Esas No: 2021/2935
Karar No: 2022/1895
Karar Tarihi: 26.05.2022
Danıştay İdare Dava Daireleri Kurulu 2021/2935 Esas 2022/1895 Karar Sayılı İlamı
DANIŞTAY İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU 2021/2935 E. , 2022/1895 K."İçtihat Metni"
T.C.
D A N I Ş T A Y
İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No : 2021/2935
Karar No : 2022/1895
TEMYİZ EDEN (DAVALI) : ...Kurumu
VEKİLİ : Av. ...
KARŞI TARAF (DAVACI) : ...Derneği (...)
VEKİLİ : Av. ...
İSTEMİN KONUSU : Danıştay Onüçüncü Dairesinin 25/05/2021 tarih ve E:2019/4195, K:2021/1852 sayılı kararının iptale ilişkin kısmının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: 01/10/2019 tarih ve 30905 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan Petrol ve LPG Piyasalarında Uygulanan Promosyonlar Hakkında ...tarih ve ...sayılı Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu kararının iptaline karar verilmesi istenilmiştir.
Daire kararının özeti: Danıştay Onüçüncü Dairesinin 25/05/2021 tarih ve E:2019/4195, K:2021/1852 sayılı kararıyla;
4628 sayılı Enerji Piyasası Düzenleme Kurumunun Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun'un, "Kurulun Petrol Piyasası ile İlgili Görevleri" başlıklı 5/B maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi, "Kurulun sıvılaştırılmış petrol gazları (LPG) piyasası ile ilgili görevleri" başlıklı 5/C maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi, 5015 Sayılı Petrol Piyasası Kanunu'nun 1. maddesi, Kanun'un "Lisansların tâbi olacağı usul ve esaslar" başlıklı 3. maddesi, "Faaliyetlerin kısıtlanması" başlıklı 9. maddesinin son fıkrası, Kanun'un 22. maddesinin ikinci fıkrası, 5307 sayılı Sıvılaştırılmış Petrol Gazları (LPG) Piyasası Kanunu ve Elektrik Piyasası Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun'un 1. maddesi, Kanun'un "Lisansların tâbi olacağı usul ve esaslar" başlıklı 3. maddesi ve 19. maddesinin 2. fıkrasına yer verilerek;
Genel olarak Kurumun yetkisinin değerlendirilmesi bakımından; 5015 ve 5307 sayılı Kanunlar ile petrol piyasası ve LPG piyasası faaliyetlerinin güven ve istikrar içerisinde geliştirilerek sürdürülmesi amacıyla, tüketicinin ve piyasa taraflarının çıkar ve beklentileri ile kamu politikalarının ilkelerini ortak paydada buluşturacak, şeffaf, eşitlikçi ve verimli işleyişi sağlayacak, rekabet kurallarına uygun, güvenli ve istikrarlı bir yapının kurulmasının hedeflendiği; bu nedenle, Enerji Piyasası Düzenleme Kurumunun, petrol ile LPG'nin güvenli ve ekonomik olarak rekabet ortamı içerisinde kullanıcılara sunumuna ilişkin petrol ve LPG piyasalarında yönlendirme, gözetim ve denetim faaliyetlerinin düzenlenmesini sağlamakla görevli ve yetkili olduğu, Kurumun, anılan Kanunlarda tanınan yetkiler dâhilinde, lisans kapsamındaki faaliyetlerin kısıtlanması veya faaliyetin yürütülmesine ilişkin olarak özel şartlar belirlenmesi konularında düzenlemeler yapma yetkisi bulunduğu, Kurumun bu işlevini yerine getirmek üzere piyasa ile ilgili faaliyetlerin yönlendirilmesi, gözetimi, denetimi ve benzeri konulara ait usûl ve esaslar hakkında düzenleme yapabileceği;
Nitekim, petrol ve LPG piyasası ile ilgili olarak düzenlemeler yapma yetkisine sahip olan davalı idarenin, kendisine tanınan bu yetkiyi dava konusu Kurul kararını yürürlüğe koymak suretiyle kullandığı;
