Esas No: 2013/7010
Karar No: 2014/7773
Karar Tarihi: 26.06.2014
Yargıtay 9. Ceza Dairesi 2013/7010 Esas 2014/7773 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :Ağır Ceza Mahkemesi
Silâhlı terör örgütünün yöneticisi olmak suçundan sanıklar ... ve ..."un, 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanununun 5, 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 314/1 ve 62. maddeleri gereğince ayrı ayrı 12 yıl 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmalarına dair Malatya 3. Ağır Ceza Mahkemesinin (CMK 250. maddesi ile görevli) 06.06.2007 tarihli ve 2005/26 esas, 2007/56 sayılı kararının Yargıtay 9. Ceza Dairesinin 24.03.2008 tarihli ve 2008/729 esas, 2008/2155 sayılı ilâmı ile onanarak kesinleşmesini müteakip hükümlüler müdafii tarafından yapılan yargılamanın yenilenmesi talebinin reddine ilişkin, aynı Mahkemenin 19.03.2013 tarihli ve 2013/22 değişik iş sayılı kararına yönelik itirazın reddine dair, Diyarbakır 7. Ağır Ceza Mahkemesinin 10.04.2013 tarihli ve 2013/77 değişik iş sayılı kararı ile ilgili olarak;
Dosya kapsamına göre; sanıklar müdafileri tarafından verilen 10.12.2012 havale tarihli yargılanmanın yenilenmesi talebini içeren dilekçe ile ekte sunulan Emniyet Genel Müdürlüğünün 30.11.2012 tarihli yazısında, Malatyalılar Grubunun günümüze kadar silâhlı bir eylemi ile cebir ve şiddet kullanarak bir eylem gerçekleştirildiğine dair bilginin bulunmadığının belirtildiği, ayrıca söz konusu dilekçede Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından kurulan Ülkemizde Demokrasiye Müdahale Eden Tüm Darbe ve Muhtıralar ile Demokrasiyi İşlevsiz Kılan Diğer Tüm Girişim ve Süreçlerin Tüm Boyutları ile Araştırılarak Alınması Gereken Önlemlerin Belirlenmesi Amacıyla Kurulan Meclis Araştırması Komisyonu Raporunda, müvekkilleri ile ilgili olarak işkence ile ifadelerinin alındığının, müvekkillerinin 28 Şubat süreci doğrultusunda mağduriyete uğradığının, Balyoz darbe planında da müvekkilleri ...."nın ilk gözaltına alınacaklar listesinde olduğunun iddia edilmesi karşısında,
Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından kurulan, Ülkemizde Demokrasiye Müdahale Eden Tüm Darbe ve Muhtıralar ile Demokrasiyi İşlevsiz Kılan Diğer Tüm Girişim ve Süreçlerin Tüm Boyutları ile Araştırılarak Alınması Gereken Önlemlerin Belirlenmesi Amacıyla Kurulan Meclis Araştırması Komisyonu Raporunda;Sanıklara "Malatya Olayı" olarak yer verildiği, raporda "28 Şubat sürecinin korku ikliminde kurgulanan en önemli olaylardan birisi de Malatyalılar (Talebe-Şafak-İslami Hareket) olarak kamuoyuna bildirilen grupla ilgili tutuklamalar, gözaltılardır. Bu olayda 28 vilayette yüzlerce insan gözaltına alınmış, büyük bir kısmı ağır işkenceler görmüştür.
28 Şubat sürecinde Malatya adeta pilot bölge olarak tespit edilmiş, çökertilen şehir ekonomisinden sivil toplum örgütlerine kadar, bütün şehir dernekleriyle, vakıflarıyla tarassut altına alınmıştır. Bu süreçte kurgulanan senaryoya uygun olarak tutuklamalar başlamıştır. Tutuklamaların ve üretilen örgütün tamamen bir kurgu, bir dizayn olduğunu göstermesi bakımında polis tutanağındaki şu ifade yeterince açıklayıcıdır: "Bu grubun bu gün olmasa bile uzun vadeli mevcut anayasal düzeni yıkıp yerine şer-i esaslara dayalı İran modeli teokratik bir devlet yapısı kurmak için illegal faaliyetler içerisinde olacakları değerlendirilmekte olup, iş bu değerlendirme ve tespit tutanağı tarafımızdan tanzimle altı birlikte imza edilmiştir."
Konuyla ilgili olarak İçişleri Bakanlığı Müfettişlerince yapılan incelemede; Malatyalılar (Talebe-Şafak) Grubu içindeki kişi ve kuruluşların mal varlıkları, para ve sermaye hareketleri ile bunların birbirleri arasındaki bağlantıları gösterir tespitler yapılmış, söz konusu kişilerin kazanç ve harcamalarında ticari ilişkileriyle ilgili yapılacak herhangi bir hususun olmadığı örgütle ilgili hususun da DGM tarafından yürütüldüğü belirtilmiştir.
Diğer taraftan, sanıklardan özellikle jandarma tarafından...."e kazdırılmak suretiyle ortaya çıkarılan silâhlar (Silâhların bir kısmının TSK envanterinde kayıtlı olduğuna dair iddiaların varlığına rağmen bu iddialar araştırılmamıştır.) ve bu silâhlarla ilgili söz konusu şahsın ifadelerinden yola çıkarak yargılamalar yapılmıştır.
Sanıkların tamamının mahkemeye verdikleri ifadelerinde kolluktaki ifadelerinin ağır işkenceyle alındığı tespit edilmiştir.
Bu şahıslardan Malatya"da saygın bir kanaat önderi olarak bilinen ... ile İstanbul"da esnaflık yapan ... mahkûm edilmişlerdir.
