Abaküs Yazılım
İdare Dava Daireleri Kurulu
Esas No: 2020/1896
Karar No: 2022/1883
Karar Tarihi: 26.05.2022

Danıştay İdare Dava Daireleri Kurulu 2020/1896 Esas 2022/1883 Karar Sayılı İlamı

DANIŞTAY İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU         2020/1896 E.  ,  2022/1883 K.

    "İçtihat Metni"

    T.C.
    D A N I Ş T A Y
    İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU
    Esas No : 2020/1896
    Karar No : 2022/1883

    TEMYİZ EDENLER : 1- (DAVACI) : ...Odası
    VEKİLİ : Av. ...

    2- (DAVALI) : ...Bakanlığı
    VEKİLİ : Av. ...

    3- (DAVALI İDARE YANINDA MÜDAHİL): ...Turizm ve Yatırım A. Ş.
    VEKİLİ : Av. ...

    DAVALI İDARE YANINDA
    DİĞER MÜDAHİLLER : 1- ...Otelcilik İnşaat ve Turizm İşletmeciliği A.Ş.
    VEKİLİ: Av. ...

    2- ...Girişim Gayrimenkul Yatırım ve Ticaret A.Ş.
    VEKİLİ: Av. ...

    İSTEMİN KONUSU : Danıştay Altıncı Dairesinin 24/02/2020 tarih ve E:2013/9073, K:2020/2272 sayılı kararının aleyhe kısımlar yönünden temyizen incelenerek bozulması, taraflarca ve davalı idare yanında müdahillerden ...Turizm ve Yatırım A.Ş. tarafından istenilmektedir.

    YARGILAMA SÜRECİ :
    Dava konusu istem: Çevre ve Şehircilik Bakanlığınca 07/02/2013 tarihinde onaylanan Muğla-Bodrum-Yalıçiftliği 1/25.000 ölçekli İlave-Revizyon Çevre Düzeni Planı (ÇDP) ile 26/12/2012 tarihinde onaylanan 1/100.000 ölçekli Aydın-Muğla-Denizli Çevre Düzeni Planı değişikliğinin iptali istenilmiştir.
    Daire kararının özeti: Danıştay Altıncı Dairesinin 24/02/2020 tarih ve E:2013/9073, K:2020/2272 sayılı kararıyla;
    Dairece yerinde yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucu düzenlenen rapor ve ek rapor ile dosyadaki bilgi ve belgelerin değerlendirilmesinden;
    Davacı vekilince 15/12/2014 havale tarihli dilekçe ile, 03/12/2013 onay tarihli işlemle yeni bir 1/25.000 ölçekli çevre düzeni planı revizyonu yapıldığı, yeni onaylanan planla, dava konusu plan arasında hiçbir fark bulunmadığı, altı adet pafta arasında sadece ...sayılı paftada sit sınırları ve turizm merkezi sınırında küçük bir değişiklik olduğu, plan değişikliğe uğramış olsa bile dava gerekçelerinin ortadan kalkmadığı, davanın konusuz kalmasının mümkün olmadığı, dava açıldıktan sonra onaylanan bu plan da değerlendirilerek iptali sonucunu doğuracak şekilde karar verilmesi, bu dilekçenin ıslah dilekçesi olarak dikkate alınması, bu uygun görülmediği takdirde 03/12/2013 tarihinde onaylanan planların da değerlendirileceği yönünde karar alınması isteminde bulunulmuş ise de; 2577 sayılı Kanun'un 16. maddesinin dördüncü fıkrasında belirtilen ıslah müessesi kapsamında olmayan, davanın genişletilmesi kapsamında bulunan istem hakkında karar verilmesinin hukuken olanaklı olmadığı, bununla birlikte, dosya içeriğinden davacının dava açmakla elde etmek istediği hukuki sonuçlara ilişkin bir değişiklik olmadığından, davacının iddiaları, davalının savunmaları, bilirkişi raporu ve rapora yapılan itirazlar ile müdahillerin iddiaları gözönünde bulundurularak uyuşmazlığın değerlendirilmesine geçildiği belirtilerek,
    Dava konusu çevre düzeni planlarının genel olarak değerlendirilmesinden; davaya konu çevre düzeni planlarının plan notları değerlendiğinde, bu planlardan ölçü alınarak uygulama yapılamayacağı, alt ölçekli imar planlarının yapım aşamasında ilgili kurum ve kuruluşların görüşlerinin alınacağı, tarımsal niteliği korunacak alanlarda ise mutlaka ilgili kurumlardan alınan görüşler doğrultusunda yapılaşma olabileceği, çevre düzeni planı ölçeğinde getirilen kullanım kararlarının o bölgenin mutlaka yapılaşacağı yönünde olmayacağı sonucuna ulaşıldığı,
    Öte yandan, gerek davacının dava dilekçesindeki iddialarının 1/25.000 ölçekli çevre düzeni planına yönelik olması gerekse bilirkişi raporu ve dosya içeriğinden 1/100.000 ölçekli çevre düzeni planına yönelik olarak şehircilik ilkelerine, planlama esaslarına ve kamu yararına aykırı bir husus bulunmadığının belirlenmesi nedeniyle, 1/100.000 ölçekli plan değişikliğinin hukuka uygun olduğu,
    Çevre ve Şehircilik Bakanlığınca 07/02/2013 tarihinde onaylanan dava konusu Muğla-Bodrum-Yalıçiftliği 1/25.000 ölçekli İlave-Revizyon Çevre Düzeni Planının incelenmesine gelince;
    İtiraz - 1:
    11/11/2008 tarih ve 27051 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Çevre Düzeni Planlarına Dair Yönetmeliğe karşı açılan davanın, Dairelerinin 10/11/2010 tarih ve E:2009/327, K:2010/10321 sayılı kararıyla reddine karar verildiği, sözü edilen Yönetmelik uyarınca, Yönetmelik ekinde yer alan lejantta bulunan kullanımlar için çevresel etkiler dikkate alınarak arazi kullanım kararları getirilebileceği dikkate alındığında ve bilirkişi raporunda yer alan tespitler doğrultusunda itiraza konu hususun, 1/25.000 ölçekli çevre düzeni planı açısından hukuka aykırılık nedeni olarak görülmediği,
    Diğer taraftan 1/100.000 ölçekli plana yönelik davacı tarafından ileri sürülen iddiaların, bu konuda planın hukuka aykırılığını ortaya koyan belirlemeler olmaması nedeniyle planı kusurlandırır nitelikte olmadığı,
    İtiraz - 2:
    Danıştay İdari Dava Kurulunun 05/04/2018 tarih ve YD İtiraz No:2018/21 sayılı kararında da vurgulandığı üzere, planlamanın en temel unsurlarından birisi olan, birbirini yönlendiren ve denetleyen farklı ölçeklerdeki planlar arasındaki "kademeli birliktelik" ilkesi uyarınca, alt ölçekli planların, bir üst ölçekte belirlenen temel ilke, strateji ve plan kararlarına uygun olmak zorunda olduğu, bunun sonucu olarak, dava konusu 1/25.000 ölçekli çevre düzeni planı ile belirlenen leke niteliğindeki kullanım kararlarının da, üst kademede bulunan 1/100.000 ölçekli çevre düzeni planı ile uyumlu olması gerektiği,
    Dava konusu 1/25.000 ölçekli çevre düzeni planında Bodrum-Milas Karayolu üzerinde yer alan günübirlik alan kararı 1/100.000 ölçekli planda bulunmadığı gibi, tarım arazisi olan bu alanın günübirlik tesise ayrılmasının planların kademeli birlikteliği ve şehircilik ilkeleri ile planlama esaslarına aykırı olduğu,
    İtiraz - 3:
    Davaya konu 1/100.000 ölçekli çevre düzeni planının 8.6.1, 8.9.1, 8.9.3 ve 8.9.5 sayılı maddelerinde yer alan düzenlemelere değinilerek, planın tarım alanlarındaki yapılaşma koşullarını belirleyen ilgili maddelerinde (8.3 ve devamı maddeler) mutlak tarım alanlarında E:0,20, marjinal tarım arazilerinde 0,30, özel ürün ve dikili tarım arazilerinde E:0,10 değerlerinin verildiği,
    1/25.000 ölçekli planın "Orman alanları" başlıklı 5.6 sayılı maddesinin 5.6.1 sayılı maddesinde, orman alanları için, "bu alanlar 6181 sayılı "Orman Kanunu" uyarınca saptanmış ve saptanacak alanlardır. Bu planda "orman alanı" olarak gösterilen alanlar, devlet ormanları, hükmi şahsiyeti haiz amme müesseselerine ait ormanlar, özel ormanlar, muhafaza ormanları, ağaçlık veya ağaçlandırılacak alanlar olup 6381 sayılı 'Orman Kanunu' kapsamında kalan ve bu Kanun hükümlerine tabi alanlardır." şeklinde plan hükmünün bulunduğu, bu plan hükmü ve yasal mevzuat uyarınca halihazırda 6381 sayılı Orman Kanunu uyarınca orman rejiminde kalan bir alanın başka kullanımlara dönüştürülmesinin söz konusu olamayacağı, Orman Kanunu'nun çerçeve bir kanun olması nedeniyle özel kanunlardan gelen bir takım istisnai durumların söz konusu olabildiği, nitekim 2634 sayılı Turizmi Teşvik Kanunu uyarınca orman alanlarında turizm amaçlı tahsisler yapılabildiği,
    1/25.000 ölçekli planın 5.6.2 sayılı maddesinde ise, bu planda orman alanı olarak gösterilmiş olsa dahi özel mülkiyet olarak tapuya tescil edilmiş parsellerin 6381 sayılı Orman Kanunu'nun kapsamı dışında olduğunun düzenlendiği, ayrıca 5.6.3 sayılı maddesinde imar planlarının yapımı sırasında orman kadastro sınırlarının esas alınacağı, çevre düzeni planında orman alanı olarak işaretlenen ancak özel mülkiyete de tabi parsellerde doğal karakteri korunacak alanlardaki yapılaşma koşullarının geçerli olduğunun belirtildiği,
    Davaya konu 1/25.000 ölçekli çevre düzeni planında getirilen doğal karakteri korunacak alanların, 1/100.000 ölçekli çevre düzeni planında "Kayalık-taşlık, makilik-fundalık, çalılık, plaj-kumsal, sazlık-bataklık, kanyon ve benzeri doğal, ekolojik, topografik, jeolojik, yerel bitki örtüsü ve silüet gibi özelliklere, tarımsal değerlere sahip olan ve bu planın ilke ve stratejileri ile nüfus kabulleri doğrultusunda bu planda yapılaşmaya kapatılan alanlardır." şeklinde tanımlanan doğal ve ekolojik yapısı korunacak alanlardan farklı olduğunun anlaşıldığı,

