4. Hukuk Dairesi 2015/9958 E. , 2017/3487 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu Genel Müdürlüğü vekili Avukat ...
tarafından, davalılar ... ve ... aleyhine 11/06/2012 gününde verilen dilekçe ile alacak istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın reddine dair verilen 20/11/2014 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
Dava, yersiz ödenen aylıkların tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı, davalılıların özürlü çocuğuna evde bakmasından dolayı anneye 2828 sayılı yasa uyarınca gelir bağlandığını, gelir bağlanmasında davalı ..."in beyanında yer alan gelirin esas alındığını, davalıların düşük gelir beyan etmek suretiyle ilgili yönetmelik hükümlerinden faydalanarak aylık aldığı, yapılan denetim sonucu düzenlenen değerlendirme raporunda, davalı ..."in maaşının beyan edilen miktardan daha yüksek olduğu, gelirini eksik beyan ettiği için haksız yere aylık aldığı, bu sebeple yersiz ödeme yapıldığı belirtilerek, yersiz ödenen tutarın iadesi talep edilmiştir.
Davalı, davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece, davaya konu tarihler arasında davalıların ailesinde kişi başına düşen gelirin 587,43 TL ile 594,20 TL arasında olduğu, Türk-İş den gelen 4 kişilik ailenin yoksulluk sınırının ise 2.241,21 TL ile 2.776,86 TL arasında kaldığı için kişi başı yoksulluk sınırının ödenen para civarında olduğu belirtilerek sosyal devlet ilkesi de dikkate alınarak davanın reddine karar verilmiştir.
Dosya kapsamından, davalı ..."in aylık bağlanırken eşinin gelirini düşük beyan ettiği, ancak yapılan denetim sonrasında düzenlenen 07/06/2010 tarih ve 1351 sayılı değerlendirme raporunda, ailenin ilk başvuru esnasında eksik gelir beyan etmesi nedeniyle evde bakım hizmetinden yararlandığı, ortalama aylık gelir tutarının bir aylık net asgari ücretin 2/3 den fazla olduğunun tespit edildiğinin belirtildiği, rapora istinaden 09/07/2010 tarihli olurla aylıkların iptal edilerek 2007 Aralık- 2010 Nisan arası ödenen aylıkların iadesi istenilmiştir.
2828 sayılı Kanunun Ek 7. maddesindeki “ Her ne ad altında olursa olsun her türlü gelirler toplamı esas alınmak suretiyle, hane içinde kişi başına düşen ortalama aylık gelir tutarı, asgarî ücretin aylık net tutarının 2/3’ünden daha az olan bakıma ihtiyacı olan engellilere, resmî veya özel bakım merkezlerinde bakım hizmeti ya da sosyal yardım yapılmak suretiyle evde bakımına destek verilmesi sağlanır. Hanede birden fazla bakıma
ihtiyacı olan engelli bulunması hâlinde, hane içinde kişi başına düşen ortalama aylık gelir tutarının hesaplanmasında birinci bakıma ihtiyacı olan engelliden sonraki her bakıma ihtiyacı olan engelli iki kişi sayılır. Birinci fıkra ile belirlenen hane halkı gelir ölçütünü aşan gelir değişikliğinin tespiti hâlinde bu madde kapsamında yapılan ödemeler durdurulur ve değişikliğin meydana geldiği tarihten itibaren yasal faizi ile birlikte genel hükümlere göre takip ve tahsil edilir.” denilmektedir.
Şu durumda hanede yaşayan kişi başına düşen gelirin asgari ücretin 2/3"ünü geçip geçmediği hususunun usulünce araştırılması, varılacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile hüküm kurulması doğru olmamıştır.
Ayrıca; aynı kanunun Geçici 15. maddesinde “Gerçeğe uygun olmayan belge ve sağlık kurulu raporu kullanımı nedeniyle yapılan ödemeler hariç olmak üzere, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihe kadar bu Kanunun ek 7 nci maddesi kapsamında fazla ve yersiz ödenen ve geri alınması gereken tutarlar ile bunlardan doğan faizler terkin olunur. Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce bu kapsamda tahsil edilmiş olan tutarlar bakımından ilgili kişiler lehine hiçbir şekilde alacak hakkı doğmaz ve yapılmış olan tahsilatlar iade edilmez. Açılmış olan davalarda yargılama gideri ile vekâlet ücretine hükmolunmaz, hükmolunanlar tahsil edilmez.” şeklinde yeni bir düzenleme yapıldığı ve söz konusu düzenlemenin karar tarihinden sonra yürürlüğe girdiği anlaşılmaktadır.
Yukarıda yapılan açıklamalar kapsamında davalının durumunun yasaya eklenen geçici 15 madde kapsamında da değerlendirilmesi gerekir.
SONUÇ: Temyiz edilen kararın yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 31/05/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.