Aşağıda yer alan ifadeler bu süreçte; kurgulanan durumu, işkenceleri, hukukun ve kolluk kuvvetlerinin darbe sonrası olağanüstü süreçte ne hale düşürüldüğünü göstermesi açısından son derece dikkate değerdir:"
Şeklinde Malatyalılar olayı olarak adı geçen sanıkların işkence sonucu ifadelerinin alındığı ve olayın 28 Şubat"ın bir kurgusu olduğunun belirtildiği,
4928 sayılı Kanun ile 15.07.2003 tarihinde 3713 sayılı Kanunun 1. maddesinde değişiklik yapılmış olup, önceki kanundaki her türlü eylem yerine suç teşkil eden eylemlerde bulunmak, cebir şiddet kullanmak, ön şart kabul edilerek yine sadece amaç etrafında birleşmek değil, suç işlemek amacıyla birleşmek kıstasları getirilerek suçun unsurlarında değişiklik yapılmıştır. Terör suçunun oluşabilmesi için öncelikle cebir ve şiddet kullanılması, Anayasal düzenin nitelik ve değerlerinin değiştirilmesine yönelik olarak maddede yazılı yöntemlere başvurulması, bu hususta girişilen eylemlerin suç teşkil etmesi gereklidir. Sanıkların anayasal düzeni değiştirme amacının olduğu iddiasının dayanağı olan Emniyet Genel Müdürlüğünce hazırlanan önceki raporun yorum ve çıkarsamalara dayandığı, somut delil bulunmadığı, Emniyet Genel Müdürlüğünün 30.11.2012 tarihli yazısı ile önceki raporun çeliştiği, sanıklarda bu amacın varlığının kabulü halinde dahi sanıkların cebir ve şiddet yöntemlerini benimsediği, cebir şiddet kullandığı ve bu konuda müstakil suç teşkil eden herhangi bir eylemde bulunduklarının tesbit edilmediğinin Emniyet Genel Müdürlüğünün 30.11.2012 tarihli yazısından anlaşıldığı, ayrıca dosyada yer alan tüm sanıkların anayasal düzeni değiştirme amacı ile bu noktada eylem ve fikir birliğinin mevcut olup olmadığının araştırılması gerekeceği, güncel olan ve toplumda infial uyandıran bazı olaylar da kullanılan silâhların veya kullanılmak amacıyla gömülen silâhların Türk Silâhlı Kuvvetleri envanterinde kayıtlı olduğunun anlaşılması, bu nedenle sanıklardan ele geçirilen silâhların Türk Silâhlı Kuvvetlerinin envanterinde kayıtlı bulunup bulunmadığı ile menşeinin araştırılması, gerekeceği, TBMM Araştırma raporu, sanıklara isnat edilen eylemin gerçekleşip gerçekleşmediğinin kurgu olup olmadığının tespitinin gerekliliği karşısında, bu durumun 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 311/1-e maddesi anlamında yeni delil olarak değerlendirilmesi gerektiği, sanıklar lehine bir durum meydana getirebileceği gözetilmeden itirazın kabulü yerine, yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmediğinden bahisle, 5271 sayılı CMK"nın 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu Yüksek Adalet Bakanlığının 09.05.2013 gün ve 2013/7630/30176 sayılı kanun yararına bozma talebine atfen, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 22.05.2013 gün ve 2013/165263 sayılı tebliğnamesi ile daireye ihbar ve dava evrakı tevdii kılınmakla;
Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
1) DAVANIN AŞAMALARI ve KESİNLEŞEN HÜKÜM:
A) İDDİA:
a) Hükümlüler ... ve ... ile diğer dosya sanıkları hakkında Malatya Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen 31.10.2000 tarih ve 2000/202 esas sayılı iddianame ile;
“07.01.2000 tarihinde İstanbul ili Beykoz ilçesi Kavacık semtinde Hizbullah terör örgütüne ve örgüt lideri .....’na yönelik yapılan operasyon sırasında silahlar ve mühimmat dışında bilgisayar hard diski, bilgisayar disketleri, CD ve bol miktarda örgütsel doküman ele geçirildiği, bunların incelenip çözümlenmesi sonucu merkezi Malatya olan Türkiye İslami Hareketi (TİH) (Malatyalılar Grubu-Müslüman Gençlik) olarak bilinen grubun Hizbullah terör örgütü ile yakın ilişki içerisinde olduklarının anlaşıldığı, bunun üzerine Türkiye genelinde illegal yapılanma içerisinde olan Türkiye İslami Hareketi (Malatyalılar Grubu - Müslüman Gençlik) örgütüne ve örgüt üyelerine karşı güvenlik güçlerince Malatya ilinde 27.09.2000 tarihinde operasyona başlandığı, sanıkların evlerinde yapılan aramalarda örgütsel yayınlar ile birlikte örgüte ait 4 adet kaleşnikof marka, 1 adet MP-5 marka tüfekler, 5 adet çeşitli çap ve markada tabanca, 6 adet el ve taarruz tipi el bombası, 39 adet dinamit lokumu, 3 adet gece görüş dürbünü, silahlara ait mermiler ile çok miktarda çeşitli çap ve marka mermiler, örgütsel doküman, yayınlar ve malzemelerin ele geçirildiği, başta ... olmak üzere 02.03.1992- 18.07.1992-26.10.1992 tarihlerinde Diyarbakır ilinde Hizbullah terör örgütü lideri ..... ve başka örgüt üyeleri ile görüştükleri, Hizbullah terör örgütü ile ne şekilde ilişki kurabilecekleri ve şartlarını konuştukları,
aa) ...’ün; 1978-1979 yıllarında Erzurum’da okurken ve daha sonra da Malatya’ya geldiğinde Milli Türk Talebe Birliğine gidip geldiği, Milli Türk Talebe Birliği kapatılmadan önce en son Malatya şubesinin başkanlığını yaptığı, 1980 öncesi buradaki faaliyetleri ile bilindiği, 1980 ihtilalinden sonra zaman zaman Boğaziçi çayevine gidip geldiği, 1981 veya 1982 yılı içerisinde Malatya’lı arkadaşı olan ....’nın evinde Hizbullah terör örgütü lideri .... ile ilk defa görüştüğü, Boğaziçi çayevi ve oraya çok yakın öğrencilerin gidip geldiği Talebe Kitapevinde çay içip oraya gelen esnaf ve öğrencilerle sohbet ettiği, bu sırada kendi görüş ve düşüncelerini anlattığı, okumaları için bazı yazarların kitaplarını tavsiye ettiği, bir gün çayevinde toplantı sırasında eskiden olduğu gibi Milli Türk Talebe Birliğindeki çalışmaya benzer bir vakıf çalışmasına girilmesini, bu şekilde legal alanda daha kolay çalışmayı sürdürebileceklerini konuştukları, bu konuşmayı aynı görüş ve düşünceyi paylaştıkları insanlara iletmek için 1992 yılı içerisinde Elazığ ili Kömürhan Köprüsü yakınlarında Şişman köyünde bir kayısı bahçesinde kendi başkanlığında bir toplantı düzenlediği, toplantıya seksene yakın kişinin katıldığı, burada icra heyetinin seçildiği, kendisinin örgütün davet ve tebliğ çalışmasında siyasi