Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2016/10054 Esas 2017/6257 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
19. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/10054
Karar No: 2017/6257
Karar Tarihi: 25.09.2017

Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2016/10054 Esas 2017/6257 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Dava, kredi genel sözleşmesi imzalayan müvekkil ile dava dışı şirket arasında yapılan anlaşmada davalı kefilin olduğu belirtiliyor. İlamsız icra takibine yapılan itirazın müvekkilin alacağının tahsilini geciktirmek ve sürüncemede bırakmak amacı taşıdığı gerekçesiyle itirazın iptali ve icra inkar tazminatı talep ediliyor. Ancak, davalı kefilin vekaletnamenin düzenlendiği tarihte temyiz kudreti olmadığı, kredi sözleşmesinin ve ipotek tesis işlemlerinin hukuki geçerliliğinin bulunmadığı iddiasıyla davacının talebi reddediliyor. Karar, davalı kefilin temsil ve ilzama yetkisi olmaması nedeniyle sorumlu tutulamayacağına karar veriliyor. Kanun madde numaraları belirtilmemiş.
19. Hukuk Dairesi         2016/10054 E.  ,  2017/6257 K.

    "İçtihat Metni"


    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

    - K A R A R -

    Davacı vekili, müvekkili ile dava dışı şirket arasında 06/12/2011 tarihli kredi genel sözleşmesi imzalanarak kredi kullandırıldığını, söz konusu sözleşmede davalı ..."a vekaleten ..."un müşterek borçlu ve müteselsil kefil olduğunu, ... 3.İcra Müdürlüğü"nün 2012/7326 esas sayılı dosyası başlatılan ilamsız icra takibine yapılan itirazın müvekkilinin alacağının tahsilini geciktirmek ve sürüncemede bırakmak amacı taşıdığını belirterek, itirazın iptaline ve % 20"den az olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili, dava dışı..."un hileli ve usulsüz yollarla aldığı vekaletnameye istinaden müvekkilini dava konusu krediye kefil sıfatıyla borçlandırdığını, müvekkilinin kısıtlı olduğunu ve kendisine vasi tayin edildiğini, vekaletnamenin düzenlendiği tarihte davalının temyiz kudreti olmadığından kredi sözleşmesi ve ipotek tesis işlemlerinin hukuki geçerliliğinin bulunmadığını, kredi sözleşmesinin bu yönüyle de geçersiz olduğunu savunarak, davanın reddine ve kötüniyetli davacı aleyhine likit alacak nedeniyle % 20"den az olmamak üzere tazminata karar verilmesini istemiştir.
    Mahkemece yapılan yargılama sonunda, davacı banka ile dava dışı şirket arasında imzalanan 06/12/2011 tarihli kredi genel sözleşmesini, dava dışı ..."un davalının 16/12/2011 tarihli vekaletnamesine istinaden imzaladığı, davacının ipoteğinin paraya çevrilmesi için başlattığı takipte ödeme emrinin iptali için davalının dava açtığı, bu davada alınan rapora göre, ..."un işlem (vekaletname) tarihi olan 16/12/2011 ve 08/02/2012 tarihlerinde ve halihazır durumu ile fiili ehliyetine haiz olmadığı kanaatine varıldığının bildirildiği, ödeme emrinin iptaline dair verilen bu kararın onandığı, davalı ..."un borcun kaynağı olarak gösterilen kredi sözleşmesine teminat olarak ipotek verilmesi işleminin dayanağı vekaletnamenin düzenlendiği tarihte ve sonrasında fiil ehliyetine haiz olmadığı, bu nedenle bu kredi nedeniyle davacı bankaya borcunun bulunmadığı gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere ve özellikle, davalı ...’un adına ...tarafından atılan 6/12/2011 tarihli imza tarihi itibariyle, ...’un davalı ..."u temsil ve ilzama yetkili olmadığı, geçersiz imza nedeniyle davalının kefil olarak borçtan sorumlu tutulamayacağı, bu nedenle sonucu itibariyle davanın reddi yerinde olduğundan davacı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, 25/09/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.






    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.