11. Ceza Dairesi 2017/17260 E. , 2018/718 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Vergi usul kanununa muhalefet
HÜKÜM : 1) Sanıklar ..., ..., ..., ... ve ... haklarında; 2005 yılında sahte fatura düzenlemek suçundan; düşme
2) Sanıklar ..., ..., ... ve ... haklarında defter ve belgeleri ibraz etmemek suçundan; beraat
3) Sanık ... hakkında defter ve belgeleri gizlemek suçundan; mahkumiyet
I- Sanıklar ..., ..., ..., ... ve ... hakkında sahte fatura düzenlemek suçundan verilen düşme kararı ile ..., ..., ... ve ... hakkında defter belge ibraz etmemek suçundan verilen beraat kararlarına karşı katılan vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Sanıklara yüklenen ‘2005 takvim yılında sahte fatura düzenlemek’ suçunun yasada gerektirdiği cezanın türü ve üst sınırı itibariyle tabi olduğu, suç tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 5237 sayılı TCK’nın 66/1-e ve 67/4. maddelerinde öngörülen dava zamanaşımının, suç tarihinden hüküm tarihine kadar gerçekleştiğinden kamu davasının vaki zamanaşımı nedeniyle düşürüldüğü ve sanıklar ..., ..., ... ve ... hakkında defter belge ibraz etmemek suçundan verilen beraat kararında ise yüklenen suçun sanıklar tarafından işlenmediğinin sabit olduğu dosya içeriğine uygun şekilde gerekçeleri gösterilerek mahkemece kabul ve takdir kılınmış olduğundan katılan vekilinin temyiz itirazlarının reddiyle hükümlerin istem gibi ONANMASINA,
II- Sanık ... hakkında defter belge ibraz etmemek suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik sanık ile katılan vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;
1- Defter ve belgeleri ibraz etmeme suçunun oluşabilmesi için,"..varlığı noter tasdik kayıtları veya sair suretlerle sabit olan" defter ve belgelerin, saklama zorunluluğu olan 5 yıllık süre içerisinde usulüne uygun olarak yapılan tebligata rağmen vergi incelemesi için yetkili memura ibraz edilmemesinin gerektiği, dava dosyası içerisinde bulunan vergi tekniği raporunda 2004 ve 2005 yıllarına ilişkin yasal defterlerinin tasdik bilgilerine ve diğer belgelerin basım bilgilerine ilişkin herhangi bir kayda rastlanmadığının belirtildiği cihetle, sanığın mükellefi olduğu şirket adına 2004 ve 2005 yıllarında düzenlediği iddia edilen faturaların anlaşmalı matbaalarda bastırılıp bastırılmadığı araştırılıp, bastırılmamış olduğunun tespit edilmesi halinde atılı suçun unsurlarının oluşmayacağı ve beraat kararı verilmesi gerektiği gözetilmeden eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi,
2- Kabule göre de;
a- Sanığın adli sicil kaydında geçen 3167 sayılı Kanunun 16/1. maddesi uyarınca verilen mahkumiyetlerine ilişkin eylemlerinin 31.01.2012 tarih ve 28193 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak 03.02.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6273 sayılı Çek Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun gereğince idari yaptırıma dönüştüğü cihetle, 5728 sayılı Yasanın 562. maddesiyle değişik 5271 sayılı CMK’nın 231. maddesi gereğince, objektif ve subjektif koşulların bulunup bulunmadığı değerlendirilerek "hükmün açıklanmasının geri bırakılması" kararı verilip verilmeyeceği hususunun buna göre tartışılması gerektiği gözetilmeden “sanığın adli sicil kaydında kasıtlı suçtan ilam bulunması nedeniyle” şeklindeki yanlış gerekçe ile uygulanmamasına karar verilmesi,
b- Suç tarihinde yürürlükte olan 213 sayılı VUK"nın 359/a-2 maddesi uyarınca sanığa yüklenen suçun cezasının alt sınırının 1 yıl hapis cezası olduğu gözetilmeden, teşdiden ceza tayin edildiğine dair bir gerekçe de gösterilmeksizin, yazılı şekilde 18 ay hapis cezası verilmek suretiyle sanık hakkında fazla cezaya hükmolunması,
c- 5237 sayılı TCK’nun 53. maddesine ilişkin uygulamanın Anayasa Mahkemesi"nin 08.10.2015 gün 2014/140 Esas, 2015/85 sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık ile katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 31.01.2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.