14. Hukuk Dairesi 2015/11608 E. , 2018/1350 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Davacı tarafından, davalılar aleyhine 19.10.2007 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil talebi üzerine bozma ilamına uyularak yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 26.05.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
_ K A R A R _
Dava, tapu iptali ve yol olarak terkin istemine ilişkindir.
Davacı, davalı ..."a ait 115 ada 1 parsel sayılı taşınmazın kadastro çalışmaları yapılırken sehven köy yoluna 5 metre kaydırılmak suretiyle davalı adına kaydedildiğini, bu şekilde köy yolunun daraltılmış olduğunu ileri sürerek davalı adına kayıtlı taşınmazın tapusunun iptaliyle fazladan davalı adına kaydedilen kısmın yol olarak terkinini talep etmiştir.
Davalı ..., davacının iddialarının doğru olmadığını, daha önce taraflar arasında görülen davalarda kendisinin yola tecavüzü saptandığından bu tecavüzü giderdiğini, yol olan yerin kendi adına kayıtlanması gibi bir durumun söz konusu olmadığını davanın reddini savunmuş; diğer davalılar vekili, davanın müvekkilleri yönünden husumet yokluğundan reddini istemişlerdir.
Mahkemece, davanın davalı ... yönünden kabulüne, diğer davalılar yönünden husumet yokluğundan reddine dair verilen kararın davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 19.06.2014 tarihli 2014/3987 Esas, 8250 Karar sayılı ilamıyla özetle; mahkemece, dava konusu taşınmazın bulunduğu yere ait en eski memleket haritası ve hava fotoğraflarının getirtilerek mahallinde harita mühendisi bilirkişi aracılığıyla yeniden keşif yapılması, mahalli bilirkişileri ve kadastro tespit bilirkişileri ile taraf tanıklarının etraflıca beyanlarının alınması, memleket haritası ile hava fotoğraflarında dava konusu yerin ne şekilde nitelendirildiğinin tespit edilmesi gerekirken eksik inceleme ile infazda tereddüt yaratacak şekilde karar verilmesinin doğru olmadığı gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece, bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda, davanın davalı ... yönünden esastan reddine, diğer davalılar yönünden husumet yokluğundan reddine karar verilmiş; hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir.
1- Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve tüm dosya içeriğine göre davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiş ve reddi gerekmiştir.
2- Somut olayda, her ne kadar mahkemece, davacının asıl talebinin davalı adına kayıtlı taşınmazın tapusunun iptali ile kendisine ait kısmın kendi adına tesciline ilişkin olduğu, bilirkişi raporlarına göre ise davalının taştığı iddia edilen yerin zaten yol olarak tespit dışı bırakıldığı, yol olarak tespit dışı bırakılan bu yer bakımından dava konusu olmadığından tapu iptali ve tescilin söz konusu olamayacağı, ayrıca davalı ... adına tescilli yerin bir kısmının yol olması gerektiğine yönelik davanın ise kadastronun kesinleşmesinden itibaren 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de, dava konusu yerin kadastro paftasında yol olarak tespit edildiği ve halen yol olarak bırakıldığı anlaşıldığından, davanın salt bu gerekçeyle reddi gerekirken yazılı gerekçeyle reddine karar verilmesi doğru görülmemiş ve hükmün bu nedenle bozulması gerekmiş ise de davanın reddi sonucu itibariyle doğru olduğundan HUMK’nın 438/son maddesi gereğince hükmün gerekçesinin düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) no"lu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) no"lu bentte açıklanan nedenlerle temyiz olunan hükmün gerekçesinin DÜZELTİLMİŞ bu şekli ile ONANMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 22.02.2018 gününde oybirliği ile karar verildi.