sorumlu olduğu, burada yapılan toplantının Türkiye İslami Hareketi örgütünün temelinin atıldığı ilk toplantı olduğu, toplantıdan önce zaman zaman görüştüğü ...’a bir görüşmesinde ileride ihtiyaç duyulacağını düşünerek silahlı kanat oluşturmak için silah edinmek gerektiğini söylediği, toplantıdan sonra bu konuyu toplantıda seçilen icra heyetine de aktardığı, icra heyetinin de bu düşünceyi uygun görmesi üzerine ...’un ... tarafından silahlı kanat sorumlusu yapıldığı, ona verdiği paralarla silah aldırdığı, 02.10.2000 tarihinde Malatya Hanımın Çiftliğinde....’in ikametinin eklentisinde bulunan silah, bomba, dinamit lokumu, mermi ve diğer malzemelerin bir kısmını kendi cebinden vererek bir kısmını da örgüt için toplanan yardım paraları ile ...’a aldırdığı, illegal çalışmalarını legal alanda sürdürebilmek için yandaşları ile birlikte bir vakıf kurma çalışmasını hızlandırdığı, 1993 yılı içerisinde.... başkanlığında Malatya İslami Dayanışma Vakfını kurdurduğu, ..... ile yukarıda bahsedilen görüşmelerinin dışında Hizbullah terör örgütünün diğer bazı üst düzey mensupları ile de gizli görüşmelerde bulunduğu, iki defa İran devletine gittiği, orada bazı kişilerle görüştüğü, böylece silahlı Türkiye İslami Hareketi (Malatyalılar Grubu-Müslüman Gençlik) örgütünün kurucusu ve siyasi lideri olduğu,
ab) ...’un; 1980-1981 öğretim döneminde İnönü Üniversitesi Meslek Yüksek Okulunu kazanarak okumaya başladığı, bu yıl içerisinde radikal İslami görüş ve düşünceye sahip .... ile tanışıp onun propagandası ve tavsiye ettiği kitapları okuyarak aynı görüş ve düşünceleri benimsemeye başladığı, bu görüşte olan kişiler gibi camilerde Cuma namazı kılmaz olduğu, daha sonra okulu bırakarak esnaflık yapmaya başladığı, zaman zaman Boğaziçi, Sahil çayevine gidip geldiği, oradaki sohbet toplantılarına katıldığı, oraya gelen kişilerle ve örgütün siyasi lideri ... ile tanıştığı, ....’in ona çayevine gelen sanat lisesinde okuyan çocuklara sohbet toplantısı adı altında ders vermeyi önerdiği, kendisinin de kabul ederek haftanın bir günü çocuklara ders verdiği, meslek yüksekokulunda okuyan veya başka okulda okuyan örgütle ilişkisi olan öğrencilerin maddi sorunları ile de ilgilendiği, okuduğu dönemde tekvando ile uğraştığı için bilgisinin bulunduğu, Gençlik Spor Eğitim Merkezinde örgütle ilişkisi olan öğrencilere tekvando dersi verdiği, ...’ün talimatlarına göre hareket ettiği, 1992 yılı içerisinde Elazığ ili Kömürhan Köprüsü yakınında yapılan toplantıdan önce ...‘le bir görüşmesinde silahlı yapılanmaya gidilmesini konuştukları, ...’ün kendisini silahlı yapılanma sorumlusu yapacağını söylediği, toplantıdan sonra seçilen icra heyetinin de silahlı yapılanmaya geçmeyi uygun görmesi ile ...’ün onu örgütün askeri kanat sorumlusu yaptığı, çeşitli zamanlarda ...’ün verdiği paralarla çeşitli kişilerden çeşitli çap ve markada silahlar aldığı, bu silahları sakladığı, taşocağında çalışan Mehmet isimli şahıstan dinamit satın aldığı, tekvando dersi almaya gelen öğrencilerden üç gruptan oluşan Türkiye İslami Hareketi örgütünün askeri kanadını kurduğu, onlara spor salonunda tekvando dersi verdiği, askeri kanatta yer alan öğrencileri zaman zaman silah eğitimi görmeleri için kır gezintilerine ve kampa gönderdiği, bir seferinde Tekirdağ ili Saray ilçesi Kıyı köyüne göndererek silah atışı, silah söküp takma, dayanıklılık eğitimi ve siyasi eğitim verildiği, bu kampın masraflarını ...’den alıp karşıladığı, 1996 yılı içerisinde İstanbul iline taşındığı, gitmeden önce örgüt adına aldığı silah ve diğer malzemeleri ....’e teslim ettiği, İstanbul ilinde de örgütle ilişkisini sürdürdüğü, satın aldığı silah ve malzemelerin....’in evinin eklentisinde bulunduğu, örgütsel dersler verdiği ve çevresindeki kişilere örgütün görüş ve düşüncelerini anlatarak (davet-tebliğ) örgüte sempatizan ve eleman kazandırmaya çalıştığı, faaliyetleri itibariyle ve örgütün silahlı kanat sorumlusu olması nedeniyle örgütün özel göreve haiz üyesi olduğu” İddiasıyla her iki hükümlü hakkında ayrı ayrı 765 sayılı TCK’nın 168/1, 3713 sayılı Kanunun 5, TCK’nın 31 ve 33. maddeleri uyarınca cezalandırılmaları talep edilmiş, Açılan bu dava Malatya 1 Nolu Devlet Güvenlik Mahkemesinin 2000/157 esasına kaydedilmiştir.
b) Hükümlü ... hakkında Malatya Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen 09.10.2000 tarih ve 2000/190 esas sayılı iddianame ile;
“26-27-30 Nisan 1999 ve 7 Mayıs 1999 tarihlerinde Malatya İnönü Üniversitesi"nin kapalı alanlarında kılık ve kıyafet yönetmeliğine uymayan öğrencilerin bu tür yerlere alınmaması kararını protesto şeklinde başlayan izinsiz gösterilere radikal İslami düşünceye sahip İslami Dayanışma Vakfı ve yöneticilerinin neden olduğu, vakfın yasa dışı Türkiye İslami Hareketi örgütünün legal çalışma alanı olduğu, vakıfta ve örgütte yer alan pek çok kişi hakkında dava açıldığı, yakalanan Ayetullah Geçen isimli şahsın miting öncesi dağıtılan afişleri İslami Dayanışma Vakfı"ndan aldığını beyan ettiği, vakıf üyelerinin mescit ve külliyelerde sohbet ve Kur"an dersi adı altında mevcut anayasal düzen aleyhine ve şeriat devleti lehine konuşmalar yaptıkları,
Sık sık vakfa gidip gelmesi ve yapılan istihbari çalışmalar birlikte değerlendirildiğinde, ..."ün vakfın ve buna bağlı örgütün siyasi lideri olduğunun anlaşıldığı, sanığın anayasal düzeni değiştirmeye kalkıştığı ve bu hususta faaliyetlerde bulunduğu, haklarında dava açılan diğer sanıkların anlatımları, Malatya 1 Nolu Devlet Güvenlik Mahkemesinin 1999/54 esas sayılı dosyası ve Malatya 2 Nolu Devlet Güvenlik Mahkemesinin 2000/89 esas sayılı dosyası içindeki bilgilerden anlaşıldığı”
İddiasıyla 765 sayılı TCK’nın 146/2. maddesi gereğince cezalandırılması talep edilmiş,
Açılan bu dava Malatya 1 Nolu Devlet Güvenlik Mahkemesinin 2000/155 esasına kaydedilmiş, tensiben aynı mahkemenin 2000/157 esas sayılı kamu davası ile birleştirilmiştir.