İdarelerin düzenleme yapma yetkisine sahip olduğu alanlarda, bu alanları düzenleyici işlemler ile objektif bir şekilde düzenlemesi gerektiği, işlem tesis ederken kendilerine Anayasa ve yasalarla çizilen çerçeve içinde takdir yetkilerini kullanmaları ve bu yetkilerini kullanırken kamu hizmetinin gereklerini ve kamu yararını göz önünde bulundurmaları gerektiğinin açık olduğu;
Kurul kararının 4. maddesinin 3. fıkrasında yer verilen "Dağıtıcı lisansı sahipleri düzenleyecekleri finansal promosyonlara ilişkin herhangi bir maliyeti bayilerine yansıtamaz." kuralı yönünden; Kanun'un 9. maddesinin son fıkrasında, promosyon kampanyasının bayilerin katılımıyla gerçekleştirileceğinin öngörüldüğü, dağıtıcıların bayilerini, promosyon kampanyasının maliyetine ilişkin belgelerle birlikte şeffaf, açık bir şekilde bilgilendireceklerine vurgu yapıldığı, böylece promosyon uygulamasının maliyetinin akaryakıt fiyatlarına etkisinin asgari düzeyde olmasının hedeflendiği, bayilerin promosyon kampanyasına katılımının ihtiyari olması nedeniyle bayilerin kampanyaya katılmaya hiçbir şekilde zorlanamayacağı, promosyon kampanyasına katılmakta serbest olan bayilerin, kampanya maliyeti konusunda dağıtıcısı tarafından bilgilendirildiğinde bu maliyeti bilerek ve ekonomik-mali getirisini öngörerek kampanyaya katıldığı anlaşılmakta olup, promosyonun hedefinin satışların arttırılması olduğu, bu durumdan ise hem bayilerin hem dağıtıcıların yarar elde ettiği dikkate alındığında, kampanyaya katılan dağıtıcı ve bayiler arasındaki nimet-külfet dengesini bir tarafın lehine diğer tarafın aleyhine olacak şekilde gözardı eden promosyonların maliyetinin hiçbir şekilde bayilere yansıtılamayacağına ilişkin kuralda, 5015 sayılı ve 5307 sayılı Kanunlarda ortaya konulan piyasa taraflarının çıkar ve beklentileri ile kamu politikalarının ilkelerini ortak paydada buluşturacak, şeffaf, eşitlikçi ve verimli işleyişi sağlayacak, rekabet kurallarına uygun, güvenli ve istikrarlı bir yapının kurulması hedeflerine ve hukuka uygunluk bulunmadığı;
Kurul kararının Geçici 1. maddesinde yer verilen, "Bu Kararın konusu olan sözleşmeler ve kampanyalar 30/06/2020 tarihini geçmemek kaydıyla süresi sonuna kadar geçerliliğini korur" kuralı yönünden; idari işlemlerin kural olarak tesis edildikleri tarihten itibaren yürürlüğe gireceklerinin idare hukuku ilkelerinden olduğu, geçmişe yürüme yasağı olarak da ifade edilebilecek olan bu ilkenin hukuk güvenliği ilkesinin de temelini oluşturduğu, hukuk devletinin önemli unsurlarından olan hukuk güvenliği ilkesinin, yürürlükteki mevzuata dayanılarak tesis edilmiş ve kesinleşmiş bir işlemle kişilerin sahip oldukları kazanımların korunması anlamına geldiği, kişilerin kendi lehlerine bir işlemi yaparken yürürlükteki mevzuata güvenmekte oldukları ve daha sonra yürürlüğe girecek bir düzenlemeyi öngörme imkânlarının bulunmadığı;
İptali istenen kural ile Kurul kararının konusu olan sözleşmelerin ve kampanyaların "30/06/2020 tarihini geçmemek kaydıyla" süresi sonuna kadar geçerliliklerini koruyacağının kurala bağlandığı; Kurul kararının 01/10/2019 tarihli Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girdiği göz önüne alındığında, kural uyarınca kararın yürürlük tarihinden önce dağıtıcı ve bayiler arasında hukuken bağlayıcılık kazanmış mevcut sözleşmelerin, taraflarca farklı bir süre belirlenmiş olsa dahi, yaklaşık yedi aylık bir süre sonunda geçerliliklerinin tartışmalı hâle geleceği;
