23. Hukuk Dairesi 2015/5197 E. , 2016/914 K.
"İçtihat Metni"Y A R G I T A Y İ L A M I
MAHKEMESİ : ... Asliye Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı vekili, taraflar arasındaki 11.02.2008 tarihli takviye eleman temini sözleşmesinin müvekkilinin sözleşmeye uygun olarak edimlerini yerine getirmesine karşın davalı yanca fesih koşullarına uyulmadan haksız olarak feshedildiğini ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 10.000,00 TL tazminatın tahsiline ve sözleşme uyarınca teminat olarak verilen çeklerin iadesine karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili, davacı şirketin sözleşme şartlarına aykırı olarak müvekkilince talep edilen sayıda ve tecrübede takviye eleman temin etmediğini, buna rağmen kayıtlara temin etmiş gibi işleyerek müvekkilinden fazla para tahsil ettiğini, sözleşmenin 7.2. maddesinde müvekkilinin bildirime gerek olmaksızın tek taraflı fesih hakkı bulunduğunu, ayrıca teminat çeklerinin iadesi talebinin de sözleşmenin 9. maddesi hükmüne aykırı olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, deliller, tanık anlatımları ve tüm dosya kapsamına göre; taraflar arasındaki sözleşmenin 7.2. maddesi ve 9. maddesi hükümleri uyarınca davacının sözleşmeden kaynaklanan edimlerini sözleşmeye uygun olarak ifa etmediği, davalının sözleşmeyi tek taraflı fesih hakkı bulunduğu, sözleşmenin davalı tarafından feshinin haklı nedenlere dayandığı ve teminat çeklerinin iadesi talebinin de sözleşmenin 9. maddesi hükmüne aykırı olduğu, üç yıllık sürenin dolmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava, taraflar arasındaki 11.02.2008 tarihli hizmet sözleşmesinin erken feshi nedeniyle uğranılan zararın tazmini ve teminat olarak verilen çeklerin iadesi istemine ilişkin olup, TMK"nın 6. maddesindeki genel ispat prensibi çerçevesinde davacı yan, sözleşmenin bozulmasında davalı yanın kusurlu olduğunu; yani, sözleşmeye uygun şekilde ifada bulunurken davalının sözleşmeye aykırı olarak fesih yoluna gittiğini kanıtlamak durumundadır.
Davacı vekili, bu yönde dava dilekçesinde bir kısım ihtarnamaleri ve davalının fesih nedeni olarak ileri sürdüğü hususların incelenmesi için ilgili personelle ilgili işlem yapılıp yapılmadığının araştırılmasını, personel özlük dosyasının getirilmesini, ilgili dönemdeki SGK mevcut personel kayıtlarının celbini istediği hâlde bu hususta herhangi bir karar verilmediği görülmektedir. Gerçekten de dosya içinde mevcut ve itiraza uğramayan 24.01.2011 günlü elektronik postada sözleşmenin sona erdirilmesine bir takım usulsüzlüklerin sebep olduğu ifade edilmiştir. Bu itibarla, davacının aksi yöndeki iddialarını ispat için dayandığı delillerin getirilerek ve konu hakkında uzmanlığı bulunan bir bilirkişiden rapor alınarak oluşacak uygun sonuca göre değerlendirme yapılıp karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde eksik tahkikata dayalı hüküm tesisi doğru olmamış, hükmün bozulmasını gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 19.02.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.