B) KOVUŞTURMA AŞAMALARI ve KESİNLEŞME:
a) Malatya 1 Nolu Devlet Güvenlik Mahkemesinin 28.05.2000 tarih, 2000/157 esas ve 2002/49 sayılı kararı ile hükümlülerin beraatine karar verilmiş, hükmün Cumhuriyet savcısı tarafından temyiz edilmesi nedeniyle dosya Dairemize gönderilmiştir.
Dairemizce yapılan inceleme sonucunda, 07.11.2002 tarih, 2002/1953 esas ve 2002/2137 sayılı karar ile “Sanıklar ..., ..., ....,...., ve ..... kolluk; ......in hazırlık ve hakim önündeki beyanları ile bu beyanları doğrulayan vahim nitelikte silah ve mühimmat ele geçirildiğine dair sanık ..... yer göstermesi iledüzenlenen tutanaklar ve 17.01.2000 tarihinde Hizbullah terör örgütüne yönelik Beykoz operasyonunda ele geçirilen kayıtlar ve tüm dosya kapsamı ile; Malatyalılar grubu-Müslüman Gençlik olarak tanımlanan örgütün, Anayasada belirtilen laik Türkiye Cumhuriyetini yıkarak tebliğ-cemaat-cihat aşamalarından oluşan stratejileri sonucu şer-i esaslara dayalı bir din devleti kurmak amacını taşıyan ‘silahlı çete konumuna ulaşmış bir terör örgütü’ niteliğinde bulunduğunun anlaşılmış olup,
Her bir sanığın hukuki durumunun iddia ve deliller çerçevesinde buna göre ayrı ayrı değerlendirilerek karar verilmesi gerektiği gözetilmeksizin, dosya içeriğine aykırı düşen gerekçelerle yazılı biçimde hüküm kurulması" gerekçeleriyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
b) Malatya 1 Nolu Devlet Güvenlik Mahkemesi tarafından 27.01.2004 tarih, 2002/92 esas ve 2004/6 sayılı kararı ile bu kez ... ve ...’un 765 sayılı TCK’nın 168/1, 3713 sayılı Kanunun 5 ve TCK’nın 59. maddeleri gereğince ayrı ayrı 18 yıl 9’ar ay ağır hapis cezası ile cezalandırılmalarına karar verilmiş, hükmün sanıklar müdafilerince temyiz edilmesi ve re"sen de temyize tabi olması nedeniyle dosya Dairemize gönderilmiştir.
Dairemizce yapılan inceleme sonucunda, 03.02.2005 tarih, 2004/8355 esas ve 2005/373 sayılı karar ile "Sanıklar ...,.... ve İsmet Kançura’nın temyiz aşamasında verdikleri dilekçeler ile 4959 sayılı topluma kazandırma yasasından yararlanma istekleri karşısında hukuki durumlarının buna göre yeniden takdir ve tayininde zorunluluk bulunması gerekçesi ile ve aralarındaki hukuki ve fiili irtibat nedeni ile tüm sanıklar hakkındaki hükmün bozulmasına " şeklindeki gerekçeyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
c) Malatya 3. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından Dairemizin bozma kararına uyularak 07.06.2007 tarih, 2005/26 esas ve 2007/56 sayılı kararı ile ... ve ...’un lehe olan 5237 sayılı TCK’nın 314/1, 3713 sayılı Kanunun 5 ve TCK’nın 62. maddeleri gereğince ayrı ayrı 12 yıl 6’şar ay hapis cezası ile cezalandırılmalarına karar verilmiş, hükmün sanıklar müdafilerince temyiz edilmesi üzerine dosya Dairemize gönderilmiştir.
Dairemizce yapılan inceleme sonucunda, 24.03.2008 tarih, 2008/729 esas ve 2008/2155 sayılı karar ile “Sanık ..."ün örgütün kurucusu, sanık ..."un ise askeri kanat sorumlusu olup; 5237 sayılı TCK’nın 314. maddesinde tanımlanan örgütün kurucusu ve yöneticisi konumunda oldukları, anılan Kanunun 220/5. maddesi hükmü karşısında örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenen örgüte ait silah ve patlayıcı maddeleri bulundurmak suçlarından ayrıca fail olarak cezalandırılmaları gerektiği de nazara alınarak lehe yasanın buna göre tespiti ile uygulanması gerekirken, değerlendirmede yanılgıya düşülerek yazılı şekilde hüküm tesisi aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
Bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda; toplanan deliller karar yerinde incelenip, sanıkların suçlarının sübutu kabul, olay niteliğine ve soruşturma sonuçlarına uygun şekilde vasfı tayin edilmiş, cezaları azaltıcı sebebin niteliği takdir kılınmış, savunmaları inandırıcı gerekçelerle reddedilmiş, incelenen dosyaya göre verilen hükümde aşağıdaki husus dışında bir isabetsizlik görülmemiş olduğundan, sanıklar müdafilerinin temyiz dilekçeleri ile duruşmalı inceleme sırasında ileri sürdükleri yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine ancak;
5237 sayılı TCK’nın 53/1. maddesinin (c) bendinde öngörülen hak yoksunluğunun, aynı Kanunun 53/3. maddesi hükmü uyarınca koşullu salıverme tarihine kadar olabileceğinin gözetilmemesi,
Kanuna aykırı olup hükmün bu nedenle BOZULMASINA, bu cihetin yeniden duruşma yapılmaksızın CMUK’nın 322. maddesine göre düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, hüküm fıkrasının 5237 sayılı TCK’nın 53/1. maddesinin uygulanması ile ilgili paragrafının sonuna "53/1. Maddesinin (c) bendindeki hakları kullanmaktan koşullu salıverme tarihine kadar yoksun bırakılmalarına" cümlesinin ilavesi suretiyle, eleştiri dışında sair yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA” denilmek suretiyle hüküm düzeltilerek onanmış ve böylece haklarındaki hüküm kesinleşmiştir.