İptali istenen kuralda yer alan "30/06/2020 tarihini geçmemek kaydıyla" ibaresiyle imzalandıkları dönemde yürürlükte olan mevzuat uyarınca bağlayıcılık kazanan ve tarafların hak ve borçlarını belirleyen sözleşmelere müdahale edildiği; bu durumun ise hukuk güvenliği ilkesi ile bağdaşmadığı açık olduğundan anılan kuralda yer alan "30/06/2020 tarihini geçmemek kaydıyla" ibaresinde hukuka uygunluk bulunmadığı;
Kurul kararının diğer maddeleri yönünden; 5307 ve 5015 sayılı Kanunlar ile tüketicinin ve piyasa taraflarının çıkar ve beklentileri ile kamu politika ilkelerinin belirlenmesi, piyasada şeffaf, eşitlikçi ve verimli işleyişin sağlanması, benimsenen ekonomik politikalar ve uluslararası yükümlülüklere uyum sağlanması, rekabet kurallarına uygun, güvenli ve istikrarlı bir yapının kurulmasının amaçlandığı, 5015 sayılı Kanun'un 9. maddesinin son fıkrası uyarınca, dağıtıcıların bayilerini, promosyon kampanyasının maliyetine ilişkin belgelerle birlikte şeffaf, açık bir şekilde bilgilendirecekleri ve bayilerin promosyon uygulamasına katılmaya zorlanamayacağının görüldüğü;
Yukarıda değinilen mevzuat hükümleri uyarınca söz konusu piyasaları düzenlemekle görevli olan davalı idare tarafından bu piyasalarda tatbik edilen promosyon uygulamalarının izlenmesi sonucunda; piyasada, güvenli ve ekonomik olarak, rekabet ortamı içerisinde kullanıcılara, lisansa konu akaryakıt ve LPG sunulmasını sağlamaya yönelik sonuçlar doğuran hizmet ve finansal promosyonların uygulanmasına devam edilmesine, ancak, piyasa faaliyetleri yönünden yararı tespit edilemeyen ve çoğu kalitesiz mallarla israfa sebebiyet verdiği tespit edilen, hediye, eşantiyon, kampanya ve sair adlarla promosyon yapılmamasına ilişkin dava konusu Kurul kararının uygulamaya konulduğu;
Dava konusu edilen düzenleme ile, petrol piyasasında faaliyette bulunan dağıtıcı ve bayilik lisansı sahiplerinin piyasa faaliyetlerini güvenli ve ekonomik olarak, rekabet ortamı içerisinde eşitlikçi ve istikrarlı bir biçimde sürdürebilmelerini teminen rekabetin sadece akaryakıt fiyatları üzerinden yapılarak, piyasa faaliyetlerinin sürdürülebilirliği ve uzun vadede tüketici faydası da dahil olmak üzere piyasa faydasının artırılmasının amaçlandığı dikkate alındığında Kurul kararının diğer maddelerinde hukuka aykırılık görülmediği;
Nitekim, 31/01/2011 tarihinden itibaren akaryakıt ve madeni yağ satışlarında hizmet ve finansal promosyonlar hariç hediye, eşantiyon, kampanya ve sair adlarla promosyon yapılmaması gerektiğine ilişkin ...tarih ve ... sayılı Kurul kararının iptali istemiyle açılan davada Dairelerinin 04/07/2013 tarih ve E:2011/703, K:2013/2096 sayılı kararıyla davanın reddine karar verildiği, anılan kararın Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun 15/10/2015 tarih ve E:2013/4552, K:2015/3499 sayılı kararı ile onandığı; öte yandan, 01/01/2011 tarihinden itibaren LPG otogaz satışlarında hizmet ve finansal promosyonlar hariç hediye, eşantiyon, kampanya ve sair adlarla promosyon yapılmaması gerektiğine ilişkin 06/01/2011 tarih ve 3007 sayılı Kurul kararının iptali istemiyle açılan davada da Dairelerinin 25/12/2013 tarih ve E:2011/705, K:2013/3912 sayılı kararıyla davanın reddine karar verildiği, anılan kararın da Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun 01/02/2017 tarih ve E:2014/4576, K:2017/303 sayılı kararı ile onandığı gerekçesiyle;
