Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2016/17113 Esas 2017/6250 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
19. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/17113
Karar No: 2017/6250
Karar Tarihi: 25.09.2017

Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2016/17113 Esas 2017/6250 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Davalı, müvekkilinden satın aldığı malzemelerin bedelini ödemediği için dava açılmıştır. Davacı, önce 4.000,00 Euro tahsil etmek istemiş, daha sonra talebi 37.868 Euro olarak değiştirmiştir. Birleşen dava ise müvekkilinin işe başlayamaması nedeniyle davalıya teminat senedi verdiği ancak davalının senedi tahrif ettiği için icra takibi başlattığını ileri sürer ve müvekkilinin borcu olmadığının tespitine ve %40 oranında tazminata hükmedilmesini talep eder.
Mahkeme, davalının davacıya 30.963,78 TL borçlu olduğu kabul edilerek asıl davada karar verilirken, birleşen dava için de davalıya mahkumiyet kararı verilmiştir. Ancak, davacının senet nedeniyle borçlu olmadığının tespitine karar verilirken, tazminat talebi reddedilmiştir.
Kararda geçen kanun maddeleri: Ticaret Mahkemesi Kanunu Madde 4, Hukuk Muhakemeleri Kanunu Madde 299, Türk Borçlar Kanunu Madde 103, 109.
19. Hukuk Dairesi         2016/17113 E.  ,  2017/6250 K.

    "İçtihat Metni"


    MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

    Taraflar arasındaki asıl alacak ve birleşen menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı asıl ve birleşen davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

    - K A R A R -

    Davacı vekili asıl davada, davalı ile müvekkili arasında satış sözleşmesi akdedildiğini, davalının müvekkilinden satın aldığı malzemelerin teslim edilmesine rağmen davalının vadelere uymadığını, keşide edilen ihtarnameye rağmen borcunu ödemediğini ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 4.000,00 Euro’nun temerrüt tarihinden itibaren en yüksek faiz oranı ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, 14.11.2013 tarihli dilekçesi ile, talep sonucunu 37.868 Euro olarak ıslah etmiştir, birleşen davada ise müvekkilinin sözleşmede kararlaştırılan süre de mal teslimine başlayamadığı için davalıya teminat senedi verdiğini, davalının bu senedi tahrif ederek icra takibi başlattığını ileri sürerek, müvekkilinin icra takibi nedeniyle davalıya borçlu olmadığının tespitine ve %40 oranında tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili asıl ve birleşen davada, müvekkilinin davalıdan satın aldığı malzemelerin karşılığını ödediğini, davacının edimini tam olarak yerine getirmediğini, müvekkilinin yaptığı evlerin compack laminant işini davacının kardeş firması olan dava dışı... firmasının yüklendiğini ve gerekli malzemeleri davacı şirketten sağladığını, tek şirket gibi çalıştıklarını, müvekkilinin davacıdan ileride doğacak zararlar için senet aldığını, dava dışı ... firmasının yüklendiği işi yerine getirmeyince müvekkilinin zararının doğduğunu ve senedi icraya koyduğunu belirterek, davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporlarına göre, asıl dava yönünden ıslah edilen miktar da dikkate alınarak davalının davacıya 30.963,78 TL yönünden alacaklı olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne, birleşen dava yönünden ise davalı şirket yöneticileri hakkında dava konusu senet nedeniyle resmi belgede sahtecilik suçu nedeniyle mahkumiyet kararı verildiği, bilirkişi raporlarıyla belirlenen alacağın likit olmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne, davacının senet nedeniyle borçlu olmadığının tespitine, davacının tazminat talebinin reddine karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
    (1)Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacı vekilinin tüm, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine,
    (2) Asıl dava kısmen kabul edilmiş olup, reddedilen kısım üzerinden davalı yararına nispi oranda vekalet ücretine karar verilmesi gerekirken bu yönde bir karar verilmemesi doğru olmamış, mahkeme kararının bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ : Yukarıda (1) no’lu bent uyarınca davacı vekilinin tüm ve davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) no’lu bent uyarınca hükmün davalı yararına BOZULMASINA, peşin harçların istek halinde iadesine, 25/09/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.