2) YARGILAMA AŞAMASINDA EMNİYET GENEL MÜDÜRLÜĞÜNDEN ALINAN RAPOR:
Yargılama sırasında alınan ve dosya kapsamına uygun görülen Emniyet Genel Müdürlüğünün 20.10.2000 tarih ve 243236 sayılı raporuna göre;
Hükümlülerin de içinde bulunduğu grupla ilgili olarak; “Geçmiş dönemlerde, dini nitelikli konulara ilişkin tepkilerini kamuoyuna Müslüman Gençlik imzasıyla duyurdukları, türban, 8 yıllık kesintisiz eğitim gibi konularda özellikle de Malatya ve İstanbul illerindeki protesto gösterilerinde etkin olarak yer aldıkları ve İran ve Mısır kaynaklı radikal dini anlayışların grup üzerinde etkin olduğu bilinmektedir.
17 Ocak 2000 tarihinde İstanbul’da Hizbullah-İlim terör örgütüne yönelik yapılan operasyonda ele geçirilen örgütsel notlar ve yakalanan şahısların ifadelerinden;
Grubun askeri kanat oluşturma düşüncesinin ilk olarak 1990-1991 yıllarında gündeme geldiği, Grubun Siyasi Lideri ... ile Askeri Kanat Sorumlusu ... isimli şahsın, PKK terör örgütüyle ilerki dönemlerde bir problem olması durumunda ve grup mensubu sayısının artması sebebi ile silah temin hususlarında fikir alışverişinde bulundukları, 1992 yılında Kömürhan Köprüsü yakınlarında yapılan toplantıda ...’ün seçilen İcra Heyeti üyelerine silahlı kanat oluşturma fikrini belirttiği, İcra Heyetince ilk etapta askeri yapılanmaya geçilmemesi ancak ilerleyen dönemlerde ihtiyaç duyulacağı düşüncesinden hareketle silah alımına onay verildiği,Bu tarihten sonra ... isimli şahsın askeri kanat sorumlusu olarak direkt Siyasi Lider olan ...’e bağlı hareket ettiği, ...’ün ...’a silah temini için değişik zamanlarda nakit para verdiği, ...’un da temin etmiş olduğu silahlarla ilgili ...’e zaman zaman bilgi aktardığı,
...’un başkanlığında, askeri kanatta faaliyet gösterecek (12) şahsın seçilerek ilk aşamada uzak doğu dövüş sporları eğitimi verildiği, daha sonra örgüt evlerinde toplanan askeri kanat üyelerine silah söküp takma, silahı emniyetli kullanma, teorik atış eğitimi verildiği, kazanılan teorik bilgilerin pratiğe aktarılması için Tekirdağ ili Saray ilçesi Kızıköy yakınlarında bulunan sahilde, program dahilinde araziye uyum, dayanıklılık, tabanca ile atış eğitimi gibi faaliyetleri içeren kamp düzenlendiği,
1994 yılında Askeri Kanat Sorumlusu ... ile ...’ün yaptığı görüşmede silah alımının durdurulması kararının alındığı ve o ana kadar alınan silahların muhafazasından ...’un sorumlu tutulduğu,
1996 yılında ... tarafından, mevcut silahların ...’e gönderilerek Malatya ilinde bir çiftlik arazisine gömüldüğü ve 1997 yılında Askeri Kanadının tasfiyesine gidildiğinin iddia edildiği, yine aynı ifadeler ve örgütsel notlardan;
Örgütün Siyasi Lideri ...’ün ..... ile ilk olarak 1981 veya 1982 yılında Malatya ilinde görüşme yaptığı, bu görüşmede .....’nun “PKK’nın Doğu ve Güneydoğu’da geliştiği ve önlem alınmazsa ileride sorun olacağı” şeklinde değerlendirmede bulunduğu, 1992 yılı içerisinde Hizbullah-İlim grubuna mensup şahıslarla üç defa görüşme yaptıkları, ...’ün de katıldığı bu görüşmelerde bölgedeki gelişmeler değerlendirilerek birleşme temelinde fikir alış verişinde bulundukları, İlim grubu temsilcilerinin yardım istemesi üzerine 22.000.000.TL. nakdi yardımda bulundukları, örgüt mensuplarının 1993-1994 yıllarında, Hizbullah terör örgütü İlim ve Menzil grupları arasında meydana gelen çatışmaların durdurulması amacı ile hakemlik yaptıkları, bu bağlamda ... ile Genel Şura üyesi M......’ın Menzil Grubu lideri.... ile bizzat, ayrıca İlim Grubu ileri gelenleri ile de görüşmelerde bulundukları, İlim grubunun birleşme teklifinde bulunduğu fakat bu konuda herhangi bir sonuca varılamadığı tespit edilmiştir.
... Gruba yönelik ülke genelinde 27.09.2000 günü başlatılan planlı operasyonlar sonucu (311) şahıs yakalanmış, (51)’i tutuklanmıştır. Operasyonlarda (5) adet kaleşnikof marka silah, (1) adet MP-5 marka silah, (14) adet tabanca, (3) adet taarruz tipi el bombası, (3) adet savunma tipi el bombası, (8) adet el bombası ateşleme mekanizması, (11) adet av tüfeği, (39) adet dinamit lokumu, (30) metre katran izoleli saniyeli fitil, (5976) adet çeşitli çap ve marka mermi, (25) adet çeşitli çap ve markalarda silahlara ait şarjör, (40) adet elektrikli infilak kapsülü, (2) adet normal kapsül, (5) adet sprey cs gaz, (1) adet projektörlü gece görüş dürbünü, (2) adet gece görüş dürbünü, (1) adet gece görüş dürbün bataryası, (1) adet gece görüş dürbün projektör lambası, (1) adet gece görüş dürbünü pil bataryası, (1) adet askeri pusula, bol miktarda bomba yapımında kullanılan elektronik malzeme ile bir miktar kimyasal toz madde elde edilmiştir.
Gruba mensup şahısların ev ve işyerlerinde yapılan aramalarda, özellikle Hizbullah terör örgütünün düşünsel alt yapısını oluşturan ..... gibi radikal yazarların kitapları ve İBDA/C terör örgütünün yayınları, Arap harfleri ile yazılmış siyasal İslam temalı cümlelerin yazılı bulunduğu bezler dikkati çekmiştir.
Yakalanan şahısların yapılan sorgulamaları sonucu; Mevcut anayasal sistemin İslami düşünce bağlamında ideal bir yapı olmadığı, bundan dolayı yerine şer’i esaslara dayalı bir devletin kurulması düşüncesinden hareketle, özellikle tebliğ faaliyeti olarak adlandırılan taban kazanma çalışmalarının yoğunlaştırıldığı ve bu amaçla açılan öğrenci evlerinde dini konularda çeşitli eğitimler verildiği tespit edilmiştir.