Dava konusu Kurul kararının 4. maddesinin 3. fıkrasının son cümlesinde yer alan "Dağıtıcı lisansı sahipleri düzenleyecekleri finansal promosyonlara ilişkin herhangi bir maliyeti bayilerine yansıtamaz." kuralı ile Geçici 1. maddesinde yer alan "30/06/2020 tarihini geçmemek kaydıyla" ibaresinin iptaline, Kurul kararının diğer maddeleri yönünden ise davanın reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idare tarafından; ilgili Kanunların amacına uygun olarak piyasadaki faaliyetlerin sağlıklı ve düzenli bir şekilde rekabet ortamı içerisinde işlemesi için söz konusu düzenlemenin yapıldığı, piyasada kullanıcılarla doğrudan bağlantı kuran bayilerin belirli nitelikleri haiz olmalarının zorunlu olduğu, piyasanın düzeninin ve 5015 ve 5307 sayılı Kanunların amaçlarının gerçekleştirilmesini sağlayan son halka olan bayilerin, akaryakıtın güvenilir olarak sunulabilmesi için sürdürülebilirliğinin sağlanması gerektiği, 5015 sayılı Kanun'un 9. maddesinin 12. fıkrası gereği bayilerin promosyonlara katılmaya zorlanmayacağı ifade edilse de sadakat kart uygulamalarını ülke genelinde reklam olarak duyuran dağıtıcılar nezdinde bayilerin bu uygulamalara katılmamasının ticari hayatın akışı içinde mümkün olmadığı, promosyonlara katılım konusunda her ne kadar bayiler için yasal bir koruma bulunsa da piyasa düzeninin bu promosyonlara katılımı zorunlu hale getirdiği, bu durumda da tamamen dağıtım şirketinin kendi inisiyatifiyle oluşturduğu, kapsamı ve maliyeti yine dağıtıcılar tarafından belirlenen ve piyasa faaliyetlerinin sürdürülmesi açısından da elzem olmayan finansal promosyonların maliyetlerinin orantısız bir şekilde bayilere yansıtılması riskinin ortaya çıkabileceği, her bir bayinin farklı mali durumları olduğu göz önüne alındığında promosyon maliyetlerinin bazı bayilerin sürdürülebilirlikleri açısından risk oluşturabileceği, promosyon maliyetlerinin bayilere yansıtılması durumunda maliyet artışından dolayı akaryakıt fiyatlarının da artışı yönünde bir baskı oluşabileceği, Kurumlarının en önemli görevlerinden birinin tüketicilerin ekonomik olarak akaryakıta ulaşması olduğu gözetildiğinde promosyon maliyetlerinin bayilere yansıtılmaması uygulamasının Kanun'un amacına uygun olduğu, dava konusu Kurul kararının Geçici 1. maddesinin yürürlük tarihi itibarıyla yeni oluşacak duruma uyum sağlayana kadar tanınan ek süre niteliğinde olduğu ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davacı tarafından, Danıştay Onüçüncü Dairesince verilen kararın iptale ilişkin kısmının usul ve hukuka uygun bulunduğu ve temyiz dilekçesinde öne sürülen nedenlerin, kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı belirtilerek temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ ...'IN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile Daire kararının iptale ilişkin kısmının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE:
İLGİLİ MEVZUAT :
4628 sayılı Enerji Piyasası Düzenleme Kurumunun Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun'un, "Kurulun Petrol Piyasası ile İlgili Görevleri" başlıklı 5/B maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinde, Petrol Piyasası Kanunu hükümlerini uygulamak, piyasa faaliyetlerine ilişkin her türlü düzenlemeleri yapmak ve yürütülmesini sağlamak; "Kurulun sıvılaştırılmış petrol gazları (LPG) piyasası ile ilgili görevleri" başlıklı 5/C maddesinin 1. fıkrasının (a) bendinde ise, Sıvılaştırılmış Petrol Gazları (LPG) Piyasası Kanunu ve Elektrik Piyasası Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun hükümlerini uygulamak, piyasa faaliyetlerine ilişkin her türlü düzenlemeleri yapmak ve yürütülmesini sağlamak Kurulun görevleri arasında sayılmıştır.