    1/25.000 ölçekli planın "Doğal karakteri korunacak alanlar" başlıklı 5.5 sayılı maddesinde;
    "5.5.1. Bu alanlarda doğal yapının korunması esas olup sosyal ve teknik altyapı bütünlüğü sağlayan alanlarda alt ölçekli planlar yapılmadan uygulamaya geçilemez.
    5.5.2. Bu alanlarda brüt yoğunluk 10 kişi/hektarı geçemez. Bu alanlarda barınma amaçlı yapılar ile Turizm Tesislerinin Belgelendirilmesi ve Niteliklerine İlişkin Yönetmelik uyarınca Kültür ve Turizm Bakanlığından turizm işletme belgesi alınmak kaydıyla eko turizme yönelik hizmet veren tesisler ve 10 yatak kapasitesini aşmayan pansiyonlar yer alabilir.
    5.5.3. İfraz sonucu elde edilecek minimum parsel büyüklüğü 0.5 hektardan (5.000 m2) az olamaz.
    5.5.4. Yapı yapılabilecek minimum parsel büyüklüğü 0.3 hektardan (3000 m2) az olamaz.
    5.5.5. Yöre mimarisine uygun olarak toplam inşaat alanı 250 m2'yi geçmeyen 2 katlı (hmaks=6.50 m) yapı yapılabilir.
    5.5.6. Ada bazında uygulama yapılması durumunda bir parsele, parsel alanının 5000’e bölümünden elde edilen miktar kadar yapı yapılabilir.
    5.5.7. Bu planda doğal karakteri korunacak alan olanak tanımlanan ancak alt ölçekli planlarda ilgili kurum görüşü doğrultusunda zeytinlik olarak belirlenecek alanlarda bu alanlardaki yapılaşma koşulları geçerlidir." kuralına yer verildiği,
    1/25.000 ölçekli çevre düzeni planının "Tarım alanları" başlıklı, 5.4. maddesinin, "Tarımsal niteliği korunacak alanlar" başlıklı 5.4.1. sayılı maddesinin 5.4.1.1. sayılı maddesinde, "Bu planda tarımsal niteliği korunacak alan olarak işaretlenen alanlarda Gıda, Tarım ve Hayvancılık İl Müdürlüğü tarafından verilen görüşlerde alanın tarım dışı kullanıma uygun görülmesi durumunda 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu kapsamında kalan alanlarda toplam inşaat alanı katsayısı E:0,05 maksimum yapı yüksekliği hmaks=6,50 metre olan ve toplam inşaat alanı 250 m²'yi aşmayan tek yapı yapılabilir. Bu alanlar için minimum ifraz 5000 m²'dir. Yapı yapılabilecek minimum parsel büyüklüğü 0,25 hektardan (2.500 m²) az olamaz. Zeytinlik olarak belirlenen alanlarda toplam inşaat alanı katsayısı E=0,03, maksimum yapı yüksekliği hmaks=6,50 metre olan ve toplam inşaat alanı 250 m²'yi aşmayan tek yapı yapılabilir. Bu alanlar için minimum ifraz 5000 m²'dir. Yapı yapılabilecek minimum parsel büyüklüğü 0,25 hektardan (2500 m²) az olamaz."; 5.4.1.2 sayılı maddesinde, "Bu alanlarda barınma amaçlı yapılar ile Turizm Tesislerinin Belgelendirilmesi ve Niteliklerine İlişkin Yönetmelik Uyarınca Kültür ve Turizm Bakanlığından turizm işletme belgesi alınmak kaydıyla eko turizme yönelik hizmet veren tesisler ve 10 yatak kapasitesini aşmayan pansiyonlar yapılabilir."; 5.4.1.3 sayılı maddesinde ise, "Bu alanlarda 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi kullanımı Kanununda tanımlanan tarımsal amaçlı yapıların yapılması durumunda toplam inşaat alanı katsayısı E=0,20 maksimum yapı yüksekliği hmaks 6.50 metredir." kurallarına yer verildiği,
    Davacı tarafından önceki planda orman alanı olarak gösterilen birçok alanın doğal karakteri korunacak alan olarak planlanarak turizm alanına dönüştürüldüğü iddiasında bulunulmuş ise de; planda orman alanı olarak görünen alanlarda getirildiği ileri sürülen turizm fonksiyonları ve bu fonksiyonlara yönelik iddiaların kararın içeriğinde ayrıca değerlendirildiği,
    Bu başlık altında, orman alanlarının 1/25.000 ölçekli ÇDP'de turizm alanına dönüştürülmediği, belirtilen 5.6.3 sayılı plan hükmü uyarınca bu alanlarda bulunan özel mülkiyete konu parsellerde doğal karakteri korunacak alanlar başlığı altında belirtilen kullanımların getirildiğinin görüldüğü,
    1/100.000 ölçekli çevre düzeni planında, bu ölçekte görünemeyecek detayda tarım alanları bulunabildiğinden, orman alanı olarak gösterilen ancak özel mülkiyete konu parsellerin tarım alanı hükümlerine tabi olduğunun düzenlendiği,
    1/25.000 ölçekli çevre düzeni planında ise, tarım alanlarında eko turizme yönelik tesislerin yapılabileceğinin düzenlendiği, doğal karakteri korunacak alanlarla ilgili plan notunda da tarım alanlarında öngörülen aynı kullanımlar getirilerek benzer nitelikte düşük yapılanma şartlarının belirlendiği, ayrıca zeytinlik alanlarla ilgili özel düzenleme yapıldığının anlaşıldığı,
    1/25.000 ölçekli çevre düzeni planının ilgili plan notunda doğal karakteri korunacak alanlarda doğal yapının korunması esası getirilip bölgenin turizm alanı niteliği gözetilerek, orman varlığıyla bütünleşik, tarım alanlarının uzantısı biçiminde olan orman ve tarım alanları dışında kalan ancak özel mülkiyete konu parsellerde tarım ve orman alanları arasında geçiş niteliğinde düşük yapılaşma hakkı bulunan, eko turizm yapılarına olanak sağlandığı, bu itibarla doğal karakteri korunacak alanlar düzenlemesinde üst ölçekli plana ve mevzuata aykırılık bulunmadığı,
    Öte yandan, davaya konu 1/25.000 ölçekli çevre düzeni planının plan notları değerlendiğinde, bu plandan ölçü alınarak uygulama yapılamayacağı, alt ölçekli imar planlarının yapım aşamasında ilgili kurum ve kuruluşların görüşlerinin alınacağı, tarımsal niteliği korunacak alanlarda ise mutlaka ilgili kurumlardan alınan görüşler doğrultusunda yapılaşma olabileceği, çevre düzeni planı ölçeğinde getirilen kullanım kararlarının o bölgenin mutlaka yapılaşacağı yönünde olmayacağı, bu bağlamda ve Dairelerince davaya konu çevre düzeni planlarına yönelik yapılan genel değerlendirme doğrultusunda çevre düzeni planı yapılırken tarım alanlarına ilişkin görüş alınmamasının planı kusurlandıramayacağı, alt ölçekli imar planı çalışmalarında tarım dışı kullanım için görüş alınacağı açık olduğundan, bilirkişi kurulunun tarım alanlarına yönelik değerlendirmelerine itibar edilmediği,
    İtiraz - 4:
    Aydın-Muğla-Denizli Planlama Bölgesi 1/100.000 ölçekli Çevre Düzeni Planının "8.9 Orman Alanları" plan hükmü ile orman kadastro sınırlarının esas alınacağı ve ilgili kurum görüşünün alınmasının zorunlu olduğu düzenlemesinin getirildiği,
    Ayrıca 2634 sayılı Turizmi Teşvik Kanunu uyarınca orman alanlarında turizm amaçlı tahsisler yapılabileceği, davalı idarece planda turizm tesis alanı olarak tanımlanan pek çok alanın da bu Kanun kapsamında tahsislerinin gerçekleştirildiğinin belirtildiği, üst ölçekli çevre düzeni planına uygun olmak koşuluyla, bir alt ölçekteki çevre düzeni planında turizm planlaması yapılabileceği, kıyılarda ise turizm amaçlı tesisler yapılmasının, alanın turizm merkezi niteliğine uygun düştüğü sonucuna ulaşıldığı,
    Diğer taraftan, davacının bu başlık altındaki genel iddialarının aksine somut iddialarının, karar içeriğinde üst ölçekli plana uygunluk yönünden (örneğin orman alanları) ve mevzuata uyarlık açısından (örneğin sit alanları) ayrıca değerlendirildiği,
    Bu itibarla, davacının, davaya konu 1/25.000 ölçekli çevre düzeni planına yönelik tarım alanlarında ve kıyılardaki yapılaşmalara ilişkin iddiaları yönünden, belirtilen hususlar ile Dairelerince dava konusu çevre düzeni planlarına yönelik yapılan genel değerlendirmede belirtilen çerçeve doğrultusunda şehircilik ilkelerine, planlama esaslarına ve kamu yararına aykırı bir husus görülmediği,
    İtiraz - 5:
    Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Yüksek Kurulunun Doğal (Tabii) Sitler, Koruma ve Kullanma Koşulları ile İlgili 740 sayılı İlke Kararı ile değiştirilen 728 sayılı İlke Kararı'nın 2. maddesinde "2. Derece Doğal (Tabii) Sit: Doğal yapının korunması ve geliştirilmesi yanında kamu yararı gözönüne alınarak kullanıma açılabilecek alanlardır." tanımı yapılarak, bu alanlarda yapılabilecek faaliyetlere ilişkin ayrıntılı kurallara yer verildiği,
    Uyuşmazlıkta, dava konusu Adalıyalı Mevkiindeki bazı alanların, 1/25.000 ölçekli çevre düzen planında "T1 Turizm Tesisi Alanı" olarak belirlenmesine karşın, aynı alanların üst ölçekli 1/100.000 ölçekli çevre düzeni planında "2. Derece Doğal Sit" ve "Tabiat Parkı/Tabiatı Koruma Alanı Statüsündeki Orman Alanı" kullanımında gösterildiği, bu haliyle dava konusu alana yönelik 1/25.000 ölçekli plan ile getirilen kullanım kararında, planların kademeli birlikteliği ilkesine uyarlık bulunmadığı,
    Öte yandan, Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Yüksek Kurulunun yukarıda belirtilen ilke kararı uyarınca, 2. derece doğal sit alanlarında, kullanıma açılacak bölgelerde geçiş dönemi yapılanma koşullarının ilgili kurumların görüşleri alınarak Koruma Kurullarınca belirlenmesi ve daha sonra bu alanlardaki yapılaşma şartlarının koruma amaçlı imar planları ile öngörülmesi gerektiği,
    Aksi yöndeki bir yaklaşımın, koruma altındaki sit alanlarının bu niteliğinin göz ardı edilerek, yapılaşma haklarının herhangi bir alan gibi değerlendirilmesine ve koruma ile bağdaşmayan uygulamalara yol açabileceği,
    Diğer taraftan, bu belirleme yapılırken, bütüncül bir yaklaşımla hareket edilmesi amacıyla, üst ölçekli çevre düzeni planı ile getirilen ve alt ölçekli planları yönlendiren ilke ve stratejilerin göz önünde bulundurulması gerektiği kuşkusuz ise de, sit alanlarında yapılaşma koşullarının yukarıda yer verilen İlke Kararı ile öngörülen süreç doğrultusunda belirleneceğinin tartışmasız olduğu,
    Bu durumda, Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Yüksek Kurulunun Doğal (Tabii) Sitler, Koruma ve Kullanma Koşulları İle İlgili 740 sayılı İlke Kararı ile değiştirilen 728 sayılı İlke Kararı'nı bertaraf edecek nitelikte, 2. derece doğal sit alanında bulunan dava konusu alanda, yapılaşma hakkını belirleyen 1/25.000 ölçekli çevre düzeni plan kararında, bu yönüyle de hukuka uyarlık bulunmadığı,

