19. Hukuk Dairesi Esas No: 2016/11015 Karar No: 2017/6214 Karar Tarihi: 25.09.2017
Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2016/11015 Esas 2017/6214 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Davacı sözleşmenin haksız olarak feshedildiğini iddia ederek, davalıdan eldeki malzemelerin satışından elde edilecek kârla beraber 8.000 TL tazminat talep etmişti. Davalı ise yetkili mahkemenin Ticaret Mahkemesi değil İdare Mahkemeleri olduğunu savunarak, davanın reddini talep etmişti. Mahkeme ise HMK'ya göre davalı tüzel kişinin talebin açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesinin yetkili olduğunu belirterek davalının itirazını kabul etmiş ve davayı reddetmiştir. Karara göre HMK'nun 6. maddesine göre genel yetkili mahkemenin davalının yerleşim yeri mahkemesi olduğu, taraflar arasındaki sözleşmenin davalı tarafça feshedildiği ve haksız fesih iddiasıyla tazminat talep edildiği anlaşılmaktadır. Hüküm davacı vekilince temyiz edilmiş ancak temyiz itirazları reddedilmiştir. Kararda HMK'nun 6. ve 10. maddeleri açıklandı.
19. Hukuk Dairesi 2016/11015 E. , 2017/6214 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı verilen yetkisizlik kararının süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R -
Davacı vekili, müvekkili ile davalı arasında imzalanan 04.05.2013 başlangıç tarihli tarihli bir yıl süreli sözleşmenin, davalı tarafça vaktinden evvel 30.01.2014 tarihinde haksız olarak feshedildiğini ileri sürerek, fesih sebebiyle eldeki malzemelerin satışından elde edilecek kârla, sözleşmenin erken feshi nedeniyle bitimine kadarki alım satımlardan mahrum kalınan müspet kâr toplamı 8.000,00.-TL"nin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, yetkili mahkemelerin ... Mahkemeleri olduğunu, davanın yetki yönünden reddine karar verilmesi gerektiğini, esasa ilişkin olarak; taraflar arasında bayilik ilişkisinin söz konusu olmadığını, Sağlık Bakanlığı tarafından çıkartılan yönetmeliğe dayanılarak kurulan bu sistemde bayi ifadesinin kullanıldığını, davacının talebine konu ettiği kâr kaybının ancak sözleşmeyi kusurlu olarak fesheden taraftan istenebileceğini, taraflar arasında bir sözleşmenin yokluğu karşısında talebin dinlenebilir yanı olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir. Mahkemece, HMK"nun 6.maddesine göre genel yetkili mahkemenin, davalı gerçek yada tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesi olduğu, taraflar arasında davalının yerleşim yerinin İstanbul olduğu konusunda bir uyuşmazlık olmadığı, taraflar arasındaki sözleşmenin davalı tarafça fesih edildiği, feshin davacı tarafça da benimsendiği ve haksız fesih iddiası ile tazminat talep edildiği anlaşılmakla, HMK"nun 10. maddesinin somut uyuşmazlıkta uygulanmasının imkan dahilinde olmadığı gerekçesiyle davalının yetki itirazının kabulüne karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere göre, davacı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, 25/09/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.