5015 sayılı Petrol Piyasası Kanunu'nun 1. maddesinde, Kanun'un amacının yurt içi ve yurt dışı kaynaklardan temin olunan petrolün doğrudan veya işlenerek güvenli ve ekonomik olarak rekabet ortamı içerisinde kullanıcılara sunumuna ilişkin piyasa faaliyetlerinin şeffaf, eşitlikçi ve istikrarlı biçimde sürdürülmesi için yönlendirme, gözetim ve denetim faaliyetlerinin düzenlenmesini sağlamak olduğu belirtilerek, Kanun'un petrole ilişkin piyasaların sağlıklı ve düzenli işlemelerinin sağlanmasına ve geliştirilmesine yönelik; düzenleme, yönlendirme, gözetim ve denetim işlemlerini kapsadığı kurala bağlanmıştır.
Kanun'un "Lisansların tâbi olacağı usul ve esaslar" başlıklı 3. maddesinde, Kurumun Kanun'da tanınan yetkiler dahilinde faaliyetin yürütülmesine ilişkin olarak özel şartlar belirlenmesi konusunda düzenlemeler yapmaya yetkili olduğu kurala bağlanmış; "Faaliyetlerin kısıtlanması" başlıklı 9. maddesinin son fıkrasında, "Dağıtıcılar, bayilerin katılımıyla gerçekleştirdikleri promosyon kampanyası hakkında bayilerini, promosyon kampanyasının maliyetine ilişkin belgelerle birlikte şeffaf, açık bir şekilde bilgilendireceklerdir. Ancak bayilerin kampanyaya katılımı ihtiyarîdir." kuralına yer verilmiştir.
Kanun'un 22. maddesinin 2. fıkrasında ise, Kurumun, yetkilerini Kurul kararıyla özel nitelikli kararlar almak suretiyle de kullanabileceği özel nitelikli kararlardan kamuoyunu ilgilendiren hususlar ile yapılacak düzenlemeleri açıklamak amacıyla çıkarılacak tebliğlerin, basın ve yayın araçlarıyla veya özel bültenler ile duyurulacağı kuralı yer almıştır.
5307 sayılı Sıvılaştırılmış Petrol Gazları (LPG) Piyasası Kanunu ve Elektrik Piyasası Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun'un 1. maddesinde, Kanun'un amacının yurt içi ve yurt dışı kaynaklardan temin olunan sıvılaştırılmış petrol gazlarının güvenli ve ekonomik olarak rekabet ortamı içerisinde kullanıcılara sunumuna ilişkin piyasa faaliyetlerinin şeffaf, eşitlikçi ve istikrarlı biçimde sürdürülmesi için gerekli düzenleme, yönlendirme, gözetim ve denetim faaliyetlerinin yapılmasını sağlamak olduğu belirtilerek, Kanun'un sıvılaştırılmış petrol gazlarının yurt içi ve yurt dışından temini, dağıtımı, taşınması, depolanması ve ticareti ile bu faaliyetlere ilişkin gerçek ve tüzel kişilerin hak ve yükümlülüklerini kapsadığı kurala bağlanmıştır.
Kanun'un "Lisansların tâbi olacağı usul ve esaslar" başlıklı 3. maddesinde, Kurum'un Kanun'da tanınan yetkiler dahilinde faaliyetin yürütülmesine ilişkin olarak özel şartlar belirlenmesi konusunda düzenlemeler yapmaya yetkili olduğu; 19. maddesinin 2. fıkrasında, Kurumun, yetkilerini Kurul kararıyla özel nitelikli kararlar almak suretiyle de kullanabileceği kuralına yer verilmiştir.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Kurul kararının 4. maddesinin 3. fıkrasında yer alan "Dağıtıcı lisansı sahipleri düzenleyecekleri finansal promosyonlara ilişkin herhangi bir maliyeti bayilerine yansıtamaz." kuralı yönünden;
5015 ve 5307 sayılı Kanunların 1. maddeleri bir arada değerlendirildiğinde; petrolün (doğrudan veya işlenerek) ve sıvılaştırılmış petrol gazlarının güvenli ve ekonomik olarak rekabet ortamı içerisinde kullanıcılara sunumuna ilişkin piyasa faaliyetlerinin şeffaf, eşitlikçi ve istikrarlı biçimde sürdürülmesinin amaçlandığı görülmektedir.