    Davalı idare yanında müdahillerden Halikarnas Turizm ve Yatırım A.Ş. tarafından, 1/25.000 ölçekli çevre düzeni planının, üst ölçekli çevre düzeni planına aykırı olmadığı, bilirkişi heyetinin hatalı değerlendirmelerde bulunduğu yönünde iddialarda bulunulmuş ise de ayrıntılı ve karar vermeye yeterli bulunan bilirkişi raporu ve Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun 05/04/2018 tarih ve YD İtiraz No:2018/21 sayılı kararında dava konusu işlemin bu husus açısından hukuka aykırılığını ortaya koyan gerekçeler doğrultusunda bu iddialara itibar edilmediği,
    İtiraz - 6:
    Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Yüksek Kurulunun Doğal (Tabii) Sitler, Koruma ve Kullanma Koşulları ile ilgili 740 sayılı İlke Kararı ile değiştirilen 728 sayılı İlke Kararı'nın 3. maddesinde, "III. Derece Doğal (Tabii) Sit; Doğal yapının korunması ve geliştirilmesi yolunda, yörenin potansiyeli ve kullanım özelliği de gözönünde tutularak, konut kulanımına da açılabilecek alanlardır." tanımı yapılarak, bu alanlarda yapılabilecek faaliyetlere ilişkin ayrıntılı kurallara yer verildiği,
    Uyuşmazlıkta, itiraz - 6'da belirtilen alanların, 1/25.000 ölçekli çevre düzen planında, turizm tesisi alanı olarak belirlenmesine karşın, aynı alanların üst ölçekli 1/100.000 ölçekli Çevre Düzeni Planında "3. Derece Doğal Sit" ve "Tabiat Parkı/Tabiatı Koruma Alanı Statüsündeki Orman Alanı" kullanımında gösterildiğinin anlaşıldığı, bu haliyle dava konusu alana yönelik 1/25.000 ölçekli plan ile getirilen kullanım kararında, planların kademeli birlikteliği ilkesine uyarlık bulunmadığı,
    Öte yandan, Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Yüksek Kurulunun 740 sayılı İlke Kararı uyarınca 3. derece doğal sit alanlarında, kullanıma açılacak bölgelerde geçiş dönemi yapılanma koşullarının ilgili kurumların görüşleri alınarak Koruma Kurullarınca belirlenmesi ve daha sonra bu koşulların esasen koruma amaçlı imar planları ile öngörülmesi gerekmekte olup, 3. derece doğal sit alanında bulunan dava konusu alanlarda yapılaşma hakkının belirlenmesine ilişkin 1/25.000 ölçekli çevre düzeni plan kararında bu yönüyle de hukuka uyarlık görülmediği,
    Davalı idare yanında müdahil ...Turizm ve Yatırım A.Ş. tarafından, 1/25.000 ölçekli çevre düzeni planının, üst ölçekli çevre düzeni planına aykırı olmadığı, bilirkişi heyetinin hatalı değerlendirmelerde bulunduğu yönünde iddialarda bulunulmuş ise de; ayrıntılı ve karar vermeye yeterli bulunan bilirkişi raporu ve Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun 05/04/2018 tarih ve YD İtiraz No:2018/21 sayılı kararında dava konusu işlemin bu husus açısından hukuka aykırılığını ortaya koyan gerekçeler doğrultusunda bu iddialara itibar edilmediği,
    İtiraz - 7:
    Kentsel gelişim alanları ve kentsel yerleşim alanlarında plan hükümlerinde her arazi kullanımı için uygun olduğu düşünülen 1/100.000 ölçekli çevre düzeni planının nüfus kabullerine uygun olarak maksimum brüt yoğunluk hesaplarının yapıldığı görüldüğünden, bu hususta mevzuata aykırılık bulunmadığı,


    İtiraz - 8:
    Davaya konu 1/25.000 ölçekli çevre düzeni planının plan notlarında gerekli düzenlemelerin yapıldığı, her tür ve ölçekte imar planı aşamasında ayrıntılı etüt yapılmasının hükme bağlandığı, doğrudan yapıya yönelik olmayıp genel arazi kullanım kararlarının düzenlendiği çevre düzeni planında Muğla İl Bütünü Jeolojik ve Jeoteknik Etüt Raporunun kullanıldığı görüldüğünden, bu hususa ilişkin mevzuata aykırılık bulunmadığı,
    İtiraz - 9:
    Çevre Düzeni Planlarına Dair Yönetmelik hükümleri çerçevesinde tesis edilen 1/25.000 ölçekli planın hazırlanmasında, mevzuatta öngörülen esaslara uyulmadığını gösteren herhangi bir verinin olmaması, ilgili kurum ve kuruluşların görüşlerinin alınması, bilirkişi raporunda olumsuz bir tespitin yer almaması karşısında, bu hususa ilişkin olarak mevzuata aykırılık bulunmadığı sonucuna ulaşıldığı,
    İtiraz - 10:
    (Daire kararının özeti, bu kararın "Hukuki Değerlendirme" kısmında belirtilmiştir.)
    İtiraz - 11:
    Kazanılmış hakların korunması ilkesi doğrultusunda getirilen 1/25.000 ölçekli çevre düzeni planı hükmünün kentsel yerleşme ve gelişme alanlarında yer alan ve Plansız Alanlar İmar Yönetmeliği'nin 57. maddesi uyarınca muhtarlıktan izin alınarak yapılacak yapıları kapsadığı, kazanılmış hakları korunan yapılara ilave yapılması durumunda, bu plan kararlarının esas alınacağının düzenlendiği, bilirkişi raporunda belirtildiği gibi, nazım ve imar planlarından söz edilmemesinin planı kusurlandırmadığı, bu itibarla, bu hususa ilişkin mevzuata aykırılık bulunmadığı,
    İtiraz - 12:
    (Daire kararının özeti, bu kararın "Hukuki Değerlendirme" kısmında belirtilmiştir.)
    İtiraz - 13:
    Davaya konu 1/25.000 ölçekli çevre düzeni planının 5.6.1 sayılı maddesinde, orman alanları için, "Bu alanlar 6181 sayılı "Orman Kanunu" uyarınca saptanmış ve saptanacak alanlardır. Bu planda "orman alanı" olarak gösterilen alanlar, devlet ormanları, hükmi şahsiyeti haiz amme müesseselerine ait ormanlar, özel ormanlar, muhafaza ormanları, ağaçlık veya ağaçlandırılacak alanlar olup 6381 sayılı "Orman Kanunu" kapsamında kalan ve bu Kanun hükümlerine tabi alanlardır." şeklinde plan hükmü bulunduğu,
    Bu plan hükmü çerçevesinde, halihazırda 6381 sayılı Orman Kanunu uyarınca orman rejiminde kalan bir alanın başka kullanımlara dönüştürülmesinin söz konusu olamayacağının açık olduğu,
    Diğer taraftan davaya konu planın 5.6.3 sayılı maddesinde imar planlarının yapımı sırasında orman kadastro sınırlarına esas alınacağı, çevre düzeni planında orman olarak işaretlenen ancak özel mülkiyete tabi parsellerde doğal karakteri korunacak alanlardaki yapılaşma koşullarının geçerli olduğu hükmünün düzenlendiği,
    Davacı tarafından sözü edilen 5.6.3 sayılı plan hükmünün çevre düzeni planının öngörüsü olan doğal çevrenin korunması amacına ve Plan Yapımına Ait Esaslara Dair Yönetmeliğe aykırılık taşıdığı belirtilmişse de; Çevre Düzeni Planlarına Dair Yönetmelik uyarınca hazırlanan dava konusu planda getirilen doğal karakteri korunacak alanlarla ilgili ayrıntılı açıklamalara İtiraz - 3 başlığı altında yer verildiği,
    Bu itibarla, İtiraz - 3 başlığı altında yapılan açıklamalarla beraber bir bütün olarak değerlendirme yapıldığında; planda orman alanı olarak gösterilen ancak özel mülkiyete konu 6381 sayılı Kanun kapsamında bulunmayan parsellerde, orman alanı ile tarım alanları arasında bir geçiş özelliği taşıyan özel mülkiyete konu bu alanların korunmasını ve mülkiyet statülerine uygun kullanımını sağlamak bakımından doğal karakteri korunacak alanlardaki düşük emsalli yapılaşma koşullarının getirilmesinin uygun olduğu sonucuna ulaşıldığı,
    Öte yandan, davaya konu 1/25.000 ölçekli çevre düzeni planının plan notları değerlendiğinde, bu plandan ölçü alınarak uygulama yapılamayacağı, alt ölçekli imar planlarının yapım aşamasında ilgili kurum ve kuruluşların görüşlerinin alınacağı, tarımsal niteliği korunacak alanlarda ise mutlaka ilgili kurumlardan alınan görüşler doğrultusunda yapılaşma olabileceği, çevre düzeni planı ölçeğinde getirilen kullanım kararlarının o bölgenin mutlaka yapılaşacağı yönünde olmayacağı, bu bağlamda ve Dairelerince davaya konu çevre düzeni planlarına yönelik yapılan genel değerlendirme doğrultusunda çevre düzeni planı yapılırken tarım alanlarına ilişkin görüş alınmamasının planı kusurlandıramayacağı, alt ölçekli imar planı çalışmalarında tarım dışı kullanım için görüş alınacağı açık olduğundan, bilirkişi kurulunun tarım alanlarına yönelik değerlendirmelerine itibar edilmediği,
    İtiraz - 14:
    Davacı tarafından belirtilen fonksiyonların ve yapılaşma koşullarının birbirinden farklılık içerdiği, bu nedenle plan hükümleri arasında çelişki bulunmadığı, bilirkişi raporunda da belirtildiği gibi 5.12 sayılı plan hükmünde farklı diğer spor branşlarının sayılmış olması nedeniyle her branş için yapılaşma koşulunun alt ölçekli planlarda belirlenmesinin şehircilik ilkelerine, planlama esaslarına ve kamu yararına uygun olduğu sonucuna ulaşıldığı,
    İtiraz - 15:
    (Daire kararının özeti, bu kararın "Hukuki Değerlendirme" kısmında belirtilmiştir.)
    gerekçeleriyle; dava konularından Çevre ve Şehircilik Bakanlığınca 07/02/2013 tarihinde onaylanan Muğla-Bodrum-Yalıçiftliği 1/25.000 ölçekli İlave-Revizyon Çevre Düzeni Planının 2, 5, 6, 10 ve 15 sayılı itirazlar yönünden iptaline, diğer açılardan davanın reddine karar verilmiştir.