Grubun günümüze kadar kayıtlarımıza intikal eden herhangi bir silahlı eylemi bulunmamakla birlikte mevcut Anayasal düzenin yıkılarak, yerine şer’i esaslara dayalı "teokratik bir devlet kurmak amacı ile, siyasi ve dini lider, icra heyeti, askeri kanat sorumlusu, il sorumlusu, il Şurası, okul sorumluları, esnaf sorumluları şeklinde ideolojik bir örgütlenmeye gidildiği, oluşturulan askeri kanat sorumluluk alanında sorumluluk verilmesi düşünülen elemanların tespitinin yapılarak askeri eğitim verildiği, temin edilen çok sayıda silah ve malzemenin üst yönetimin kontrolünde (gerektiğinde kullanılmak amacıyla) gizlenmek suretiyle bekletilmesi gibi doneler ışığında; Malatyalılar-Şafak-Değişim grubunun 3713 sayılı Kanun kapsamında silahlı bir terör örgütü olduğu değerlendirilmektedir.”
Denilmek suretiyle söz konusu grubun, mevcut rejimi yıkarak yerine şer’i esaslara dayalı bir İslam devleti kurmak amacıyla kurulmuş, siyasi liderliğini ..., askeri kanat liderliğini de ...’un yaptığı Anayasal düzene karşı yapılanmış silahlı bir terör örgütü olduğu anlaşılmıştır.
Nitekim yukarıda da belirtildiği üzere Dairemizin 07.11.2002 tarih, 2002/1953 esas ve 2002/2137 sayılı bozma kararında Malatyalılar grubu-Müslüman Gençlik olarak tanımlanan örgütün, Anayasada belirtilen laik Türkiye Cumhuriyetini yıkarak tebliğ-cemaat-cihat aşamalarından oluşan stratejileri sonucu şer-i esaslara dayalı bir din devleti kurmak amacını taşıyan “silahlı çete konumuna ulaşmış bir terör örgütü” niteliğinde bulunduğu kabul edilmiş, yine Dairemizin 24.03.2008 tarih, 2008/729 esas ve 2008/2155 sayılı onama kararında da ..."ün örgütün kurucusu, ..."un ise askeri kanat sorumlusu olup; 5237 sayılı TCK’nın 314. maddesinde tanımlanan örgütün kurucusu ve yöneticisi konumunda oldukları tespiti yapılmıştır.
3) YARGILAMANIN YENİLENMESİ TALEBİ ve DAYANAKLARI:
Hükmün infazı sırasında hükümlüler müdafileri tarafından Malatya 3. Ağır Ceza Mahkemesine verilen 10.12.2012 havale tarihli yargılamanın yenilenmesi talepli dilekçelerinde; müvekkillerinin kesinleşen mahkumiyetleri ile ilgili olarak darbe döneminin etkisiyle hukuka aykırı delillerle cezalandırıldıklarını, ortaya çıkan yeni delillerin mahkumiyete dayanak yapılan delillerden farklılık arz ettiğini, dilekçe ekinde sundukları Emniyet Genel Müdürlüğünün 30.11.2012 tarihli yazısı, TBMM Ülkemizde Demokrasiye Müdahale Eden Tüm Darbe ve Muhtıralar İle Demokrasiyi İşlevsiz Kılan Diğer Bütün Girişim ve Süreçlerin Tüm Boyutları İle Araştırılarak Alınması Gereken Önlemlerin Belirlenmesi Amacıyla Kurulan Meclis Araştırma Komisyonu Raporu, Komisyon Başkanının beyanları ve gazete haberlerinin müvekkilleri lehine yeni bir durum ortaya koyduğunu belirterek yargılamanın yenilenmesi, mahkumiyet kararlarının ortadan kaldırılması, haklarındaki cezanın infazının geri bırakılması ve durdurulması talep edilmiştir.
4) HÜKÜMLÜLER MÜDAFİLERİNİN BAŞVURUSU ÜZERİNE TBMM TARAFINDAN EMNİYET GENEL MÜDÜRLÜĞÜNDEN TALEP EDİLEN BİLGİ NOTU:
Hükümlüler müdafilerinin başvurusu üzerine TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Başkanlığı tarafından talep edilen ve Emniyet Genel Müdürlüğünce hazırlanan 30.11.2012 tarih ve 218242 sayılı bilgi notuna göre;
“…………
Değişim-Şafak (Malatyalılar) Grubu ile ilgili olarak kayıtlarımızda yapılan incelemede;
1- Adı geçen grubun günümüze kadar silahlı bir eyleminin bulunmadığı,
2- Ayrıca kayıtlarımızda bu grubun cebir ve şiddet kullanarak bir eylem gerçekleştirdiğine dair bir bilginin bulunmadığı,
3- Bu bağlamda adı geçen grubun cebir ve şiddet kullanarak bir eylem gerçekleştirdiğine ve silahlı bir eylemde bulunduğuna dair bir bilgi ve belgeye rastlanılmadığından 2006 yılında TMK"da yapılan değişikliğe göre TMK kapsamında verilecek kararın bağımsız Türk Mahkemelerince verilebileceği hususunu;
Bilgilerinize arz ederim.”
Denilmektedir.