Bu bağlamda, petrol piyasası ve LPG piyasası faaliyetlerinin güven ve istikrar içerisinde geliştirilerek sürdürülmesi amacıyla, tüketicinin ve piyasa taraflarının çıkar ve beklentileri ile kamu politikalarının ilkelerini ortak paydada buluşturacak, şeffaf, eşitlikçi ve verimli bir işleyişi sağlayacak, rekabet kurallarına uygun, güvenli ve istikrarlı bir yapının kurulmasının hedeflendiği açıktır.
5015 sayılı Kanun'un 9. maddesinin son fıkrasında, bayilerin promosyon uygulamasına katılmaya zorlanamayacağı kurala bağlanmakla birlikte ticari hayatın olağan akışı içerisinde bayilerin dağıtıcılara göre kâr marjlarının daha düşük olması ve olası zararlar karşısında ekonomik büyüklük açısından dağıtıcılara göre dezavantajlı konumda olmaları nedeniyle promosyon uygulamalarına katılım noktasında fiilen tam bir iradi serbestlik içerisinde hareket edemedikleri anlaşılmaktadır.
Diğer yandan, uyuşmazlığa konu kuralın, dağıtıcılar tarafından düzenlenen promosyonların temel olarak dağıtıcının tüketici ağını genişletmeye yönelik olarak temelde dağıtıcı ile kullanıcılar arasında yapıldığı, akaryakıt fiyatları ürün ve diğer maliyetlerden oluşurken dağıtıcının yaptığı finansal promosyonlarda oluşan maliyetlerin bayilere daha sonradan yansıtıldığı, bu durumda piyasadaki fiyat ve kâr sürdürülebilirliğinin bayiye yüklenen maliyet oranında sekteye uğradığı, bu durumu engellemek ve fiyatın şeffaflığını sağlamak için ürün fiyatının oluştuğu andaki maliyetlere finansal promosyon maliyetlerinin eklenmesi gerektiği gerekçesiyle tesis edildiği anlaşılmaktadır.
Bu itibarla, petrol ve sıvılaştırılmış petrol gazı piyasası faaliyetlerine ilişkin her türlü düzenlemeleri yapmak ve yürütülmesini sağlamak ile görevli ve yetkili Kurulun, söz konusu ürünlerin güvenli ve ekonomik olarak rekabet ortamı içerisinde kullanıcılara sunumuna ilişkin piyasa faaliyetlerinin şeffaf, eşitlikçi ve istikrarlı biçimde sürdürülmesi amacıyla, dağıtıcı lisansı sahiplerinin düzenleyecekleri finansal promosyonlara ilişkin herhangi bir maliyeti bayilerine yansıtamayacağına ilişkin dava konusu düzenlemede hukuka aykırılık bulunmadığından Daire kararının anılan düzenlemenin iptaline ilişkin kısmında hukuki isabet görülmemiştir.
Kurul kararının Geçici 1. maddesinde yer alan, "Bu Kararın konusu olan sözleşmeler ve kampanyalar 30/06/2020 tarihini geçmemek kaydıyla süresi sonuna kadar geçerliliğini korur." kuralı yönünden;
Kanunların zaman bakımından uygulanmasında aksine bir düzenleme bulunmadıkça "derhal uygulanma" prensibi kabul edilmektedir. Bu prensibe göre kanun, yönetmelik gibi düzenleyici hukuk kuralları, aksine bir düzenleme olmadıkça yürürlüğe girdiği tarihte ilgili oldukları tüm olay ve işlemlere uygulanmaktadır.
Diğer yandan, hukuk sistemlerinde, düzenlemeler yapılırken, eski hükümlerin yürürlükten kaldırılıp yeni hükümlerin yürürlüğe girmesi aşamasında, sistemde aksaklık oluşmasına engel olunabilmesi, uyumlu bir geçiş dönemi sağlanabilmesi, geçiş sürecinde hukuki boşlukların önüne geçilebilmesi ve kişilerin kazanılmış haklarının ve mevcut statülerinin korunabilmesi amacıyla "geçici madde" kurumuna yer verilmektedir.
