14. Hukuk Dairesi 2015/8146 E. , 2018/1331 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacılar vekili tarafından, davalı aleyhine 18.8.2014 gününde verilen dilekçe ile mirasın hükmen reddi talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 03.03.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacılar vekili, 23.06.2011 tarihinde vefat eden ..."ın terekesinin borca batık olduğunun tespiti ile mirasın hükmen reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde, mirasın hükmen reddi kararı verilebilmesi için terekenin borca batık olduğunun resmen tespitinin, ödemeden aciz belgesi ve iflas kararının alınması ile sağlanabileceğini, hiçbir şart yerine getirilmeden davanın açıldığını, murisin tüm aktif pasif mal varlığının araştırılması gerektiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kabulüne verilmiştir.
Hükmü, davalı vekili temyiz etmiştir.
Dava, TMK"nun 605/2. maddesi gereğince açılan mirasın hükmen reddi istemine ilişkindir. Ölüm tarihinde miras bırakanın ödemeden aczi açıkça belli veya resmen tespit edilmiş ise, miras reddedilmiş sayılır (TMK m. 605/2). Mirasçılar Türk Medeni Kanunu"nun 610. maddesinde yazılı aykırılık da bulunmadıkça yani zımnen mirası kabul etmiş duruma düşmüş olmadıkça her zaman murisin ödemeden aczinin tespitini isteyebilir. Türk Medeni Kanunu"nun 606. maddesinde belirtilen süre bu davada uygulanmaz. Dava alacaklılara husumet yöneltilerek görülür. Bu davada yetkili mahkeme ise alacaklıların davanın açıldığı zamandaki ikametgahı mahkemesidir. Ayrıca Türk Medeni Kanununun Velayet Vesayet ve Miras Hükümlerinin Uygulanmasına İlişkin Tüzüğün 39/2. fıkrası gereğince mirasın reddi yetkisini içeren özel vekaletname sunulması da zorunludur.
Davacı ... kendi adına asaleten, 11.11.1989 doğumlu ..."a ve 29.06.2002 doğumlu ..."a velayeten mirasın reddi için bu davayı açmıştır. Annenin hukuki yararı ile çocukların hukuki yararı çatışmaktadır. Mahkemece Medeni Kanunun 426/2. maddesi uyarınca 29.06.2002 doğumlu ... için kayyım tayin ettirilmesi, davanın kayyım tarafından devam ettirilmesi ve gösterdiği takdirde delilleri toplanması, yargılama aşamasında ... reşit olduğundan ..."ın davaya ve yapılan işlemlere muvafakati sağlanması gerekir.
Kabule göre de, mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş ise de, yapılan araştırma ve incelemeler hüküm kurmaya yeterli değildir. Mirasın hükmen reddine ilişkin olarak açılan davalarda, terekenin açıkça borca batık olup olmadığının araştırılması gerekmektedir. İcra takibi sonunda aciz vesikası düzenlenmesi halinde terekenin borca batık olduğu kabul edilir. Aksi halde terekenin borca batık olup olmadığı, murisin malvarlığı bulunup bulunmadığının usulüne uygun olarak, bankalar, trafik tescil müdürlüğü, vergi daireleri, belediyeler, tapu müdürlüğü v.b. kurum ve kuruluşlardan sorulması, murisin alacak ve borçları zabıta marifetiyle de araştırılarak aktif malvarlığı ile takibe konu borç miktarı gözönünde tutularak aktif ve pasifinin tereddüde neden olmayacak şekilde belirlenmesi gerekir.
Mahkemece murisin terekesi tespit edilirken ölüm tarihinin esas alınmadığı anlaşılmaktadır. O halde mahkemece yapılması gereken iş, murisin ölüm tarihi itibariye üzerine kayıtlı gayrımenkul, araç, banka kaydının bulunup bulunmadığının araştırılması için ilgili tapu, emniyet, banka müdürlüklerine yazı yazılmalı, murisin davalıya ölüm tarihi itibariyle borçlu olduğu miktar tespit edilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir.
Mahkemece, belirtilen hususlar üzerinde durulmadan eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bu nedenlerle hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 22.02.2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.