5) MAHKEMECE VERİLEN TALEBİN KABULE DEĞER GÖRÜLMEMESİNE İLİŞKİN KARAR ve GEREKÇELERİ:
Malatya 3. Ağır Ceza Mahkemesi 19.03.2013 tarih ve 2013/22 değişik iş sayılı kararıyla;
“Hükümlüler müdafileri yargılamanın yenilenmesi istemine dayanak ve yeni delil olarak ileri sürdükleri birinci husus Emniyet Genel Müdürlüğünün 30.11.2012 tarihli cevabi yazısını göstermişlerdir. Hükümlüler müdafiinin TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Başkanlığına hükümlülerle ilgili Emniyet Genel Müdürlüğünden bazı hususların sorulması talebi üzerine adı geçen komisyon tarafından 02.10.2012 tarihli yazı ile; adı geçen grubun günümüze kadar silahlı bir eylemi bulunup bulunmadığı, ayrıca kayıtlarda bu grubun cebir ve şiddet kullanarak bir eylem gerçekleştirdiğine dair bir bilginin bulunup bulunmadığı, 2006 yılında TMK"da yapılan değişikliğe göre TMK kapsamında verilecek karar ile ilgili sorulması üzerine; Emniyet Genel Müdürlüğünün 30.11.2012 tarihli cevabı yazısında; adı geçen grubun günümüze kadar silahlı bir eyleminin bulunmadığı, kayıtlarda grubun cebir ve şiddet kullanarak bir eylem gerçekleştirdiğine dair bir bilginin bulunmadığı ve 2006"da TMK"da yapılan değişikliğe göre TMK kapsamında verilecek kararın bağımsız Türk Mahkemelerince verilebileceği şeklinde cevap verildiği görülmüştür. Bu husus ve cevabi yazı yeni delil gibi ileri sürülmüş ise de; Malatya 1 Nolu DGM tarafından yapılan yargılamada Emniyet Genel Müdürlüğünün 20.10.2000 tarih ve 7104 sayılı yazıları ile 26.04.2001 tarih ve 2337 sayılı yazıları içeriği yukarda gösterilmiş olup; örgütle ilgili ayrıntılı anlatımdan sonra (yukarıda mevcut) ileri sürülen konu ile ilgili kısmında "……..Grubun günümüze kadar kayıtlarımıza intikal eden herhangi bir silahlı eylemi bulunmamakla birlikte mevcut Anayasal düzenin yıkılarak, yerine şer"i esaslara dayalı teokratik bir devlet kurmak amacı ile siyasi ve dini lider, icra heyeti, askeri kanat sorumlusu, il sorumlusu, il şurası, okul sorumluları, esnaf sorumluları şeklinde ideolojik bir örgütlenmeye gidildiği, oluşturulan askeri kanat sorumluluk alanında sorumluluk verilmesi düşünülen elemanların tespitinin yapılarak askeri eğitim verildiği, temin edilen çok sayıda silah ve malzemenin üst yönetimin kontrolünde (gerektiğinde kullanılmak amacıyla) gizlenmek suretiyle bekletilmesi gibi doneler ışığında; Malatyalılar- Değişim- Şafak grubunun 3713 Sayılı Kanun kapsamında silahlı bir terör örgütü olduğu değerlendirilmektedir.] şeklindeki soruşturma ve yargılama aşamasındaki cevabi yazı ve bilgi notu ve değerlendirmeden anlaşılacağı üzere ileri sürülen ve ibraz edilen yazının yeni delil ve değerlendirilmesi gereken bir vakıa olmadığı tartışmaya mahal bırakmayacak kadar açıktır. Dolayısıyla yargılama aşamasında yapılan değerlendirmedeki durumdan farklı yeni bir durumun ortaya çıkmadığı, bu bakımdan bu yazının yeni delil olarak ele alınamayacağı gibi yargılamanın yenilenmesi sebebi de sayılamayacağı, hükümlüler bakımından yenilik doğurucu ve sonucu değiştirecek hiçbir etkisinin olmadığı anlaşılmıştır.
Yine 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanununda değişiklik yapıldığı, dolayısıyla yapılan bu değişiklikle getirilen yeni düzenleme ve değişikliğin gerekçesine göre hükümlülerin eylemlerinin yasal değişiklik kapsamında ele alınması, bu değişikliğin de hükümlüler lehine olduğu, yeni düzenlemeye göre eylemlerinin suç teşkil etmeyeceği belirtilmiş ve iddia edilmiş ise de; söz konusu değişiklik 29/06/2006 kabul tarihli, 18/07/2006 tarih ve 26232 sayılı R.G.de yayımlanan 5532 Sayılı Kanunun 17. maddesi ile 3713 sayılı Kanunda terörün tanımını yapan bu yasanın 1. maddesinin 2. ve 3. fıkralarını yürürlükten kaldırmıştır. 3713 SY"nın 1. maddesi 1. fıkrası; "Terör; cebir ve şiddet kullanarak; baskı, korkutma, yıldırma, sindirme veya tehdit yöntemlerinden biriyle, Anayasada belirtilen Cumhuriyetin niteliklerini, siyasi, hukuki, sosyal, laik, ekonomik düzeni değiştirmek, Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü bozmak, Türk Devletinin ve Cumhuriyetin varlığını tehlikeye düşürmek, Devlet otoritesini zaafa uğratmak veya yıkmak veya ele geçirmek, temel hak ve hürriyetleri yok etmek, Devletin iç ve dış güvenliğini, kamu düzenini veya genel sağlığı bozmak amacıyla bir örgüte mensup kişi veya kişiler tarafından girişilecek her türlü suç teşkil eden eylemlerdir." şeklinde düzenlemedir. 2006 yılında bahsedilen değişiklikle bu düzenlemede herhangi bir değişiklik yapılmadığı gibi 2003 yılında; 15/07/2003 kabul tarihli, 19/07/2003 tarih ve 25173 sayılı R.G.de yayımlanan 4928 Sayılı Kanunun 20. maddesi ile değiştirilen 1. ve 2. fıkrada; "Terör; baskı, cebir ve şiddet, korkutma, yıldırma, sindirme veya tehdit yöntemlerinden biriyle, Anayasada belirtilen Cumhuriyetin niteliklerini, siyasi, hukuki, sosyal, laik, ekonomik düzenini değiştirmek, Devletin ülkesi ve milleti ile bölünmez bütünlüğünü bozmak, Türk Devletinin ve Cumhuriyetinin varlığını tehlikeye düşürmek, devlet otoritesini zaafa uğratmak veya yıkmak veya ele geçirmek, temel hak ve hürriyetleri yok etmek, Devletin iç ve dış güvenliğini, kamu düzenini veya genel sağlığı bozmak amacıyla bir örgüte mensup kişi veya kişiler tarafından girişilecek her türlü eylemlerdir.
Bu Kanunda yazılı olan örgüt, iki veya daha fazla kimsenin aynı amaç etrafında birleşmesiyle meydana gelmiş sayılır." şeklindedir. Dolayısıyla 2003 yılında yapılan değişiklikten sonra yargılama devam etmiş ve karar bu değişiklikten sonra verilerek bu değişiklik göz önüne alınmıştır. Yine 2006 yılındaki değişiklikten sonra da; verilen mahkumiyet kararını etkileyecek yeni bir değişiklik olmadığı gibi temyiz incelemesinin; yukarda bahsedildiği üzere hükümlüler hakkında Malatya 3. Ağır Ceza Mahkemesinin (CMK.250.madde ile görevli) 2005/26 Esas, 06/06/2007 Tarih ve 2007/56 Karar sayılı kararının temyiz incelemesinin Yargıtay 9.Ceza Dairesi"nin 24/03/2008 Tarih ve 2008/729-255 E-K sayılı kararı ile yapıldığı, bu haliyle yasa değişikliği ve yeni düzenlemenin de göz önüne alınıp değerlendirilmesi yapılmış olduğundan, bu husustaki talep ve iddianın da yersiz olduğu anlaşılmıştır.
