Esas No: 2021/3168
Karar No: 2022/1892
Karar Tarihi: 26.05.2022
Danıştay İdare Dava Daireleri Kurulu 2021/3168 Esas 2022/1892 Karar Sayılı İlamı
DANIŞTAY İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU 2021/3168 E. , 2022/1892 K."İçtihat Metni"
T.C.
D A N I Ş T A Y
İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No : 2021/3168
Karar No : 2022/1892
TEMYİZ EDEN (DAVACI) : … Tarım Ürünleri San. ve Tic. A.Ş.
VEKİLLERİ : Av. …, Av. …
KARŞI TARAF (DAVALI) : … A.Ş.
(Eski Unvanı: … A.Ş.)
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU : Danıştay Onüçüncü Dairesinin 27/05/2021 tarih ve E:2018/50, K:2021/1948 sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: … bulunduğu … sicil numaralı sahaya ilişkin olarak Maden İşleri Genel Müdürlüğünce talep edilen Devlet hakkı bedellerinin ödenmesi istemiyle yapılan başvurunun reddine dair davalı idarenin … tarih ve … sayılı işleminin iptaline karar verilmesi istenilmiştir.
Daire kararının özeti: Danıştay Onüçüncü Dairesinin 27/05/2021 tarih ve E:2018/50, K:2021/1948 sayılı kararıyla;
Özelleştirme Yüksek Kurulunun … tarih ve … sayılı kararıyla, özelleştirme programında bulunan … A.Ş. (…)'nin … İşletmesi Müdürlüğü tarafından işletilen … ve tuz üretim işi ile ilgili varlıkların "işletme hakkının verilmesi" ve "satış" yöntemleri ile bir bütün hâlinde özelleştirilmesi amacıyla gerçekleştirilen ihalede, … ile tuz üretim işi ile ilgili varlıkların bir bütün hâlinde ve ihale şartnamesi çerçevesinde, en yüksek teklifi veren davacı şirkete işletme hakkının devredilmesine ve satılmasına karar verildiği;
Davacı şirket ile Özelleştirme İdaresi Başkanlığı arasında 26/04/2010 tarihinde "… İşletmeleri A.Ş.'ye Ait … ve Tuz Üretim İşi ile İlgili Varlıkların Özelleştirilmesine İlişkin Satış ve Devir Sözleşmesi"nin imzalandığı;
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Maden İşleri Genel Müdürlüğünün … tarih ve … sayılı işlemiyle, … maden sahasıyla ilgili olarak 3213 sayılı Maden Kanunu gereğince 2010 yılında (25/06/2010-31/12/2020 dönemine ait) 165.030,50 ton için Devlet hakkının hesaplanmadığı, 2011 yılına ait satış bilgi formunda 230.718,81 ton beyan edilen satışın 192.261,88 ton üzerinden Devlet hakkı hesabının yapıldığı, bu itibarla, 2010 yılına ait Devlet hakkı farkları ile 2011 yılına ait 230.718,81 ton satış üzerinden oluşan Devlet hakkı farklarının gecikme cezaları ile birlikte davacı şirket tarafından yatırılmasının istenildiği;
Söz konusu yazıda bahsi geçen Devlet hakkı ödemelerinden, davalı idare ile birlikte Özelleştirme İdaresi Başkanlığının müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğundan bahisle, anılan bedellerin davalı idarece ödenmesi istemiyle davacı tarafından yapılan başvurunun reddi üzerine bu işlemin iptaline karar verilmesi istemiyle bakılan davanın açıldığı;
Öte yandan, davacı tarafından, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Maden İşleri Genel Müdürlüğünün … tarih ve … sayılı işlemi ile bu işlemin geri alınması için yapılan başvurunun reddine ilişkin adı geçen Genel Müdürlüğün … tarih ve … sayılı işleminin iptali istemiyle açılan davada, ... İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararında, "(...)davacı ile Özelleştirme İdaresi Başkanlığı arasında imzalanan … A.