MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 02/11/2010 gününde verilen dilekçe ile tazminat istenmesi üzerine yapılan yargılama sonunda; Mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen 18/05/2016 günlü kararın Yargıtay’da duruşmalı olarak incelenmesi davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle, daha önceden belirlenen 30/05/2017 duruşma günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davalı vekili Avukat ... geldi, karşı taraftan davacı adına gelen olmadı. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve hazır bulunanın sözlü açıklaması dinlendikten sonra tarafa duruşmanın bittiği bildirildi. Dosyanın görüşülmesine geçildi. Tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
Dava, kurum zararının tazmini istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; karar, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı, Belediye Encümeni"nin 03/03/2009 tarih ve 52 sayılı kararı ile ... otelin 13/03/2001 tarihinden 15/12/2008 tarihine kadar birikmiş su borcunun tahakkuklarının sehven yapıldığı gerekçesi ile kaldırıldığını, yine encümen kararlarına rağmen bazı iş yeri kira gelirlerinin tahsil edilmediğini ve mevzuat hükümlerine aykırı bir şekilde sözleşmeli personel çalıştırıldığını iddia ederek oluşan kurum zararının tazmini isteminde bulunmuştur.
Davalı, kurumu zarara uğratmadığını tüm işlemlerin encümen kararı ile yapıldığını belirterek davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece, alınan bilirkişi raporu doğrultusunda, istemin kısmen kabulü ile sadece mevzuata aykırı olarak çalıştırıldığı iddia edilen personel giderleri yönünden tazminata karar verilmiş, diğer zarar kalemleri yönünden ise davanın reddine karar verilmiştir.
Davalı hakkında açılan kamu davasında, ... 2. Asliye Ceza Mahkemesi 2015/76 esas ve 2016/101 karar sayılı ilam gerekçesinde hükme esas alınan bilirkişi raporunda sanık davalının mevzuat hükümlerine uymayan eylemlerinin tespit edildiği ancak bu eylemleri sonucunda somut anlamda kişi veya kurum zararının oluşmadığının belirtildiği, bu suretle isnat edilen görevi kötüye kullanma suçunun kanun metninde tanımlanan kişilerin mağduriyetine veya kamu zararına neden olma unsurunun gerçekleşmediği belirtilerek esasen suçun yasal unsurları gerçekleşmediğinden beraat kararı verilmiştir. Aynı şekilde hukuk dava dosyasında da 5393 sayılı yasa 49. maddesine aykırı olarak çalıştığı iddia edilen sözleşmeli personelin Belediye"de fiilen çalışmadığına dair, iddia, ispat ya da vukuat kaydı da bulunmamaktadır.
Şu halde; davacı kurumun bir zarara uğradığından söz edilemez, zira bu maaş ödemeleri karşılığı hizmet olarak dava dışı sözleşmeli personelden alınmıştır. Mahkemece, davanın reddi gerekirken bu durum gözardı edilerek yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya uygun olmamış ve kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan nedenlerle davalı yararına BOZULMASINA ve davalı yararına takdir olunan 1.480,00.-TL duruşma avukatık ücretinin davacıya yükletilmesine, peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 30/05/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.