12. Ceza Dairesi 2016/7772 E. , 2019/394 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : 2863 sayılı Yasaya Muhalefet
Hüküm : 2863 sayılı Kanunun 65/a, TCK’nın 62, 52, 53. maddeleri gereğince mahkumiyet
2863 sayılı Kanuna aykırılık suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm sanık müdafii tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:,
Dairemizin 23/01/2014 tarih, 2013/7 Esas - 2014/1421 Karar numaralı bozma ilamında; “.... sanık tarafından suça konu taşınmaz üzerinde yapılan çevre düzenlemesinin kiralayan kurumun olumlu görüşüne istinaden gerçekleştirilmesi karşısında, arkeolog bilirkişinin tespit ettiği “sur duvarına açılan gediğin eternit malzeme ile kapatılması ve böylece tarihi sura zarar verilmesi” eylemi nedeniyle Cumhuriyet savcılığına suç duyurusunda bulunulması, dava açılması halinde inceleme konusu dosya ile birleştirilmesine karar verilerek ve ayrıca suça konu taşınmaza ait tapu kaydı ile kültür varlığı ya da sit alanı olarak tescile ilişkin kurul kararları celp edilerek sanığın hukuki durumunun ve suçun sübutu halinde uygulanacak kanun maddesinin takdir ve tayini gerektiği gözetilmeksizin, eylem “kültür varlığına zarar verme” olarak nitelendirildiği halde 2863 sayılı Kanunun 65/b maddesi uyarınca hüküm tesisi kanuna aykırı, hükümden sonra yürürlüğe giren 08/10/2013 tarih ve 6498 sayılı Kanun ile 2863 sayılı Kanunda getirilen değişiklikler karşısında, sanığın hukuki durumunun yeniden takdir ve tayininde zorunluluk bulunması....” denilmek suretiyle önceki hükmün bozulmasına karar verildiği, mahkemece bozma ilamına uyulmasına rağmen, bozma ilamında belirtilen, çevre düzenlemesinin kiralayan kurumun olumlu görüşüne istinaden gerçekleştirilmesi hususu göz önünde bulundurulmayarak, mahkumiyet gerekçesinde, gedik açmak suretiyle tarihi duvara zarar verme eyleminin yanı sıra Koruma Bölge Kurulu ve Belediyeden izin alınmadan inşai ve fiziki müdahaleler yapılması eylemine de yer verildiği,
Bunun yanı sıra; sur duvarına gedik açılarak anılan gediğin eternit parçası ile örtülmesi şeklindeki müdahalenin gerçekleştirildiği tarihe ilişkin olarak, birleşen dosyada soruşturma aşamasında Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu uzmanları tarafından düzenlenen rapor haricinde dosyada başkaca tespit olmadığı, sanığın bozma sonrasındaki, surdaki gediğin en az 300 yıllık olduğuna yönelik savunması karşısında eylemin sanık tarafından gerçekleştirilip gerçekleştirilmediği hususunda tereddüt hasıl olduğu anlaşılmakla;
Mahkemece, mahallinde konusunda uzman fen, inşaat ve arkeolog bilirkişiler refakatinde keşif icra edilerek, öncelikle, kullanılan malzemelerin cinsi, yıpranma durumu, renk solmaları gibi teknik verilerden yararlanılmak suretiyle, sur duvarına gedik açma ve anılan gediğin eternit parçası ile örtülmesi eyleminin tarihi belirlenip, müdahalenin , taşınmazların sanık tarafından kiralandığı tarihten önce mi sonra mı yapıldığının, sanık tarafından yapılıp yapılmadığının tereddütsüz şekilde tespitinden sonra sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerektiği gözetilmeksizin, eksik araştırma ile yazılı şekilde hüküm tesis edilmesi,
Kabule göre de ;
Sanık hakkında tesis edilen mahkumiyet hükmünde, 2863 sayılı Kanunun 5728 sayılı Kanun ile değişik ve Anayasa Mahkemesince iptal edilen 65/a maddesi yerine, suç tarihinden sonra yürürlüğe giren 6498 sayılı Kanun ile değişik 65/1. maddesinin dayanak gösterilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
Kanuna aykırı olup, sanık müdafinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi gereğince isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 10/01/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.