Yine hükümlüler müdafileri yargılamanın yenilenmesi sebebi olarak, yeni delil olarak ileri sürdükleri Balyoz Darbe Planı olarak belirtilen yargılamada ele geçirilen belgelerde tutuklanacaklar arasında ...’ün isminin de geçtiğinden bahisle daha önce yapılan yargılamanın belli bir zihniyetin ürünü olduğu gerekçesiyle iade-i muhakeme istenmiş ise de, söz konusu darbe planı diye bahsedilen belge ve evraklarda daha önce yargılanan veya yargılanmayan onlarca kişinin isminin geçtiği, bu hususun hükümlüler bakımından dosyadaki deliller ile birlikte ele alındığında önceki hükmü değiştirecek yargılamanın yenilenmesi nedeni sayılmasını gerektirecek nitelikte olmadığı, hükmü değiştirecek bir vasfının olmadığı, darbe planladığı iddia edilen şahısların kendilerine göre bertaraf edilmesi gereken şahıslar olarak liste oluşturmuş olabilecekleri, bu şahısların bu şekildeki tercihlerinin yeni delil sayılamayacağı açıktır.
Yine TBMM Darbeleri Araştırma Komisyonu Başkanı tarafından basına verilen demeç ve beyanatların buna ilişkin gazete haber ve kupürlerinin hükümlülerin yeniden yargılanmasını gerektirdiğinden bahisle yeni delil olarak ileri sürülmüş ise de; söz konusu komisyon başkanının yapmış olduğu basın açıklaması ve beyanatların tamamen hükümlüler ile ilgili kendi indinde oluşan görüş ve kanaatlerden ibaret beyanlar olduğu, dolayısıyla aynı komisyonda bir başka milletvekilinin veya görevli bir şahsın başka bir kanaat taşıması haliyle mümkün olabilmektedir. Yargılamayla ilgisi olmayan yargılama dışındaki başka mevzu ile yapılan çalışmada görevli şahısların kanaatlerinin yeni delil olamayacağı ve bunların da CMK’nın 311/1-e maddesi anlamında yeni delil sayılamayacağı, dolayısıyla ileri sürülen bu iddianın ve gazete haberlerinin de yargılamanın yenilenmesine esas alınamayacağı, yeni olay ve delil kapsamında değerlendirilemeyeceği tartışmasız bir şekilde açıktır.
Talep dilekçesinde soruşturma aşamasında baskı altında ifade alındığı gibi beyan ve iddiaların da olduğu görülmüş ise de; dosya içeriğinden ve yukarıdaki anlatımlardan görüleceği üzere; sanıkların iddia edilen hususları yargılama aşamasında da ileri sürdükleri, sanıkların bir kısmının emniyet ve aşama beyanlarını C.Savcısı ve hakim önünde de beyan ettikleri ve tekrarladıkları anlaşılmıştır.
Dolayısıyla; hükümlüler müdafilerince dosyaya sunulan talep ve eklerindeki iddia, belge ve bilgilerin yargılama aşamasında dosyada yer almayan kanıtlar olmadığı, bunların tek başına veya önceki delillerle birlikte ele alındığında beraat veya daha hafif bir cezayı gerektirecek bir durum ortaya çıkarmadığı, ileri sürülen hususların ve belgelerin CMK’nın 311/1-e madde ve fıkrası anlamında ve kapsamında hükümlü lehine yargılanmasının yenilenmesini gerektir yeni delil sayılamayacağı”
Şeklindeki gerekçeyle hükümlüler müdafilerinin yargılamanın yenilenmesi istemlerinin kabule değer olmadığından reddine karar verilmiştir.
6) KARAR:
Hukuksal güvenlik ve sosyal hayatın bir düzen içerisinde sürdürülmesi kesin hükmün otoritesini zorunlu kılar. Buna bağlı olarak, kesin hükümle birlikte dava konusu olaya ilişkin maddi gerçeğe ulaşıldığı ve hukuksal sorunun esastan çözüldüğü kabul edilir. Yargılamanın yenilenmesi kanun yolu, kesin hükmün otoritesine yönelen olağanüstü kanun yollarından biri olup Yasakoyucu tarafından şekil ve içeriğe dair çok sıkı koşullara bağlanmıştır. Bunlardan CMK’nın 311/1-e maddesinde gösterilen “yeni delil veya yeni olayın ortaya konulması” koşulu, kesin hükmün otoritesi ve kanun yolunun amacı birlikte nazara alınarak değerlendirilmelidir.
Bu bağlamda; ortaya konulacak olan “yeni delil veya yeni olay”ın, Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 11.03.2014 tarih, 2012/909 esas ve 2014/121 sayılı kararında da belirtildiği üzere mahkemede daha önce doğrudan veya dolaylı biçimde ileri sürülmemiş, mahkemenin tamamen bilgisi dışında kalmış şekilde yeni, kesin hükmün otoritesini ortadan kaldırmaya yetecek ve Mahkemeyi önceki hükmü değiştirmeye sevk edecek ölçüde ciddi ve yalnız başına veya önceden sunulan delillerle birlikte göz önüne alındığında hükümlünün beraatını veya daha hafif bir cezayı içeren kanun hükmünün uygulanması ile mahkum edilmesini gerektirecek içerikte olması zorunludur.
Ceza muhakemesinin, kanun yollarının ve özellikle de yargılamanın iadesi kanun yolunun amacı karşısında, bu nitelikleri taşımayan talepler kabule değer görülmeyecektir.
Dosya kapsamına göre;
Hükümlüler müdafilerinin kanun yararına bozma taleplerinin dayanağı olarak “yeni delil veya yeni olay” olarak ileri sürdükleri olguların bu nitelikleri taşımadığı ve ilk derece Mahkemesince yapılan değerlendirme ve gösterilen gerekçede hukuka aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla;
Diyarbakır 7. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 10.04.2013 tarih, 2013/77 değişik iş sayılı kararı usul ve kanuna uygun olup, kanun yararına bozma talebine dayanılarak düzenlenen tebliğnamedeki bozma isteği incelenen dosya kapsamına nazaran bu gerekçelerle yerinde görülmediğinden REDDİNE, dosyanın gereği için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 26.06.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Bu alandan sadece bu kararla ilintili POST üretebilirsiniz. Bu karardan bağımsız tamamen kendinize özel POST üretmek için TIKLAYINIZ
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.