    TEMYİZ EDENLERİN İDDİALARI : Davacı tarafından, dava konusu çevre düzeni planlarının kamu yararı, şehircilik ilke ve esaslarına aykırı olduğu yönündeki iddialarının, Dairece alınan bilirkişi raporu ile desteklendiği, bu nedenle Daire kararının davanın reddine yönelik kısımlarının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

    Davalı idare tarafından, İtiraz - 2 yönünden, özel kanunlarına tabi alanlarda 1/100.000 ölçekli çevre düzeni planında yeni plan kararlarının üretilmediği, bu tür nitelikli alanlarda plan kararı üretilmesi işinin daha detay ölçeklerde hazırlanacak planlara bırakıldığı, planların kademeli birlikteliğinin, farklı ölçeklerdeki planlar üzerinden ölçü alınarak noktasal olarak aynı kullanımın olup olmadığının değerlendirilmesi ile değil, planlar arası genel hedef, ilke ve kullanım kararlarının uygunluğunun değerlendirilmesi ile sağlanması gerektiği, planlar arası kademeli birlikteliğin kurulduğunun açık olduğu; İtiraz - 5 ve İtiraz - 6 yönünden, parsel bazında tescil olunan sit alanları için çevre düzeni planı hazırlanırken Koruma Kurulu görüşü alınmasının ölçek gereği mümkün olmadığı gibi mevzuat gereğince de zorunlu olmadığı, planda Yüksek Kurul İlke Kararlarının geçerli olduğunun ve bu kararlar çerçevesinde uygulama yapılacağının özellikle belirtildiği, 2634 sayılı Kanun uyarınca orman alanlarında turizm amaçlı tahsisler yapılabildiği; İtiraz - 10 yönünden, ölçeği ve çizim tekniği gereğince çevre düzeni planlarında arazi kullanım kararları belirlenirken kadastral parsellerin göz önünde bulundurulma imkanının bulunduğu, 4.8 sayılı plan hükmünde, gerekli ve yeterli düzeyde tedbir geliştirildiğinden planlama ve şehircilik ilkelerine aykırı bir yön bulunmadığı; İtiraz - 15 yönünden, 1/25.000 ölçekli ÇDP ile üretilen plan kararlarının 1/100.000 ölçekli ÇDP'nin 8.6 sayılı plan hükmüne uygun olduğu, yeni bir "Geleneksel yat yapım, bakım ve çekek alanı" düzenlenmediği, mevcut tersanelerin olduğu yaklaşık 55 hektarın sadece plana işlendiği, hususları belirtilerek, hatalı ve çelişkili tespitler içeren bilirkişi raporuna dayalı olarak verilen Daire kararının iptale ilişkin kısımlarının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
    Davalı idare yanında müdahillerden ...Turizm ve Yatırım A.Ş. tarafından, hükme esas alınan bilirkişi raporlarının hem plan hiyerarşisini yanlış yorumladığı hem de dava konusu çevre düzeni planları ile getirilen düzenlemenin mahiyetini ortaya koyamadığı, arazi kullanım kararları ile planlama kararlarının birbirine karıştırıldığı, yürürlükte olmayan üst ölçekli plana göre değerlendirme yapıldığı, 1/100.000 ölçekli çevre düzeni planında Turizm Merkezi olarak belirtilen bir alanın alt ölçekli planda turizm fonksiyonuna kapalı bir şekilde düzenlenemeyeceği, dava dosyasına sunulan uzman görüşünde dava konusu çevre düzeni planlarının şehircilik ilkeleri ve planlama esaslarına uygun olduğunun ayrıntıları ile ortaya konulduğu, Daire kararının iptale ilişkin kısımlarının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

    KARŞI TARAFIN SAVUNMALARI : Davalı idare ve davalı idare yanında müdahillerden ...Turizm ve Yatırım A.Ş. tarafından, Danıştay Altıncı Dairesince verilen kararın davanın reddine ilişkin kısımlarının, usul ve hukuka uygun bulunduğu ve temyiz dilekçesinde öne sürülen nedenlerin, kararın bu kısımlarının bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı belirtilerek, davacının temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmakta olup; davacı ve davalı idare yanında diğer müdahiller tarafından, savunma verilmemiştir.
    DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ ...DÜŞÜNCESİ : Daire kararının; 10, 12 ve 15 sayılı itirazlara yönelik kısımlarının bozulması, diğer kısımlarının ise onanması gerektiği düşünülmektedir.

    TÜRK MİLLETİ ADINA
    Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, dosya tekemmül ettiğinden davalı idare ile yanında müdahillerden ...Turizm ve Yatırım A.Ş.'nin yürütmenin durdurulması istemleri hakkında ayrıca bir karar verilmeksizin gereği görüşüldü:
    Üye ...'in; Anayasa'nın 135. maddesine göre kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları ve üst kuruluşlarının, belli bir mesleğe mensup olanların müşterek ihtiyaçlarını karşılamak, mesleki faaliyetlerini kolaylaştırmak, mesleğin genel menfaatlere uygun olarak gelişmesini sağlamak, meslek mensuplarının birbirleri ile ve halk ile olan ilişkilerinde dürüstlüğü ve güveni hakim kılmak üzere meslek disiplini ve ahlakını korumak maksadı ile kanunla kurulan kamu tüzel kişilikleri olduğu ve bu meslek kuruluşlarının, kuruluş amaçları dışında faaliyette bulunamayacağı esasları göz önünde bulundurulduğunda, davacı Odanın, dava konusu çevre düzeni planlarının iptalini istemekte hukuken korunması gereken bir menfaatinin bulunmadığı yönündeki ayrışık oyuna karşılık, davacı Odanın ehliyetli olduğuna oyçokluğu ile karar verilerek, temyiz istemlerinin esastan incelenmesine geçildi.


    İNCELEME VE GEREKÇE:
    MADDİ OLAY :
    Muğla-Bodrum-Yalıçiftliği 1/25.000 ölçekli İlave-Revizyon Çevre Düzeni Planının Çevre ve Şehircilik Bakanlığınca 07/02/2013 tarihinde onaylanması üzerine, bu planla birlikte, 26/12/2012 tarihinde onaylanan 1/100.000 ölçekli Aydın-Muğla-Denizli Çevre Düzeni Planı değişikliğinin iptali istenilmiştir.

    İLGİLİ MEVZUAT :
    2872 sayılı Çevre Kanunu'nun 9. maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinde, "Ülke fizikî mekânında, sürdürülebilir kalkınma ilkesi doğrultusunda, koruma-kullanma dengesi gözetilerek kentsel ve kırsal nüfusun barınma, çalışma, dinlenme, ulaşım gibi ihtiyaçların karşılanması sonucu oluşabilecek çevre kirliliğini önlemek amacıyla nazım ve uygulama imar plânlarına esas teşkil etmek üzere bölge ve havza bazında 1/50.000-1/100.000 ölçekli çevre düzeni plânları Bakanlıkça yapılır, yaptırılır ve onaylanır. Bölge ve havza bazında çevre düzeni plânlarının yapılmasına ilişkin usûl ve esaslar Bakanlıkça çıkarılacak yönetmelikle belirlenir." hükmüne yer verilmiştir.
    Anılan Kanun hükmüne dayanılarak çıkarılan ve dava konusu çevre düzeni planlarının onaylandığı tarihte yürürlükte olan, Çevre Düzeni Planlarına Dair Yönetmelik'te; "Havza", bir akarsu kaynağını besleyen yüzey ve yer altı su kaynaklarının tabii su toplama alanını kapsayacak biçimde, Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğünce belirlenmiş alanlar; "Bölge", coğrafi, sosyal, ekonomik, fiziksel nitelikleri açısından benzerlik gösteren alan ve/veya Devlet Planlama Teşkilatınca belirlenmiş olan istatistiki bölge (düzey 2) birimleri olarak tanımlanmıştır.

    Aynı Yönetmeliğin 4. maddesinin birinci fıkrasının (c) bendinde, "Çevre düzeni planı", ülke ve bölge plan kararlarına uygun olarak konut, sanayi, tarım, turizm, ulaşım gibi yerleşme ve arazi kullanılması kararlarını belirleyen plan; (ç) bendinde, "Çevre düzeni planı açıklama raporu", çevre düzeni planının vizyonunun, amacının, hedeflerinin, stratejilerinin, ilkelerinin ve politikalarının açıklandığı ve bunlar doğrultusunda belirlenen projeksiyon nüfusuna, sektörel yapıya, alan büyüklüklerine, plan kararlarına, plan uygulama araçlarına, kurumsal yapıya ve denetime ilişkin gerekçeli açıklamaların yapıldığı ve çevre düzeni planı ile bütün olan rapor; (d) bendinde, "Çevre düzeni planı araştırma raporu", planlama alanına ilişkin geleceğe yönelik projeksiyonların yapılabilmesi, plan kararlarının, koruma ve gelişme politika ve stratejilerinin ve plan hükümlerinin belirlenebilmesi için 7 nci madde kapsamında toplanan verilerin planlama çalışmasında kullanılacak biçimde analiz ve sentezinin yapıldığı, alana yönelik fırsatların, tehditlerin, güçlü yönler ve zayıflıkların belirlenerek ilgilisine göre farklı disiplinlerden uzmanlarca hazırlanan rapor, olarak tanımlanmış; çevre düzeni planının niteliklerinin belirlendiği 5. maddesinin birinci fıkrasının (e) bendinde, planlamaya temel oluşturan verilerin farklılığından dolayı farklı mesleklerden uzmanların fiili katılımı ile hazırlanan üst ölçekli bir plan olması, çevre düzeni planının nitelikleri arasında sayılmıştır.
    Yine aynı Yönetmeliğin "Planlama alanının tespiti" başlıklı 6. maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinde, planlama alanının; Çevre ve Orman Bakanlığı Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun ve Çevre Kanunu kapsamında; Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü tarafından belirlenen büyük akarsu havzaları veya Devlet Planlama Teşkilatı Müsteşarlığı tarafından belirlenmiş istatistiki bölge birimleri (düzey 2) ile birlikte idari sınırları da dikkate alınarak, en az iki il sınırını içerecek şekilde belirleneceği hükme bağlanmıştır.
    Dava konusu çevre düzeni planlarının onaylandığı tarihte yürürlükte olan Plan Yapımına Ait Esaslara Dair Yönetmeliğin 3. maddesinin onuncu fıkrasında, "Çevre düzeni planı", konut, sanayi, tarım, turizm, ulaşım gibi sektörler ile kentsel-kırsal yapı ve gelişme ile doğal ve kültürel değerler arasında koruma-kullanma dengesini sağlayan ve arazi kullanım kararlarını belirleyen yönetsel, mekansal ve işlevsel bütünlük gösteren sınırlar içinde, varsa bölge planı kararlarına uygun olarak yapılan, idareler arası koordinasyon esaslarını belirleyen, 1/25.000, 1/50.000, 1/100.000 veya 1/200.000 ölçekte hazırlanan, plan notları ve raporuyla bir bütün olan plan şeklinde tanımlanmıştır.
    Öte yandan, 14/06/2014 tarih ve 29030 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Mekansal Planlar Yapım Yönetmeliği'nin 38. maddesinin birinci fıkrası ile Plan Yapımına Ait Esaslara Dair Yönetmelik, ikinci fıkrası ile de Çevre Düzeni Planlarına Dair Yönetmelik yürürlükten kaldırılmış; geçici 1. maddesinde, anılan Yönetmeliğin yürürlüğe girmesinden önce onay makamına sunulan veya idare meclisinde gündeme alınan plan tekliflerinin anılan Yönetmeliğin yürürlüğe girdiği tarihten önceki mevzuat hükümlerine göre sonuçlandırılacağı hüküm altına alınmıştır.

