1. Hukuk Dairesi 2020/1798 E. , 2021/3077 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 16. HUKUK DAİRESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasındaki davadan dolayı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesince verilen 06.05.2020 gün ve 566-426 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi asıl ve birleştirilen davada davacılar vekili tarafından istenilmiş olmakla, dosya tetkik olunarak gereği düşünüldü.
-KARAR-
Asıl ve birleştirilen dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı pay oranında tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
Mahkemece, iddiaların ispatlandığı gerekçesi ile asıl ve birleştirilen davanın kabulüne dair verilen kararın davalılar tarafından istinafı üzerine Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 16.Hukuk Dairesince, her ne kadar muris muvazası davalarında zamanaşımı ya da hakdürücü süre olmasa da aradan geçen uzun süre sonrasında davacıların eldeki davayı açmasının hakkın kötüye kullanımı olduğu gerekçesiyle ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak asıl ve birleştirilen davanın reddine karar verilmiş, karar asıl ve birleştirilen davada davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Bilindiği üzere; 6100 sayılı HMK"nın 362. maddesinde bölge adliye mahkemelerinin temyiz olunamayan kararları düzenlenmiş aynı maddenin 1/a bendinde de miktar veya değeri kırkbin Türk Lirasını (bu tutar dahil) geçmeyen davalara ilişkin kararlar " hükmüne yer verilmiş, 2020 yılı itibarıyla HMK." nın 362/1-a bendinde belirtilen 40.000.00- TL’lik kesinlik sınırı 72.070.00-TL. olarak uygulanmaya başlamıştır.
Hemen belirtilmelidir ki, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı davalarda dava değeri davayı açan mirasçı veya mirasçıların her birinin payına isabet eden değerdir.
Öte yandan, muris muvazaasına dayalı eldeki davada, davalılar arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunmadığından, her bir davalı yönünden dava değeri ayrı değerlendirilmelidir.
Somut olayda, mirasbırakanın dava konusu 277 parsel( yeni 272 ada 27 parsel) sayılı taşınmazdaki ¾ payından 6/46 payını davalıların mirasbırakanı oğlu ...’a,9/92 ‘şer payını ise davalı torunları ... ve ...’a devrettiği, İsmail’e devredilen pay ile davalılar ... ve ...’a devredilen 9/92’şer payların dava tarihi itibari ile keşfen saptanan değerleri 277.764,30’ar TL olup, davacılardan...’nin 5040/20160 miras payına isabet eden değerin 69.441,074’er TL, ...’nin 105/20160 miras payına isabet eden değerin 1.446,68"er TL, ..., ...,..., ... ve....’nin 840/20160 ‘ar miras paylarına isabet eden değerin 11.573,51’er TL, ...,... ve... 245/20160’ar miras paylarına isabet eden değerin 3.375,60 ‘ar TL, ... ve ’un 720/20160’ar miras paylarına isabet eden değerin 9.920,15 "er TL olduğu, anılan bu değerlerin 2020 yılı itibarıyla temyiz kesinlik sınırı olan 72.070.00-TL’nin altında kaldığı anlaşılmaktadır.
Diğer taraftan, temyiz kesinlik sınırı içinde kalması nedeniyle temyiz kabiliyeti olmayan kararlara karşı temyiz isteği yönünden mahkemece bir karar verilebileceği gibi 01.06.1990 gün ve 3/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca Yargıtay tarafından da bir karar verilebilir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz kesinlik sınırı içinde kaldığı anlaşılan eldeki davalar yönünden asıl ve birleştirilen davada davacıların temyiz dilekçesinin değerden REDDİNE, peşin alınan harcın istek halinde yatırana iadesine, 07/06/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.