığı olayda; yakınanın, 10.11.2008 tarihli canlı teşhis tutanağında, sanık ...’ı teşhis edemediği, sanık ...’ın savunmasında; olayın meydana geldiği barda çalıştığını ancak olay günü izinli olduğunu ve suça karışmadığını beyan ettiği, bu savunmaya karşı diğer sanıkların da aleyhe bir beyanlarının bulunmadığı dikkate alındığında, sanık ...’ın, yakınan ...’ya yönelik gerçekleşen eylemden, hangi delillere dayanarak sorumlu tutulduğu denetime olanak verecek şekilde karar yerinde açıklanıp, tartışılmadan, genel geçişli ifadelerle yetinilip, yerinde ve yeterli olmayan gerekçe ile mahkumiyetine karar verilmesi,
2-09.11.2008 tarihinde gece saat 20.30 sıralarında,...’de dolaşan yakınanlar ... ve ...’nın yanına yaklaşan bir şahsın, ‘Makul fiyata bayanlarla birlikte olabilecekleri’ yönünde teklifi üzerine, yakınanların buna olumlu bakıp, sanık ...’ın işlettiği bara geldikleri, yakınanların oturduğu masaya barmaid olarak çalışan iki bayan gönderilip, içki servisi yapıldığı, bir müddet sonra yakınanların bayanlarla birlikte otele gitmek amacıyla kalkmak istemesi üzerine, sanık ... tarafından 370 TL hesap çıkartılıp, ödeme talep edildiği, yakınanların hesaba itirazları üzerine yakınanların etrafını barda çalışan 7 kişinin çevirip, "Akıllı olun, görün bak kaç kişiyiz, cebinizi arattırmadan delikanlıca tüm paranızı çıkartın, yoksa sizi kimse kurtaramaz" dedikleri, yakınanların polisi aramak üzere telefonlarını ellerine aldıkları sırada "Burada telefon geçmez, telefonu bir yerine sok" diye tepki göstermeleri üzerine korkan yakınan ...’un üzerindeki 140 TL, ...’nın 60 TL parayı verdiği, sanık ...’ın, 20 TL parayı yol parası adı altında yakınanlara iade ettiği olayda; yakınanların, 10.11.2008 tarihli canlı teşhis tutanağına göre; sanıklar ..., ..., ...’ı teşhis edemediği, sanık ...’ın savunmasında; olay günü izinli olduğunu ve suça katılmadığını ifade ettiği, sanık ... ve ...’ın da üzerlerine atılı suçlamaları kabul etmedikleri gibi diğer sanıkların, bu savunmalara karşı aleyhe bir beyanlarının bulunmadığı dikkate alındığında; sanıklar ..., ..., ...’ın, yakınanlar ... ve ...’ya yönelik gerçekleşen eylemden, hangi delillere dayanarak sorumlu tutulduğu denetime olanak verecek şekilde karar yerinde açıklanıp, tartışılmadan, genel geçişli ifadelerle yetinilip, yerinde ve yeterli olmayan gerekçe ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
Bozmayı gerektirmiş, sanıklar ..., ..., ..., ... savunmanlarının temyiz itirazları bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenlerle isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 19.12.2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.