Ş.'ye Ait … ve Tuz Üretim İşi İle İlgili Varlıklarla Özelleştirilmesine İlişkin Satış ve Devir Sözleşmesinde devredilen haklar ve taşınmazlar ile satın alınan malların yer aldığı tuz üretim işi ile ilgili işletme hakkı kapsamında, işletme hakkı, buluculuk hakkı ve … tarafından kullanılmasına izin verilen taşınmazlar ile bütünleyici parçalarının davacıya devredildiği, satılan varlıklar kapsamında ise mevcut tuz stoğu ile Tuzla'nın envanterine kayıtlı makine teçhizat, alet edevat ile bunların yedek parçaları, demirbaşlar ile benzeri duran varlıkların yer aldığı görülmektedir. Madencilik Faaliyetleri Uygulama Yönetmeliği'nin 86. maddesinin 16. fıkrasında, üretim sahasında stokta bekletilen madenden devlet hakkı alınmayacağı, stoktan satış yapıldığı zaman devlet hakkı alınacağı düzenlemesine göre, tuzun davacı tarafından satılması ile devlet hakkının tahakkuk ettiği; söz konusu düzenlemelerin davacı ile … arasındaki sözleşmeden bağımsız olup davacının devlet hakkı bedelini ödememe gerekçesi olamayacağı anlaşıldığından, davacı tarafından satılan tuz üzerinden davalı idarece devlet hakkı tahakkuk ettirilmesinde hukuka aykırılık bulunmamaktadır. Bu durumda, davacının sattığı tuz üzerinden davalı idarece devlet hakkı farkı çıkarılıp ödenmesinin istenilmesine ilişkin işlemde ve bu işlemin geri alınması istemiyle yapılan başvurunun reddine ilişkin işlemde hukuka aykırılık bulunmamaktadır." gerekçesine yer verilerek davanın reddine karar verildiği, anılan kararın davacı tarafından temyizi üzerine Danıştay Sekizinci Dairesinin 16/12/2020 tarih ve E:2019/7008, K:2020/5707 sayılı kararıyla onanmasına karar verildiği;
4046 sayılı Özelleştirme Uygulamaları Hakkında Kanun'un 1. maddesinin birinci fıkrasının (A) bendinin ihale tarihinde yürürlükte olan hâli ve 3. maddesi, anılan Kanun'un 18. maddesinin birinci fıkrasının (A) bendi, aynı bendin (a) ve (c) nolu alt bentleri, ihale tarihinde yürürlükte olan hâliyle 3213 sayılı Maden Kanunu'nun 3. ve 14. maddeleri ile 03/02/2005 tarih ve 25716 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan ve ihale tarihinde yürürlükte olan Maden Kanunu Uygulama Yönetmeliği'nin 76. maddesine yer verilerek;
TTA'ye Ait … ve Tuz Üretim İşi İle İlgili Varlıkların Özelleştirilmesine İlişkin İhale Şartnamesi'nin "İhalenin Konusu ve Kapsamı" başlıklı 1. maddesinde, ihalenin konusunun, …'ya ait Tuzlanın 3213 sayılı Kanun ve ilgili mevzuat çerçevesinde işletilmesi ve işletme faaliyetlerinin yürütülebilmesi amacıyla işletme ruhsatı ve buluculuk haklarının, Tuzlanın işletme ruhsat alan sınırları içerisinde kalan ancak konumu gereği tâbi olduğu kanun ve mevzuat hükümlerine göre ilgili mercilerce ve … tarafından kullanımına izin verilen taşınmazlar ve bunların üzerindeki alt yapı tesisleri, yer üstü yapılar ve bütünleyici parçaları ile devir ve teslim tarihinden sonra, Tuzla'da Alıcı/İşletici tarafından inşa edilecek açık ve kapalı alanların "işletme hakkının verilmesi" ve Tuzlanın envanterinde kayıtlı maddi duran varlıklar ile mevcut tuz stokunun "satış" yöntemiyle, 4046 sayılı Kanun hükümleri çerçevesinde bir bütün hâlinde özelleştirilmesi olduğunun belirtilldiği; "Müşterek Hususlar" başlıklı 2. maddesinin 1. fıkrasında ise alıcı/işleticiye tuz firesi sonrası toplam 275.000 ton tuz stokunun devredileceğinin öngörüldüğü ve bu miktarın daha altında ve üstünde kalan tuz stoku miktarının fark hesabına konu edileceğine ilişkin açıklamaya yer verildiği;
