14. Hukuk Dairesi 2017/2874 E. , 2018/1312 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Bölge Adliye Mahkemesi . Hukuk Dairesi
İLK DERECE
MAHKEMESİ : . Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, 02.10.2013 tarihinde verilen dilekçeyle tapu iptali tescil olmaz ise tazminat talep edilmesi üzerine yapılan duruşma sonunda tazminat davasının kabulüne dair verilen 14.11.2016 tarihli hükmün ... Bölge Adliye Mahkemesince istinaf yoluyla incelenmesi davalı vekili tarafından talep edilmiştir. Bölge adliye mahkemesince istinaf talebinin esastan reddine dair verilen kararın davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya ve içeriği incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü.
K A R A R
Dava, tapu tahsis belgesine dayalı tapu iptal ve tescil isteğine ilişkindir.
Davacılar, murisi ..."in 5328 Sok. No:55 ... Mah. .../... adresindeki yapı için 1648 ada 4 parsel sayılı taşınmazda 130 m2 yere 2981 sayılı Yasa gereği tapu tahsis belgesi verildiğini, arsa bedelinin tamamen ödendiğini; ancak, davalının tapuyu devretmediğini, ... İli, ... İlçesi, ... Mah, 236 pafta, 1648 ada, 4 parselde kayıtlı taşınmazın, tapusunun iptali ile adına tesciline olmaz ise muris tarafından ödenen bedellerin, emsal arsa rayiç değerleri de dikkate alınarak, günümüz rayiciyle güncellenerek ödenmesine karar verilmesini istemiştir.
Davalı ... vekili, tapu tahsis belgesinin verildiği tarihte, tahsise konu yerde 3194 sayılı Yasanın 18. maddesi uyarınca imar planı veya 3290 sayılı Yasa ile değişik 2981 sayılı Yasa uyarınca ıslah-imar planlarının yapılmamış olduğunu, Tapu Tahsis Belgesinin verildiği 1648 ada 4 parseli de kapsayan alanda 83 nolu ıslah imar planın 14.06.1988 tarih 3481 yev. ile tescil edildiğini, uygulamaya davacılar veya murisleri tarafından süresi içinde bir itirazda bulunulmadığını, tapu tahsis belgesine konu yerin imar planına göre kadastral yolda kalmakta olduğundan özel mülkiyete konu teşkil etmeyeceğini, davacının bedele yönelik alacağının zamanaşımına uğradığını; ancak, aleyhine hüküm tesis edilmesi halinde ödenen bedelin yasal faizi ile dava tarihinden itibaren iadesine karar verilmesi gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmiştir.
... . Asliye Hukuk Mahkemesince, davacı tarafın yargılama aşamasında tescil taleplerinden vazgeçtiklerinden bu hususta karar verilmesine yer olmadığına, tazminat isteminin ise davacıların murisinin taahhütte bulunduğu toplam 130.080,00 ETL bedeli ödeyerek tüm edimlerini yerine getirdiği halde, 83 nolu ıslah imar planı uygulamasıyla, murisin gecekondusunun bulunduğu yerin yolda kalması nedeniyle planla gecekondunun bulunduğu yerde parsel oluşturma imkanı bulunmadığından kendisine müstakil veya paylı bir parsel verilemediği anlaşılmakla, davacı tarafın uğramış oldukları gerçek zararın tazmini gerekeceğinden dava konusu edilen taşınmazın dava tarihi itibari ile belirlenen değeri olan 69.160,00 TL"nin davalıdan alınarak davacılara verilmesine karar verilmiştir.
Yerel Mahkemenin bu hükmüne karşı davalı vekili istinaf isteminde bulunmuştur.
... Bölge Adliye Mahkemesi . Hukuk Dairesi 2017/215 E. 2017/198 K sayılı 14.11.2017 tarihli Kararı ile davalı vekilinin istinaf istemi esastan ret edilmiştir.
Hükmü, davalı vekili temyiz etmiştir.
1-Yapılan yargılama, toplanan deliller ve dosya kapsamına göre davalı vekilinin aşağıda yazılı neden dışındaki temyiz itirazlarının reddine,
2- Davacılar vekilinin ikinci kademedeki istemi, tahsise konu taşınmazın dava tarihindeki rayiç bedelinin tahsiline ilişkindir. Gerek yerel mahkeme gerekse Bölge Adliye Mahkemesince, davacıların murisi ile davalı ... arasında tahsis sözleşmesinin yapıldığı, muris tarafından bedelin ödendiği, sonradan belediye tarafından imar değişikliği yapılarak sözleşmenin ifası kendi kusurlu eylemi ile imkansız hale geldiğinden davacıların gerçek zararına hükmedilmesi gerektiğinden söz edilerek arsanın dava tarihindeki rayiç bedelinin ödenmesi gerektiğine karar verilmiş, davalı vekilinin istinaf istemi esastan reddedilmiştir.
Uygulamada kısaca, İmar Affı Kanunu olarak bilinen 2981 sayılı Yasanın 1. Maddesi hükmüne göre kanunun amacı, imar ve gecekondu mevzuatına aykırı olarak inşa edilmiş ve inşa halindeki bütün paylar hakkında uygulanacak işlemleri düzenlemek ve bu işlemlere dair müracaat, tespit değerlendirme, uygulama ve duyuru esaslarını ve ilgili diğer hususları belirlemektir.
Görülüyor ki, kanun imar ve gecekondu mevzuatına aykırı olarak inşa edilmiş ve inşa halindeki yapı maliklerini hedeflemiştir. Öncelikle şahsi hak kavramı üzerinde durulması gerekmektedir. Bilindiği üzere hak, genel olarak kişilere hukuk tarafından tanınmış yetki olarak tanımlanabilir. Mutlak haklar ait oldukları şeyler üzerinde mevcut ve tekel halinde olan yetkilerdir. Nispi (şahsi) haklar ise sahibine bir borç ilişkisi dolayısıyla bir şeyin verilmesi, yapılması, yapılmaması gibi belli bir edimin yerine getirilmesini isteme yetkisi verir. Tapu tahsis belgesi bir mülkiyet belgesi olmayıp, yalnızca fiili kullanmayı belirleyen ve ilgilisine kişisel hak sağlayan bir zilyetlik belgesidir.
Dosyadaki bilgi ve belgelere göre, davaya konu taşınmaz için 28.05.1984 tarihinde tapu tahsis belgesi düzenlendiği, 14.06.1988 tarihli ıslah imar planında taşınmazın yol alanında kaldığı anlaşılmaktadır. Tapu tahsis belgesinin bir mülkiyet belgesi olmayıp, yalnızca fiili kullanmayı belirleyen ve ilgilisine kişisel hak sağlayan bir zilyetlik belgesi olduğu gözetildiğinde, davacıların talep edebileceği bedel, tapu tahsis belgesinin düzenlenmesi sırasında ödenen bedelin, güncellenmiş değeridir. Bütün bu açıklamalar karşısında mahkemece bilirkişi vasıtasıyla hesaplanacak güncel değerin davacılara ödenmesine karar verilmesi gerekirken, rayiç bedele hükmedilmesi doğru görülmemiş, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davalının temyiz itirazlarının reddine; 2. bentte açıklanan nedenlerle davalının temyiz itirazının kabulüyle BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ kararının BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 22.02.2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.