11. Hukuk Dairesi 2019/2819 E. , 2020/909 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
Taraflar arasında görülen davada Ankara 4. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 14/02/2018 tarih ve 2016/327 E- 2018/51 K. sayılı kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi"nce verilen 04/04/2019 tarih ve 2018/938 E- 2019/410 K. sayılı kararın Yargıtay"ca incelenmesi davalı kurum vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davalının “Cilicia” ibareli marka başvurusuna iltibas vakasına dayanılarak müvekkilince yapılan itirazın nihai olarak YİDK kararıyla ret edildiğini, dava konusu markanın müvekkilinin Dünya çapında tescilli ve tanınmış markası ile benzer olduğunu, davalının müvekkili ile aynı alanda faaliyet gösterdiğini, “Silesia” markası ile davalının “Cilicia” markasının iltibas yarattığını ve karıştırılma ihtimali olduğunu, özellikle fonetik bakımdan davalı markanın “Silesia” markası ile aynı olduğunu, “Silesia” markasını gıda ürünleri alanında tanınmış bir marka haline getirdiğini, dava konusu markanın tescilinin haksız rekabet teşkil ettiğini, dava konusu “Cilicia” markasının tescilinin, davacı şirketin unvanına ve tescilli tüm seri markalarının itibarına zarar vereceğini, tescilin davalı şirkete haksız yarar sağlayacağını, dava konusu “Cilicia” ibaresinin hiçbir anlam ifade etmeyen özel ifade olmasının ayrıca kötü niyeti de gündeme getirdiğini ileri sürerek 2016-M-5962 sayılı kararın iptaline, davalının 2015/65271 sayılı marka başvurusunun hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı şirket vekili, müvekkilinin “cilicia” markasını ürettiği turşu ürününün adı olarak kullandığını, “silesia” ile “cilicia” markalarının kullanım alanlarının çok farklı olduğunu, alıcı kitlelerinin birbirinden farklı olduğunu, söz konusu markaların yazım olarak farklı olduğunu, davalı, “cilicia” ibaresinin anlamının Çukurova kelimesinin Latince ve İngilizce ismi olduğunu, “cilicia” ibaresinin Latince ve İngilizce okunuşunun “Kilikya” şeklinde olduğunu, davacı markası olan “silesia” ibaresinin yazıldığı gibi okunduğu ve markaların karıştırılma ihtimali olmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı Türk Patent ve Marka Kurumu vekili, müvekkili Kurum kararının usul ve yasaya uygun bulunduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İlk derece mahkemesince iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davalının "CİLİCİA" ibareli marka başvurusu ile davacının "Silesia"(2001/20554), "Silesid+şekil" (2001/07401) ibareli markaları arasında 2015/65271 başvuru sayılı markanın kapsamında yer alan 3/2, 5/2, 29/3/7, 30/1/3/5/6/7/8/9/10/13, 32/1/3/4 alt sınıflarındaki emtialar yönünden biçim, düzenleme ve tertip tarzı itibariyle görsel ve sescil olarak ortalama tüketicileri iltibasa düşürecek derecede benzerlik bulunduğu, her iki markanın aynı işletmenin markası veya idari-ekonomik anlamda bağlantılı bir işletme markaları olarak algılanabileceği, bu mallar yönünden 556 sayılı KHK"nın 8/1 maddesindeki iltibas koşulunun olduğu gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne, TPMK’nın 2016-M-5962 sayılı YİDK kararının dava konusu edilen 2015/65271 başvuru sayılı markanın kapsamında yer alan yazılı mallar yönünden iptaline, davalı markasının yazılı emtia yönünden hükümsüzlüğüne karar verilmiştir.
Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir.
Bölge adliye mahkemesince tüm dosya kapsamına göre, mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle istinaf istemlerinin esastan reddine karar verilmiştir.
Kararı, davalı Kurum vekili temyiz etmiştir.
Dava, davacı tarafça “SİLESİA” ibareli itiraz gerekçesi markaya istinaden, davalının 2015/65271 sayılı “CİLİCİA” ibareli marka başvurusuna yapılan itirazın reddine dair YİDK kararının iptali ve marka hükümsüzlüğü istemlerine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesince alınan bilirkişi raporunda, davalı marka başvurusunun ülkemizdeki Kilikya bölgesini, davacı mesnet markalarının ise Orta Avrupada bir bölgeyi anımsattığı ifade edilmiş, tüketicilerin iki ibare arasında sescil anlamda bağlantı kurabileceğinden bahisle markalar arasında görsel ve kavramsal bir benzerlik bulunduğu mütalaa olunmuştur. Ancak taraf markaları arasında görsel ve kavramsalı benzerlik bulunmadığı gibi kısmi sesçil benzeşmenin de 556 sayılı KHK 8/1-b bendi uyarınca karıştırılmaya yol açacak şekilde benzerlik yaratmayacağının kabulü ile Mahkemece davanın reddine karar verilmesi gerekirken hatalı ayrık bilirkişi raporu hükme esas alınarak yazılı gerekçelerle davanın kısmen kabulüne karar verilmesi doğru görülmediğinden kararınYİDK kararının iptali davası yönünden davalı kurum yararına bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davalı Kurum vekilinin temyiz istemlerinin kabulü ile İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULARAK KALDIRILMASINA, HMK"nın 373/1. maddesi uyarınca dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz edene iadesine, 04/02/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.