Özelleştirme İdaresi Başkanlığı ile davacı şirket arasında imzalanan 26/04/2010 tarihli "… A.Ş.'ye Ait Çamaltı Tuzlası ve Tuz Üretim İşi İle İlgili Varlıkların Özelleştirilmesine İlişkin Satış ve Devir Sözleşmesi"nde de benzer kurallara yer verildiği; "Sözleşmenin Konusu ve Kapsamı" başlıklı 1. maddesinde, idarenin … işletme hakkı kapsamında, T.C. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Maden İşleri Genel Müdürlüğü tarafından 16/12/2031 tarihine kadar verilen işletme ruhsatını ve buluculuk haklarını devrettiği, ayrıca, devir ve teslim tarihi itibarıyla Tuzladaki mevcut tuz stokunu sattığı, alıcı/işleticinin de bunları devir ve satın aldığı kuralına yer verildiği; 30/04/2010 tarihli "… İşletmesinde Mevcut Ham Tuz Stokunun Alıcı/İşletici (… A.Ş.)'ye devir-teslim edildiğinin taraflarca imza altına alındığı;
… ve ilgili varlıklarının özelleştirilmesini teminen gerçekleştirilen ihale sonucunda imzalanan sözleşme uyarınca tuz işletmesindeki mevcut tuz stoğunun da işletme hakkı kapsamında davacıya devredildiği;
İhale şartnamesinde ve Özelleştirme İdaresi Başkanlığı ile davacı arasında imzalanan sözleşmede, Devlet hakkı ödeme yükümlülüğünü davalı idareye yükleyen, bu yükümlülüğü değiştiren ve/veya bu yükümlülüğün davalı idarede olduğu noktasında davacıyı yanıltan herhangi bir kurala yer verilmediği;
… maden sahasıyla ilgili olarak 3213 sayılı Kanun uyarınca ödenmeyen Devlet hakkının davacı şirket tarafından yatırılmasının istenilmesine ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Maden İşleri Genel Müdürlüğünün … tarih ve … sayılı işlemi ile bu işlemin geri alınması için yapılan başvurunun reddine ilişkin … tarih ve … sayılı işlemin iptali istemiyle açılan davada, maden mevzuatı çerçevesinde Devlet hakkı ödeme yükümlülüğünün davacıda olduğunun belirtildiği;
Bu itibarla, tüm bu hususların birlikte değerlendirilmesinden, davacı şirket ile Özelleştirme İdaresi Başkanlığı arasında imzalanan sözleşme uyarınca devralınan tuz stoğunun üçüncü kişilere satılması sonucu tahakkuk eden Devlet hakkı ödeme yükümlülüğünün yargı kararıyla davacıya ait olduğuna karar verildiği ve ihale dokümanında da bu durumun aksini ortaya koyan bir düzenlemeye yer verilmediği dikkate alındığında, özelleştirme ihalesi sonucunda gerçekleşen tuz stokuna ilişkin satışın maden mevzuatında öngörülen bir satış işlemi olmadığı, Çamaltı Tuzlasının bir bütün hâlinde özelleştirilmesi kapsamında gerçekleştirildiği anlaşıldığından dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, ihale kapsamında satış yapılmadığına yönelik Daire kararında yer alan gerekçenin yerinde olmadığı, ihale dokümanında belirtildiği üzere tuz stoğunun kendilerine satıldığı ve satışın yapıldığı an itibarıyla satışı yapan idarenin devlet hakkı ödeme yükümlüsü olduğu ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idare tarafından, Danıştay Onüçüncü Dairesince verilen kararın usul ve hukuka uygun bulunduğu ve temyiz dilekçesinde öne sürülen nedenlerin, kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı belirtilerek temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …'IN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile Daire kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Danıştay dava dairelerinin nihai kararlarının temyizen incelenerek bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan;
"a) Görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması,
b) Hukuka aykırı karar verilmesi,
c)Usul hükümlerinin uygulanmasında kararı etkileyebilecek nitelikte hata veya eksikliklerin bulunması" sebeplerinden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1.Davacının temyiz isteminin reddine,
2.Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddine ilişkin Danıştay Onüçüncü Dairesinin temyize konu 27/05/2021 tarih ve E:2018/50, K:2021/1948 sayılı kararının ONANMASINA,
3.26/05/2022 tarihinde oybirliği ile kesin olarak karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.