Abaküs Yazılım
10. Daire
Esas No: 2022/2495
Karar No: 2022/2840
Karar Tarihi: 26.05.2022

Danıştay 10. Daire 2022/2495 Esas 2022/2840 Karar Sayılı İlamı

Danıştay 10. Daire Başkanlığı         2022/2495 E.  ,  2022/2840 K.

    "İçtihat Metni"

    T.C.
    D A N I Ş T A Y
    ONUNCU DAİRE
    Esas No : 2022/2495
    Karar No : 2022/2840


    KARARIN DÜZELTİLMESİNİ
    İSTEYEN (DAVACI) : …

    KARŞI TARAF (DAVALILAR) : 1- … Bakanlığı / ANKARA
    VEKİLİ : Av. …
    2- … Bakanlığı / ANKARA
    VEKİLİ : Hukuk Müşaviri …
    3- … Bakanlığı / ANKARA
    VEKİLİ : 1. Hukuk Müşaviri Yrd. …

    İSTEMİN ÖZETİ : Danıştay Onuncu Dairesince verilen 09/06/2021 tarih ve E:2021/1142, K:2021/3188 sayılı kararın, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 54. maddesi uyarınca düzeltilmesine karar verilmesi istenilmektedir.

    SAVUNMALARIN_ÖZETİ : Davalı idareler tarafından, kararın düzeltilmesi isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.

    DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : …
    DÜŞÜNCESİ : Karar düzeltme isteminin ehliyet yönünden reddi gerektiği düşünülmektedir.