Geçici madde kavramı, yeni bir düzenleme yapılması durumunda, eski sistemle yeni getirilen sistem arasındaki uyumun sağlanması amacıyla düzenlemelere eklenen ve uygulanması belli sürelerle sınırlanan maddeler olarak açıklanabilir. Geçici maddeler bu açıdan değerlendirildiğinde, bu hükümlerin amacının kişilerin kazanılmış haklarını korumak olduğu görülmektedir. Önceki düzenlemeler ile belirli haklara sahip olan kişilerin bu haklarını; ortadan kaldıran, kapsamını daraltan veya değişikliğe uğratan yeni düzenleme sonrasında da devam ettirip ettiremeyecekleri hususunda kazanılmış haklar gündeme geldiğinden,
"Geçici madde" kurumu kazanılmış haklarla yakın ilişki içindedir. Bu yönüyle de, düzenlemelerde yapılan değişiklikler sonucu, muhtemel hak kayıplarının engellenebilmesi amaçlanmaktadır.
Dava konusu Kurul kararının 6. maddesinde, Kurul kararının yayımı tarihinde yürürlüğe gireceği kurala bağlanmıştır. Dolayısıyla, düzenleyici işlem niteliğindeki Kurul kararı ile promosyonlara yönelik kuralların yürürlük tarihi itibarıyla derhal uygulanması gerekmekte iken Kurul kararının uyuşmazlık konusu Geçiçi 1. maddesinde "derhal uygulama" ilkesi gereği sona erdirilmesi gereken kampanyaların 30/06/2020 tarihine kadar devamına imkân veren bir düzenleme yapılmış olduğundan, iptali istenen kural ile sözleşmeye müdahale söz konusu olmadığı gibi belirlenen promosyon uygulamalarına ilişkin kullanıcıların mevcut kazanımlarının zarar görmemesi, promosyon uygulamalarının yeni oluşacak duruma uyum sağlayana kadar devam ettirilebilmesi adına 30/06/2020 tarihine kadar bir geçiş dönemi öngörüldüğü görülmektedir.
Petrol ve LPG piyasası ile ilgili olarak yönlendirme, gözetim ve denetim faaliyetlerinin düzenlenmesini sağlamak görevi ve yetkisi olan davalı idarenin, söz konusu düzenlemeyle hem piyasada düzenleme ve denetleme görevini yerine getirdiği, hem de bir geçiş dönemi öngörerek hukukî güvenlik ve istikrar ilkelerinin zedelenmesini engellediği anlaşılmaktadır.
Bu itibarla, Kurul kararının Geçici 1. maddesinde yer verilen, "Bu Kararın konusu olan sözleşmeler ve kampanyalar 30/06/2020 tarihini geçmemek kaydıyla süresi sonuna kadar geçerliliğini korur" kuralındaki "30/06/2020 tarihini geçmemek kaydıyla" ibaresinde hukuka aykırılık bulunmadığından Daire kararının anılan düzenlemenin iptali yolundaki kısmında da hukuki isabet görülmemiştir.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Davalı idarenin temyiz isteminin kabulüne;
2. Davanın kısmen reddine, kısmen iptale ilişkin Danıştay Onüçüncü Dairesinin 25/05/2021 tarih ve E:2019/4195, K:2021/1852 sayılı kararının temyize konu iptale ilişkin kısmının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Daireye gönderilmesine,
4. 26/05/2022 tarihinde, dava konusu Kurul kararının Geçici 1. maddesinde yer alan ibare yönünden oyçokluğu, diğer kısım yönünden oybirliği ile kesin olarak karar verildi.
KARŞI OY
X- Temyiz edilen kararla ilgili dosyanın incelenmesinden; Danıştay Onüçüncü Dairesince verilen kararın dava konusu Kurul kararının Geçici 1. maddesinde yer alan "30/06/2020 tarihini geçmemek kaydıyla" ibaresinin iptaline ilişkin kısmının usul ve hukuka uygun olduğu, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenlerinin kararın bu kısmının bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı anlaşıldığından, davalı idarenin temyiz isteminin kısmen reddi ile temyize konu kararın bu kısmının onanması gerektiği oyuyla, karara katılmıyoruz.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.