    14/06/2014 tarih ve 29030 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Mekansal Planlar Yapım Yönetmeliği'nin;
    4. maddesinin birinci fıkrasının (c) bendinde, çevre düzeni planı; varsa mekânsal strateji planlarının hedef ve strateji kararlarına uygun olarak şehircilik, akarsu, göl ve tarım arazileri gibi temel coğrafi verilerin gösterildiği, kentsel ve kırsal yerleşim, gelişme alanları, sanayi, tarım, turizm, ulaşım, enerji gibi sektörlere ilişkin genel arazi kullanım kararlarını belirleyen, yerleşme ve sektörler arasında ilişkiler ile koruma-kullanma dengesini sağlayan 1/50.000 veya 1/100.000 ölçekteki haritalar üzerinde ölçeğine uygun gösterim kullanılarak bölge, havza veya il düzeyinde hazırlanabilen, plan notları ve raporuyla bir bütün olarak yapılan plan olarak tanımlanmış,
    18. maddesinin birinci fıkrasında, "Çevre düzeni planı; coğrafi, sosyal, ekonomik, idari, mekânsal ve fonksiyonel nitelikleri açısından benzerlik gösteren bölge, havza veya en az bir il düzeyinde yapılır.",
    19. maddesinin birinci fıkrasında, "Çevre düzeni planları hazırlanırken; a) Varsa mekânsal strateji planlarına uygunluğun sağlanması, b) Yeni gelişmeler ve bölgesel dinamiklerin dikkate alınması, c) İlgili kamu kurum ve kuruluşlarının mekânsal kararları etkileyecek nitelikteki bölge planı, strateji planı ve belgesi, sektörel yatırım kararlarının dikkate alınarak değerlendirilmesi, ç) Sürdürülebilir kalkınma amacına uygun olarak ekolojik ve ekonomik kararların bir arada değerlendirilmesi, d) Tarihi, kültürel yapı ile orman alanları, tarım arazileri, su kaynakları ve kıyı gibi doğal yapı ve peyzajın korunması ve geliştirilmesi, e) Doğal yapının, ekolojik dengenin ve ekosistemin sürekliliğinin korunması amacıyla arazi kullanım bütünlüğünün sağlanması, f) Ulaşım ağının arazi kullanım kararlarıyla birlikte ele alınması suretiyle imar planlarında güzergahı netleştirilecek yolların güzergah ve yönünün genel olarak belirlenmesi, g) Çevre sorunlarına neden olan kaynaklara yönelik önleyici strateji ve politikaların belirlenerek arazi kullanım kararlarının oluşturulması, ğ) İmar planlarına esas olacak şematik ve grafik dil kullanılarak arazi kullanım kararları ile koruma ve gelişmenin sağlanması, h) Afet tehlikelerine ilişkin mevcut raporlar ve jeolojik etütler dikkate alınarak afet risklerini azaltıcı önerilerin dikkate alınması esastır.",
    Aynı maddenin ikinci fıkrasında, "Çevre düzeni planlarının hazırlanması sürecinde, planlama alanı sınırları kapsamında aşağıda genel başlıklar halinde belirtilen konular ile diğer konularda ilgili kurum ve kuruluşlardan veriler elde edilir; bu veriler kapsamında analiz, etüt ve araştırmalar yapılır: a) Sınırlar. b) İdari ve bölgesel yapı. c) Fiziksel ve doğal yapı. ç) Sit ve diğer koruma alanları, hassas alanlar, doğal karakteri korunacak alanlar. d) Ekonomik yapı. e) Sektörel gelişmeler ve istihdam. f) Demografik ve toplumsal yapı. g) Kentsel ve kırsal yerleşme alanları ve arazi kullanımı. ğ) Altyapı sistemleri. h) Yeşil ve açık alan kullanımları. ı) Ulaşım sistemleri. i) Afete maruz ve riskli alanlar. j) Askeri alanlar, askeri yasak bölgeler ve güvenlik bölgeleri. k) Planlama alanına yönelik bölgesel ölçekli kamu projeleri ve yatırım kararları. l) Her tür ve ölçekteki plan, program ve stratejiler. m) Göller, barajlar, akarsular, taşkın alanları, yeraltı ve yüzeysel su kaynakları ve benzeri hidrolojik, hidrojeolojik alanlar. n) Çevre sorunları ve etkilenen alanlar.",

    Maddenin devam eden fıkralarında ise, "Çevre Düzeni Planlarının hazırlanması sürecinde planlama alanı sınırları kapsamındaki tüm veriler 1/25.000 ölçekli harita hassasiyetinde hazırlanır. Plan hazırlık sürecinde ihtiyaç duyulan veri, bilgi ve belgeler; ilgili veriyi hazırlamakla sorumlu kurum ve kuruluşlardan, bilimsel çalışmalardan ve uzmanlarca arazide yapılacak çalışmalardan elde edilir. Planlama sürecinde coğrafi bilgi sistemleri ve uzaktan algılama yöntemleri kullanılarak güncellenebilir ve sorgulanabilir sayısal veri tabanı oluşturulur." kurallarına yer verilmiştir.

    HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
    1- Temyize konu Daire kararının, 10, 12 ve 15 sayılı itirazlar dışındaki kısımlarının incelenmesi;
    Danıştay dava dairelerinin nihai kararlarının temyizen incelenerek bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan;
    "a) Görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması,
    b) Hukuka aykırı karar verilmesi,
    c) Usul hükümlerinin uygulanmasında kararı etkileyebilecek nitelikte hata veya eksikliklerin bulunması",
    sebeplerinden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
    Dayandığı hukuksal nedenler ve gerekçesi yukarıda açıklanan Danıştay Altıncı Dairesi kararının, 10, 12 ve 15 sayılı itirazlar dışındaki kısımları, aynı gerekçe ile Kurulumuzca da uygun bulunmuş olup, temyiz dilekçelerinde ileri sürülen iddialar kararın anılan kısımlarının bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
    2- Temyize konu Daire kararının, İtiraz - 10 (dava konularından 1/25.000 ölçekli İlave-Revizyon Çevre Düzeni Planının, 4.8 sayılı plan hükmü) yönünden incelenmesi;
    Dava konularından 1/25.000 ölçekli İlave-Revizyon Çevre Düzeni Planının 4.8 sayılı plan hükmünde, "Bir kadastral parselin yüzde ellisinden fazlası bu planla bir kentsel kullanım lekesi (konut, turizm tesis alanı gibi) içerisinde kalıyorsa, alt ölçekli planlarda doğal eşikler de dikkate alınarak parselin tamamı için kentsel kullanıma yönelik karar getirilebilir. Ancak bu planın onayından sonra tevhit edilerek büyütülen parsellerde bu hüküm uygulanmaz." kuralı yer almaktadır.
    2.1- Davacının İddiaları
    Arazi kullanım kararının belirlenmesinde sadece %50 kriterinin esas alınarak, kentsel kullanıma yönelik karar alınmasının, planlama ilkelerine aykırılık taşıdığı gibi, üst ölçekli planda getirilen kentsel kullanıma ve yapılaşmaya yönelik fonksiyon kararının, mevzuatta belirtilen, imar planlarının insan, toplum, çevre ilişkilerinde kişi ve aile mutluluğu, yeni toplum hayatını yakından etkileyen fiziksel çevreyi sağlıklı bir yapıya kavuşturmak, yatırımların yer seçimlerini ve gelişme eğilimlerini yönlendirmek ve toprağın koruma kullanma dengesini en rasyonel biçimde belirlemek amacıyla çeliştiği ve söz konusu hükmün Plan Yapımına Ait Esaslara Dair Yönetmelik ve ilgili mevzuata aykırı olduğu iddia edilmektedir.
    2.2- Davalı İdare ve Yanında Müdahillerin Savunmaları
    Çevre düzeni planlarının, plan notları ve açıklama raporları ile bir bütün olduğu, tek bir plan notu üzerinden parçacıl olarak bir değerlendirme yapmanın, planın bütünlüğüne ve planlama disiplininin ruhuna aykırı olduğu, dava konusu plan hükmünün mevzuat açısından hiçbir sakıncası olmadığı gibi, bu plan hükmü ile üst ölçekli planların ölçeklerinin doğrudan büyültülerek imar planlarının yapılmasının önüne geçilmesinin amaçlandığı savunulmaktadır.
    2.3- Bilirkişi Kurulunun Değerlendirmesi
    Davacının 4.8 sayılı plan hükmüne itirazının belirli bir alana özgü olmayıp, bu tür kararların, mevcut durumun planlama ve şehircilik ilkelerine uygunluğu alt ölçekli plan hazırlama sürecinde değerlendirilmeden, bir üst ölçekli plan kararı haline getirilmesine yönelik olduğu, planlanan alanda bulunan köy yerleşmelerinde 6360 sayılı Kanun yürürlüğe girmeden belediyeden ruhsat alınmadan inşa edilmiş yapılar bulunabileceği, mevcut bu tür dokuların yasallığı ve imar kurallarına uygunluğu değerlendirilmeden, üst ölçekli plan kararı uyarınca böyle dokuların tüm kadastral parseli kapsayacak şekilde yaygınlaştırılmasının planlama ve şehircilik ilkeleriyle bağdaşmayacağı, tespit ve değerlendirmelerine yer verilmiştir.
    2.4- Daire Kararı
    Uyuşmazlık konusu plan hükmü ile dava konusu 1/25.000 ölçekli çevre düzeni planında bir kadastral parselin tamamı bir kentsel kullanım lekesi (konut, turizm tesis alanı gibi) içerisinde kalmasa bile, alt ölçekli planlarda doğal eşikler dikkate alınarak parselin tamamı için kentsel kullanıma yönelik karar getirilebileceğinin öngörüldüğü, söz konusu plan kararının, üst ölçekli planın getirdiği strateji ve ilkelerden bağımsız uygulamalara yol açmasına sebebiyet verebileceği, bu hükmün, dava konusu 1/25.000 ölçekli çevre düzeni planının niteliği gereği alt ölçekli planlara bırakılmış ve sadece alt ölçekli planların önerebileceği kullanımlara ilişkin keyfi plan kararlarının önünü açabileceği anlaşıldığından, bu haliyle plan kademelenmesine aykırı uygulamalara yol açması olasılığının bulunması nedeniyle planlama ve şehircilik ilkelerine uygun olmadığı gerekçesiyle, dava konularından 1/25.000 ölçekli İlave-Revizyon Çevre Düzeni Planının İtiraz - 10 (4.8 sayılı plan hükmü) yönünden iptaline karar verilmiştir.
    2.5- Kurulumuzun Hukuki Değerlendirmesi
    Davalı idarenin savunmasında belirtilen hususlar dikkate alındığında, uyuşmazlıkta dava konusu 1/25.000 ölçekli İlave-Revizyon Çevre Düzeni Planının niteliği irdelenerek, 4.8 sayılı plan hükmünün getiriliş amacının hukuka uygun olup olmadığının açıklığa kavuşturulması gerekmektedir.
    İlgili mevzuat başlığı altında da belirtildiği üzere, dava konusu çevre düzeni planlarının onaylandığı tarihte yürürlükte bulunan Plan Yapımına Ait Esaslara Dair Yönetmeliğin 3. maddesinin onuncu fıkrasında, "Çevre düzeni planı", konut, sanayi, tarım, turizm, ulaşım gibi sektörler ile kentsel-kırsal yapı ve gelişme ile doğal ve kültürel değerler arasında koruma-kullanma dengesini sağlayan ve arazi kullanım kararlarını belirleyen yönetsel, mekansal ve işlevsel bütünlük gösteren sınırlar içinde, varsa bölge planı kararlarına uygun olarak yapılan, idareler arası koordinasyon esaslarını belirleyen, 1/25.000, 1/50.000, 1/100.000 veya 1/200.000 ölçekte hazırlanan, plan notları ve raporuyla bir bütün olan plan olarak tanımlanmıştır.
    Çevre Düzeni Planları nitelikleri ve ölçekleri itibarıyla çevreye, yerleşme sistemlerine, iktisadi faaliyetlere, ulaşım ağına, bölgesel altyapıya ilişkin stratejileri ve yapıları belirleyen planlardır.
    Bu ölçekteki bir planda parsel bazında arazi kullanım kararlarının belirlenmesi söz konusu olmayıp, plan gösterimleri şematik ve grafik niteliktedir. Bu doğrultuda, çevre düzeni planlarında parsel sınırları belirlenemeyeceğinden, bu planlardan ölçü alınarak uygulama yapılamayacağı kuşkusuzdur.
    Öte yandan, çevre düzeni planları, alt ölçekli planlardaki uygulamaların şehircilik ilkelerine ve planlama esaslarına uygun nitelikte gerçekleşmesinin sağlanabilmesi amacıyla, bu planlara yol gösteren, ilke belirleyen ve hedefler koyan bir plan türüdür.
    Uyuşmazlık bu çerçevede ele alındığında ve çevre düzeni planlarının yukarıda belirtilen niteliği göz önünde bulundurulduğunda, dava konusu 4.8 sayılı plan hükmünün, alt ölçekli plan kararlarında ortaya çıkabilecek sorunların önüne geçilmesi ve uygulamanın sağlıklı bir şekilde gerçekleştirilebilmesi amacıyla getirildiği, alt ölçekli planları yönlendirmeye yönelik olduğu açıktır.
    Bu itibarla, niteliği gereği şematik olan çevre düzeni planlarından ölçü alınarak uygulama yapılamayacağından, alt ölçekli imar planlarında sınır belirlenirken parsel bütünlüğünün korunmasının sağlanması amacıyla getirildiği ve alt ölçek planlamalarında keyfi plan kararlarının önüne geçmek adına doğal eşiklerin dikkate alınacağı belirtilerek gerekli ve yeterli düzeyde tedbir geliştirdiği anlaşılan dava konusu 4.8 sayılı plan hükmünde hukuka aykırılık bulunmamaktadır.
    Açıklanan nedenlerle, davalı idare ve yanında müdahillerden ...Turizm ve Yatırım A.Ş.'nin temyiz istemlerinin kısmen kabulü ile Daire kararının iptale yönelik kısmının, İtiraz - 10 (4.8 sayılı plan hükmü) yönünden bozulması gerektiği sonucuna varılmıştır.
    3- Temyize konu Daire kararının, İtiraz - 12 (dava konularından 1/25.000 ölçekli İlave-Revizyon Çevre Düzeni Planının 5.3 sayılı Turizm Tesis Alanları (T2) başlığı altındaki plan hükümleri) yönünden incelenmesi;
    Dava konularından 1/25.000 ölçekli İlave-Revizyon Çevre Düzeni Planının 5.3 sayılı Turizm Tesis Alanları (T2) başlığı altında;
    "5.3.1 Alternatif turizme dönük, doğal yaşama aktif katılımın sağlanabileceği çevreye duyarlı planda T2 olarak işaretlenen turizm tesis alanlarında; doğayla ve çevreyle uyumlu, sürdürülebilir, çevreye zarar vermeden yerel yapılaşma karakteristiğine uygun ekolojik yapı ile bütünleşik soft turizm kullanımları, günübirlik tesisler, sağlıklı yaşam tesisleri, spor tesisleri ile satış üniteleri ve gerekli sosyal donatı alanları yer alabilir.
    5.3.2 Yapılacak yapılarda doğal yapı ve geleneksel mimari dokunun korunması sağlanacak olup yapıların cephelerinin yöreye özgü ve doğaya uyumlu renk ve malzemeyle yapılması gereklidir.
    5.3.3 Planda T2 olarak işaretlenen turizm tesis alanlarında yapılaşma koşulu;
    - Maksimum emsal (kaks)=0,25
    - Maksimum bina yüksekliği (hmaks)=4,50m. (1 kat) esastır. Arazinin eğimi ve topografyaya göre maksimum bina cephe yüksekliği (hmaks)=6,50m.yi geçemez.
    5.3.4 İfraz sonucu elde edilecek parsel büyüklüğü 20.000 m2'den az olamaz. Bu planın onayından önce 20.000 m2'nin altında teşekkül etmiş parsellerde, imar uygulamasından sonra yapılaşacak minimum parsel büyüklüğü 10.000 m2'den az olamaz."
    hükümleri yer almaktadır.
    3.1- Davacının İddiaları
    Bu hükümler ile plan üzerinde ayrıcalıklı imar hakları tesis edildiği, özel olarak üretilerek bir yeri tarifleyen plan hükümlerinin, kamu yararına, şehircilik ilkelerine, bilim ve fennin yanı sıra, mevzuata da aykırı olduğu iddia edilmektedir.
    3.2- Davalı İdare ve Yanında Müdahillerin Savunmaları
    Muğla-Bodrum-Yalıçifitliği 1/25.000 ölçekli İlave-Revizyon Çevre Düzeni Planının amacının, Yalı Beldesinin mekânsal, yönetsel ve işlevsel bir bütünlük içerisinde; doğal ve kültürel değerler ile kentsel ve kırsal gelişmeler arasındaki koruma-kullanma dengesinin oluşturulması ve sektörel gelişiminin planlı bir şekilde sürdürülmesinin sağlanması olarak tanımlanmakta olduğu, söz konusu plan hükümlerinin de planın amacına ulaşmayı hedefleyen, nitelikli, planlı ve çevre dostu bir turizm deseninin oluşumunu teşvik ettiği,
    Planın ana senaryosuyla uyumlu ve plan yapımının gerekçesi olan doğal değerlerin korunmasına yönelik düzenlenen bu plan hükümlerinin ayrıcalıklı imar hakkı tesis etmekle uzaktan yakından ilişkisi olmadığı, Anayasa ile teminat altına alınmış bir disiplin olan planlama disiplinine ilişkin davacı yaklaşımının, ülkemizin mekânsal gelişimi ve doğal ve kültürel değerlerinin korunması açısından sağlıksız bir bakış açısı olduğu, söz konusu genel kurgu ile tamamen bütünleşik ve planın amacına ulaşmayı destekleyen bu çevreci hükümlerin, şehircilik ilkelerine aykırılık taşımadığı, bilakis planlama ilkelerinin bir gereği olduğu savunulmaktadır.
    3.3- Bilirkişi Kurulunun Değerlendirmesi
    Dava dilekçesinde Turizm Tesis Alanları (T2) ile ilgili olarak ilk iddiaların, İtiraz - 6 kapsamında derlenen itirazların son bölümünde değerlendirildiği, sözü edilen değerlendirmenin, orman ve 3. derece doğal sit alanının bu kullanıma ayrılmasını öngören plan değişikliği kararı üzerinde yoğunlaştığı, anılan değerlendirmenin plan hükümlerinde yer alan düzenlemelerle ilgili ilk bölümünde, Turizm Tesis Alanları (T2) için tanımlanan koşulların, maliki oldukları arazi üzerinde tanımlanan turizm tesislerini 0.25 emsalle inşa etmek isteyenler için uygun olabileceği, ancak küçük oranlı yapılaşma öngörülmüş olsa da tarım alanlarının tarım dışı amaçla kullanımı söz konusu olabilecek olmasına karşın, plan hükümlerinde bu hususa değinilmemiş olmasının, 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu’nun 13. maddesi ve turizm mevzuatı kapsamında değerlendirilmesinin, hukuki bir değerlendirmeyi gerektirdiğinin belirtildiği yönünde tespit ve değerlendirmelere yer verilmiştir.

