11. Hukuk Dairesi 2019/1689 E. , 2019/7959 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada Ankara 4. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 25/12/2017 tarih ve 2016/294 E- 2017/514 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi"nce verilen 05/12/2018 tarih ve 2018/574 E- 2018/1269 K. sayılı kararın Yargıtay"ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davalının 2014/97250 sayılı “RICHARD” marka başvurusunun ilanına müvekkili tarafından yapılan itirazın TPMK YİDK tarafından ret edildiğini, bu red kararının hukuka aykırı olduğunu, müvekkilinin “RICHMOND” ibareli TPMK nezdinde tescilli markaları ve seri markalarının olduğunu, her iki sözcüğün görsel ve işitsel açıdan birbirine çok benzediğini, her iki markanın bıraktığı izlenimin aynı olduğunu, taraf markalarının ilk heceleri bakımından da birbirinin aynısı olduğunu, ayrıca “RICHMOND” markasının tanınmış marka olduğunu ileri sürerek TPMK YİDK"nın 2016-M-4812 sayılı kararının iptali ile tescili halinde 2014/97250 sayılı “RICHARD” markasının hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı kurum vekili davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı ... davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece, davacının "şekil+RACHMOND", "RICHMOND" ibareli tescilli markaları ile davalının "RICHARD+şekil" ibareli başvurusu arasında biçim, düzenleme ve tertip tarzı itibariyle görsel, sescil ve anlamsal olarak ortalama tüketicileri iltibasa düşürecek derecede bir benzerlik bulunmadığı, tanınmışlık iddiası yönünden ise taraf marka işaretleri benzemediği gibi davalı başvurusunda davacının tanınmışlığından haksız yarar sağlanabileceği, itibarına zarar verebileceği veya ayırt edici karakterini zedeleyici sonuçlar doğurabileceği kanıtlanmadığından 556 sayılı KHK"nın 8/4 maddesindeki koşullar da oluşmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Karar davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
Ankara Bölge Adliye Mahkemesince, mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK"nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK"nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK"nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, temyiz harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına mahal olmadığına, 09/12/2019 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.