16. Hukuk Dairesi 2016/9499 E. , 2019/5183 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sonucunda ... İlçesi ... Köyü çalışma alanında bulunan 101 ada 16 parsel sayılı ve 33.250,96 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olduğu belirtilerek ... adına tespit edilmiştir. Davacı ..., miras yoluyla gelen hakka ve satın almaya dayanarak çekişmeli taşınmazın bir bölümü hakkında tapu iptali ve tescil istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda, davanın kabulüne; fen bilirkişisinin raporuna ekli krokisinde (16/A) ile gösterilen 4.294,38 metrekarelik kısmın iptali ile davacı adına tapuya kayıt ve tesciline, (16/B) ile gösterilen 28.435,23 metrekarelik kısmın ve (16/C) ile gösterilen 521,35 metrekarelik kısma ayrı ayrı son parsel numarası verilerek ... üzerinde bırakılmasına karar verilmiş; hüküm, davalı ... temsilcisi tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, çekişmeli taşınmaz bölümü üzerinde davacı yararına Kadastro Kanunu"nun 14. maddesindeki şartlar oluştuğu gerekçesiyle yazılı şekilde karar verilmiş ise de; yapılan araştırma, inceleme ve uygulama hüküm için yeterli bulunmamaktadır. Şöyle ki, keşifte dinlenen yerel bilirkişiler, dava konusu taşınmazın davacının kayınbabasından kaldığını, üzerindeki ağaçların 15-20 yıl önce dikildiğini, kendisinden önce ise kayınbabası tarafından harman yeri olarak kullanıldığını beyan etmişler; fen bilirkişisi ... tarafından incelenen 1992 ve 2005 yılına ait hava fotoğraflarında, dava konusu taşınmazların küçük bitki örtüsü ile kaplı olduğu, 2010 yılına ait hava fotoğrafında ise, şu anki fiziksel özellikleri ile aynı olduğu ve üzerindeki ağaçların görüldüğü beyan edilmiştir. Bu haliyle, keşifte dinlenen mahalli bilirkişilerin beyanları hava fotoğrafları çelişmekte olup, mahkemece bu çelişki giderilmediği gibi, zilyetlik süresini belirleme yönünden son derece yetersiz ve soyut nitelikteki mahalli bilirkişi beyanları ile ziraat bilirkişisi raporuna itibar edilerek karar verilmiştir. Bu şekilde eksik araştırma ve incelemeye dayalı olarak hüküm verilemez.
Hal böyle olunca, doğru sonuca ulaşılabilmesi için mahkemece öncelikle, kadastro tespit tarihi olan 2002 yılından 15-20-25 yıl öncesine ait dava konusu taşınmazın bulunduğu yere ilişkin stereoskopik hava fotoğrafları Harita Genel Komutanlığından tarihleri açıkça yazılmak suretiyle istenilerek dosya arasına konulmalı, bundan sonra, mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişiler ve taraf tanıkları ile jeodezi ve fotogrametri mühendisi, fen bilirkişisi ve 3 ziraat mühendisinden oluşacak bilirkişi heyetinin katılımıyla yeniden keşif yapılmalı ve yapılacak bu keşifte dinlenilecek yerel bilirkişiler ve taraf tanıklarından, temyize konu taşınmaz bölümünün öncesinin ne olduğu, zilyetlikle iktisaba elverişli yerlerden olup olmadığı, taşınmaz üzerinde sürdürülen zilyetlik bulunup bulunmadığı, varsa kim tarafından, hangi tarihte ve ne zaman zilyetliğine başlanıldığı, zilyetliğin sürdürülüş biçimi, kimden kime ve nasıl intikal ettiği, devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olduğunun anlaşılması halinde, imar-ihyaya konu edilip edilmediği, imar-ihyaya konu edilmiş ise ihyanın hangi tarihte başlayıp ne zaman bitirildiği etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı, beyanları arasındaki çelişkiler gerektiğinde yüzleştirme yapılmak suretiyle giderilmeye çalışılmalı; jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişiye dosyaya celp edilen stereoskopik çift hava fotoğraflarının stereoskop aletiyle incelemesi yaptırılmak ve bu inceleme sırasında temin edilebilen en eski tarihli uydu fotoğraflarından da yararlanılmak suretiyle çekişmeli taşınmaz bölümünün önceki ve şimdiki niteliğinin, arazinin ekonomik amacına uygun olarak tarım arazisi niteliğiyle zilyetliğine ne zaman başlanıldığının, varsa imar-ihya çalışmalarının tamamlanma tarihinin, zilyetliğin sürdürülüş şekli ve süresinin belirlenmesine çalışılmalı; ziraat mühendisi bilirkişi kurulundan, çekişmeli taşınmaz bölümü üzerinde ekonomik amaca uygun zilyetlik bulunup bulunmadığı, ekonomik amaca uygun zilyetlik varsa hangi tarihten beri ve hangi tasarruflar ile sürdürüldüğü, çekişmeli taşınmaz bölümü ile taşınmazın diğer bölümü arasında toprak yapısı ve niteliği hususunda fark bulunup bulunmadığı hususlarını irdeleyen, çekişmeli taşınmazın niteliğini, kullanım durumunu ve zilyetlik süresini kesin olarak belirleyen ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı ve taşınmazın hangi bölümüne ait olduğuna dair gerekli açıklama da yapılmak suretiyle dava konusu taşınmazın tüm yönlerinden çekilmiş fotoğraflarının rapora eklenmesi istenilmeli; fen bilirkişisine keşfi takibe imkan verir ayrıntılı rapor ve kroki düzenlettirilmeli ve bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek zilyetlikle kazanım koşullarının davacı lehine oluşup oluşmadığı kesin olarak belirlenip sonucuna göre bir karar verilmelidir. Mahkemece bu yönler göz ardı edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, davalı Hazinenin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulüyle hükmün BOZULMASINA, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 16.09.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.