    3.4- Daire Kararı
    Turizm Tesis Alanı (T2) için getirilen yapılaşma koşullarında, bu alanda, doğayla ve çevreyle uyumlu, sürdürülebilir, çevreye zarar vermeden yerel yapılaşma karakteristiğine uygun, ekolojik yapı ile bütünleşik soft turizm kullanımları, günübirlik tesisler ve gerekli sosyal donatı alanlarının yer alabileceği öngörülerek, doğal çevrenin en az yapılaşmasına olanak tanındığı görüldüğünden (T2) için tanımlanan koşulların doğal sit alanlarında yapılaşma koşullarına yönelik ilgili koruma kurulunun görüşünün alınması ve üst ölçekli plana uygunluğun sağlanması kaydıyla maliki oldukları arazi üzerinde tanımlanan turizm tesislerini kurmak etmek isteyenler için uygun olduğu sonucuna ulaşıldığı,
    Öte yandan, bilirkişi kurulunun tarım alanlarına yönelik değerlendirmeleri bakımından ise; davaya konu 1/25.000 ölçekli çevre düzeni planının plan notları değerlendiğinde, bu plandan ölçü alınarak uygulama yapılamayacağı, alt ölçekli imar planlarının yapım aşamasında ilgili kurum ve kuruluşların görüşlerinin alınacağı, tarımsal niteliği korunacak alanlarda ise mutlaka ilgili kurumlardan alınan görüşler doğrultusunda yapılaşma olabileceği, çevre düzeni planı ölçeğinde getirilen kullanım kararlarının o bölgenin mutlaka yapılaşacağı yönünde olmayacağı, bu bağlamda ve daha önce Dairelerince dava konusu çevre düzeni planlarına yönelik yapılan genel değerlendirme doğrultusunda çevre düzeni planı yapılırken tarım alanlarına ilişkin görüş alınmamasının planı kusurlandıramayacağı, kuşkusuz alt ölçekli imar planı çalışmalarında tarım dışı kullanım için görüş alınacağı, gerekçesiyle İtiraz - 12 yönünden davanın reddine karar verilmiştir.
    3.5- Kurulumuzun Hukuki Değerlendirmesi
    Dava konularından 1/25.000 ölçekli İlave-Revizyon Çevre Düzeni Planı Plan Açıklama Raporunda; plan sınırları içerisinde, Kargacık Mevkii olarak adlandırılan ve yerleşme alanlarının güney-güneydoğusunda kalan bölgede ve Torba kavşağından güneye doğru yönlenen arıtma tesis alanının doğu kesiminde olmak üzere toplam 51,26 hektar büyüklüğündeki alanın T2 Turizm Tesis Alanı biçiminde düzenlendiği belirtilmiştir.
    Temyize konu Daire kararının İtiraz - 6 başlığı altında, 1/25.000 ölçekli İlave-Revizyon Çevre Düzeni Planında T2 Turizm Tesis Alanı kullanım kararı getirilen yer ile birlikte, anılan planın 5.3 sayılı Turizm Tesis Alanları (T2) başlığı altındaki plan hükümleri de birlikte değerlendirilmek suretiyle, 1/25.000 ölçekli İlave-Revizyon Çevre Düzeni Planı ile getirilen T2 Turizm Tesis Alanı kullanım kararının, 1/100.000 ölçekli Çevre Düzeni Planında getirilen kullanım kararlarına aykırı olduğu ve 3. derece doğal sit alanında bulunan bu alanlarda, Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Yüksek Kurulunun 740 sayılı İlke Kararı ile değişik 728 sayılı İlke Kararı gereğince Koruma Kurullarınca bir karar alınmaksızın, yapılaşmaya ilişkin kuralların belirlendiği gerekçesiyle anılan T2 kullanım kararının iptaline karar verildiği halde, 1/25.000 ölçekli İlave-Revizyon Çevre Düzeni Planı sınırları içerisinde tek bir yerde T2 gösterimi bulunmasına rağmen, 5.3 sayılı Turizm Tesis Alanları (T2) başlığı altındaki plan hükümleri yönünden, doğal çevrenin en az yapılaşmasına olanak tanındığı gerekçesiyle davanın bu kısmının reddine karar verildiği anlaşılmaktadır.
    Plan hükümlerinin doğrudan plan ve lejantındaki kullanımlar ve maddeler ile ilişkili olması gerektiği, ilgili plan ve/veya plan lejantında yer almayan bir kullanıma ilişkin hüküm öngörülmesinin planlamada belirsizlik ve tutarsızlık oluşturarak, plan bütünlüğünün bozulmasına yol açacağı açıktır.
    Bu çerçevede, davacının, dava konusu 5.3 sayılı Turizm Tesis Alanları (T2) başlığı altındaki plan hükümlerinin, özel olarak üretildiği ve bir yeri tariflediğine yönelik iddiası da göz önünde bulundurulduğunda, yukarıda belirtilen plan bütünlüğüne yönelik sakıncaların engellenebilmesi açısından, plan sınırları içerisinde tek bir yerde bulunan T2 gösteriminin iptaline karar verilmiş olması nedeniyle, anılan plan hükümlerinin de iptaline karar verilmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.
    Öte yandan, temyize konu Daire kararının İtiraz - 6 başlığı altında yer verilen yapılaşmaya yönelik iptal gerekçelerinin, plan sınırları içerisinde tek bir yerde bulunan T2 gösterimine ilişkin plan hükümleriyle doğrudan ilgili olduğu da açıktır.
    Açıklanan nedenlerle, davacının temyiz isteminin kısmen kabulü ile Daire kararının davanın reddine yönelik kısmının, İtiraz - 12 (5.3 sayılı Turizm Tesis Alanları (T2) başlığı altındaki plan hükümleri) yönünden bozulması gerekmektedir.
    4- Temyize konu Daire kararının, İtiraz - 15 (Dava konularından 1/25.000 ölçekli İlave-Revizyon Çevre Düzeni Planında öngörülen "Geleneksel Yat Yapım, Bakım ve Çekek Alanı" gösterimi) yönünden incelenmesi;
    4.1- Davacının İddiaları
    Plan açıklama raporunda "Geleneksel Yat Yapım, Bakım ve Çekek Alanı", turizm sektörü ile yat imalatının entegre edilerek bölgenin sürdürülebilir gelişmesine yönelik mevcut tersanelerin olduğu yaklaşık 55 hektar büyüklüğündeki alan olarak tanımlandığı, ancak orman alanından çıkarılan bu büyüklükteki alanın öncelikle Bodrum Yarımadası bütününde ve kıyı yapılarının öncelikle plan bütünlüğü içerisinde değerlendirilmesi gerektiği iddia edilmektedir.
    4.2- Davalı İdare ve Yanında Müdahillerin Savunmaları
    Çevre düzeni planı ile herhangi bir alanın, orman vasfından çıkarılarak başka bir kullanıma ayrılmadığı, söz konusu 55 hektarlık alanın çevre düzeni planı ile orman alanından çıkarıldığı iddiasının asılsız olduğu, diğer yandan, kıyıya ilişkin uygulamaların bu planın kararlarını yönlendiren üst ölçekli plan olan Aydın-Muğla-Denizli Planlama Bölgesi 1/100.000 ölçekli Çevre Düzeni Planı ile bütüncül olarak değerlendirildiği, 1/100.000 ölçekli çevre düzeni planı ile yalnızca Bodrum Yarımadası değil Bodrum Yarımadası ile ilişkili olarak bütün kıyının plan bütünlüğü içerisinde değerlendirilerek, alt ölçekli planları yönlendirecek temel ilke, strateji ve plan kararları oluşturulduğu savunulmaktadır.
    4.3- Bilirkişi Kurulunun Değerlendirmesi
    Bilirkişilerce, davalı idarenin çevre düzeni planı ile herhangi bir alanın orman vasfından çıkarılarak başka bir kullanıma ayrılmadığına yönelik savunmasının kanıtının bulunmadığı, diğer taraftan dava dilekçesinde, davacının bu büyüklükteki alanın öncelikle Bodrum Yarımadası bütününde değerlendirilmesi ve kıyı yapılarının öncelikle plan bütünlüğü içerisinde değerlendirilmesi gerektiğine ilişkin itirazını destekler bir öneriye de rastlanmadığı yönünde görüş belirtilmiş, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun 05/04/2018 tarih ve YD İtiraz No:2018/21 sayılı kararından sonra Dairece alınan ek raporda ise, itiraza konu olan “Geleneksel Yat Yapım, Bakım ve Çekek Alanı”nın, kuzeyinde yer alan yola kadar uzandığı, halbuki 1/25.000 ölçekli çevre düzeni planında “Geleneksel Yat Yapım, Bakım ve Çekek Alanı” olarak gösterilen alanın, 1/100.000 ölçekli çevre düzeni planında tamamen orman alanı ve doğal sit alanı olarak gösterildiği yönünde tespit ve değerlendirmelere yer verilmiştir.
    4.4- Daire Kararı
    Planlamanın en temel unsurlarından birisi olan, birbirini yönlendiren ve denetleyen farklı ölçeklerdeki planlar arasındaki "kademeli birliktelik" ilkesi uyarınca, alt ölçekli planların, bir üst ölçekte belirlenen temel ilke, strateji ve plan kararlarına uygun olmak zorunda olduğu, bunun sonucu olarak, dava konusu 1/25.000 ölçekli çevre düzeni planı ile belirlenen leke niteliğindeki kullanım kararlarının da, üst kademede bulunan 1/100.000 ölçekli çevre düzeni planı ile uyumlu olması gerektiği,
    1/100.000 ölçekli çevre düzeni planında orman alanı ve doğal sit alanı olarak gözüken bir alanın, 1/25.000 ölçekli çevre düzeni planında orman alanı vasfı dikkate alınmadan “Geleneksel Yat Yapım, Bakım ve Çekek Alanı” olarak gösterilmesinin planların kademeli birlikteliği ilkesini sağlamadığı gibi, korunması gerekli orman ve ekolojik değerlerin daraltılması nedeniyle planlama esaslarına ve şehircilik ilkelerine de aykırı bulunduğu gerekçesiyle, dava konularından 1/25.000 ölçekli İlave-Revizyon Çevre Düzeni Planının İtiraz - 15 yönünden iptaline karar verilmiştir.
    4.5- Kurulumuzun Hukuki Değerlendirmesi
    6831 sayılı Orman Kanunu'nun 17. maddesinde, "Savunma, ulaşım, enerji, haberleşme, su, atık su, petrol, doğalgaz, altyapı, katı atık bertaraf ve düzenli depolama tesislerinin; baraj, gölet, sokak hayvanları bakımevi ve mezarlıkların; Devlete ait sağlık, eğitim, adli hizmet ve spor tesisleri ile ceza infaz kurumlarının ve bunlarla ilgili her türlü yer ve binanın Devlet ormanları üzerinde bulunması veya yapılmasında kamu yararı ve zaruret olması halinde, gerçek ve tüzel kişilere bedeli mukabilinde Çevre ve Orman Bakanlığınca izin verilebilir." hükmüne yer verilmiştir.
    2634 sayılı Turizmi Teşvik Kanunu'nun 8. maddesinde,
    "A. Kültür ve turizm koruma ve gelişim bölgeleri ve turizm merkezlerinde bulunan, Bakanlık tarafından turizm amaçlı değerlendirilmesinde yarar görülen ve ilgili Bakanlığa bildirilen taşınmazlardan;
    ...
    g) Kruvaziyer ve yat gibi deniz turizmine yönelik olarak kıyıdan başka bir yerde gerçekleştirilmesi mümkün olmayan yerler de Tarım ve Orman Bakanlığınca, bu fıkrada belirtilen usulle Bakanlığa tahsis edilir." hükmü yer almıştır.
    Yukarıda yer verilen Kanun hükümleri uyarınca, orman sayılan yerlerin belli şartlar dahilinde çeşitli kullanımlara tahsisi mümkün olup, "Geleneksel Yat Yapım, Bakım ve Çekek Alanı" kullanımının da bu kapsamda değerlendirilmesi gerektiği açıktır.
    1/25.000 ölçekli İlave-Revizyon Çevre Düzeni Planının dayanağı olan, 26/12/2012 tarihinde onaylanan 1/100.000 ölçekli Aydın-Muğla-Denizli Çevre Düzeni Planı değişikliği ile, Yalı Beldesi "Turizm Merkezi" olarak plana işlenmiş ve anılan planın "Limanlar, Yat Limanları, İskeleler, Balıkçı Barınakları ve Tersaneler" başlıklı 8.27 (güncel halinde 8.29) sayılı plan hükmünün 8.27.1 (güncel halinde 8.29.1) maddesinde, "Bu alanlarda 3621 sayılı Kıyı Kanunu ve ilgili Yönetmelikleri ile yürürlükteki ilgili diğer mevzuat hükümleri doğrultusunda uygulama yapılacaktır." düzenlemesine yer verilmiş; "Bodrum İlçesi Özel Plan Hükümleri" başlıklı 8.34 (güncel halinde 8.36) sayılı plan hükmünün 8.34.10 (güncel halinde 8.36.10) maddesinde ise, "Bodrum ilçesi açısından sürdürülebilirliği çok önemli olan İçmeler Tersanesinin kapasitesi dolmuş olup, genişletilmesi gereklidir. Bu doğrultuda, Bodrum ve Yalı Beldeleri arasında koordineli bir planlama çalışmasının yapılması sağlanacaktır." düzenlemesi yer almıştır.
    Aynı şekilde 1/100.000 ölçekli Aydın-Muğla-Denizli Çevre Düzeni Planının Plan Açıklama Raporunda, "İçmeler Bölgesi Bodrum için son derece önem taşıyan bir bölgedir. Burada yat yapımı için tersaneler bulunmaktadır. Bodrum’da denizcilik sektöründe yat yapımı ve yat turizminde istihdam edilenlerin sayısı çok yüksektir. Bu amaca hizmet eden İçmeler Bölgesinin kapasitesi tamamen dolmuştur ve imar problemlerinin çözülmesi şarttır. Bu bölgenin Yalı yönünde geliştirilmesi gerekli görülmüştür ve bu alan Muğla-Bodrum-Yalıçiftliği 1/25.000 ölçekli İlave-Revizyon Çevre Düzeni Planı ile bütünleştirilmiştir." açıklaması yer almaktadır.
    Her ne kadar Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun 05/04/2018 tarih ve YD İtiraz No:2018/21 sayılı kararı uyarınca Dairece alınan ek bilirkişi raporunda, 1/25.000 ölçekli dava konusu çevre düzeni planında “Geleneksel Yat Yapım, Bakım ve Çekek Alanı” olarak gösterilen alanın 1/100.000 ölçekli çevre düzeni planında tamamen orman alanı ve doğal sit alanı olarak gösterildiği ve bu haliyle üst ölçekli plan kararına aykırılık oluşturduğu belirtilmiş ise de, üst ölçekli çevre düzeni planının dava konusu alana ilişkin gösteriminin orman ve doğal sit alanı ile sınırlı olmadığı, üst ölçekli çevre düzeni planında, bu alana ilişkin, ayrıca, "Tersane", "Liman", "Yat Limanı" ve "Liman Gerisi Alan" gösterimlerinin de bulunduğu ve bu haliyle 1/25.000 ölçekli dava konusu çevre düzeni planıyla getirilen “Geleneksel Yat Yapım, Bakım ve Çekek Alanı” kullanımının üst ölçekli çevre düzeni planı kararları ile çelişmediği anlaşılmaktadır.
    Ayrıca, orman olarak belirlenen yerlerin, yukarıda yer verilen Kanun hükümleri gereği, alt ölçekli planlarda orman tahsisi mümkün olan kullanımlar olarak gösterilmesinin, planların kademeli birlikteliği ilkesine aykırılık oluşturduğundan söz edilebilmesine de hukuken olanak bulunmamaktadır.
    Öte yandan, 1/25.000 ölçekli dava konusu çevre düzeni planıyla getirilen “Geleneksel Yat Yapım, Bakım ve Çekek Alanı” kullanımına yönelik, plan hükümleriyle (Daire kararında İtiraz - 5 ve İtiraz - 6 başlıkları altında açıklanan hususlar gibi) yapılaşmaya yönelik herhangi bir kural belirlenmediğinden ve anılan planın 5.15 sayılı genel hükmünde, tüm sit alanlarında alınmış Kurul kararlarının geçerli olduğu belirtilerek, bu alanlarda ilgili mevzuat doğrultusunda uygulama yapılacağına yönelik kural getirildiğinden, “Geleneksel Yat Yapım, Bakım ve Çekek Alanı” kullanımının üst ölçekli çevre düzeni planındaki doğal sit kararıyla da çelişmediği açıktır.
    Bu durumda, 1/100.000 ölçekli çevre düzeni planının ölçeği itibarıyla alt ölçekli planları yönlendiren ilke ve stratejileri ortaya koyan, genel arazi kullanım kararları belirleyen, leke plan niteliğinde olduğu ve mekansal kullanım kararlarının alt ölçekli planlar ile belirleneceği göz önünde bulundurulduğunda, üst ölçekli çevre düzeni planında orman alanı ve doğal sit olarak gösterilen ve aynı zamanda "Tersane", "Liman", "Yat Limanı" ve "Liman Gerisi Alan" gösterimlerinin de bulunduğu alanın, alt ölçekli 1/25.000 ölçekli çevre düzeni planında, orman tahsisi Kanun gereği mümkün olan “Geleneksel Yat Yapım, Bakım ve Çekek Alanı” olarak gösterilmesinin, üst ölçekli plan kararına aykırılık oluşturmadığı sonucuna varılmıştır.
    Bu durumda, bilirkişi raporunda yer alan, "Davacının, bu büyüklükteki alanın öncelikle Bodrum Yarımadası bütününde ve kıyı yapılarının öncelikle plan bütünlüğü içerisinde değerlendirilmesinin gerektiğine ilişkin itirazını destekler bir öneriye rastlanmadığı..."na yönelik tespit de dikkate alındığında, Bodrum Yarımadası bütünü ve kıyı yapılarının öncelikle plan bütünlüğü içerisinde değerlendirilmesi suretiyle itiraza konu bölgede, dava konusu 1/25.000 ölçekli çevre düzeni planı ile "Geleneksel Yat Yapım, Bakım ve Çekek Alanı" kullanımı öngörülmesinde imar mevzuatına, şehircilik ilkeleri ile planlama esaslarına aykırılık görülmemiştir.
    Açıklanan nedenlerle, davalı idare ve yanında müdahillerden ...Turizm ve Yatırım A.Ş.'nin temyiz istemlerinin kısmen kabulü ile Daire kararının iptale yönelik kısmının, İtiraz - 15 (dava konularından 1/25.000 ölçekli İlave-Revizyon Çevre Düzeni Planında öngörülen "Geleneksel Yat Yapım, Bakım ve Çekek Alanı" gösterimi) yönünden bozulması gerektiği sonucuna varılmıştır.
    Sonuç olarak; temyize konu Daire kararında, 10, 12 ve 15 sayılı itirazlar yönünden hukuki isabet bulunmamaktadır.