    TÜRK MİLLETİ ADINA

    Karar veren Danıştay Onuncu Dairesince, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 14. maddesi uyarınca Tetkik Hakiminin raporu ve sözlü açıklamaları dinlendikten sonra gereği görüşüldü:
    Dava, davacı tarafından, davalı idarelerin ağır hizmet kusuru bulunduğundan bahisle 20.000.000.000,00 TL manevi ve 1,00 TL maddi tazminat ödenmesine karar verilmesi istemiyle açılmıştır.
    ... İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla davanın ehliyet yönünden reddine karar verilmiştir.
    Mahkeme kararına karşı yapılan temyiz başvurusu sonucunda, Dairemizin 09/06/2021 tarih ve E:2021/1142, K:2021/3188 sayılı kararıyla, kısıtlı olan davacının dava açma ehliyeti bulunmadığından temyiz yoluna başvurma ehliyetinin de bulunmadığı gerekçesiyle temyiz isteminin ehliyet yönünden reddine karar verilmiştir.
    Davacı tarafından, Dairemizin 09/06/2021 tarih ve E:2021/1142, K:2021/3188 sayılı kararının düzeltilmesi istenilmektedir.
    2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 14. maddesinde; dilekçelerin görev ve yetki, idari merci tecavüzü, ehliyet, idari davaya konu olabilecek kesin ve yürütülmesi gereken bir işlem olup olmadığı, süre aşımı, husumet ve Kanun'un 3 ve 5. maddelerine uygun olup olmadıkları yönlerinden sırasıyla inceleneceği, 15. maddesinde ise; ehliyet yönünden kanuna aykırılık görülürse davanın reddine karar verileceği kurala bağlanmıştır.
    Öte yandan, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun "Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu ile Vergi Usul Kanununun uygulanacağı haller" başlıklı 31. maddesinde, "Bu Kanunda hüküm bulunmayan hususlarda; hakimin davaya bakmaktan memnuiyeti ve reddi, ehliyet, üçüncü şahısların davaya katılması, davanın ihbarı, tarafların vekilleri, feragat ve kabul, teminat, mukabil dava, bilirkişi, keşif, delillerin tespiti, yargılama giderleri, adli yardım hallerinde ve duruşma sırasında tarafların mahkemenin sukünunu ve inzibatını bozacak hareketlerine karşı yapılacak işlemler, elektronik işlemler ile ses ve görüntü nakledilmesi yoluyla duruşma icrasında Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu hükümleri uygulanır." hükmüne yer verilmiş; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun "Taraf ehliyeti" başlıklı 50. maddesinde, "Medenî haklardan yararlanma ehliyetine sahip olan, davada taraf ehliyetine de sahiptir."; "Dava ehliyeti" başlıklı 51. maddesinde, "Dava ehliyeti, medenî hakları kullanma ehliyetine göre belirlenir."; "Davada kanuni temsil" başlıklı 52. maddesinde ise, "Medenî hakları kullanma ehliyetine sahip olmayanlar davada kanuni temsilcileri, tüzel kişiler ise yetkili organları tarafından temsil edilir." hükümleri düzenlenmiştir.
    4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 10. maddesinde, ayırt etme gücüne sahip ve kısıtlı olmayan her ergin kişinin fiil ehliyetine sahip olduğu; 14. maddesinde, kısıtlıların fiil ehliyetinin bulunmadığı; 16. maddesinin 1. fıkrasında, ayırt etme gücüne sahip kısıtlıların, yasal temsilcilerinin rızası olmadıkça, kendi işlemleriyle borç altına giremeyecekleri, karşılıksız kazanmada ve kişiye sıkı sıkıya bağlı hakları kullanmada bu rızanın gerekli olmadığı; 403. maddesinde, vasinin, kısıtlının kişiliği ve malvarlığı ile ilgili bütün menfaatlerini korumak ve hukuki işlemlerde onu temsil etmekle yükümlü olduğu; 405. maddesinde, akıl hastalığı veya akıl zayıflığı sebebiyle işlerini göremeyen veya korunması ve bakımı için kendisine sürekli yardım gereken ya da başkalarının güvenliğini tehlikeye sokan her erginin kısıtlanacağı; 406. maddesinde, savurganlığı, alkol veya uyuşturucu madde bağımlılığı, kötü yaşama tarzı veya malvarlığını kötü yönetmesi sebebiyle kendisini veya ailesini darlık veya yoksulluğa düşürme tehlikesine yol açan ve bu yüzden devamlı korunmaya ve bakıma muhtaç olan ya da başkalarının güvenliğini tehdit eden her erginin kısıtlanacağı; 413. maddesinin 1. fıkrasında, vesayet makamının, bu görevi yapabilecek yetenekte olan bir ergini vasi olarak atayacağı; 448. maddesinde, vesayet dairelerinin yetkilerine ilişkin hükümler saklı kalmak kaydıyla vasinin, vesayet altındaki kişiyi bütün hukuki işlemlerinde temsil edeceği; 462. maddesinin 1. fıkrasının 8. bendinde ise, acele hallerde geçici önlemler alma yetkisi saklı olmak üzere vasinin dava açmasının vesayet makamının iznini gerektirdiği hükümlerine yer verilmiştir.
    Yukarıda yer verilen düzenlemelere göre, kısıtlıların, şahsına sıkı sıkıya bağlı haklarla ilgili olan davalar hariç, açmak istedikleri davaları vesayet makamı olan sulh hukuk mahkemesinin izni ile vasileri aracılığıyla açabileceği anlaşılmaktadır.
    Bu haliyle; vesayet altına alınan kişilerin yukarıda ifade edilen Medeni Kanun hükümleri uyarınca, vasilerinin rızası ve vesayet makamının (sulh hukuk mahkemesinin) izni olmadan doğrudan doğruya dava açamayacağı, bu durumda bulunan kişilerce dava açılırken, vasi tarafından düzenlenen icazet (onay) yazısı ile sulh hukuk mahkemesinin izin kararının birer örneğinin dava dilekçesine eklenmesi gerektiği, aksi halde, davanın ehliyet yönünden reddedileceği açıktır.
    Karar düzeltme dilekçesi ve dava dosyanın incelenmesinden, ... Sulh Hukuk Mahkemesi'nin … tarih ve E:… ve K:… sayılı ek kararıyla ...'nin kısıtlı olan davacıya vasi olarak atandığı; ... İdare Mahkemesinin … tarih ve E:… sayılı ara kararıyla, davanın görümüne devam edilebilmesi için vasi ...'den vesayet makamından (Sulh Mahkemesinden) alınmış izin belgesinin ve icazetine ilişkin dilekçesinin sunulması istenilmesine rağmen süresi içinde cevap verilmediği; ... İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla da, vesayet altında bulunan davacının vasi icazeti ve vesayet makamı izni bulunmaksızın doğrudan dava açabilmesinin mümkün olmadığı gerekçesiyle davanın ehliyet yönünden reddine karar verildiği; davacı tarafından, yine aynı şekilde vasisinin icazeti ve vesayet makamının izni alınmadan, ... İdare Mahkemesinin anılan kararının temyiz edildiği, Dairemizin 09/06/2021 tarih ve E:2021/1142, K:2021/3188 sayılı kararıyla, kısıtlı olan davacının dava açma ehliyeti bulunmadığından temyiz yoluna başvurma ehliyetinin de bulunmadığı gerekçesiyle temyiz isteminin ehliyet yönünden reddine karar verildiği, buna rağmen, davacı tarafından, yine aynı şekilde vasisinin icazeti ve vesayet makamının izni alınmadan, Dairemizin anılan kararına yönelik karar düzeltme talebinde bulunulduğu anlaşılmaktadır.
    Bu durumda, dava dosyasında vasi tarafından düzenlenen icazet (onay) yazısı ile sulh hukuk mahkemesinin izin kararının bulunmadığı dikkate alındığında, 4721 sayılı Kanun uyarınca dava açma ehliyeti bulunmayan davacının, karar düzeltme kanun yoluna başvurma ehliyetinin de bulunmadığı sonucuna ulaşılmaktadır.
    Açıklanan nedenle, ehliyet yönünden karar düzeltme isteminin reddine, adli yardım talebinin kabul edilmiş olması nedeniyle ödenmemiş olan karar düzeltme yargılama giderlerinin davacıdan tahsili için Mahkemesince müzekkere yazılmasına, 26/05/2022 tarihinde oy çokluğuyla kesin olarak karar verildi.

    (X)-KARŞI OY :

    Dava dosyası ve karar düzeltme dilekçesinin incelenmesinden; kısıtlı olan davacının dava ehliyetinin olmadığı gerekçesiyle davanın reddi yolundaki Mahkeme kararının, belirtilen gerekçe yönünden incelenebilmesi için, anılan gerekçeyle sınırlı olmak üzere kanun yolu denetiminden geçmesi ve bu nedenle, davacının karar düzeltme isteminin kabulüyle Dairemizin 09/06/2021 tarih ve E:2021/1142, K:2021/3188 sayılı kararının kaldırılarak temyiz isteminin esasının incelenmesi suretiyle bir karar verilmesi gerektiği görüşüyle aksi yöndeki Daire kararına katılmıyoruz.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi