Esas No: 2022/314
Karar No: 2022/10491
Karar Tarihi: 09.06.2022
Yargıtay 5. Hukuk Dairesi 2022/314 Esas 2022/10491 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi, 4721 sayılı TMK'nın 1007. maddesi uyarınca tazminat istemine ilişkin davanın kabulüne ilişkin verilen karara yapılan itiraz üzerine davacı yönünden esastan reddine, davalı idare yönünden ise kısmen kabulü kararı vermiştir. Ancak Daire, eksik inceleme sonucu hüküm kurulması, taşınmazın kıyı kenar çizgisi içinde kalan kısmından arta kalan bölümden söz konusu bedelin eksik hesaplanması ve düzenleme ortaklık payı hesabının yanlış yapılması nedenleriyle kararı bozmuştur. Kararda geçen kanun maddeleri, TMK'nın 1007. maddesi ve HMK'nın 353/1-b-1, 353/1-b-2, ve 371. maddeleridir.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi
Taraflar arasında görülen davanın yapılan yargılaması sonucunda; ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf incelemesi üzerine bölge adliye mahkemesinin yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmünün Yargıtay’ca incelenmesi taraf vekillerince istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
- K A R A R -
Dava, 4721 sayılı TMK'nın 1007. maddesi uyarınca tazminat istemine ilişkindir.
İlk derece mahkemesince davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karara karşı, taraf vekillerince yapılan istinaf başvurusunun Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi'nce davacı yönünden HMK’nın 353/1-b-1 maddesi uyarınca esastan reddine, davalı idare yönünden ise kısmen kabulü ile HMK’nın 353/1-b-2 maddesi uyarınca düzeltilerek yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına dair verilen karar, taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Dava konusu ... parsel sayılı taşınmazın satış yolu ile 03.05.2018 tarihinde edinildiği, kıyı kenar çizgisi içerisinde kaldığından 24.02.2020 tarih 4285 yevmiye no ile tapuya şerh verildiği işbu davanın 21.12.2018 tarihinde açıldığı ancak Hazine tarafından açılan tapu iptal tescil davası olmadığı ve taşınmaz halen davacı üzerine kayıtlı ise de, taşınmazın kıyı kenar çizgisi içinde kalmış olması davacının tasarruf yetkisini kısıtladığından, davacının tazminat hakkının doğduğu anlaşılmıştır.
Dosyada bulunan kanıt ve belgelere, kararın dayandığı gerekçelere göre; arsa niteliğindeki taşınmaza emsal karşılaştırması yapılarak taşınmazın tespit edilen gerçek bedelinin TMK'nın 1007. maddesi gereğince davalı Hazine'den tahsiline ilişkin ilk derece mahkemesinden verilen karara karşı yapılan istinaf başvurusunun davalı idare yönünden kabulü ile davacının mülkiyet hakkı kıyı kenar çizgisi dışında kalan alanda kısıtlanmadığından bu kısmın bedeline hükmedilmemesi gerektiğinden ve dava konusu taşınmazdan düzenleme ortaklık payı düşülerek hesaplama yapılmak suretiyle HMK'nın 353/l-b-2 maddesi uyarınca düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmesinde yöntem itibarıyla bir isabetsizlik görülmemiştir. Ancak;
1)Aynı bölgeden Dairemize intikal eden ... parsel sayılı taşınmazlara 09/09/2015 değerlendirme tarihi itibarıyla 360,11 TL/m² değer biçildiği ve bu bedelin Dairemiz denetiminden geçerek 2021/5467.-12199 E/K ve 2021/6191-9712 E/K sayılı ilamları ile onandığı gözetildiğinde, dava konusu taşınmaz ile adı geçen parsellerin eksik ve üstün yönleri kıyaslanarak bu bedelden ayrılma nedenleri konusunda ek rapor alınıp, sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile hüküm kurulması,
2)Dava konusu taşınmazın kıyı kenar çizgisi içinde kalan kısmından arta kalan 25,48 m² kısmının yüzölçümü, imar durumu ve bilirkişi raporundaki özellikleri göz önüne alındığında bu kısmın tüm bedeline hükmedilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi,
3)Dava konusu taşınmazın öncesinde 900 m² alanlı iken, Belediye Meclisi'nce 1959 yılında uygulamaya alınarak 225 m²'lik kısmının zayiat olarak ayrıldığı, 675 m²'lik kısmının maliklerin uhdesinde bırakıldığı, kesintinin yapıldığı tarihte yürürlükte bulunan 6785 sayılı İmar Kanunu'nun 42. maddesi uyarınca taşınmazların mesahalarının %25'ini geçmemek üzere "Düzenleme Ortaklık Payı" kesilmesi mümkün olduğundan dolayı uygulamaya alınan taşınmazın %25'ine tekabül eden 225 m²'lik yola terk miktarı Düzenleme Ortaklık Payı olarak değerlendirilmesi gerektiğinin düşünülmemesi,
Doğru görülmemiştir.
Taraf vekillerinin temyiz itirazları yerinde olduğundan Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesinin 2021/284 Esas-2021/1047 Karar sayılı kararının HMK’nın 371. maddesi uyarınca BOZULMASINA, davacıdan peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine, 09/06/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.