    KARAR SONUCU:
    Açıklanan nedenlerle;
    1. Davacının temyiz isteminin KISMEN KABULÜNE;
    2. Danıştay Altıncı Dairesinin temyize konu 24/02/2020 tarih ve E:2013/9073, K:2020/2272 sayılı kararının, 12 sayılı itiraz yönünden davanın reddine yönelik hüküm fıkrasının BOZULMASINA, oybirliği ile,
    3. Davacının temyiz isteminin KISMEN REDDİNE;
    4. Temyize konu Daire kararının, 12 sayılı itiraz haricindeki davanın reddine yönelik hüküm fıkrasının ONANMASINA, oybirliği ile,
    5. Davalı idare ve yanında müdahillerden ...Turizm ve Yatırım A.Ş.'nin temyiz istemlerinin KISMEN KABULÜNE;
    6. Temyize konu Daire kararının, 10 ve 15 sayılı itirazlar yönünden 1/25.000 ölçekli İlave-Revizyon Çevre Düzeni Planının iptaline ilişkin hüküm fıkrasının BOZULMASINA, oyçokluğu ile,
    7. Davalı idare ve yanında müdahillerden ...Turizm ve Yatırım A.Ş.'nin temyiz istemlerinin KISMEN REDDİNE;
    8. Temyize konu Daire kararının, 10 ve 15 sayılı itirazlar haricindeki 1/25.000 ölçekli İlave-Revizyon Çevre Düzeni Planının iptaline ilişkin hüküm fıkrasının ONANMASINA, oybirliği ile,
    9. Bozulan kısımlar yönünden yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın Danıştay Altıncı Dairesine GÖNDERİLMESİNE,
    10. Davalı idare yanında müdahillerden ...Turizm ve Yatırım A.Ş. tarafından temyiz aşamasında eksik yatırıldığı anlaşılan toplam ...-TL harcın, anılan müdahilden tahsili için Dairesince müzekkere yazılmasına,
    11. Kesin olarak, 26/05/2022 tarihinde karar verildi.


    KARŞI OY

    X- Temyize konu Daire kararının, İtiraz - 10 (dava konularından 1/25.000 ölçekli İlave-Revizyon Çevre Düzeni Planının, 4.8 sayılı plan hükmü) yönünden incelenmesi;
    Temyiz edilen kararla ilgili dosyanın incelenmesinden, Danıştay Altıncı Dairesince verilen kararın usul ve hukuka uygun bulunduğu, dilekçelerde ileri sürülen temyiz nedenlerinin kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı anlaşıldığından, davalı idare ve yanında müdahillerden ... Turizm ve Yatırım A.Ş.'nin temyiz istemlerinin reddi ile temyize konu kararın bu kısmının onanması gerektiği oyuyla, karara katılmıyoruz.


    KARŞI OY
    XX- Temyize konu Daire kararının, İtiraz - 15 (Dava konularından 1/25.000 ölçekli İlave-Revizyon Çevre Düzeni Planında öngörülen "Geleneksel Yat Yapım, Bakım ve Çekek Alanı" gösterimi) yönünden incelenmesi;
    Temyiz edilen kararla ilgili dosyanın incelenmesinden, Danıştay Altıncı Dairesince verilen kararın usul ve hukuka uygun bulunduğu, dilekçelerde ileri sürülen temyiz nedenlerinin kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı anlaşıldığından, davalı idare ve yanında müdahillerden ... Turizm ve Yatırım A.Ş.'nin temyiz istemlerinin reddi ile temyize konu kararın bu kısmının onanması gerektiği oyuyla, karara katılmıyoruz.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi